Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 10 February 2010

Türkiye, yıllarca Güney Kürdlerini sadece güvenlik anlayışı çerçevesinde PKK parantezinde değerlendiriyordu. Güney Kürdleri 1990'larda defalarca Türk Silahlı Kürdleri ile birlikte PKK'ya karşı savaştı, kayıplar verdi. Sonunda kendilerinin doğurmadığı bu sorunun çözümünde silahların bir işe yaramadığı sonucuna vardılar ve PKK'ye karşı savaşmayacaklarını Kürdü Kürde kırdırma politikasına alet olmayacaklarını deklare ettiler. O günden bu güne Türklerin bütün kışkırtmalarına karşı Güney hiçbir Kürd parti ve örgütüne karşı savaşmayacağında diretti ve diretiyor. Başta Başkan Barzani olmak üzere Güney Kürdistan güçleri bu kararlarında kararlı gözüküyorlar.

Tabii Güney'in işi kolay değil. Bir yanda Türkiye diğer yanda PKK vardır. Türkiye ise bölgedeki sorunları tek bir potada görme eğiliminden vazgeçmedi uzun süre. Ne zaman ki Türkiye, bu sorunların birbirleri ile bağlantılı ama çözümünün ayrı olması gerektiğinin farkına vardı, o zaman işler düzeldi; tabii ki Amerika'nın bilgi ve denetimi dahilinde. Amerika'nın 2003'deki Irak işgalin ardından daha da güçlenen Güney Kürdistan Bölgesi'nin şu an uluslar arası konjöktüre göre Bağımsız bir Kürd devletine dönüşmeyeceğini aklı başında herkes -Kürtler de dahil- farkına vardı. Aslında Ankara'da bağımsız bir Kürd devletinin mevcut koşullarda mümkün olamayacağını bilmesine rağmen, PKK meselesinin örtmek, Türk devletine has, “içerideki sorunların dışarıdan kaynaklandığı“ tezi ile iç kamuoyu oluşturma politikasını sürdürdü. Özellikle Bağımsız Kürdistan paranoyası ile kamuoyunu oyalandı; tıpkı “Kerkük Türktür Türk kalacaktır“ efsanesi gibi. Bu “kırmızı çizgilerin“ hiçbirisi şimdi kalmadı.

Saddam Hüseyin döneminden beri kendi bölgelerinde birçok baskı ve katliama maruz kalan Güney Kürdleri yine de özerkliklerini korudu. 1990'larda parlamentosu, anayasası, iyi kötü kurumlarıyla Kürdistan'ın Güneyi'nde en istikrarlı yapıyı oluşturdu. Tabii ki ABD'nin desteği, “işgalin koltuk değneği oldular“ eleştirileri ile birlikte. ABD'nin koruması altında tüm bu yapıları daha ileriye taşıdı.

Ne zaman ki ABD bile Iraklı Kürdlerin bitmek bilmez taleplerini karşılayamaz ve Irak'ın sadece Kürdlerle ayakta kalamayacağını anladığı, Sünni ve Şiilerle ilişkileri geliştirmeye başladığı zaman Türkiye'de devreye girdi. ABD'nin Irak'tan çekilme takvimi de işin içine girince bu kez Güney Kürdleri Türkiye ile daha yakın bir ilişkiye mecbur hale geldi.

Güney Kürdleri ABD'nin çekilmesinin ardından Arapların baskısına maruz kalacağı korkusunu yaşamıyor değillerdi. Kerkük konusu hala halledilmiş değildi. ABD bile Kerkük'ün sadece Kürdlere bırakmayı düşünmüyor; taleplerini sürekli reddediyordu. Kürd açılımının bu zeminde değerlendirmek yanlış olmaz. Şunu söylemek zorundayız: “Bugün bir ABD planından söz ederken, ABD; Türkiye ve Güney Kürdlerini birbirlerine ihtiyaçları olduğunu görmemezlikten gelemeyiz.“

Şimdi hem Ankara hem Erbil'in önünde yeni bir dönem var. Ama bu önemli “sefer“ bir anlamda Ankara'nın Erbil'i de kale aldığının bundan böyle Bağdat'la birlikte Erbil'i de dikkate alacağının “ ilk resmi adımını“ oluşturdu. Bunun anlamı şu: Her iki taraf da PKK ile diğer ortak çıkarların birbirine karıştırmamalı. Örneğin petrol, boru hatları, Kerkük konusunda vs. Güney Kürdleri, Türkiye'ye “ Sorunlarımız üzerinden değil ortak çıkarlarımız üzerinden yürüyelim“ diyorlar. Bu yüzden olan biten sadece basit bir ihtiyaç ve dayanışmadan değil karşılıklı çıkar ve ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Irak petrol ve doğalgazının güvenliği Türkiye üzerinden taşınması da bu çıkar ilişkisinin içinde. Türkiye'nin de dahil olduğu bu yeni projede Washington başrolde.

Bu nedenle Başkan Barzani başta olmak üzere Güney Güçleri Türkiye'deki AKP'nin Kürd açılımına destek veriyorlar, yurda dönenlerin Silopi'deki gösterilerinin abartılı olduğunu ve yalnız PKK'da açılım konusunda inançsızlık arttığı sezildiğini söylüyorlardı. Güney Kürdleri yönetimi ise PKK'nın eyleme geçmemesi konusunda büyük baskı uyguluyordu. PKK kaynaklarına bakılırsa gidişattan memnun değillerdi. Öcalan Güney Kürdlerinin, ABD'nin icazeti ile var olduğu konusunda ısrarlı olmasının altında yatan düşmanlık ancak böyle açıklanabilir, çünkü 1990'larda Kürd sorununu uluslararası hale getiren PKK, 2003 sonrası bu konumunu kaybetti. Uluslararası alanda artık muhatap Güney Kürd Yönetimi olduğu bilinen bir gerçektir. Şu an dünyada yapısal açıdan Kürdleri temsil eden güç Başkan Barzani ve Güney'dir. PKK ise dört yandan kuşatılmış, izole edilmiştir. Dünya artık PKK'yi değil Başkan Barzani'yi ve Güney Kürdistan'ı tanıyor ve muhatap alıyor. Bu durum elbette PKK açısından bir dezavantaj. Öcalan'ın sözde haftalık görüşmelerinde Güney Kürdistan önderlerini sürekli aşağılaması, Türkiye ile Güney Kürdlerinin yakınlaşmasını PKK'yı bitirme planı olarak görmesinden kaynaklanıyor. Diğer yandan, ortada olan Kürd açılımında herkesin birbirine ihtiyacı olduğu, Güneyli Kürd Güçlerini olmadan bu sürecin yürümeyeceği de çok net ve açıktır.
Ama gerçek olan o ki, uzun yıllar süren düşmanlıklardan, Türk medyasının Güney Kürdler ile ilgili aşağılayıcı söylemlerinden, Güneyin Türk akrabalarından ayıran sınırın psikolojik olarak kalkmasına uzanan bir süreç yaşanıyor. Bu sürecin Kürdlerin lehine olduğu kesinlik kazanmıştır.

