Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 17 November 2009

Dersim'den önce KoçEbubekir Hazım Tepeyran'ın anılarını içeren ’Belgelerle Kurtuluş Savaşı' kitabı Gürer yayınları tarafından geçtiğimiz günlerde yayımlandı.
Tepeyran'ın anılarının bir bölümü ’Ümraniye (Koçkiri) Olayı ve Nurettin Paşa' başlığını taşıyor. Tepeyran, Milli Mücadele döneminde, ’Koçgiri ayaklanması' olarak bilinen olaylara ilişkin ilginç bilgiler veriyor, değerlendirmelerini yazıyor.
Cumhuriyet gazetesi yazarı Oktay Akbal'ın dedesi olan Tepeyran, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönem Dahiliye Nazır (İçişleri Bakanı)larındandı. Milli Mücadeleyi desteklediği gerekçesiyle işgal İstanbul'unda idam cezasıyla yargılanan Tepeyran, Cumhuriyet döneminde de milletvekilliği ve aralarında Sivas da olan değişik illerde valilik görevlerinde bulundu.
Tepeyran, İkinci Meclis'teki milletvekilliği döneminde Mustafa Kemal'le uyuşamadı, üçüncü dönemde milletvekili olamadı. Oktay Akbal o dönemi şöyle değerlendiriyor: “Anayasa hazırlıklarında Hazım Bey'in kimi önerileri, Mustafa Kemal'in istekleriyle uyuşmaz. Örneğin ayan meclisi ve senato kurulmasından yanadır. Hazım bey Cumhurbaşkanına geniş yetkiler verilmesini, Cumhurbaşkanı'nın hem hükümete, hem TBMM'ye başkanlık etmesini doğru bulmaz.“
Koçgiri, şimdiki Sivas'ın Zara ilçesinin adı. O dönemdeki nüfusunun önemli bir çoğunluğu Kürt-Alevi. Koçgiri katliamının hemen ardından Sivas'a vali olarak atanan Ebubekir Hazım Tepeyran, 1921 yılında yaşanan olayların bir ayaklanma değil, orada komutanlık yapan ve ’Sakallı Nurettin' olarak bilinen Nurettin Paşa'nın acımasız bir katliamı olduğunu belgelere dayanarak anlatıyor.
Sakallı Nurettin'in İzmir yangınının da sorumlusu olduğu söylenir. Bir başka icraatı ise Ali Kemal'i İzmit'te linç ettirmesidir. Buna benzer başka eylemleri de vardır.
***
Tepeyran'a göre; Sivas'ın Koçgiri (Zara) kasabasında askerlere bir saldırı olduğu gerekçesiyle başlatılan ’tenkil' hareketi çok vahşi boyutlara ulaşmıştır. Yöreye gönderilen Nurettin Paşa 14 Mart 1921 tarihli bildirisinde gelişmeleri şöyle değerlendirmişti: “1. Sivas iline bağlı Zara ilçesi (bu ilçeye ’Koçkiri' de denir) sınırları içinde yerleşik bulunan Koçkiri aşiretleri arasına sokulan bazı arabulucu kötü amaçlı kişilerin kandırdığı bu aşiret reislerinden çoğunun rıza ve muvafakatları dışında bir kısım ayaktakımı Kürtler, Ümraniye'deki askeri müfrezeye saldırmış ve bazı subaylarla Ümraniye'de bulunan Zara ilçesi kaymakamını tutuklamışlardır. Bu ayaklanmacılar, davranışlarının nedeni olarak, hükümetin sözde Kürtleri vuracağını söylemesiyle korku ve kaygıya kapılmış olduklarını yaymışlar...“ (s.211)
Askerin harekete geçmesi üzerine, şehir eşrafı bir ’öğüt kurulu' oluşturarak araya girer ve bir uzlaşma sağlanır. Kaymakam ve subaylar serbest bırakılır. İsyancılar için Sivas'ta ’harp divanı' kurulmasına karar verilir. Ayrıca yapılan uzlaşmayı güvence altına almak amacıyla bir taahhüt belgesi de hazırlanır.
Tepeyran o günleri anlatırken şöyle diyor:
“Öğüt kurulu, Zara'dan dönüşünde komutan paşayı görerek, gerek asker göndermenin caydırıcılığının, gerekse yayımladığı bildirinin etkisiyle sorunun böylece çözülmesini uygun görmesinden dolayı kendisini kutlarlar.“
Fakat Nurettin Paşa'nın, “’Öyle ama, bu kadar asker toplandı, ben buraya kadar geldim; bir şey yapılmazsa olmaz', dediği ve bunun üzerine askeri harekâtın sürdürüldüğü, Sivas'ta yaygın olarak konuşulmakla birlikte, bu söylentinin doğru olduğunu Şefik Bey bizzat bana söylemişti.“ (s.211)
“Böylelikle Ümraniye bucağına ve Zara ilçesinin merkezine bağlı köylerden 76 ve Divriki ilçesinde 57 toplam 132, savaştaki düşman istihkamları gibi yakılmış, yıkılmış ve yüzlerce nüfus öldürülmüştür. Ayrıca bütün mal, eşya, zahire ve hayvanları yağmalanmıştır. Binlerce nüfus da dağlarda, kırlarda açlıktan ve sefaletten ölüme mahkum edilmiştir.“ (s.216)
“Nurettin Paşa, hükümetin güvenip kendisine verdiği yetkiyi pek kötü kullanarak yarattığı facialarla yetinmemiş, Koçkiri ileri gelenlerinden öldürülen ya da can korkusuyla dağlarda saklanan kişilerin ailelerini de Sivas'a sürmüştü“ (s.218)
Bu değerlendirmeler, olaylardan üç ay sonra Sivas'a vali olarak atanan Ebubekir Hazım Tepeyran'a ait. Zara'nın Alevi-Kürt nüfusu Dersim'den tam 26 sene önce bir katliam ile yüz yüze gelmişti. Üstelik, zaman Milli Mücadele dönemiydi. Anadolu'nun desteğine her zamankinden çok ihtiyaç hissedildiği bir dönemdi.
’Koçgiri Katliamı' resmi tarihin pek görmek, göstermek istemediği olaylardandır. Tarihi yeniden okumak, yeni bir gözle okumak ve gerçeklerle yüzleşmek iyi olacak.
Hele de Onur Öymen'i dinledikten sonra...giri katliamı

