Direkt zum Inhalt

İNSANA NOTLAR-6- AŞIk OLMAK

AŞK VE DÜZEN

Yaşamımızdaki tabuların başından geleni...
Üzerinde kontrol olanağımız bulunmayan duygu...
şunu seveyim, şunu sevmeyeyim buna etkiniz ve yetkiniz yok! Evet, kimi seveceğinize karar verme hakkınız yok!
Bu histen kaçma şansınız da yok! Yani onsuz olunamıyor!
Ve insan ömrünün, neredeyse bütününü peşinden koşturan eşsiz bir tutkudur aşk!

Nedir öyleyse sahidenı Nasıl tarif etmek gerekir bunu?
Çocukluk hevesi midir aşk, yoksa nasıl ayırt edilir basit hoşlanmalardanı
Çocuk yaşta gerçek sevda yaşanır mı?
Sahte yaklaşımları, gerçek aşktan ayıran bir belirlilik var mıdır?
Seks aşk mıdır?
Seks ile aşkın sınırı ve ilişkisi nedir, ne olmalıdır?
Daha karşılığı net alınamayan bir sürü soru sorulabilir.

Herkesin farklı yanıtları olacaktır kuşkusuz. Bu nedenle muhtelif yorumlar duymanız veya duymuş olmanız olasıdır.
AŞk üzerine ulu sözler söylenmiştir, Şiirler, romanlar hatta Mem û Zîn, Leyla û Mecnun gibi destanlar yazılmşıtır..
Fakat buna rağmen, ellerinde yaptırım gücü olanlar, aşka yasaklar koymayı da ihmal etmemişlerdir.
Belki 'ilk gece hakkını' elinde tutmak istemekten kaynaklanmşıtır, yasaklar! Büyük olasılıktır ki, bu hazzı yitirmek istemeyenlerin aldığı ilk tedbirlerden biri yasak koymak olmuştur!

Zaten yasaklamalar, egemenler tarafından hakların kullanılmasına konulan engellemeler değil midirler özünde?
ılk gece hakkı aile reislerinde idi.
Demektir ki haklar, önce aile içinde gasp edilmeye başlanmşıtır!
Görülüyor ki 'nerede kaldın'ın hesabı, dışarı çıkmama yasağı ile tamamlanmaktadır!
Ebeveynler çocuklarını 'emir eri' gibi itaatkar yetiştirerek düzen sahiplerine teslim etmektedirler.
Anlayacağınız kurtlara kuzulaştırarak teslim edilmekteyiz!
Çocuklara konulan bu yasaklar, sistem sahiplerinin idare işlerini kolaylaştıran ilk faaliyetler olmaktadırlar.
Ana-(kucağından)-okuldan başlayarak yasaklara uyacak nesiller yetişmesine el birliğiyle hizmet etmekteyiz usul usul...
Bütün tedbirlere rağmen, nasıl oluyorsa, yine de özgürleşmek için uğraşan saşlıklı bireyler çıkıyorlar...
işte anarşist-komünist-terörist denilen şu ünlü nesil!
Gel de gözünü sevme şu asi gençliğin!
AŞk ta bir tür anarşizm olmasını
Sevilen evli ise, aşık kuzu kuzu vazgeçmekte midir?
Yasaklara, engellere ölümlere rağmen, bir sabah bizi peşine takıp götüren sergüzeşt, aile ahlakına ilk bombayı atmakta değil midir acaba?
Demek ki aşk, bir tür düzen tanımama'dır.

DEğER ÖLÇÜLERI ve AŞK

AŞkı tarif edenlerden biri sevgi emektir der.
Emek ise bir değerdir.(1)
Değer hayli geniş bir konu olduğundan, biz sadece konumuzla ilişkili kalacak ölçüde değinelim.
Değer'i Türkçe sözlük şöyle tanımlamaktadır:
1 .Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet.
2 .Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, paha.
3 .Yüksek ve yararlı nitelik.
4 .sıfat Üstün, yararlı nitelikleri olan (kimse):
5 .felsefe Kişinin isteyen, ihtiyaç duyan bir varlık olarak nesne ile başlantısında beliren şey.
6 .matematik Bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı.

