Skip to main content
Submitted by Hasan H. YILDIRIM on 19 April 2013

Dün yine kendimi bir Alman yargıçı karşısında buldum. Bir hafta önce bana bir tepligat gelmişti. Size karşı bir dava açılmış. Falan gün ve saate gelmeseniz polis zoruyla mahkemeye getirileceksiniz yazılıyordu. Fakat kim, niçin hakkımda dava açmış belirtilmemişti. Bu başlı başına ilginçti. Merak ettim. Avukatımı aradım, bu neyin nesi diye sordum.

O da: “Öyle saçmalık mı olur? Telefon eder öğrenirim,” dedi. Neyse telefon etmiş. Türkiye kaynaklı bir dava olduğunu öğrenip bana bildirdi. Gittim. Ankara Cumhuriyet Başsavcılılığı tarafından bir makaleye dayanarak, bu sana mı ait? Makalede Türk egemenlik sistemine hakaret etmişsin? Şunu bunu demişsin. Niye bu hakaretleri ettiğimi soruyordu.

Söylenecek çok şey vardı. Ama ben bir şey demedim. Sadece cevap vermek gerekmiyor. Ne halleri varsa görsünler demekle yetindim. Çıkıp geldim.

Bunu niye yazdım. 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra yakalanıp sorgulandığımda şöyle bir soru sormuşlardı. Siz Türklere karşı savaşan bir örgütsünüz. Ama Türkten çok Kürd öldürmüşsünüz. Sebebi nedir?

Cevabım kısa olmuştu. Onlardan sıra size gelmedi.

Bunu niye yazdım, şimdi ona geliyorum. KAWA Örgütü olarak duruşumuz ve yaptıklarımız ortada. Başarabildiklerimiz oldu, başaramadıklarımız oldu ama hiçbir zaman düşmanın şahsında “kardeşlik” kefedip ona sevdalanmadık. Düşmanı düşman olarak bildik. Bu bizim şaşmaş bir ilkemiz olageldi.

Bu tutumumuz düşmanın yanısıra kimi Kürd çevrelerinide rahatsız etti. Bu nedenle saldırılarına maruz kaldık. Şimdi de, Kurdistan Post adlı bir sitenin saldırı hedefi olduk. Sorumluları masa başında KAWA Örgütü hakkında Asparagas iddialarda bulundu. Kendilerini uyarmama rağmen oralı olmadılar.

Kürdistan Post sitesi sorumlularına kendimce bir süre tanımıştm. Süre bitti. Kendilerinden bir haber yok. Bu ikinci bir sorumsuzluk. İlk sorumsuzlukları “Kawa'yı kim nasıl bitirdi” haber yorumuyla ortaya koydular. Kendilerini uyardım. Ya yanlışlık yaptık demelerini, ya da iddialarını ispatlamaya davet etmiştim. İkisinide yapmadılar. Peki bu olay burada kapanmalı mı? Asla!

Kurdistan Post sitesi sorumlularının: “Haber-Yorum” dedikleri asparagas iddialarını dayandırdığı ANF Haber Merkezi'nin haberi ortada. ANF haberinde KAWA Örgütü, Qamışlo Katliamı ve Saleh Bedreddin'in KAWA Örgütü'yle ilişkisi konusunda tek bir ibare olmamasına rağmen masa başında kendilerince KAWA Örgütü'nü töhmet altında bırakmak için Saleh Bedreddin'i KAWA'cı yaptılar. Saddamcı yaptılar. Türk devletinin adamı yaptılar. Buradan Qamışlo katliamını ona, aslında KAWA Örgütü'ne bağladılar.

Bu gün ANF'nin yayınladığı bir haberde ilginç ayrıntılara rastladık,” ile başlamışlar. Kürdistan Post'un masa başında üretikleri Asparagas iddiaları doğrulayacak ne gibi “ilginç ayrıntılar” var merak ediyorum. Ben de zaten onun peşindeyim. Bizim göremediğimiz ama Kürdistan Post'un görüpte söylemediği o ilginç ayrıntılar” ne ola ki?

Kurdistan Post Editörü: “Sorun şu. Bir katliam yaşanıyor ve bu katliam konusunda kamuoyuna inandırıcı makul açıklamalar ve bilgilendirmeler yapılmıyor. Biz Kurd örgütlerinin bu tavrını eleştiriyoruz ve sorumluluklarını hatırlatıyoruz,” diyor.

Kürdistan Post Editörü, bizi yıllarca hizmet ettikleri Abdullah Öcalan PKK'si ile karıştırdı galiba. Bizim böyle bir huyumuz yok. Yayınlarımız okunursa bu anlaşılır. Anlaşılıyor ki, okuma-araştırma tembeli Editör suçunu süslü cümlelerle Kürd örgütlerine mal etmeye çalışıyor. Be adam sormazlar mı, KAWA Örgütü'nün kaç yayınını okudun? Okuduğunu sanmıyorum. Okusaydı bu saçmalığı yapmazdı. Veya okumuş ama bilinçli olarak bilgi kirliliği yaratıyor. Haber-Yorum rezaletine bakılırsa adres buraya işaret ediyor. Her kim ki, bu haber-yorumu yapmışsa kimliğinden şüphe ediyorum. Bu tür haberler gizli servislerin işidir.