Bütün zorluklara rağmen Orta Doğu halkları için özgürlükçü demokratik sistemin dayandığı evrensel insan hakları ve hukuku, sivil ve demokratik örgütlülük değerleri ve kurallarının oluşmaya başladığı Güney Kürdistan'daki sistemi şu an Orta Doğu'da bir önçülük rolü üstlenmiş durumdadır.

Amerika'nın Irak'tan çekilme takvimini açıkladığı 2009 yılında bunun tam bir çekilme olmayacağını, belli sayıda askerin Güney Kürdistan Bölgesi ve Kerkük'te konuşlandırılacağını medyadan öğreniyoruz. Bana göre ABD, Irak'a boşuna 500 milyar dolar harcamadı ve 5 binini üzerin de askeri ölmedi. Kürdler ve ABD'nin arasında bazı anlaşmazlıklar olduğu görünse de ABD'nin Kürdlere, Kürdlerin de ABD'ye ihtiyacının yanında bu iki ülkenin çıkarlarının birbirleriyle tamamen örtüştüğü bilinen bir gerçektir. Kimsenin kimseyi kandırdığı gibi bir durum sözkonusu değildir. El eli yıkıyor, el dönüp yüzü yıkıyor.

Ne var ki, bazı Kürdler de Baas zihniyetinin ABD'nin çekilmesinden sonra yeniden sorun çıkarabileceği kaygısı vardır. Bilindiği gibi Amerikan birliklerinin komutanı olan Tümgeneral Anthony Coculo'nun açıklaması Güney Kürdlerini rahatlatır niteliktedir. Tümgeneral Coculo Güney Kürdistan'ın tümü ve Suriye sınırı olmak üzere büyük bir bölgeden sorumlu. General Musul, Kerkük başta olmak üzere Güney Kürdistan kentlerine 21 bin askerin konuşlandırılacağını, Araplarla Kürdler arasındaki kırmızı çizginin Kerkük olduğunu söylüyordu. Petrol zengini Kerkük'ün güvenliğinin hala çok nazik bir konu, Irak'ın geleceği açısından turnusol kâğıdıdır. Hatta Irak'ın minyatürü denilebilir. Orada olabilecek herhangi bir patlama tüm ülkeyi sarabilir. Hatta ülkedeki tüm gruplar hesaplarını Kerkük üzerinden görebilir. Irak Bölgesel Kürdistan Yönetimi Başkanı Başkan Barzani geçenler de Erbil'de “Irak'ta siyasi istikrar tam olarak sağlanmadan Amerikanın çekilmesi güvenlik sıkıntısı yaratacaktır. Tabii günden güne çekilmeleri gerekir, ancak gittikleri gün istikrarın sağlanmış olması gerekiyor“ demişti. Zaten ABD ile Kürdler çekilme konusunda benzer düşünüyor. Bu da Amerikan kuvvetlerinin 2011 sonrası da Irak'ta özellikle kuzeyde uzun süre kalacaklarını gösteriyor. Çünkü Amerika dahil birçok ülke kenti tek bir grubunu eline bırakılmamasından yana.

Orta Doğu'da gerici, despot ve faşist rejimlerin Güney Kürdistan yönetimi üzerindeki baskıların ağırlığı bu noktada anlaşılabilir. Güney Kürdistan Orta Doğu'daki Irkçı-nasyonalizmin ve teokratik nasyonalizmin zehri ile karşı karşıyadır. Zehir belli, panzehir açıktır ve ona giden yolun, özgürlükçü demokrasi sistemin ısrarla sürdürülmesi ve kurumsallaşması durumunda Güney Kürdistan bölgesel halkların umudu ve ışığı olmaya aday olmakla kalmayacak, Kürdistan'ın gökte parlayan yıldızı olacaktır. Ayrıca halkları zehirleyen despot ve faşist sistemlerin tasfiyesinde de önemli rol oynayacaktır.

[url=http://alanlezan.net]alanlezan.net[/url]

Anonymous (not verified)