Benjamin Franklin değer emektirı diyor, ve Emekle, herhangi bir başka şeyin olduğu gibi, paranın da ölçülebildiğini ekliyor.
Biz de tersinden, 'emek'in bir değer olduğunu belirterek söze girmiştik.
Karl Marx ise değeri ikiye ayırıyor. Metanın kullanım değeri ve değişim değeri?
Kullanım değeri kısaca, 'yol kenarında duran bir kaya parçasının cezbedici herhangi bir özelliği yokken, binanın temeline girdiğinde kazandığı değerdir' diyebiliriz.
Değişim değeri ise, 'günümüzde aracı olarak devreye girmiş olan, fakat aslında emek, üretim ve değerle direk ilgisi bulunmayan 'para' ile kullanım değerlerine sahip olan her nesnenin, bir meta olarak değişim sırasında (alış verişte) kazandığı değer' olarak görülebilir.
işte bu noktadan sonra, insan emekleri ile üretilen tüm değerler, alınan satılan ve sömürü aracı olarak kullanılan hale dönerler.
Günümüzde Kapitalizm, bu sömürü yöntemiyle insanı ekonomik olarak yoksullaştırmakla kalmadı. ıç dünyasını tahrip ederek, duyu yoksulu yapmayı da başardı.
Duygudan yoksun insanlar, sevda gibi içsel yüceliği ne anlar, ne de tadarlar!
Böylece artık, her şeyi para ile ölçüp biçmeye ve alıp satmaya başladılar. Öyle hale getirildi ki insanlar, sevda bile para ile alınır satılır metaya dönüştü sanmaktalar!
işte, aşk ile seksin karşıtığı nokta burasıdır.
Günümüzde, kadın-erkek-çocuk tüccarları, kibar bir deyimle 'aşk tacirleri' olarak tanımlıyorlar kendilerini...(3)
Kapitalist sistemde, duygu rezervleri tüketilen insanlar, her gün eş değiştirerek mutluluğu aramaktadırlar, fakat bir türlü bulamamaktadırlar.
Sonuçta mutlu olamayan yığınla kurbanın (kadın-erkek-çocuk), seks ticaretinin metaları olarak fuhuş pazarına doluşturduğunu görmekteyiz.
Peki öyle ise aşk nedir?
Pazardaki seks ile evdeki seks ayırımı mıdır aşk?

Son zamanlarda, feminizmin yükseliği ile dillere dolaşan 'aile içi tecavüz' gerçeğine değinmeden geçmeyelim.
Feminizmin literatüre kazandırdığı tek ve yerine oturan tabir budur. Gerçekten aile içinde kadının arzularına ve biyolojik yapısına aldırmadan, eşini sekse zorlayan yapı yıllardır sürmektedir.
Fakat cinsel özgürlüğü, sadece kadınların hakkı olarak gören ve gösteren anlayış, yukarda işaret ettiğimiz pazara tahsilli sermayeler gelmesine büyük hizmetlerde bulunmuştur!
Buradaki izahata uygun olarak anlaşılmaktadır ki evdeki seks de aşk değil, aksine zor ile yapıldığında tecavüz türü bir suç bile olmaktadır!..
Seks, iki karşıt cinsin, nazardan başlayarak, birbirlerine duydukları arzuya uyarak, orgazma ulaşıncaya kadar yaptıkları erotiğin bütünüdür.
Bunda zor geil isteklilik söz konusudur.

AŞk ise, karşı cinse, kontrolünüze bağlı olmadan ve seks amacı dışında bağlayan hissi ilgiler toplamıdır.
Yumuşak bir geçiş izlenimi vermesine rağmen aşk, aslında seks isteğinden daha güçlü ve engellenemez şiddete bir arzudur.

Bir insan kalabalığı düşünün.
Fidan boylu delikanlılar, müthiş yüz güzeli genç kızlar, manken gibi tipler serpilmiş aralarına. Sanki bir miting alanında yürümekteler.
Aralarında bir sürü tipsiz, çirkin ve değişik yaş ve ebatlarda insanlar da bulunmaktadır kuşkusuz!
Döner biri ile göz göze gelir, aklı başınızdan gider. Eli ayağı tutulur, ne edeceğini, ne diyeceğini bilemez olur insan!
Seçilen de programlanmış bir robot gibi ona baka durmaktadır.
Ne o boylu-boslu delikanlılar cezbetmektedir bu çifti, ne de manken tipli güzeller. şekili şemaili hurileri andıran dilberler dahi dikkatlerini çekmemektedir artık!
Aşıklar ne seks için bakışmışlardır, ne de seçerek. Venüs birinin kalbinden çektiği ok ile diğerini vurmuştur.

işte aşk uyarısı veren ve sevda duyumu alan iki kişi...

Ne öyle boylu, poslu ne de dünya güzeli. Ama, işte sizi oku ile hedefleyip vuran ilahe. Başka bir deyimle, ilahi aşk!..

Ey aşk sen nelere kadirsin!