Anonymous (not verified)

Wed, 11/18/2009 - 03:31

1920-21 Kocgiri Isyani ve sonuclari: 1915 Soykirimiyla Ermeniler „temizlenmi$“ sira Alevi ve Sunni Kürdlere gelmi$ti. Osmanlidan devralinan Türk üniter devletinin kar$isinda Kürd-Alevi bagimsizlik hareketi yükselmeye ba$liyordu. Kocgiri isyaninin en temel özelligi Kürd ulusunun kendi kaderini tayin etme hakkina dayanmasi ve bunu acik bir $ekilde talep etmesidir. Wilson Prensiplerinin (özellikle 12. Maddenin) uygulanmasi talep edilir. Ayni siralarda Istanbul yönetiminin kar$isinda ittihatcilar Mustafa Kemal önderliginde Ankara hükümetini kurmu$ ve Mustafa Kemal Erzurum –Sivas Kongrelerine Kürd ileri gelenlerini cagirir. Entrikaci Mustafa Kemal,e güvenmeyen Kocgiri isyan lideri Ali$er Mustafa kemalin Sivas Kongresine davetini kabul edip tek ba$ina Kongreye katilir ve kendi görü$lerini aciklar: Sultanin yönetimindeki Osmanli federasyonu cercevesinde bir Kürd Özerkligi isteyerek Istanbul yönetimini Mustafa Kemal yönetiminin kar$isina cikartiyordu. Alevi olan Ali$er Mustafa Kemal,in kendisini Ankara,daki Millet Meclisi,nin ba$kan adayi olarak gösterme teklifini geri cevirip, kasim 1919,da Sunni Istanbul yönetiminin madalyasini kabul etti.(!) Ali$er yönetimindeki Kocgiri-Dersim Kürdleri Kemalist hareketin kendi cikarlarini temsil etmedigini , Sivas kongresinden cikan kararlarla iyice anlami$lardi. Cünkü O kongreden kuvayi milliye denilen ittihatci kemalist zihniyetin „üniter devlet“ hedefi karari cikiyordu. Daha önce ve daha sonralari yapilan tüm Kürd isyanlarinin en devrimci ve Ulusal istemleri en cok öne cikan isyan KOCGIRI ISYANI,dir. Kocgiri Isyani, Wilson Prensipleri,nin Kürdlerin kendi kaderlerini tayin hakkina dayanan dü$üncesiyle cagda$ ve moderndi. Sadece Alevi Kürdlerin katilmi$ oldugu bir isyan olmasina ragmen isyan Liderleri kendilerini Ubeydullahin oglu Seyit Abdulkadir tarafindan Istanbulda temsil edilen Kürdistan Teali Cemiyetine bagli hissediyorlar, Istanbulda yayinlanan Kürd gazetesi Jin,i okuyorlardi. Wilson Prensipleri nin izahati Jin gazetesinin sürekli konusuydu.Kocgiri- Dersim isyani lideri ve Kürd-Alevi özerklik hareketinin ba$ ajitatörü Ali$er, Kürdistan Teali cemiyeti ba$kani Abdulkadir ile sürekli temas halindeydi. Ali$er kar$i konulmasi gereken bir tuzak olarak gördügü Kemalist harekete kar$i halki örgütleyip direni$e cagirdi. 