Thu, 02/11/2010 - 00:26

[color=#000033][i]"sen turk solu icinde iken.saddam kopegini alayina savunurdun dimi.simdi vur saldir pkk ye ama guneyi savun,nicin yapiyorsun bunu.bu nu bana sorarlarmi diye hic dusundunmu.bu senin gizli korkundu zaten dimi.simdilik soralim sana bakalim da o gizli korkunuda yenersin belki."[/i][/color] [b][size=large]Bu paragrafi geciyorum.. kisiyi kendisinden baska en iyi kimse savunamaz.. siyasal bir konuda kisiyi konu yaptinmi is baska yere varir.. ortaya yazdigin yazida kisinin oznelligine yonelik IDDIALARDA bulundumu, o tartisma siyasal diaolog olmaktan cikar .. ismini siz koyun.. [/size][/b] [i][color=#0033CC]"senin bu anlayisin pkk yi guneye dusman etmekten baska bir ise yaramayacagini burada hatirlatiyorum sana.bra kujinin yeni modeli olsa gerek bu.evet birini savun ki biri digerine dusman olsun.iste bra kujinin ilk adimlaridir bunlar alan.senin gibileri k kurdistanda bir zamanlar nohut gibi turemislerdi.sonra o tarla da giha gunuk yeserince senin gibi nohutlarin da nesli kurudu."[/color][/i] [b][size=large] Musaadenle burda bir kac soru soracagim zati-alinize: Alan Lezanin yazisini bende okudum, hemde 3 sefer. insan biraz insafli olur, mesela Alan Lezan'in yazisinda hangi paragrafta, hangi satirda hangi cumlede hagi kelimede, senin iddia ettgin gibi PKK YI GUNEYE DUSMAN ETTIREN vurgu var soylermisin? yine, bu yazida BRAKUJI YE MODEL olacak hangi oneri var veya vurgu var? en azindan insan bir alinti yapar.. merak ettim gercekten sen bunu bilerek mi yapiyorsun? insan iddialarini guclendirecek materialler ortaya koyarki inandirici olsun, PKK den kastin eger guttugu siyasetse; guneyi savunmak her onurlu kurdun boynunun borcudur. siyasi olarak bana pkk yi savunmanin bir tek gerekcesini goster sana sapka cikarayim.. oyle yaratilan degerler, sehitler vs. edebyati yapmaya gerek yok. karsinda propagandaya ihtiyaci olanda yok. somut olarak yaz ve bizi bilgilendir.. pkk yi siyasl olarak savumak nasil mumkundur? Alan Lezan dusuncelerini, kendince ongurulerini yazmis ve cokta guzel yazmis, yani illahim kisiligimizi tartisma konusu yapmak zorundamiyiz? somut olarak ortaya koyki insanlarin yazdiklarina (katilmasalar dahi) deger versinler. benden soylemesi, bu yontem tartisma yontemi degildir. sevgi saygilar kardesiniz [/size][/b]

[size=medium]Eğer bahsettiğin kişiler [i]"sen turk solu icinde iken.saddam kopegini alayina savunurdun dimi."[/i] söylüyorsa ve ispatlamıyorlarsa bu çok sinsice ve kalleşçe yapılmış bir iftiradır. Eğer herhangi birisi bana veya başkasına karşi böyle bir iddia da bulunuyorsa o zaman o kişi bunu ispatlamk zorundadır. Peki bir insan durup duruken neden böyle bir iş yapar? Bunu yapan işi gerçekten ne kadar dürüst ve şerefli bir insandır. Lütfen bu tür sapıkları ciddiye almayalım. Selam ve sevgiler[/size]

Anonymous (not verified)

Thu, 02/11/2010 - 03:04

In reply to by Anonymous (not verified)

Bra slav, seni tanimiyorum (ayrica tanimamda gerekmez), kisiligine ve gecmis siyasal tercihlerine yonelik olan paragrafi zaten ciddiye almadigimi soyledim.. ilgimi ceken nokta sudur; bazilari nedense gerceklere karsi direnmeyi ve bilmem kac maymunlari oynamayi surdurmeyi, bir adet edimisler. Simdi, tartisma ahlakinda bir iddiada (ornekte de goruldugu gibi senin yazinda) bulundugunda hele hele bu yazilmis bir yaziya yonelik karsi bir reaksiyon ise, yaziya yukledigi ANLAM VE ATIFLARI adi gecen yazidan orneklerle vermek zorudadir.. bu tartisma ve varsa gercek dayanaklari, karisi yazi yazanin kaynak belirtme zorunlulugudur. Simdi ben sahsen bu insanlari anlmakta gercekten zorluk cekiyorum. Eger bir insanin savunuculgunu yaptigi ideolojik siyasal akimin hareketin partinin her neyse,, kurd ulusuna dayattigi siyasal ideolojik "KONSEPT"inin icerigini bilmiyorsa, bunu ideolojik siyasal savunamiyorsa, bu kadar saldirganlasmanin alemi ne? ben sahsen anlamiyorum bu kisilikleri.. dikkat ettiysen, hep ayni nakarat.. sen kimsin? sen ne yapiyorsun? dusman varken neden hep pkk ye saldiriyorsun vs. gibi bozuk plak misali.. sorulan sorulara aldiran bile yok! "Guneyde kurulacak bagimsiz bir Kurd devleti turk ulusunun sirtina vurulacak bir hancerdir" diyen bir zihniyetin guneye dusmanliginin olmadigini iddia edecek babayigit var mi bunlarin icinde? en fazla (o da en fazla) demokratik cumhuriyetci turk sol sunepeleri abdullah ocalani savunma girisimleri yaparak bildigimiz teraneleri siralayarak bu tezin sozde sahibini aklamaya calisirlar.. onlarinda boku derman olsayid, kendi yaralarina surerlerdi, yani kimse kusura bakmasin kullandigim dilden dolayi,, demem o ki bizim zavalli Kurdlerde cok iyi biliyorlarki, apo ve onun surekasinin aslinda savunulacak yanlari kalmamistir. ama,, gel gor ki caresizligi cehaleti de eklersen saldirganlasmayi seciyor bu insanlar, tabiiki bazilari cok sinsice ve alcakca belden asagi misali vurmaya calisacak, ama, genel kanim bu insanlar cok cahil ve kendini gelistirmeye kapali tiplerdir dedigin gibi, bunlari da pek fazla ciddiye almamak lazim, ciddiye alinmak istiyorlarsa, once durustce asilsiz, kisileri tohmet altinda birakacak saldirganliktan vazgecip varsa abdullah ocalan ve onun dusuncelerini savunacak kabiliyetleri gelsinler,, yoksa, sinirlerimizi bozmaktan baska bir ise yaramayan bos dadasmalarla zaman oldurecegiz.. onlar cok iyi biliyorlarki burda ihanetin borazanligina kimse musaade etmez.. sen dusunebiliyormusun? hangimize apocularin herhangi bir yayin kurumunda yazma imkani verirler..? hic birinde.. hic olmazsa burda kufur ve hakaret etmedikleri muddetce kendilerini apocu da olsalar ifade etme hakki vardir. ama durust olacaklar. "hapiste olan biri hakkinda hakaret ve kufur ediyorsunuz, ajansiniz vs" gibi A-politik soylemlerle karsimiza cikmasinlar. hapiste olan birinin kemalizmin borazanligini oynadigini ve Kurdistan Ulusal Kurtulus Mucadelesinin o kendilerinin deyimi ile YARATILMIS BUTUN DEGERLERI misak-i milli'nin kabulu ve turk somurgeci isgalci guclerinin mesrulugu derekesine dusuren biri ! ve bu siyasetle Kurd Ulusun ulus olmasindan kaynakli hak ve ozgurluklerini turk devletinin ve irkinin ust kimligi formulasyonu ile Kurdistanin kaderini belirleyen sinsice programlari Kurd Ulusuna dayatan bir konumda! bunlarida unutmayacaklar.. varsa bunlara cevaplar, buyursunlar.. ogrenmek degisimdir! Kardesiniz