Kürdistan Post Editörü devam ediyor: “Bizim kuruluş felsefemiz şu: Bir olayı bütün bağlantılarıyla, eklentisiz ve eksiksiz olarak kamuoyunun bilincine taşımak,” diyor.

Be mübarek adam, KAWA Örgütü'nü sevmeyen ve hiçbir zaman ilişkisi olmayan Saleh Bedreddin'i KAWA Örgütü ile bağlantısı var diyerek “akla yeni sorular getiriyor,” diyerek mi?

Hani olayların: “İnandırıcı makul açıklamalar ve bilgilendirmeler,” ama “eklentisiz,” ile kamuoyuna sunulması diye bir amacınız vardı.

Peki nereden ve niçin bu Saleh Bedreddin'i başımıza çıkardınız? Qamışlo katliamında onun parmağını aradınız ve buradan KAWA Örgütü'nü töhmet altında bıraktınız? Bunlar “eklenti” değil de nedir? Yok “eklenti” değil diyorsanız buyrun o zaman kanıtınız nedir? Bunu açıklamasanız bir iftiracı konumuna düşersiniz. Şimdilik bir iftiracı konumundasınız. Bunu düzeltmek sizin elinizde.

Kim bu Editör? Eğer söylediklerine sahiplenecek kadar cesareti varsa ortaya çıkar bu iddianın sahibi benim der. Ya adam gibi dediklerinin arkasında durur ve o zamanda dediklerini kanıtlar, ya da bir yanlışlık yaptım veya birilerinin oyununa geldim der, hem KAWA'cılardan, hemde hitap ettiği okur kitlesinden özür diler. Sorumluluk budur. Sanıyorum birilerinden olmayanda budur.

Kurdistan Post Editörü her kimse mercek altına alınmayı zorunlu kılıyor. Biz kim olduğunu bilmiyoruz. Tanıyan Kurdistan Post çevresi olma nedeniyle bu görevde onlara düşüyor. Öyle inanıyorum ki, bu adam araştırılırsa ardındaki ve önündeki efendileri ve ne amaçladıklarıda ortaya çıkacaktır. Kürdistan Post'un çevresinde bulunan kimi şahıslara karşı iyi niyetimi muhafaza ederek üstlerine düşeni yapmalarını bir sorumluluk gereği olarak kendilerine hatırlatıyorum. Bunu yapıp yapmamaları onların bileceği bir iş. Fakat sorumluluk, Kürd-Kürdistan yurtseverliği, milliyetçiliği bunu gerektirir. Bekleyip göreceğiz.

Kurdistan Post çevresinden bugüne kadar bir ses yok. Fakat kaçak güreştiklerini biliyoruz.

Hüseyin Turhalı kalkıyor diyorlar ki, “yanlış anlaşıldı.”

Yok ya! Sahi bunlar mı aptal, yoksa okuyucu kitlesinini mi aptal yerine koyuyorlar? Sonra düşündüm. Bunun kaynağına uzandım. Apdullah Öcalan oltasına takılanların temel argümanlarından biri: “Valla siz Serok'u anlayamasınız,” olageldiği gerçeğine ulaştım. Aptalıklarını başkalarına fature etmeleri genlerine işlemiş bunların.

Aynı şey başından beri Türk egemenlik sistemin bir memuru olan Apdullah Öcalan kimliğini tüm Kürdistanlı yurtsever-milliyetçilerin boynuna asma konusunda da, kendisini gösterdi. “Serok” dedikleri Türk memurunun her dediğini düzeltmeyi kendilerine iş edindiler. En son örneğini Hejarı Şamil verdi. Abdullah Öcalan'ın gerillaya “unsur” ve “sınır ötesi” demez diye kefaletine soyunması gibi. Neyse konu bu değil ama bu siyaset ikliminde boy veren çevreler her ne kadar Abdullah Öcalan ve örgütüyle ilişkimizi kestik deselerde aldıkları siyasi kültür gereği bu huyundan vazgeçmiyorlar.

Ortada yanlış bir anlaşılma yok. Yapılan KAWA Örgütü'ne çamur atmaktır. Kim bu habere sahipleniyorsa üzerlerindeki pisliği bizede bulaştırmaya çalışmaktadır. Bu o kadar kolay değildir. Abdullah Öcalan gibi Türk egemenlik sisteminin bir memurunu: “Kürd ulusal önderi,” Kürd halk önderi,” ilan edip: “İradem, güneşim, serokum,” deyip ona beynini rehin bırakanların altında kalkabileceği bir iş hiç değildir.

Yine Hejarı Şamil Aydın Akay arkadaşımıza çektiği bir Email de: "Kawa ile ilgili haberi ben yayınlamadım. Bir haftadır yoktum. Öyle bir baktım; küfür, hakaret bir sürü not göndermisiniz. Okuyacağım..."

