Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 8 March 2009

Değerli Newroz.Com ve Kürdistan Forum Okuyucuları

Bundan böyle Newroz.Com'da Kürdistan'da dinsel gruplar hakkında
bir yazı serisini yayınlayacağız. Bu yazı serisini bir çok Güneyli araştırmacının ortak bir şekilde kaleme aldığı "Hakka Tarikatı" ile başlatıyoruz. Bu çalışmaya katkıda bulunan Mustafa Askeri, Hamza Abdullah, Muhamede Mella Kerim, Prof. İzeddin Mustafa gibi değerli araştırmacılarıdır.
Bu yazı serisini takip edecek olan arkadaşlar, Kürdistan'da var olan dinsel grupları kıyaslama ve kökleri hakkındada bilgi sahibi olacaklar. B

Saygılarımızla

Netkurd Çalışanları

Önsöz

Kürdistan'da tarih boyunca, birçok dini, politik ve toplumsal hareket, hüküm sürmekte olan dine, yetkili otoriteye veya o günün toplumsal örf adetlerine karşı meydana gelmistir. Bu hareketleri incelediğimizde; herbirinin meydana geldigi ortama göre ilerici veya gerici bir özelliğe sahip olduğunu anlayabiliriz. Ama bu hareketlerin büyük bir kısmı bu gün unutulmuşlardır. İsimlerinden sözedilmez ve kitaplar onlardan bahsetmez. Ama bu hareketler dilden dile veya folklor aracılığiyla degişikliğe uğrayarak günümüze ulaşmışlardır. Bu nedenle de bu gün Kürt halkının kültürel, ekonomik, toplumsal ve siyasal tarihini yazmak çok zor bir iştir. Bunu gerçeklestirmek icin büyük bir çaba harcamak ve bir çok tarih kitap ve kaynaklardan yararlanmak gerekir.
Bu durum sadece eski tarihlerdeki olaylar için değil, ama aynı zamanda XX.yy. da meydana gelen hareketler içinde geçerlidir. Eğer ortaçağdan bahsedecek olursak; islam alemi gerici feodal hükümranlığın altında olduğu için işler daha karmaşık hale gelir. İran'ın ve İstanbul'un yüzlerce yıllık arşivini, Avrupa'nın büyük kütüphanelerindeki kaynakları ve Kürdistan'ın cami, kilise ve imam hücrelerinin elyazılarını araştırmamız gerekir.
Güney Kürdistan'in 20.yy. da en önemli olaylarından biri de Hakka hareketidir. Bu hareket, büyük bir dini ve toplumsal harekettir. İslam dünyasinda var olan birçok dini tarikatin çatışmasının sonucunda oluşan bir olaydır. Aynı zamanda bu bölgelerde hüküm sürmekte olan toplumsal baskılara karşı bir tepki hareketidir. Şimdiye kadar bu hareket hakkında yeteri kadar bilgi yayınlanmamıstır.
Bu inceleme de Hakka tarikatı şeyhlerinin ailesinden olan ilerici aydın Mustafa Askeri tarafından yazılmıştır. Ama bu incelemede sözkonusu hareketin her yönünü yeteri kadar açığa kavuşturmamıştır. Ama yinede bu inceleme, daha önce bu konu hakkında herhangi bir araştirma yapılmadıgı için önemli bir çalişma sayılır. Bu nedenle de dostum olan bu kitabın yazarı bu çalışmasıyla ilgili beni haberdar edişi beni çok sevindirdi. Bende ona bazı yardımlarda bulunmaya, bu incelemeyi gözden geçirmeye ve gerekli dipnotları yazmaya söz verdim. Hakka hareketinde rolü olan veya o dönemde yaşayan