Keke Merhaba, yazdıkların gayet açık ve mantıkla fakat bunu bir provakatörden beklemek bence doğru değidir.Provakatörler yok olan bir şeyi ortaya çıkaramazlar. Var olan bir durumu uyandırırlar, yönlendirirler, eşiği aşmasını sağlarlar.Provoke kelimesinden gelen bu söz aslında uyandırmak, kışkırtmak, sataşmak, tahrik etmek anlamina gelir. Eğer burada sözü geçen kişi bir Kürd Yurtseveri olsa senin de belirttiğin gibi yazım yukarıda ve yazdıklarım ortada. Peki bu kişi neden o yazıyı onun düzeyin de ya da senin dediğin şekil de eleştirmiyorda kişiliğime iftira atarak beni tahrik ediyor? Bu herif yıllardır peşimde ki ben onun bir tavuğuna bile kış dememiş, ailesine, ekmeğine malına mülküne göz dikmemişim. Peki bu benden sence ne istiyor? Benim kısaca hayat hikayemi anlattığım [url=http://alanlezan.org]alanlezan.org[/url]'da "I, Me, My" diye bir hikayem var. Orada ben PKK ile olan ilişkimi ve kendim hakkında açık ve net olarak bazı şeyler yazıyorum. Yani diyeceğim bu herifin yaptığı zır cahilliği (eğer Kürd Yurtseveriyse) hiçbir Kürd yapmıyor. Sen ne zamandan beri yazılarımı takıp ediyorsun bilmiyorum ama ben daha buğüne kadar (12 seneden beri forumlarda yazıyorum) hiçbir kimseyi ajanlık vs. ile suçlamadım. Eğer varsa birilerinin düşünceleri acıklasın tartışalım dedim hep ama bu tip insanların zaten böyle bir amacı ve düşünceleri yoktur. Onların tek amacı bizi tahrik etmek, bize sataşıp kışkırtmak ve bizim moralımızı bozmaktır. Bu nedenle eğer biz onları muhatap alırsak onlarda gittikçe yüz alır ve affedersin kendilerini bir bok sayarak git gide azıtırlar. Bu nedenle bunlar ile hiç uğraşmamak, gerekirse hiç cevap vermemek en doğrusudur. Zaten fikri olmayanın küfürü ve iftirası olur. Ben bundan bir yıl evveli bu herifin newroz.com'da yazmasını engellemek için çok yazı yazdım ama arkadaşlar o bir yurtseverdir yazsın dediler ve bak bugün bütün foyası meydana çıktı. Ben olsam forumda üyelik sitemine geçerim ve bu tip insanların bir tek yazısına bile müsaade etmem, çünkü doğumdan kötü karekterli insanlar ile uğraşmanın hiçbir anlamı yoktur. Bir insan gerçekten ya iyidir, ya da kötüdür. 40 milyon Kürdün içinde kim bilir kaç tane Apo ve bu herif gibi sapık ve psikopat insan vardır. Gidip onlar ile uğraşacağımıza zekalı olanlar ile uğraşsak onların gelişimini sağlasak daha iyi değil mi? Zaten dünyayı yöneten halkın %5'idir ki dünyanın bütün parasını elinde bulunduranlar ise de tam 6 bin ailedir. Bunu sana anlatmamın sebebi eğer bir ülkenin yönetimi zekalı kişilerden oluşuyorsa o ülke muhakkak gelişir. Yok ama yönetim, korrupt ve asalak, benliğinden yoksun kişisizliklerden oluşuyorsa o ülkenin gelişmesi mümkün değildir. Bence sen gerçekten zekalı bir insana benziyorsun. Eğer mümkünse ve zamanın varsa haftada bir iki kez genel yazmaya bak ama lütfen yazmalısın! Senin yazılarını senin düzeyinde eleştirenler olursa muhatap alır onlarla gerekirse tartışırsın. Eğer düzgün yazılarına rağmen hakaret ve küfür gelirse artık dikkate almazsın, çünkü bir toplumu baştan sona eğitmek zaten mümkün değildir ama toplumun ileri gelenlerinin belli bir birikime sahip olmaları ve gelişmelerinin mümkün olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle değerli zamanımızı bu tür sapık heriflerle hiç geçirmeye gerek yok, çünkü onların tek amacı tartışmak değil, seni yormak ve bezdirmektir. Eğer bunların amaçları bu değilse benim yazım yukarıda gelsinler onun denğinde eleştirsinler. Ama bu "kabiliyet ve zeka" onlarda yok diyeceğim ama ihanet sandığımızdan da zekalıdır, çünkü onlarda görevini gördüğümüz gibi oldukça iyi yapıyorlar anacak bizim onları ignore etmemiz, insan yerine koymamız nasılda onları çıldırdıtıyor değil mi? Gördüğümüz gibi herifler paranoyaya kapılmış ona hakaret eden her mahlası ben sanıyor ve sanki çılgına dönmüş. Bütün bunlara rağmen yine de her arkadaş kendsi bilir; benim bu tip insanlar ile harcayacak bir saniyem bile yoktur, çünkü zamanım çok değerli ama ille de ona gereken cevabı vren arkadaşlar da varsa buyrun yapsınlar. Sonuç olarak: Benim kişiliğim yazdığım yazılarda saklıdır. Özel hayatım zaten kimseyi ilgilendirmez ama birisinin kalkıp benim gibi birisine ha sen Saddam'ı savunuyordun demiş, ha sen alçak, namussuz ve şerefsizsin demiş ne fark eder? Çünkü eğer bir Kürd Saddam gibi celladını savunmuşsa o Kürd gerçekten serefsiz, namussuz ve en alçaktır. Haksız mıyım? İyi günler diliyorum ...