Hüseyin Turhalı'da ilişkide bulunduğu KAWA'cılara: “Kurdistan Post sitesinde bir sorumluluğum yok, sadece yazarıyım,” gibi şeyler söylemiş.

Anlaşılan bu iki arkadaş bu yazıyı asmamış. Veya işlenmiş suçtan sıyrılma çabasındadırlar. Fakat bu iki arkadaşımda Kurdistan Post sitesinde sorumlu olduklarını biliyoruz. Olay üzerinde uzun bir süre geçmesine rağmen müdahale edip gereğini yapmadıkları için onlarda sorumludur.

Bir delinin arkasına sığındınız. Sayısız Kürd aydın ve siyasetçisini ajan ilan edilmesine çanak tutunuz. Kurdistan Post sitesini ihbarcılık tahtasına çevirdiniz. Yakışıyor mu size? Belki de biz, sizin hakkınızda yanıldık. Kim bilir. Belki de kimi merkez tarafından uzaktan komandalıymışsınız. Değilse eğer bu iğrençlik niye?

Bakınız! Şerif Candan haklı olarak o deli tarafından ismi kullanıldığı için sizi uyarmış. Uyarısında ne yazmış bilmiyorum ama hemen o delinin “kişilik hakları”na kaygısına düştünüz. Gözlerim yaşardı. Niye biliyor musunuz? Çifte standartınıza güldüğüm için. Sizinki üzüm yemekten öte bağcıyı dövmek olduğuna göre sizin için her yol mübah. Yanlış anlaşılmasın. Kuşkusuz delilerinde kişilik hakları vardır ve korunmalıdır. Peki o delinin başkarı için dediklerine niye çanak tutunuz? İftiraya uğrayanların kişilik hakları ne olacak? Bu sizi hiç mi ilgilendirmiyor? Bu da sizin niyetinizi sorgular.

Devam ediyorum. ANF'ın haberinde ne var? Saleh Bedreddin'in Türk devletine mektup yazdığı ve PKK'ye karşı savaşmak istediği iddiası var. Kürdistan Post sorumluları bu haberi mi yorumlamak istemişler? Bunun yolu bellidir. Saleh Bedreddin gibi sömürgecilere mektup yazan çevrelerde bellidir. Bu haberden hareketle bu çevrelerin sömürgeci devletlerle girdikleri bu tür ilişkiler eleştirilirlerdi. Kürdistan davasına verdikleri zararları ortaya konulabilirlerdi. Amaç bu olmalıydı. Kürd-Kürdistan yurtseverliği, milliyetçiliği bunu gerektirirdi.

Peki Kurdistan Post sorumluları ne yaptı? Kaynak gösterdikleri haberin özüne ters bir istikamette KAWA Örgütü hakkında şaibe yaratmayı seçti. Kuşkusuz her Kürd'ün KAWA Örgütünü eleştirme hakkı var. Hatta suçlama haklarıda bile vardır. Yeterli söylenenler doğru olsun. Bundan mutluluk duyarız. Fakat dediğim dedik mantığı ile masa başında Asparagas iddialar üretilerek şayia yaratmak hem aklaki değil, hemde sahibine dönüp onu vurur.

Yıllarca Suriye sömürgeci bataklığında “büyük bir misafirperverlikle konuk edilenler,” biz değiliz. Hafız Esed vambirinin doğum tarihi, iktidara el koyuşu dahil Suriye devletinin kutladığı her günde mesaj yayınlayıp kutlayanlarda biz değiliz. Yayınlarımız ortada. Biz, bunu ihanet olarak değerlendirdik. Bu nedenle Qamışlo'da katliama uğradık. Birçok arkadaşımız aylarca muharabatın işkencelerine maruz kaldı. Ben 48 gün Şam emniyet müdürlüğü bodrumunda her türlü maddi ve manevi işkencelere uğradım. Bizden istedikleri “büyük bir misafirperverlikle konuk edilenler”in yaptıklarını yapmamızı istemeleriydi. Bizimde bu ihanettir, yapmayız dediğimizdi.

Şunu herkes bilmeli ki, sömürgeci devletlerle ilişki kurma bağlamında Kürdistan siyasi arenasında temiz kalmış birkaç örgüt vardır. Bunlardan biri de, KAWA Örgütü'dür. Bu bilinmesine karşın -ki Kurdistan post çevresinin bunu bilmemesi mümkün değildir- altında kalkamayacakları bir iddiada bulunmaları hayra alamet değildir.

Şimdilik bu kadar olsun ama bu mesele burada bitmiş değildir.