ve hala hayatta olan birçok kimseye bu kitabin müşveddesini göstermek istedim. Böylece onlar da bu çalışma hakkında düşüncelerini açıklayabilirlerdi. Bu düşüncemi kitabın yazarı olan Mustafa Bey'e öneri şeklinde sundum. O da önerimi kabul etti ve düşüncelerini alma konusunda Hamza Abdullah Hoca ile Şeyh Hüseyin Haneka'yi seçtik. Ayrıca başka birkaç kişiye örnegin; Dr. Abdulsattar Tahir Şerif ve Dr. Izettin Mustafa Resul'a da kitabı gösterdim. Bu kişiler de yazılı ve sözlü olarak düşüncelerini aktararak büyük yardımlarda bulunmuşlardır. Onların açıkladığı düşünceler kendi adlarına dipnotlarda belirtilmiştir. Ayrıca Hamza Hoca ile Dr. Izettin'in ek yazıları'da kitabın sonunda yayınlanmıştır. Ayrıca Hamza Hocanın önerisi üzerine kitabın ismini degiştirdik. Kitabın daha önceki ismi „Hakka hareketi yurtsever bir hareket" idi. Hamza Hoca bu önerideki amaçını şöyle dile getirmiştir: „Hakka hareketi başlangıçta yurtsever bir hareket degildi. Ama sonradan ülkenin siyasi durumuna göre yurtsever hatta ilerici bir nitelik taşımıştır. Çünkü bütün hareketler ya ilerici ve toplumsal siyasal bir özellige ya da gerici bir özelliğe sahiptir.
Hakka hareketi de, bir köylü hareketi olarak Kürdistan'ın o günlerde sürmekte olan feodal gerici düzenine karşı bir harekettir. "Bu kitap basit bir şekilde okuyucuya sunulmuşta olsa, bu çalısmanın baska çalışmalar için bir başlangıç olmasını, bu konuda veya benzer konularda ulusumuzun toplumsal tarihinin açıklanmasında katkılarda bulunmasını yürekten diliyorum.
Muhammed Mela Kerim, 14. 09. 1982 Önsöze ait Dipnotlar 1. Bildiğim kadarıyla, şimdiye kadar Hasan Aualani'nin makalesinin dışında Hakka hareketi hakkında hiçbir şey yayınlanmamıştır. O da „Irak gazetesinde çıkan Muhammed Mela Kerim'in yazılarına bir ışık" adıyla, Süleymaniye'de çıkan „İşçi Emği" gazetesinin 6. sayısında 1980 de yayınlanmıştır. O da, kendisinin de belirttigi gibi daha fazla bu kitabın yazarına ait bilgilere itimat etmiştir.
Benim bu konudaki yazım 31 Ekim 1979 da „Irak" gazetesinde yayınlanmıştır. Bu yazımda Hakka hareketi gibi böyle büyük bir hareket hakkında şimdiye kadar bir şeyin yazılmadığına dair eleştirilerde bulunmuştum.
Hasan Aualani'nin makalesinin dışında, Hamza Abdullah Hoca'da „1956'da bir makale yazdım. Bu makale Kürt aydınlar Cemiyeti tarafından yayınlanacaktı. Ama yayınlanmadı, ayrıca Köysançak'da Hakka hareketi hakkında bir makale yazdım ve bu makale KDP'nin yayınları içinde yayınlandı. Ama bu makalem biraz degiştirilmiştir" demektedir.
Hakka hareketini siyasal, tarihsel ve toplumsal açıdan ele alırsak, şimdiye kadar anlatılan kaynaklardan ibarettir. Edebiyat ve sanat bakımından ele alacak olursak; şimdiye kadar hiçbir edebiyatçı ve sanatçı bu önemli hareketten söz etmemiştir.