slav ú réz bray Alan ! bra, benim inanki zamanim su anda yok duzenli yazmaya, sebebide sudur: (calismami bitidikten sonra bir onsozle yayinlayacaktim ama okudugum kadariyla yazilarini okuyabildigim kadariyla, ozgur dusunme ve dusunduklerini ayiaklari saglam duran bir sekilde savunma kabiyetin geliskin bir insanimizsin, dolayisiyla senin gibi bir insanin yazmam talebine siradan bir "hayir zamanim yok" gecistirmesiylen saygisiz bir duruma dusmek istemedigimden bu genis parantezi acmak zorunda kaldim) zeitgeistmovie.com uzerindeki orjinal videolardaki bazi anlatim ve anlam yuklemeleri turkceye cevrilen bolumunde (bana gore tabiiki) eksik kaliyor ve ben uzun videolar yerine kisa ve bolumler halinde kendim turkceye ceviriyorum ve insanliari sikmayacak bir bolumler dizisi hazirlayacagim.. ayarica, 2. sebep videolar cok uzun ve insanlari sikiyor 3. ben din, para sistemi, 11 eylul olaylarinin kaynagi, filizofik tekstler ve konusmlar bolumu ve venus project olarak bolumlere ayiracam. bana gore daha kolay ve insanlara sindire sindire aktarmak daha verimli olur. ve ayarica kurdce ye de cevirmeyi dusunuyorum.. Kurdce genel butun lehcelerden saglam online sozlukler ariyorum.. yoksa sadece kurmanci ile hem kurd ulusuna haksizlik hemde genis kurd kitlelerinede ulasamama noktasinda dogru olmaz. butun kurdce lehce agiz ne varsa onlarin mix'ini yapacam, bir ilk olur, ya yuzume gozume bulastiracam, yada ornek ve tesvik edici misyonunudan dolayi iyi bir insanlik gorevi yerine getirilmis olacak, ama, burdayim, bir kac yazi yazdim hepsi duruyor orda, orda net ve acik kedilerine apocuyum diyen her kurde yonelik cagrim var,, gelsinler tartisalim bra,, tartismadan kotuluk cikmaz, ama welakin!! buraya gelir gelmez yaptigim gibi, aynisini yaparim,, a.ocalan'i savunmak adina insanlarin namusuna dil uzatirlarsa, ayni sekilde bende direk abdullah ocalanin namusuna aynen onlarin kullandigi dille (ne eksik ne fazla) agzima gelen butun pis laflari ederim.. bir dusunce kufur ile savunulmaz! dusuncelerinizle gelin, icine adim attiginiz gunden beri baskaninizin kufur kulturu ile beyniniz yikanmissa, bu bizim sucumuz degil! Abdullah Ocalanín "perspektif"lerini sozum ona siyasal paradigmasini, size kufur, saldiri, o da olmazsa katletmeden baska savunacak bir yontem ogeretilmediki! asil kufur edenler sizler, yaptigi teksey abdullah ocalan ve surekasinin icyuzunu kurd toplumuna ulastirmaktan baska hic ama hic bir sey olmayan; adini burda zikretmeye gerek duymadigim yuzlerce binlerce kurdistanli yurdsevere, dusmanina dahi sarf etmeyecegin sozler soyleyenler sizler! Isamail Besikci'nin dedigi giib sizin gercekten Kurdluk DNA niz bozulmus.. neyse,, ... ben bosuna zeitgeist videolarini yapmiyacam,, tek tek ortaya koyacagim,ki abdullah ocalan ne kadar sahtekar ve dusunce çalma hirzisi oldugunu, eeh ne olacak zeitgeisti hareketinin turkí versiyonu anca bu kadar olur! hem taaa 1900lerden beri bu hareketin savunuculari var ve bu dusunce yeryuzune gittikce yayiliyor, baskanlari (abdullah ocalan) utanmadan kalkmis ben gilgamisi cozdum, yok ben marxi astim, yok falankesi sollarken birde kalcamla itekledim :))) hirsiz herif ne olacak,, hepinize o videolari once orjinalleri olmak uzer izlemenizi rica ediyorum,, ve abdullah ocalanin sozde savunmalarini veya kitap dedikleri ordan burdan calinti nusvedeleri inceleyin,, goreceksiniz ki (turkí model olarak) zeitgeist hareketinin ve bazi marjinal avrupa aydin ve filozoflarinin yapitlarindan caliti dusuncelere DEMOKRATIK KONFEDERALIZM :)) adini koymus,, haaa birde Devletle bir sorunumuz yok! diyor,, katil herif! marxi asmis bilmem kimi sollamis hirsiz herif ne hikmetse mustafa kemal'in "devrimci"ligini asamamis!! ha! iste gelsinler benimle tartisinlar.. istedikleri yontemle,.. kufur diyorsa kufurle..ben hayatta once onlara kufur etmedim etmiyorum ve etmeyecegimde.. ama yok biz demokratik cumhuriyeti, veya konfederalizmi her ne zikkimsa iste, savunuyoruz, diyorlarsa, ozaman sunu soyleriz onlara, demokratik cumhuriyet veya kofederalizm her ne ise, sizin inandiginiz gibi, bir siyasal talep degilmi? peki siyasal bir talepse, neden papagan gibi her agizina acana ayni nakarati tekrarliyarak siz kimsiniz? ne yaptiniz? cezaevindeki bir insan neden bu kadar saldiriyorsunuz vs gibi A-politik argumanlarla degil, adam gibi adabina uygun olarak bize burda demokratik cumhuriyetin kurdistandaki tarihsel koklerinden bahsedin.. ne menem bir dekomratik cumhuriyet olacakmis, anlatin ve bizi ikna edin.. bu yontem hem kendinize varsa sayginizin geregi, ve hemde karsindaki insana olan sayginin geregidir.. Ihanet, Alcak, Ajan, Isbirlikci, Koy Korucusu, mayin tarlasina surulen essekler, tirsikci, hepiniz kadinlasmissiniz, Kurd kadinlari kokuyor, bilmem kimler kadinlarini amerikalilara satiyorlar vs vs vs soylemler hic bir kendine yurdseverim diyen Kurdun agzindan cikmaz.. bunlari "siyaset dili"nin icin yerlestirenler sizlersini! biz degiliz.. Sozumu eskiden cok sevdiginiz unlu bolsevik lider Wilademi Iliç Lenin'in bir paragrafiyla bitirecem,. anlayana... Anlamak ozgurlesmektir.! sevgi saygilar kardesiniz [i][color=#0033CC]Evet beyler! Yalnızca bizi çağırmakta değil, istediğiniz yere, hatta bataklığa bile gitmekte özgürsünüz. Aslında bize göre sizin gerçek yeriniz bataklıktır, oraya ulaşmanız için size her türlü yardımı yapmaya da hazırız. Yeter ki ellerimizi bırakın, yakamıza yapışmayın ve o büyük özgürlük sözcüğünü kirletmeyin, çünkü biz de dilediğimiz yere gitmekte “özgürüz“, yalnızca bataklığa karşı değil, yüzlerini bataklığa doğru çevirenlere karşı da savaşmakta özgürüz.! (Lenin, Ne Yapmalı?)[/color][/i]