AŞK ve GIZ

insanların yasaklara merakı vardır.
Neden otuz dokuz anahtar verildi de kırkıncı verilmedi? Acaba ne vardır kırkıncı odada?
işte bu nedenle gizliliğin de cazibesi oluşmaktadır.
Neden karşı cinsle arkadaşlık, yarenlik etmek, gülüşmek, öpüşmek yasak?
Neden karşı cinsin organına bakmak, dokunmak, okşamak yasak?
Peki bu yasaklar delinmiyor veya aşılmıyor mu?
Yani sonuçta karşı cinsin okşanmadık, öpülmedik, sevilmedik yeri kalıyor mu?
işte bu yasakları aşma yöntemlerinden birinin adı da Gizli AŞk'tır!
Gizli aşk kurallara, yasaklara karşı çıkıştır çoklukla!

Toplumu cenderelere sokmanın bir adı da etik'tir!

ınsanı tek eşli yaşama zorlayan etik, aşkı illegalite'ye iten etmen olmuştur.

FASIT DAIRE

-modern deli dumrul'lar-

hoş görülür
taşıması eşeğin
takıldı boynuna
zor ile yular
ya şu gönüllüler kim
kim bu baylar
boynumu vur
kulun kölenim
de canım
buyur
ağızda sakız
yalvaran oğlan-kız

kim bu kural koyucular
kim kurbanlar
ahmaklar
akıllılar
kim

süslü düşme
allı pır pır
meşer
düşürmekmiş
tuzağına ciddiyetin
açarsız
ne gafletim tanrım
gönlümde hüzün
yatabilirsin sevdiğinle
işte izin
nasıl oturmuşum
nikah masasına

korkunç bir rüya mıydı yoksa
tüm kazancım kasasına
tutmuş köşe başlarını biri
ben ekerim
ben biçerim
sanki
tükenmez borcum var da
öderim
nasıl da uymuşum buyruğa
girmişim
asırlardır kuyruğa
gel de kurtul
hikaye-i deli dumrul

HD

Ahlak diye diye toplumu esir edenlerin yüzde doksan dokuzu ahlaksızlar sürüsü değil midirler?
Ahlak peygamberleri, ne kadar ahlaksızlık yapmışlardır hiç sorgulanabildiler mi?

işte en son peygamber Öcalan, diğerlerine sevdayı yasaklarken kendisinin en az bir evliliği resmen bilinmekte değil midir?
Gökten bir sure indirtip, oğulluğunun karısı ile evlenen kişi, peygamberlik zırhı taşımasa idi kendisinin koyduğu kurallar gereği taşlanıp öldürülmesi gerekmez miydi? Bu tutum bugün ne kadar ahlakîdir?
Karısını elde etmek için komutanını ölümlü savaşa yollayan kişinin peygamberliği yutulur şey midir?

Aşıkların kaderi çile çekmekse, araya kara çalı olanların ne olmalıdır?

şu dağların yücesine erseler
Lale sümbül mor menekşe derseler
Bir güzeli bir çirkine verseler
Güzel ağlar çirkin güler bir zaman
Karacoğlan

Kara çalılara, kural koyuculara tüm zalimlere inat:
sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz!

Hasan Dere
21 05 2005
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Önce bir not: Bu konu burada bitirilecek bir tema değildir. Ben bu satırları yazan kişi olarak bile tüm düşüncelerimi yazmış değilim. Fakat çok uzatarak can sıkıcı hale getirmek endişesi ile burada noktaladım. Okurlarım varsa sorularını, görüşlerini ve eleştirilerini ilave ederek yazının yeni boyutlara ulaşmasını sağlayabilirler. Sizlerden aktif katılım beklediğimi bundan önceki yazının girişinde belirtmiştim.
Saygı ve selamlarımla:
HD

Dipnotlar:

(1) Bu sözcük (olanaklıdır) kelimesi yerine ve daha akıcı söylendiği için kullanıldı.
(3) Aslında kısa yoldan sevgi değerlidir demek gerekir. Fakat insanlar nedense bunu söylemek ve aşıkların hakkını vermek yerine, yaşarken pek değeri bilinmeyen sanatçılar gibi horlamaktadırlar. Hatta eziyete verilmekte ve mutsuz sona ulaştırmak için elleriden gelen her şeyi yapmaktadırlar!

(3) Pezevengin kibarı-lığı mı olur diyeceksiniz, kapitalizmde oluyormuş demek!

Neuen Kommentar schreiben

Der Inhalt dieses Feldes wird nicht öffentlich zugänglich angezeigt.
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.