Hakka'lıların toplumsal yaşamının düzenlenmesinde, ekonomik eşitlik ile kadın özgürlügü yönündeki istekleri ve bu isteklerin yerine getirilmesindeki azimlilikleri, şiirlere ve romanlara konu olabilecek materyallerdir. Hatta bununla ilgili çeşitli şarkılar düzenlenmeli ve tablolar çizilmelidir. Hiç şüphem yok ki, Kürdistan'ın gelecek sanatçıları bu konuyu ele alacaklardır. Ama bu konuya bu günden eğilmelidir. Çünkü bu harekete katılan bazı insanlar hala hayattadırlar ve bunların aracılığıyla daha doğru ve belgesel bilgiler elde edilebilinir.
(M.M.K.) 2. Kendime ait dipnotlarla sayın Mustafa Eskeri'nin dipnotlarını ayırmak istedim. (M.M.K.) 3. Şeyh Settar da Hamza Hocanın önerisinden habersiz böyle bir öneride bulunmuştu. (M.M.K.) 4. Ümit ederim ki; ilerde bir Kürt aydını, Kürdistan'daki „Kakayı" tarikatı hakkında ve onların dinini ve tarihini konu edecek değerli bir kitap yazar. (M.M.K.) 5. Şeyh Settar'a göre yetenekli kişiler; Hakka hareketinde yeralıpta hayatta kalanlarla görüşmelidir. Onlara çesitli sorular sorulup çevapları kasetlere kaydedilmelidir. Şeyh Settar kendisi, 10. 01. 1979 da Mela Selam, Mela Mustafa Trehor ile görüşmüs ve konuşmayı banda almıştır. Şeyh Settar bu bandı bana verdi. Ben de kitabın birçok dipnotunda ona yer verdim ve bu bilgilerin sözkonusu kasetten alındığına dair işaret verdim.
(M.M.K.) "Şedele" Şedele, Süleymaniye ilinin Surdaş nahiyesinin bir köyüdür. Mergepan Vadisinin bittiminde Piremegrun ile çermaban dağları arasındadır. Oradaki dağa Daban dağı denir. Köyün ortasından bir nehir geçer. Bahsetmek istedigim taraf ise Çermaban dağının tarafındaki kısımdır. Zamanında Hacı Şeyh Rıza Eskeri´nin oğlu Haci Şeyh Mustafa burada bir köy inşaa edip bir de cami yaptırmıştır. Köyün arka taraflarında güzel ve soğuk suyu olan bir Kuyu bulunmaktadır. Köyün etrafında dut ve üzüm ağaçları vardır. Kuyunun suyu da camiye çekilmiştir ve caminin havuzu ve etrafındaki ağaçlar eski güzelliğini koruyamamış harabeye dönmüştür.
Piremegrun dağı caminin balkonundan süslenmiş gelin gibi görünür. Dağın herbir tepesinin özel bir manzarası vardır. Ve Piremegrun; Kürdistan´ın en güzel ve yüksek dağlarından biri olduğu için kendisiyle iftihar eder, işte bu güzel köyde 1920´lerin sonlarında "Hakka" adında dini ve toplumsal bir hareket ortaya çıkmıştır. Bu hareketin lideri Haci Şeyh Riza Eskeri´nin oğlu Haci Şeyh Mustafa´nin oğlu olan Şeyh Abdülkerim´di. 1. Hacı Şeyh Rıza; Ağçalar nahiyesine bağlı olan Esker köyündendi. Bu zat, Şeyh Osman Seyit Abdülkadir Seyit Semsettin Seyit Abdussamat Seyit Baba Resul Berzanci´nin oğludur. Babası imam Ali´nin sülalesindendir. Esker köyünde oturmuş ve Kerkük'te vefat etmiştir. Oğlu Haci Şeyh Mustafa I. Dünya savaşında İngilizlere karşı savaşmak için Irak´ın güneyine gitmiş. 1915 yılında Bağdat'da vefat etmiştir. Ve Şeyh Çüneyt Bagdadi mezarlığında toprağa verilmiştir. 2. Edmans´a göre bu hareketin kurucusu Haci Şeyh Arif Sergelu´dur. (Bakınız; C-G-Edmons, "Kürtler, Türkler ve Araplar".