19 Nisan 2013

h.[email protected]

Anonymous (not verified)

Sat, 04/20/2013 - 00:08

Ergenekon PKK´nin Önönü Acmak icn KAWA´yi islevsiz Hale getirdiler ve PKK´nin yolu acilmis oldu!!!   SON DAKİKA: ERGENEKON DAVASI – SAVCI, LEVENT ERSÖZ İÇİN AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTEDİ — Samanyolu Haber TV (@SHaberTV) Levent Ersöz için hafızaları tazeleme zamanı: Levent Ersöz kimdir? Levent Ersöz birçok yönüyle soruşturmanın en kilit isimlerinden biri. Merak uyandıran konular arasında JİTEM geçmişi, Abdullah Öcalan’ın askeri yetkililerle görüştüğü dönemde İmralı’dan sorumlu komutanı olması, 2003 yılındaki darbe hazırlıkları sırasında Jandarma İstihbarat Dairesi başkanı sıfatıyla yaptığı dinleme faaliyetleri VE PKK’yı rakipsiz bırakan KAWA örgütüne yönelik operasyondaki rolü bulunuyor. PKK’NIN ÖNÜNÜ AÇAN EKİPTEN 12 Eylül darbesinden hemen önce yurtdışına çıkarılan PKK yeni yeni büyürken önündeki tek engel yurtdışında yapılanan KAWA’dır. PKK’nın rakibi sayılan KAWA terör örgütüne yurtdışında operasyon düzenleme kararı alınır. Operasyon timindekiler bugün herkesin yakından tanıdığı isimler: Nusaybin Tabur Komutanı Binbaşı Veli Küçük, Yüzbaşı Cem Ersever, Levent Ersöz, Atilla Uğur, Cemal Temizöz ve 12 Eylül yönetiminin atadığı Mardin Belediye Başkanı ve Binbaşı Aytekin Özen. Operasyon timinde toplam 15 kişi yer alır. 12 Aralık gecesi bu 15 kişilik askeri tim Suriye’nin Kamışlı kentinde KAWA örgütünün 18 kişilik tepe kadrosunu ortadan kaldırır. Böylece PKK Kürt kamuoyunda rakipsiz kalır. İMRALI’NIN KOMUTANI Öcalan’ın askeri yetkililerle görüştüğünü söylediği dönemde İmralı’dan sorumlu komutan Levent Ersöz’dür. Ergenekon sanıklarından Veli Küçük’ün PKK ile olan ilişkisi de artık mahkemede soruşturuluyor. SİLOPİ KAYIPLARI Levent Ersöz, Atilla Uğur ve Veli Küçük asıl yapılanmalarını Güneydoğu’da başlattı. Ersöz 1980′li, 1990′lı ve 2000′li yıllarda bir çok kez bölgede faaliyet gösterdi. Özellikle Şırnak bölgesindeki faaliyetleri ile adını duyurdu. Görev yaptığı 1995-96 yıllarında Şırnak için “Korku Tapınağı” ve “Şırnak Cumhuriyeti” tabiri kullanıldı. Bu bölgede lakabı Sarı Levent’ti. Yüzlerce kayıp olayı yaşandı. İddialara göre Silopi’deki meşhur Botaş Karakolu onun döneminde ölüm mahzeniydi. Cesetler ise asit kuyularına atılıyordu. 2001 yılında meydana gelen meşhur “Silopi Kayıpları” olayı Ersöz’ün Şırnak İl Jandarma Alay komutanlığı döneminde yaşandı. Kayıplardan Serdar Tanış’ın babası Şuayip Tanış, Levent Ersöz’ün olaydan önce kendisini arayarak, “Oğlun Şırnak topraklarına ayak basarsa öldürürüm” tehdidinde bulunduğunu söylemişti. ŞEMDİNLİ Levent Ersöz’ün ismi Silopi Kayıpları davasında Veysel Ateş adıyla birlikte geçiyor. PKK itirafçısı Veysel Ateş en son 2005 yılında Şemdinli’de yaşanan bombalama olayında ortaya çıkmıştı. ERUYGUR’LA İLİŞKİSİ Levent Ersöz, Emekli Orgeneral Şener Eruygur’un Jandarma Genel Komutanlığı döneminde Jandarma İstihbarat Başkanı olarak görev yaptığı sıradaki faaliyetleri ile de gündeme geldi. Ergenekon’dan yargılanan emekli Orgeneral Şener Eruygur’un Jandarma Genel Komutanı olduğu 2003 yılı eylül ayında Jandarma Genel Komutanlığı istihbaratından bir yetkili Urfa Jandarma Alayı’nı arar ve “9 telefon numarasının 3 aylık ayrıntılı görüşme dökümlerini temin edip iletin” der. ÖZKÖK VE BAKANLARIN TELEFONLARINI DİNLETTİ Bu olayı kitabında anlatan Şanlıurfa Jandarma Alay Komutanı Albay Erdal Sarızeybek durumdan şüphelenir. Araştırdıklarında dinlenmesi istenen telefonların dönemin başbakan ve genelkurmay başkanının da aralarında bulunduğu devlet yöneticilerine ait olduğu oltaya çıkar. Bu dinleme skandalı eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli oramiral Özden Örnek’e ait darbe günlüklerindeki gelişmelerle aynı döneme denk geliyor. MEDYAYI TAKİBE ALDI Yine Şener Eruygur’un, Jandarma Genel Komutanlığı döneminde medyayı takibe aldırdığı da ortaya çıkmıştı. Bu olayda yine Levent Ersöz rol almıştı. Dönemin Jandarma İstihbarat Başkanı Tuğgeneral Levent Ersöz ile Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı Teknik Takip Daire Başkanı Albay Atilla Uğur, medya patronu ve gazetecilerle sık sık görüşmeler gerçekleştirip kayda almıştı.