Ee ... bizden de sana başarılar dilemekten başka bir şey kalmıyor ... Zeitgeist için yaptığın işte kazandığın tecrübeleri inşallah ileride Kürdler için kullanırsın artık fakat bu işlerin [b]YERELDEN EVRENSELE[/b] olacağını da elbette biliyorsundur. Kürdistan'ın coğrafyası tertemiz ve Kürdistan çok, çok zengindir. Birçok yazım da yazdım istersen tekrarlayalım: Biz bu yüzyılda dünyayı Cennet'e çevirmeyebiliriz ama Kürdistan'ı özğür ve bağımsız yapabiliriz. Bunun anlamı: Her Kürde olmasada ezici çoğunluğa iş, temiz ekmek ve su, doyasıya özğürlük neden olmasın? Ben çok Science Fiction Filmine bakan, SciFi kitaplarını okuyan bir insan olarak insanlar arası kavganın öyle kolay kolay bitmeyeceğine, çünkü insanları insan yapan; [b]hırs, kıskançlık, çekememezlik, kibirlilik[/b] gibi özelliklerin olduğuna ve bu insanı ınsan yapan özelliklerin yok olması gerektiğini düşünenlerin büyük yanıldığını, dolayısıyla demokratik ve herkese "eşitliğin" olduğu bir düzenden yanayım. Toplum ve birey özğür olursa zaten o zaman çoğu sorunlarda çözülmüş sayılır. Bu nedenle başkasının kapısının önünü temizlemektense ilkin kendi kapımızın önünü temizleyelim derim. Eğer herkes kendi kapısının önünü temizlerse işte o zaman ancak dünyada da eşitlikçi ve özğür bir toplum mümkün olabilir ama bilindiği gibi her halk kendisinin kapısının önünü silerken elbette kendi çıkarlarını hep en üstte tutar. Bir örnek: Dünyada ne zaman para tümden kalkar? Dünyada Zeitgeistçilerin dediği gibi epğer internetteki gibi herkese her şey yeterince olur ve bir bolluk yaşanırsa olur. O zaman isteyen herkes internetteki gibi ihtiyacına göre istediğini üretir ve tüketir. Ama ya tuvaletlerimizi kim silecek, insaat ve fabrikada kim çalışacak? Robatlar. O zaman bu tür bir düzen ne zaman mümkün olur? bana göre 500, sana görede bin yıl olsun. Demek ki bu şimdilik sadece komünizm gibi bir idee, yani düşüncedir. Dikkatini çekerim; ben bu tür bir düşünce olmaz demiyorum. Ama ya Kürdlerin özğürlüğü ve bağımsızlığı bu yüzyılda mümkün değil mi? Bana göre sen, ben ve o yeterince çalışmadığı için, enerjimizi daha çok dünyayı kurtarmakla geçirdiğimiz için Kürdistan özğür olmuyor. Oysa Zeitgeistçilerin dediği herşeyi gelin ilkin Kürdistan'dan başlayalım dersek yanlış mı olur? Kürdistan temiz çoğrafyasıyla, zengin ülkesiyle neden süper modern bir toplum olmasın? Neyse kafanı ağırtmayacağım ama yinede herkes elbette bildiğini yapar ama şu Lenin'i de bir araştır dersem lütfen bana kızma sakın, çünkü Lenin Mıste Koru Kürdlere karşı destekleyen birisidir. Selam eder işlerinden başarılar dileğimle ...