Cercis Fethullah´ın çevirisidir. Bagdat Tayms matbaası. 1971. s: 187). Ama gerçekten hareketin kuruçusu Şeyh Abdulkerim Şedele´dir. Haci Şeyh Arif de Şeyh Abdülkerimin akrabasıdır. Dini Düsüncesi akrabalığı sayesinde ona çok yakındı. Hacı Şeyh Arif aynı zamanda Kerküklü Seyit Ahmet Hanekanın amcasının oğludur. "Surdas Bölgesinde Naksibendi Tarikatı" Surdaş bölgesinde Şeyh Ahmet Serdar, naksibendi tarikati icazetini Mevlana Halit´ten almıştır. Bu icazat ondan sonra oğlu olan Şeyh Kadir´e devrolunmuştur. Ondan sonra da bu tarikat Hacı Şeyh Rıza Eskeri´ye geçmiştir. O da Şeyh Muhammet illallahi kendisine vekil seçmiştir. Ondan sonra da Haci Şeyh Rıza'nın oğlu olan Hacı Şeyh Mustafa 1915 yılına kadar tarikatı almıştır ve aynı yılda vefat etmiştir.
Hacı Şeyh Mustafa´nın vasiyetine göre, Şeyh Mela Ahmet Gelneri tarikatı almıştır. O da 1919´da vefat etmiştir. Bir yıl sonra da Şeyh Abdulkerim Şedele, Surdaş, Merge, Mirza Rustem, Köysancak, Agçalar ve Şivan bölgelerinde tarikatı yaymaya başlamıştır.
1. Mevlana Halit, Hüseyin Caf Mikayeli´nin oğlu Ahmet´in oğludur 1779´da Süleymaniye´nin Karadağ nahiyesinde dünyaya gelmiştir. 1827´de Şam´da vefat etmiştir. Baban bölgesindeki din hocalarının yanında okumuş, tarikatı ögrenmek için Hindistan´a gitmis ve Nakşibendi tarikatını Şah Abdullah Dihlevi´den almıştır. Ondan sonra Kürdistan´a dönmüştür. Baban emirleriyle anlaşmazlıga düşünçe Şam´a göçetmiştir.
(Nakşibendi tarikatı ve Mevlana Halit hakkında daha fazla bilgi edinmek için bakınız: Mela Abdulkerim Müderris; Ünlülerin anısı. I. Cilt. Kürt bilim Kurulu matbaasi, Bagdat, 1979).
2. Kerim Zend; Mevlana Halit´in, zamanında Mergepan´dan Surdaş'taki Sergelu´ya döndügünü; orada Şeyh Kadir´in kendisine vekil ettigini ve onunda Şeyh Ahmet Serdar´ı yerine atadıgını belirtir. (Bakınız; Kerim Zend, "Kürdistan´da dini inançlar Süleymaniye, 1971, s: 85).
Mevalana Halit´in Sergeluya gelişi, Kerim Zend´in de dedigi gibi doğrudur ve Hakkalıların içinde de yaygındır.
Şeyh Hüseyin Haneka da: "Şeyh Ahmet Serdar, Mevlana´yı Sergelu´ya davet etmiş ve Henaran vadisinden geçmişlerdir." der.
3. Şeyh Hüseyin Haneka: "Şeyh Kadir çoçukken, Mevlana onu kuçağına alır ve bu benim müridimdir der ve halifelik nişanı olan bir hediyeyi ona takar" der. (M.M.K)
4. Şeyh Hüseyin Haneka: "Şeyh Kadir Kelasiyoke´nin oğlu Şeyh Riza; Şeyh Ahmet Serdar´ın oğlu Şeyh Abdülkadir´in vasiyeti üzerine şeyh olmustur. Halbuki o hiç bir oğluna böyle bir vasiyette bulunmayıp Şeyh Rıza´yı seçmistir" der. (M.M.K)
5. illellah: Köysancak bölğesinde bulunan bir Köydür.
6. Gelneri: Ranya kasabasının yakınında, Mirza Rustem nahiyesine bağlı bir köydü. Ama şimdi Dukan barajının suları altında kalmıştır.

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.