Anonymous (not verified)

Sat, 04/20/2013 - 02:27

simdiye kadar kullandigim en yumusak basliktir herkese duyrulur))) huyum kurusun, herkesin ciddi oldugu dik durdugu, gerginlestigi durumlarda hep gulerim.. ben daha kuçuk bir çocukken, annemin benimle ilgili bir yargisina hiç akil erdiremezdim ve hep gulerdim, gulmenin otesinde onu daha bir kizistirir, daha çok hakkimda konusmasini sinsi sinsi uygulardim... annem isaret parmagi ile beni isaret dedip derdi: "her tishté ví lawé min ji diné dere" (bu oglumun her seyi dunyaya terstir, anlaminda)... onun için kimse kusura bakmasin ortaligi sulandirmak gibi bir derdim ve amacim yok, ama bana gore bunlari bu halleri ile ciddiye almak, tamda onlarin istedigi bir seydir.. FA'nin tartisma merkesizi haline getirilmesi bir garnuturdir. Plan baska yerden. Uygulanma alani KP! Ayrica; kisi haklari ardina gizlenip FA'un onune geleni ajan namusuz ve benzeri itham ve suçlamalarina kufurlerine izin vermeleri extra eshantion gibi duruyor.. inanmayan gider bakar. Bir daha ayrica))) Kurd hareketini apo ve pkk nezninde bitirdiginin ruyalarina kapilan somurgeci tc, durulmus suyu karistiriyor olmasin? Bu deyisimle bu tur kendini bilmezlerin birer alet olarak kullanildiklari elbetteki yazilmali çizilmeli ve gerekirse kisisel olarak yuzlerine dahi soylenmelidir. ama, sakin bir sekilde. bir arkadas asagida kp'nin sahipsizliginden bahsetmis)))  yok yok kp sahipisiz degil, onlar ne yaptiklarini çok iyi biliyorlar... yine kendimce bir kehanette bulunayim,, bana gore bu tur nabiz yoklamalari yaptiranlar sadece apocular veya tc  degil, bizzatihi bazi diger kurdistanli guçlerde olabilir... ama bu tur saldirilara odaklanmayalim derim.. isin traji-komik yani koca bir ulusun ulus olmasindan kaynaklanan bagimsiz bir devlet kurma hakkini savunan partisi orgutu onderi kadrosu yok! enazindan organizasyon olarak yok. ... yine ayrica; enseleri kalin anadan dogma siyaset erbabi abilerimizin sahibi oldugu kp ve benzeri sitelerin baska ne islevleri olabilirki? Hos bu platform da pek rahat duruyor sayilmaz yani))) enseleri kalin anadan dogma kurd siyaseti erbabi abilerimizin yanlarinda gencecik kizlar ile çekilmis fotograflarini nesretti,, nereden mi biliyorum? eh biliyorum iste. hemi de boyularinda "AY-YILDIZLI" kolyelerle.. diyeceksiniz simdi bunlarin zamani mi? eeehmmm hem evet, hem de hayir. Saldirinin nereden ve ne amaçli oldugunu mu ogrenmek istiyorsunuz? Çok basit! Ensesi kalin bir abimizin bas gomuten oldugu bir site dusunun ve site sahibinin geçmisteki ve yeni iliskilerini irdeleyin ortaya KIS KABAGI gibi sonuç çikar. bu kadar basit. Yani demem o ki , saldiri sadece apocu cennahtan olmayabilir))) Gundemlestirilmesinin zamani da çok ilginç.. tabiiki dikkatinizi çekmistir.. ama neden? Sebebini kisi olarak henuz ben de bilmiyorum, ama yakinda çikar ortaya. ... acele yazdim ve surçí-lísan olduysa af ola  

Anonymous (not verified)

