yoo... rıca ederim, ben kendim Zeitgeist'ta çıktığın da üye oldum ve geçen ay üyeliğimi sildim, çünkü gelen mailler hep şu radyo da şu bu var, bilmem New York'ta şu toplantı var vs. ama onları düzenli takip ediyorum. Ayrıca zamanım oldukça zeitgeisthareketi.com'a da giriyorum ama çoğu maalesef Kürdler sözkonusu olduğunda çok irkçılar. Benim demek istediğim ise kurdlerin en önemli ve basit meselesini dünya sorunlarıyla, derin ideolojiler ile karıştırmamak lazım.
Elbette Kürdistan'da dünyanın bir parçasıdır, fakat Kürdistan dünyanın 220 devleti tarafından değilde 4 devleti tarafından sömürgeleştirilmiş ve halkına büyük eziyet çektiriliyor. Şimdi felsefe yapmak, Allah'ı aramak, ideolojiler ile uğraşmak elbette her zekalı insanın doğal hakkıdır, fakat ben daha çok karnı aç olan insanın bu tür şeyler ile uğraşmasının absürd olduğunu düşünüyorum.
Karnı aç olan insanın karnını dua etmek doldurur mu?
Karnı aç olan insanın karnını felsefe ve ideolojiler doldurur mu?
Benim cevabım hayırdır. Bu nedenle eğer senin benim gibi insanların karnı tok ise o zaman bizler belirli oranda felsefe yapar, dua eder belki ideolojiler ile de uğraşabiliriz ama vicdanımız Kürdistan'da olup biteni kabul etmediğiden o zaman bizim tüm bunları bir yandan öğrenirken, diğer yandan halkımızın, insanımızın ekmek, su, iş, konut, dahası özgürlük ve sömürgecilik gibi en acil sorunlarıyla ilgilenmemiz gerekiyor.
İşte tüm bunları yaparken kendimizi teoride vs. kaybetmememk gerekiyor. Örneğin dinleri ele alalım. Kaç yılından beri dinler vardır? Benim bildiğim kadarıyla 5-6 bin yılından beri. Hırıstıyanlık örneğin bir ay önce 2010 yılını doldurdu. Şimdi 2010 yılından beri Hırıstıyanlığı savunan insanlar onu nasıl bir iki yılda terk ederler? Örneğin Jean Meslier [b]"SAĞDUYU" Tanrısızlığın İlmihali[/b] kitabını sanırım 1928'de falan yazdı. Jean Meslier Türkiye'de kattledilen Turan Dursun'a benzer. Meslier'in düşüncelerini yaymaya başlayanların başında Voltair gibi o dönemin aydınları gelir. Ama buğün kaç kişi bu kitabı tanıyor ve savunuyor?
Benim bu din vs. gibi şeyler sözkonusu olduğunda önemsediğim isimlerden biri İmmanuel Kant'tır. Kant öğretisiyle bilimsel bilginin olanaklı olduğunu göstererek, Newton fiziğini temellendirir, fakat varlığın genel ilkeleri, Tanrı'nın varoluşu, ruhun ölümsüzlüğü gibi konuları ele alan geleneksel metafiziği olanaksız hale getirir. Çünkü, metafizik alanında, ruh, Tanrı, evren kavramlarını düşündüğümüz zaman, burada duyu-deneyi tarafından sağlanan malzeme bulunmaz. Bilginin iki temel öğesinden biri olan deney, tecrübe öğesi metafizik alanında söz konusu olmadığı için, akıl burada antinomilere düşer. Öyleyse metafizik alanında bilimsel bilgi olanaklı değildir. Bununla birlikte, Kant görünüş-gerçeklik ya da fenomen-numen ayrımını insan varlığına uygulayarak, ahlak olanağını kurtarır vs.
Einstein insanların üç boyutu yani "X:Y:Z" kavradığını ama onun ötesini, yani dördüncü, beşinci ve yukarısını kavrama yeteneğinin olmadığını söylüyor.
Şimdi şunu söyleyebilir miyiz?
1) Ben varım, dünya var, güneş sistemi var.
2) Ben var olduğum için bana ekmek, su ve konut gerekli.
3) Ben var olduğum için bana hava, su ve güneş gibi özğürlük gerekli.
Oysa biz elbette uzayda örneğin sadece saman yolunda milyarlarca başka güneş sistemlerinin olduğunuda biliyoruz ama oralarda kesin olarak nelerin olduğunu ama bilmiyoruz. O halde felsefe elbette önemli ama felsefe veya din laf ile bize evreni ve ötesini açıklayacak güçte midir? Bu nedenle ben örneği kendim Agnostikerim ve insanın dünyayı, evreni ve ötesini acıklayacak güçte olmadığını düşünüyorum ama insanın genelde bu dünyada, özelde Kürdistan'da bütün zorluklara rağmen özgürlükçü, demokratik sistemin dayandığı evrensel insan hakları ve hukuku, sivil ve demokratik örgütlülük değerleri ve kurallarını belli bir AHLAK çerçevesinde kimseyi dıştalamadan, rencide etmeden uygulayabiliriz.
Bilindiği gibi şöyle bir özdeyiş vardır: Less is more, more is a bore. Yani fazla coktur ve çok olan ise can sıkıcıdır. Bu nedenle eğer Batı'da yaşıyorsak onlardan elbette öğreneceğimiz çok şey vardır. Onların en iyi özelliklerini alalım kendimizde Japonlar gibi geliştirelim. Gerçi Japonların yaptığı çoğu kopi ama biz daha özğün, daha orijinal olalım. Ama zaten tekerleği yeniden bulmaya da elbette gerek yok ama bence uzay ve ötesi üzerine bırakalım bu gelecek 50-100 yıl daha Batı uğraşşın. Eğer din yok olacaksa, sosyalizm kurulacaksa ilkin sosyalizmin alt-yapısının olduğu kapitalist ülkeler de olsun. Bize ise en basit olan ekmek-su-konut ve özğür düşünce, hak ve hukuk, demokratik bir toplum lazım.
Kürdistan hür ve bağımsız olduktan sonra her kes demokratik bir ortamda istediği partiyi secer ve secilir. Gerisi artık gelecek nesillerin görevidir bizim değil. Eğer dedelerimiz akıllı davrasaydı ve zamanında gereken mücadeleyi verseydi ben de bu akşam belki seninle parallel uzaylar üzerine konuşurdum:-) ama şansımıza durum öyle değil. İşte birçok Kürdte üzerine düşen görevi yeterince yapmadığı için bir toplum olarak maalesef sürünüyoruz.
Sonuç olarak senin yazılarını çok önemsiyorum.
Sen ne kadar yazarsan ben o kadar sevinirim, çünkü benim kafam bu gibi tartişmala ile hiç şişmez, tam tersine sanki meditasyon yapmış gibi rahatlıyorum ...
inşallah görüşmek üzere ...
Re: Re:Kurd Ulusunun mevcut konumunu kendine insanim diyen hic k