[color=#0033CC][i]"Ee ... bizden de sana başarılar dilemekten başka bir şey kalmıyor ... Zeitgeist için yaptığın işte kazandığın tecrübeleri inşallah ileride Kürdler için kullanırsın artık fakat bu işlerin YERELDEN EVRENSELE olacağını da elbette biliyorsundur."[/i][/color] burda bir yakinma var gibime geldi:) ben zeitgeist hareketinin uyesi degilm bra, daha baska bir baslik altinda bu konuya deginmistim,, ben kurdum ve kurdlugum bana yasam bicimime ve dunyaya bakis acimi belirliyor.. ben o videolari oyle montajlarla aktaracam ki Kurd ulusunu basina corap ormeye calisan hirsiz ve katilin, caldigi kaynaklan cevap verecem.. benimkisi gelismekte olan bir hareketin yanlis olmayan esasinda bizede bir zarari olmayan bir dusunceyi, turkí usulu yobazlastirip devlete karsi olmadigini ama kurdlerin devletlerine karsi oldugunu soyleyerek o dusunceyi kirletmistir.bu koca bir sahtekarliktan baska ne olabilir? bunu spotlarla yapacam, bu sahtekarligi biz kurdlerin bilince cikarmasi lazim.. yoksa zeitgest hareketinin Ulusal Soruna bakis acilari kommunist ideolojilerinde ustende radikal yani DEVLETIN HER TURUNE KARSILAR .. bu da senin dedigin gibi belki 1milyon yil dahi surebilir bu surec..ee ne yapacagiz peki hep onun bunun kurdu mu kalacagiz.. Kurdistan gercekligine terstir.. ben su anda yasiyorum, su anda benim durumum ne olacak? diyebilecek Kurd bilinci gelismek istiyorsa bu bana gore; ozgur bireylerin, kendilerini gelistiren kesfeden, kendini her an yenileyen ve Kurd ulusunun kendi kaderini tayin hakkinin mutlak savunucusu bilinciylen gelismesine baglidir. bir baska husus da, ben bazi alintilar yaptim, zeitgeist hareketinden bilrek yaptim, yarin obur gun karsima aaaaa sen dinsizmisin gibi absurd sorular sorulmasin diye.. inanc veya inancsizlik benim ozel durumumdur.. ama eger birileri bir inanc adina basaka birini olduruyorsa ve insanlik tarihinin hemen hemen savaslarin tumu din uzerinedir ve din motif olarak kullanilmistir.. simdi ben bunu boyle goruyorum diye, hemen birinin cikip kafir dinsiz demesi ulusal bilinci savundugunu soyleyen bazi sahsiyetler tarafindan yapildimi hic te cekilmez olur. bu kadar genis dusunurum, ama ben bir kurdum ve somurge dahi adlandirilamayacak bir kolelik sisteminin cenderesine alinmisim, benim bu durumu bilince cikarip benide herhangi bir ulus gibi Kurd Ulusunun bir ferdi olarak kabul edecek bir sureci beklersem..wallah kusura bakmasin kimse ama, koca bir nah aliriz duser..Kurdler ozgurluk ve bagimsizlik mucadelesi veriyorlar. utanilacak bir sey degildir bu, utanmasi gerekenler Kurd Ulusunun ulus olmasindan kaynakli haklarini her turlu duzebazlikla, alcaklikla, gormezlikten geldigi gibi, ustelik katlediyor ve katledilmesine goz yumuyor, bugunku dunya sitemi Kurd Ulusunun bugunku konumundan sorumludur, birlesmis milletlerden tut, natosuna unesco'suna kadar, hepsi! Bu dunya cikarlar uzerine kurulu dogru. ama cikarlar uzerine kurulu bir duzen insanliga yakisirimi? tabiiki yakismaz. insanlik birbirine karsi birakin haklarini tanimayi veya ceyregini kabullenmiyi jenosidi dahi goze alabilecek durumda cinnet gecirebilecek bir seviyedeyken bole bir projeyi kurtarici olarak beklemekte yanlistir. zaten kendileri soyluyor: BU PROJENIN BASARIYA ULASABILMESI ICIN BU DUZENIN (PARA VE FAIZ DEN DOLAYI) TAMAMIYLE COKMESI LAZIM.. dolayisiyla, daha henuz dunya olcekli kapitalizm globallesmemisken, kalkip bu sitemin cokecegini mujdelemek hicte bana inandirici gelmiyor.. bu sistemin kendini curuten yani itibari ile cokecegi dogru ama ne zaman? yine ayni soru: ben kurd olarak nasil yasayacam o surce kadar? Dolayisiyla kimse bana insanin bu tur argumanlarla kurtulusa gidebilecegini soylemesin.. aklima gelmisken soyliyeyim, abd'nin ve diger avrupa ulkelerinin SADDAM YONETIMININ KITLE IMHA SILAHLARINA SAHIP OLMADIGINI yavas yavas dillendirdiler ya, niye mi? cunku o bizleri olduren gazlarin saticilari kendileri..Cellat Saddam Huseyin! ama bu dunya boyle.. biz henuz devlet dahi degilken, henuz bir ulusun kendi ulkesinede ozgurce dolasabilme hakkina sahip degiliz, onun bunun kurduyuz, bu halimizle kalkip emperyalizme karsi savas icine girmemiz icin aklimizi peynirle yamisiz, gucleri varsa gitsinler kendileri savasinlar. devlettirler, ordulari var jandarmalari var ozel timleri var celik kuvvetleri var zikkimin dibi var, var ha var tank, top, ucak, oraya buraya sozum ona kommunizme karsi mucadele edecekleri gunler icin sakladiklari bilmem ne kadar orduyu bilmem karsi ne kadar zaman savastirabilecek cephanelikleri de cabasi! de hadi savasin bakalim, diyeceksin, amma welakin,, .. kafani fazla sisirmeyeyim, ulusumun ve kendimin icindeki durumu hic bir zaman unutamam hic bir kendine insanim diyen unutamaz, sevgi selalar kardesin

