MUSTAFA BARZANI : „CARE DAGLARDA KALMAK“ !
MUSTAFA BARZANI : „CARE DAGLARDA KALMAK“ !
Hasan H. YILDIRIM
Kürd milli hareketin efsanevi ölümsüz lideri Mustafa Barzani, yasam felsefesini daha henüz cocuk yasatayken su özlü cümlelerle belirlemisti:
“Ölüm var, fakat teslim olmak yok! Ölüm var, fakat hapishaneye girmek yok! Bunun da artik bir tek caresi vardi, daglarda kalmak.”
Elde silah daglar da kalmak Mustafa Barzani´nin yasam felsefesi oldu. Kendisini özgürlestirdi. Kürd milletini özgürlestirmenin yolunun daglarda özgürlesmekten gectigini gördü.
Daglarda el de silah yasamin bedeli agir oldu. Fakat su an ki, Güney Kürdistan´in özgürlesmesinede bu silahli yasam sayesinde ulasildi.
Tarihte yasanmis bazi olaylarin etkileri yasanan dönemle sinirli kaymaz. Etkileri sonraki dönemede damgasini vurur. Barzani´nin cocuklugunda verdigi bu karar, bugün Güney Kürdistan´da elde edilen mevziye yol acti.
Güney Kürdistan´da alinan mevzi Kürd millet bireyini sevince bogmustur. Rüyasi gercege dönüsmüstür. Kuskusuz bu kendiliginde olmadi. Bedeli aclik, susuzluk, yokluk, hastalik, sefalet, hakaret, iskence ve kandi. Ama özgürlük icin degerdir.
Biz Kuzeylilerin Güneylerden ögrenecegimiz cok sey var. Bunlarin basinda da ülkemizin daglarinda kopmama ve silahli mücadeleden isrardir. - Su an dagda olanlari saymiyorum. Onlar kontradir - Kuzey Kürdistan yurtsever hareketin kaybettigi zaferin olmasa olmaz iki alani da budur.
Biz bir ulusuz. Parcalanmis, paylasilmis ve sömürgelestirilmisiz. Birlige ve bagimsizliga su ve hava kadar ihtiyacimiz var. Cagdas milletler icinde yerimizi alma hakkimiz var.
Bu da ötekiyle degil, kendi ayriliklarimizi ortaya koyarak, kendi kendimizle bir yasam kurmakla mümkün. Bedeli agir bir mücadeleyi yasam edinmekle mümkün. Ötekiyle savasmakla mümkün.
Insanin yasamina yön veren düsleridir. Düssel yolculuk, büyülü söz ve inanclarin cazibesine kapilinilirsa renklenir. Ugrunda savasilirsa bir anlam kazanir. Insana heyacan verir. Heyecan vermeyen bir yasamin önemi yok. Kurtulusta getirmez.
Ezeli düsmanlarimizla “ortak yasam”, bunu da “demokratik mücadele” ile gerceklestirme bende hic bir zaman heyacan yaratmadi. Inancim odur ki, bu anlayis sahiplerini katilini sevmeye sevkeder. Katilimi sevmeyi kendime hakaret sayarim. Benimde kendi kendime hakaret etme diye bir lüksüm yok. Dahasi benden uzak olsun.
Kendine Türk diyenle ortak yasam olmaz. Olur diyenler, Türk´ü tanimamaktadir. Türk´ü iyi tanimak ve tanimlamak gerekir.
Göcebe Türk sürülerinin egemenlik politikasi, cografyamizin yerli halklarina karsi sürdürdügü imha savasinda sekillendi. Tabii ki, bu politika, yerli halklarin yok edilmesini öngördü.
Cografyamiza göcmen olarak gelen isgalci Türk sürüleri bu politikayi icselestirdigi gibi, daha sonra vatanlarindan kopartilip getirdigi göcmenleride bu temel politika temelinde egitti. Bunu varlik nedeni olarak algiladi. Bu politika sonucu cografyamizin onlarca yerli halkini katliam ve asimilasyonla yok etmeyi basardi. Yok edemedikleri Kürd milleti oldu.
Kürd milleti, buna karsi direndi. Bedeli agir bir savas veren oldu. Mücadele sürüyor. Taki bagimsizligini gerceklestirene kadar. Kendi egemenligini eline alincaya kadar. Kendi bagimsiz dünyasini kurana kadar.
Peki bunu nasil basaracagiz? Ceberutlarin egemenliginde nasil kurtulacagiz? Bence bunun cikis noktasi ötekinden farkimizi ortaya koyarak, tanimlayarak ise baslamaliyiz.
Bir Kürt doktrini olusturulmali.. Kürt orijini ortaya cikmali. Kürt milletine yön veren bir mesale olmali. Halkin ruhunda bir firtina yaratilmali. Yasamda Kürt millet bireyinin ortak davranis bicimini ortaya koymali.
KAWA´nin ruhu Kürd millet bireyine yedirilmelidir. Ahmede Xane´nin rüyasina gerceklik kazandirmak hedeflenmelidir. Seyit Riza´nin vasiyeti yerine getirmelidir.
Bu da ancak Ölümsüz Barzani´nin yasam mücadelesine Kuzey de hayatiyet kazandirmakla olur.
Care daglardir!
31 Mayis 2005