Sat, 04/20/2013 - 12:40

KP "periferi-planda" kullanilan genel-köklü bir ihanetin enstrüman'idir KP ve cevresi bir enstrüman'dir ve perifre planda parca-parca / adim-adim kullanilimaktadirlar. Asil ipleri elinde bulunduran Hacivat-Karagöz Kuklacilari, PKK'yi de asan bir yerden (MIT) bu isi yönetiyorlar. Cünkü bu anti-kürdistani cevreler, en iyi bir savunma bicimi olarak, genel bir taaruz durumunu deniyorlar. Feyzoya bakin! Ama yemez. ne yapmak istedikleri cok iyi görünüyor cünkü. Yillardir XAPO ve Ankara PKKsi liderliginde yönettikleri bu ihanet sürecini her ne pahasina olursa olsun kurtarmak ve siyasi-diplomatik bir zaferle taclandirmak istiyorlar!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! ONLARIN INSIYATIFINDE GELISEN BU ANTI-KÜRDISTANI SÜRECI, ne pahasina olursa olsun gayet sakin bir atmosferde limana ulastirmak istiyorlar. Yani yillardir S.I.N.S.I.C.E P.L.A.N.L.A.D.I.K.L.A.R.I BÜYÜK TARIHI OYUN'UN SON PERDESINI uygulamaya sokmaya calistiklari bu günlerde, en kücük bir ihtimale dahi yer birakmak istemiyorlar. Yani ÖCALAN VE PKK bazinda kosturduklari maratonun final etabina gelmis durumdalar ve bu sonucu yaratmak istiyorlar: Bir Kürd Devleti olasiligini ebediyen tarih mezarligina gömmek!!!!!!!!! Bu plan ve programlarinin en son hedefidir iste. Bu ihanet planina da Öcalan ve Ankara PKKsinin ne kadar önayak oldugu artik genis kitleler tarafindan cok iyi bir sekilde anlasilmaya BASLANMISTIR. Iste bu desifre olmadir onlari korkutan. MIT korkuyor ve diyorki: "belki biz bu son etabi basariyla bitirmeyelim ve 30 yildir oynadigiz büyük oyun bir daha hicbir sekilde oynanmamak üzere bosa gitsin!" Sunu kesin olarak söylüyorum! Bu ihanet maratonunun son etabini KESINLIKLE BASARAMIYACAKLAR! Hep beraber görecegiz tamammi!! Bunun icin biz KP yöneticilerini, tüm cevresini de icine alan, benzeri diger bütün cevreleri, bütün kürdistanî kisi ve cevreleri COK UYANIK VE SOGUKKANLI OLMAYA CAGIRIYORUZ. Biz Öcalan daha "yakalanmadan" (1999) önce sunlari diyorduk: - Öcalan karanlik bir yapinin adamidir - PKKnin diger Kürt alternatiflerini SINDIRMESI kabuledilmezdir ve bunda cok büyük tehlikeler var Malum cevreler bize ates püskürdükleri gibi, cok gecmeden de genel sekreterlerine varincaya kadar topluca gidip apocu (!) oldular. Biz Öcalan 1999da "anam da türktür" dedikten sonra ayni iddialarimizi daha yüksek sesle söyledik, bu malum cevereler: "taktiktir" dediler. Simdi KP'de bazi sesler Öcalan'a diyorki "cizmeyi asma!" Bu gercekten de olumlu bir tavirdir. Zararin neresinden dönülürse kardir. Simdi sunu diyoruz KP ve cevresine: Ankara PKKsi ve XAPO'nun elindeki oyuncak olmaktan T-A-M-A-M-I-Y-L-A vazgecin!! XAPO ve Ankara PKKsi HEPIMIZI TÜRKCÜLÜK ISTASYONUNA dogru sürüklüyor. Eger bu batakliga gitmekte GÖNÜLLÜ degilseniz (ki bizce degilsiniz ve olmamalisiniz) o zaman tez elden bu ihanet yolundan geri dönün! Kendini kurtarmak, haya ve serefini kurtarmak icin 180 derece cark etmenin tam zamani simdi. Yarin cok gec olabilir. KP adli site sözde PKK muhaliflerinin sitesi olacak. Ama öyle görünüyorki PKK muhalifi görünümünde bir Ankara PKKsi ve XAPO ihaneti'nin yan kurulusudur. Kücük cacuklarin bile görüp anlayabildikleri gercekleri kabul etmemek ve sonra GENIS HALK KITLELERI BUNLARI DILLENDIRMEYE BASLADIGINDA DA: "eh vallahi biraz cizmeyi asiyor" demek özünde hicte samimi ve dürüst bir tavir degildir. Bu gidisle KP türkcülük istasyonuna gönüulu yolculuk eden bir trendir. Simdi bu trenin kompartmanlarinda gönüllü olmadan bu ihanet istasyonuna son hizla yolculuk yapanlara sesleniyorum: trenden atlayinki serefli bir ölüme (yasama) kavusasiniz! Eger türkcülük ihanet duragina KP treniyle beraber varirsaniz, o zaman serefsiz bir ölümün (yasamin) sahibi olursunuz. Hic süphesiz Ankara PKKsi ve XAPO kürdlerin cogunu türkcülük son duragina vardirmak icin ugrasmaktadir. Bunu basaramiyacaklar. TC gizli-acik gücleriyle haril-haril calisarak gerceklestirmek istedikleri kürdlerin devlet olma alternatiflerini ebediyen ortadan kaldirma siyasi-diplomatik manevralarini daha fazla kavramamaiz ve bozmamiz gerekiyor. Bunun icin de en temel calismalar basta olmak üzere bir yigin yan ve taktik denemeleri de paralel bir sekilde yürütüyorlar. Kawa Örgütünü resmen ve acik bir sekilde karalamaya baslamasiyla, KP yayin politiklasinin ana hatti da iste bu MIT taktik calismalarinin bir parcasi haline geldi. Bu bakimdan KP yayin politiklasinin ana hatti da iste bu MIT taktik calismalarinin bir parcasi haline geldi. Kisacasi MIT'in elinde oyuncak oldular. Nasil olur bu diye sormayin? Koskoca PKKnin Romanya, Paris, Almanya, Stockholm, Danimarka, Atina gibi derneklerinde MIT ajanlarindan gecilmiyorsa, PKK ve PKKnin yan kuruluslarinin hepsinde MIT faaliyetleri bugün en had safhaya ulasmis durumdadir. ANF'in özellikle asparagas-dezinformasyon taktikleri hattinda yayin ve propaganda yapmasi gibi, KP de ayni sekilde kullanilmaktadir. Bunu durdurabilcekler mi bilmiyorum?! Degerli Kürdistanlilar! XAPO ve Ankara PKKsi TC gizli ve acik gücleriyle ortaklasa yürüttükleri bu ihanet ve arkadan hancerleme harekatinda piyon olmayin! Size; bala katarak verdikleri zehiri TATMAYIN! Bu ihanet treni adim-adim, milim-milim büyük ihanet hedefine dogru yol alirken, bu lanetli treni durdurmanin ve ihanet istasyonuna ulasmamasi icin ne gerekiyorsa yapmanin zamanidir. Bu trenin ray hattina en güzlü dinamitleri yigin. Trenin ihanet istasyonuna varmasina asla müsaade etmeyin! Trendeki bu vahim durumdan habersiz oldukca büyük kürdistanî kitleler var. Onlara ulasalim ve bu ihaneti anlatalim. Bunu yaptigimiz icin bize her yönden saldiracaklardir. Cünkü Kürdistan BAGIMSIZLIGINA KARSI BÜYÜK IHANET PROJESININ SON TASINI YERINE KOYMAYA CALISIYORLAR ve bunun icin hircinlasmislardir. Bunun icin Sakine Cansiz ve yoldaslarini ortadan kaldirdilar. Ama Sakine Cansiz ve yoldaslarinin bosuna ölmediklerini gösterelim onlara. Engel olarak gördükleri bu yoldaslarimizi hunharca katledip bu sinsi ve lanetli anti-Kürdistann devleti planlarinin son asamasini basariyla uygulayacaklarini zannetmesinler! Biz onlarin ne yapmak istediklerinin farkindayiz! Buna asla müsaade etmiyecegiz. Ihanet (XAPO ve Ankara PKKsi) dogup-büyüp-serpilip-gelisip-tam hedefine ulasmak üzereyken biz bunu farkedip ani bir SILE ILTERSYÜZ EDIYORUZ! Ihanet DUR/STOP! XAPO DUR/STOP! ANKARA DUR/PKKsi STOP! Bir halk öldürülüp-kesilip-asit kuyularinda eritilerek yok edilemedigi gibi - BU HALKIN HAKLI DEVLET KURMA HAKKI TC ile ortaklasa yaptiginiz BÜTÜN HOKKABAZLIGINIZA RAGMEN yok edilemiyecektir! Kürdistan Bagimsiz Devleti Kurulacaktir! Cünkü Kürd Ulusu Bagimsiz Öz Devleti'ni kurmak icin, bu devlet kurmanin en uygun oldugu bugünkü ortamda üstüne düsen bütün görevlerini tarihi Demirci KAWA'nin direnis ruhuna bürünerek, zafer sembolu Cagdas bir Daraxshê Kawîyanî Bagimsizlik Sancagi'ni daha da yüselterek yerine getireceginden kuskunuz olmasin! TCyi, bayragini ve devletini o kadar seviyorsaniz, siktirin gidin ankara-istanbul-izmir veya hangi bati sehri cehennemine giderseniz serbestsiniz! Yeterki bütün kürdleri beraberinizde götürme lanetinin cabasi icinde olmayiniz! Rustem