yoo... rıca ederim, ben kendim Zeitgeist'ta çıktığın da üye oldum ve geçen ay üyeliğimi sildim, çünkü gelen mailler hep şu radyo da şu bu var, bilmem New York'ta şu toplantı var vs. ama onları düzenli takip ediyorum. Ayrıca zamanım oldukça zeitgeisthareketi.com'a da giriyorum ama çoğu maalesef Kürdler sözkonusu olduğunda çok irkçılar. Benim demek istediğim ise kurdlerin en önemli ve basit meselesini dünya sorunlarıyla, derin ideolojiler ile karıştırmamak lazım. Elbette Kürdistan'da dünyanın bir parçasıdır, fakat Kürdistan dünyanın 220 devleti tarafından değilde 4 devleti tarafından sömürgeleştirilmiş ve halkına büyük eziyet çektiriliyor. Şimdi felsefe yapmak, Allah'ı aramak, ideolojiler ile uğraşmak elbette her zekalı insanın doğal hakkıdır, fakat ben daha çok karnı aç olan insanın bu tür şeyler ile uğraşmasının absürd olduğunu düşünüyorum. Karnı aç olan insanın karnını dua etmek doldurur mu? Karnı aç olan insanın karnını felsefe ve ideolojiler doldurur mu? Benim cevabım hayırdır. Bu nedenle eğer senin benim gibi insanların karnı tok ise o zaman bizler belirli oranda felsefe yapar, dua eder belki ideolojiler ile de uğraşabiliriz ama vicdanımız Kürdistan'da olup biteni kabul etmediğiden o zaman bizim tüm bunları bir yandan öğrenirken, diğer yandan halkımızın, insanımızın ekmek, su, iş, konut, dahası özgürlük ve sömürgecilik gibi en acil sorunlarıyla ilgilenmemiz gerekiyor. İşte tüm bunları yaparken kendimizi teoride vs. kaybetmememk gerekiyor. Örneğin dinleri ele alalım. Kaç yılından beri dinler vardır? Benim bildiğim kadarıyla 5-6 bin yılından beri. Hırıstıyanlık örneğin bir ay önce 2010 yılını doldurdu. Şimdi 2010 yılından beri Hırıstıyanlığı savunan insanlar onu nasıl bir iki yılda terk ederler? Örneğin Jean Meslier [b]"SAĞDUYU" Tanrısızlığın İlmihali[/b] kitabını sanırım 1928'de falan yazdı. Jean Meslier Türkiye'de kattledilen Turan Dursun'a benzer. Meslier'in düşüncelerini yaymaya başlayanların başında Voltair gibi o dönemin aydınları gelir. Ama buğün kaç kişi bu kitabı tanıyor ve savunuyor? Benim bu din vs. gibi şeyler sözkonusu olduğunda önemsediğim isimlerden biri İmmanuel Kant'tır. Kant öğretisiyle bilimsel bilginin olanaklı olduğunu göstererek, Newton fiziğini temellendirir, fakat varlığın genel ilkeleri, Tanrı'nın varoluşu, ruhun ölümsüzlüğü gibi konuları ele alan geleneksel metafiziği olanaksız hale getirir. Çünkü, metafizik alanında, ruh, Tanrı, evren kavramlarını düşündüğümüz zaman, burada duyu-deneyi tarafından sağlanan malzeme bulunmaz. Bilginin iki temel öğesinden biri olan deney, tecrübe öğesi metafizik alanında söz konusu olmadığı için, akıl burada antinomilere düşer. Öyleyse metafizik alanında bilimsel bilgi olanaklı değildir. Bununla birlikte, Kant görünüş-gerçeklik ya da fenomen-numen ayrımını insan varlığına uygulayarak, ahlak olanağını kurtarır vs. Einstein insanların üç boyutu yani "X:Y:Z" kavradığını ama onun ötesini, yani dördüncü, beşinci ve yukarısını kavrama yeteneğinin olmadığını söylüyor. Şimdi şunu söyleyebilir miyiz? 1) Ben varım, dünya var, güneş sistemi var. 2) Ben var olduğum için bana ekmek, su ve konut gerekli. 3) Ben var olduğum için bana hava, su ve güneş gibi özğürlük gerekli. Oysa biz elbette uzayda örneğin sadece saman yolunda milyarlarca başka güneş sistemlerinin olduğunuda biliyoruz ama oralarda kesin olarak nelerin olduğunu ama bilmiyoruz. O halde felsefe elbette önemli ama felsefe veya din laf ile bize evreni ve ötesini açıklayacak güçte midir? Bu nedenle ben örneği kendim Agnostikerim ve insanın dünyayı, evreni ve ötesini acıklayacak güçte olmadığını düşünüyorum ama insanın genelde bu dünyada, özelde Kürdistan'da bütün zorluklara rağmen özgürlükçü, demokratik sistemin dayandığı evrensel insan hakları ve hukuku, sivil ve demokratik örgütlülük değerleri ve kurallarını belli bir AHLAK çerçevesinde kimseyi dıştalamadan, rencide etmeden uygulayabiliriz. Bilindiği gibi şöyle bir özdeyiş vardır: Less is more, more is a bore. Yani fazla coktur ve çok olan ise can sıkıcıdır. Bu nedenle eğer Batı'da yaşıyorsak onlardan elbette öğreneceğimiz çok şey vardır. Onların en iyi özelliklerini alalım kendimizde Japonlar gibi geliştirelim. Gerçi Japonların yaptığı çoğu kopi ama biz daha özğün, daha orijinal olalım. Ama zaten tekerleği yeniden bulmaya da elbette gerek yok ama bence uzay ve ötesi üzerine bırakalım bu gelecek 50-100 yıl daha Batı uğraşşın. Eğer din yok olacaksa, sosyalizm kurulacaksa ilkin sosyalizmin alt-yapısının olduğu kapitalist ülkeler de olsun. Bize ise en basit olan ekmek-su-konut ve özğür düşünce, hak ve hukuk, demokratik bir toplum lazım. Kürdistan hür ve bağımsız olduktan sonra her kes demokratik bir ortamda istediği partiyi secer ve secilir. Gerisi artık gelecek nesillerin görevidir bizim değil. Eğer dedelerimiz akıllı davrasaydı ve zamanında gereken mücadeleyi verseydi ben de bu akşam belki seninle parallel uzaylar üzerine konuşurdum:-) ama şansımıza durum öyle değil. İşte birçok Kürdte üzerine düşen görevi yeterince yapmadığı için bir toplum olarak maalesef sürünüyoruz. Sonuç olarak senin yazılarını çok önemsiyorum. Sen ne kadar yazarsan ben o kadar sevinirim, çünkü benim kafam bu gibi tartişmala ile hiç şişmez, tam tersine sanki meditasyon yapmış gibi rahatlıyorum ... inşallah görüşmek üzere ...

Biliyorum senin ingilizcen var ama ingilizcesi olmayanlar için sanırım: "Less is more, more is a bore!" anlamı şöyle tercüme edilebilinir; "Az çoktur, çok ise cansıkıcıdır!" Diğer bir şey de [b]aç olan bir insan felsefe yapamaz[/b] diyeceğime maalesef biraz evirmiş çevirmişim ama kusuruma lütfen bakma ...

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.