8 Aralik 1920 tarihinde Isyan liderleri Mustafa kemal,e Serv antla$masina dayanarak Diyarbakir, Mamuretüleziz, Van ve Bitlis yörelerini kapsayacak bir Kürdistan talebinde bulundular, aksi taktirde silahli mücadeleye ba$vuracaklarini acikladilar. Mustafa kemal Ali$er,den sonra, özerklik hareketinin ikinci önemli lideri Nuri Dersimi,yi tutuklattirir, ancak Dersimin en nüfuslu lideri Seyit Riza,nin baskisiyla birakmak zorunda kalir. 14 $ubat 1921 yilinda Mustafa kemal 6. Süvari Alayi Kocgiriye gönderir.Kürdler türk gücleriyle girdikleri cati$madan muzaffer olarak ayrilir ve 7 mart,ta Ümraniye meydanina Kürt bayragi dikerler. Bu yenilgiden sonra Ankara hükümeti daha büyük bir gücle Kocgiri üzerine Ordu gönderir ve 1921 yilinin ilkbahar aylarinda isyan bastirilir, köyler yakilip yikilir ve Kürdler katliamdan gecirilir. Bu Dersim kiriminin ilk basamagiydi. Kürdlerin tecrit edilmi$likleri, a$iret yapilari, modern örgütlenme ve sava$ araclari eksiklikleri yüzünden Kocgiri Kürd-Alevi bagimsizlik hareketi en ba$indan yenilmeye mahkumdu. Kar$ilarinda Kürdistanda sava$a hazir orduya, i$leyen bir memur aygitina, modern silahlara ve haberle$me araclarina sahip türk sünni hareketi bulunuyordu. Kocgiri hareketinin kanli bir $ekilde bastirilmasindan sonra Ekim 1921,de Millet Meclisinde birkac Kürd milletvekili, devletin kari$tigi bu korkunc olayin $effafla$tirilmasi gerektigini savunarak acik görü$me yapilmasini istediler. Kocgiri tarti$masi sonrasi Kürd meselesi de gecici olarak bir tarti$ma konusuna dönü$mü$tü. Kurulu$ a$amasinda olan ve destege büyük ihtiyaci olan Mustafa Kemal yönetimindeki Kemalist hükümetin genlerinde bulunan hile yoluna ba$vurmaktan ba$ka caresi kalmami$ti. „..1922 ba$larinda, Millet meclisi, bir komisyon tarafindan Türkiye Kürdistani,nin özerk yönetimi icin hazirlanan plani görü$tü. Bu plana tekabül eden yasa tarasisi, 373,e kar$i 64 oyla kabul edildi. Yasa yerel bir Kürd Parlamentosunu ve Kürd okullari kurulmasini öngörüyordu,. Resmi Dil Türkce olacakti ve tüm önemli makamlar Ankara,nin denetimine tabi tutulacakti....“ (*) Kemalist rejim bu gecici karari bir oyalama araci olarak kullanarak 24 Temmuz tarihli Lozan Antla$masina kadar Kürdleri oyaladi. Lozan antla$masiyla uluslararasi tehlikeyi bertaraf eden Kemalist rejim , gercek niyetini artik göstermenin zamaninin geldiginin bilinciyle tek ulus, tek dil, tek din, tek devlet ayaklari üzerine oturtulan ve „Egemenlik, kayitsiz $artsiz türk milletinindir“ barbar ve irkci sloganinda ifadesini bulan „Üniter türk devletinin“ ilanina gitti. 08.04.2008 Ézdi $ér (*)Robert Olson,un (Emergence of Kurdish Nationalism) adli kitabindan sayfa 40. Ayrica bakiniz; Hans Lukas Kieser,in Iskalanmi$ Baris adli kitabi. Sayfa.573.

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.