Anonymous (not verified)

Sat, 04/20/2013 - 13:11

A N D I Ç İKK GÜV.D. : 3590- -98/İKK ve Güv.D.İç İsth.Ş. NİSAN 1998 KONU : Güçlü Eylem Planı KİMDEN : İstihbarat Başkanlığından KİME : Komuta Katına Yazıyı Hazırlayan Tlf.: 1975 İLGİ : (a) Gnkur.Bşk.lığının 21 Nisan 1998 gün ve GENSEK.: 3050-212-98/İCRA SB. sayılı direktifi. (b) Gnkur.Bşk.lığının 15 Nisan 1998 gün ve HRK.: 3570-027-98/İGHD.Hrk.Ş. (313) sayılı emri. 1. KONU : TSK.’nin başarılı bir operasyonu ile yakalanan üst düzey teröristlerden biri olan Şemdin SAKIK’ın sorgulanması sonucu alınan ifadelerin psikolojik harekat ve basın uygulamaları açısından değerlendirilmesi maksadıyla; ilgi (a) emirle çalışma grubu teşkil edilmiş ve bu grup tarafından uygulama zamanlarını ihtiva eden bir eylem planı hazırlanmıştır. 2. ÖNCESİ : Bölücü Terör Örgütü PKK’nın çökertilmesi için gerekli bilgilerin elde edilmesi ve sorgulamanın yönlendirilmesi maksadıyla; Bölücü Terör Örgütü PKK’nın çökertilmesi için sorgunun yönlendirilmesi, TSK.’nin ve Özel Kuv.K.lığının başarısının iç ve dış kamuoyuna yansıtılması ve PKK’nın dağılma süreci esnasında örgüte alternatif olabilecek VEJİN ve KAWA gibi örgütlerin, legal veya illegal siyasi oluşumların eylem safhasında çökertilmesi maksatlarına yönelik olarak ilgi (b) direktif yayınlanmış ve bu direktif sorgulama esnasında uygulamaya başlanmıştır. 3. İNCELEME : a. 7 nci Kor.K.lığınca; hazırlanan özel sorgulama sonuçlarının incelenmesi neticesinde; (1) Bölücü Terör Örgütü lider kadrosunda Zeki Şemo (K) Şemdin SAKIK’ın örgütten ayrılması ve bilahare Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yakalanmasının, örgütün özellikle taban ve orta kadrosunda olumsuzluklar yaratacağının, (2) İfade de adı geçen kişilerin, örgüt ilişkilerin, bölgesel değerlendirmelerin çok yeni ve çarpıcı bilgileri ihtiva etmediğini, ancak Türkiye’de demokratik ortamdan istifade ederek Bölücü Terör Örgütünün uzantısı olarak faaliyet gösteren siyasilerin, gazetecilerin, HADEP ve İnsan Hakları Derneği gibi kuruluşları hakkında elde edilen bilgilerle önce kamuoyu oluşturulmasının ve müteakiben yasal sürecin başlatılmasının, (3) Olaf Palme’nin PKK tarafından öldürülmüş olduğu iddiasının ayrıntılandırılarak Dünya kamuoyunda kullanılabilecek nitelikte önemli bir bilgi olduğunun, (4) Bölücü Terör Örgütü ile bütünleşen ve her türlü desteği veren Suriye ile bu ülke vasıtasıyla örgüt ile irtibatını devam ettiren Yunanistan hakkında yeni elde edilen bilgilerin Dışişleri Bakanlığına aktarılarak uluslararası temaslarda kullanılmasının, b. Yapılan bu değerlendirme çerçevesinde; (1) PKK terör örgütünün çeşitli basın ve yayın organlarında konu ile ilgili olarak yapacağı propagandanın etkisizleştirilmesi amacıyla yoğun propaganda icrasının, (2) Çeşitli kurum/kuruluş, legal-illegal örgütlerin yapacağı propagandanın önlenmesi amacıyla; MED TV.’nin kapatılması için Dışişleri Bakanlığı tarafından gerekli argümanların hazırlanarak İngiltere nezdinde kullanılması ve ayrıca diğer ülkelerde uydu kiralanmasının önlenmesi için girişimlerde bulunulmasının, (3) PKK terör örgütünün uyuşturucu trafiğinde rolünü ortaya koyan propagandaya devam edilmesinin (uyuşturucu kaçakçılığının örgüte silah ve malzeme temininde en etkin kaynak olduğu teması işlenerek), (4) Bu kapsamda yürütülecek yasal faaliyetlerin ve özellikle mahkeme safhasında yargılamanın, kamu güvenliği, kamu düzeni, şahsın güvenliği ve yukarıda belirtilen maksatların tahakkuk için; (a) Duruşmaların “GİZLİ” yapılmasının, (b) Şahsın, yargılama süresince diğer tutuklulardan ayrı bir bölümde tecrit edilmiş olarak muhafazasının uygun olacağı mütalaa edilmektedir. 4. SONUÇ VE TEKLİFLER : a. Sonuç : İnceleme sonucunda; (1) İç kamuoyuna yönelik faaliyetleri, (2) İç ve dış kamuoyuna yönelik faaliyetleri, (3) Yurt dışı bağlantıları, (4) Sanığın (Şemdin SAKIK) basına çıkarılması, safhalarını ihtiva edecek şekilde hazırlanan Eylem Planının 24 Nisan - 1 Mayıs 1998 tarihlerinde emirle icraya başlanılmasının uygun olacağı kıymetlendirilmektedir. b. Teklifler : Güçlü Eylem Planı’nın Faaliyet Takviminde belirtilen zaman ve esaslar doğrultusunda gecikmeksizin icrasına başlanılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir. Tensip ve emirlerinize arz ederim. İsth.Bşk.V.Tümg.F.TÜRKERİ : Bülent DAĞSALI Kur.Alb. İç İsth.Ş.Md. UYGUNDUR/UYGUN DEĞİLDİR Çevik BİR Orgeneral II nci Başkan

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.