*Once zorunlu bir not: Daha once "Gelinen son surec, bir daha asla" baslikli bir yazi ile Kurdistan'in kuzeyi ile ilgili hic bir yazi yazmayacagimi kamu oyuna bildirmis, o yazidan sonrada (bu site de bir iki kisiye yonelik polemik yazinin disinda) hic bir yazi yazmamistim. Ama bu kararimi son bir iki gelismeden sonra gozden gecirdim, ve olusturulmaya calisilan karalama iftira ve dezinformasyon furyalarina karsi, sahidi oldugum bir kac olay hususunda susmanin, bananeciligin hicte ahlaki ve dogru olmayacagini bilince cikardim ve bir iki soz soylemem gerektigini once Kurd kamuoyuna daha sonra tum ilgililere bildirmenin daha dogru olacagini anladim. Hic kimseye kuskun degilim, kalbini kirdigim, varsa bir haksizligim, Kurd kamuoyu onunde butun Kurdistan cocuklarindan OZUR DILIYORUM.
Simdi gelelim Burukseldeki aclik grevi olayina: Ben 1992 yilinda Hollanda devletine siginarak siyasal siginma basvurusunda bulunarak siyasl multeci statusu aldim. Bu surecten sonra Kurdistandaki bazi olaylari protesto etmek amaciyla pkk ve (o zamanin kosullarinda pkk'yi yurtsever goren bazi cevrelerinde istiraki ile) genis capli bir acklik grevi orgutlediler. Kurdistanli bir yurtsever olarak bu buyuk capli protesto girisimine kayitsiz ve sessiz kalmam mumkun degildi.
Sayin Selim Curukkaya'yi Diyarbekir zindanindan taniyan bir insanim. Canli sahidiyim, her Kurdistanli gibi sayin Selim Curukkayada eksiklikleri yanlislari acmazlari olan bir insan olmakla birlikte, Somurgeci turk devletine karsi onurlu durusu ile, siyasal kimligi ile, saglam durus gosteren insanlarimizdan birisidir.
Brukseldeki aclik grevine katilmis bir insan olarak gozlerimin onunde cereyan eden olaylara taniklik etme acisindan bir kac soz de soyleme hakkimin oldugunu hic kimse karsi cikamaz. Evet Brukseldeki aclik grevinde Sayin Selim Curukkaya (tipki diyarbekir zindaninda oldugu gibi, yine saflardaydi) da bulunyordu. Ve o buyuk salonda bir seminer verilecegini, semineri veren kisininde sayin Selim Curukkaya oldugunu bana bildirdiklerinde cok sevinmis ve en on sirada gidip oturarak, dinleme firsati bulmustum. Gecmis zaman itibari ile hatirladigim kadariyla soyliyeyim: Sayin selim Curukkaya o seminerde ustu kapali olarak resmi pkk tarih anlayisini deyim yerindeyse yerin dibine batiriyordu. Sayin selim Curukkaya'yi daha oncedende tanidigim icin, hayretler icinde can kulagiyla dinliyor ve sevincimide gizlemyerek o anda yanimda bulunan Bingol' lu bir katilimciyada "bu tarih anlayisi pkk'nin tarih anlayis degildir, tam tersi pkknin ozellikle kemalizm konusundaki, kemalistlerin iddia ettikleri gibi, kurtulus savasi zirvalamalari, ve aponun da bunlara benzer seyler soylemesinin reddi ve inkari" oldugunu soyleyince, (aclik girevindeki saglik sorunu olan bir kisi olarak benim yanima o arkadasi vermislerdi, ben yuruyemiyordum ve o beni omuzlayarak, koluma girerek yardimci olyordu. Adi SEDAT idi. ve benim bir resmimide cizmisti. cok guzel resim yapiyordu.) Sedat arkadas bana, "sus fazla konusma, hevaller butur seylerden pek hoslanmazlar, aclik grevi falan dinlemezler vallah kolundan tutarlar seni atarlar disari" diyerek saka yollu uyarmisti beni.
Sayin Selim Curukkaya o seminerinde Kurdistan Ulusal Kurtulus Mucadelesi perspektiflerinde kemalizm ve resmi ideolojileri elestiriyor, bu resmi ideoljilerin yalan ve manipulasiyonlarla kurgulu oldugunu acik acik soyluyordu. Ve bu pkk'nin basi abdullah ocalan'in "kurtulus savasi" degerlendirmesine tami tamina zit hatta red eden bir davranisti. Sanirim bu konusmalarin (ki cok buyuk bir kitle vardi salonda, kimisi 600 kisi diyordu kimisi 700 kisi diyordu) kitle uzerindeki olumlu etkisini farkeden abdullah ocalanin komiserleri buna mudahale ettiler ve sayin Selim Curukkaya'yi susturmaya calistilar.
Simdi "Qoseri" mahlasli kisinin bir iki satirlik (aslina cok karmasik ruh hali ile yazilmis bir kac satir demek daha dogru olur, cunki bu satirlarda ne demek istiyor, nereye mesaj vermek istiyor, veya ne yapmak istiyor o da belli degil, tam sacmaliyor dense daha uygun olur bence) yazisina donersek, ordan burdan "duydum," larla sayin Selim Curukkaya'nin Brukseldeki aclik grevindeki seminerini camurlamaya tohmet altinda birakmaya ne hakki vardir onu anlamis degilim. Selim Curukkaya o donemde hala bir pkk kadrosudur, tabiiki bekaaya gidecekti, ustelik tuzugu programi ile bagli oldugun bir kurumun cagrisina uymamak, yapilacak olan suclama ve karalalamalarin tasdiki olurdu bana gore. Sayin Selim Curukkaya bekaa'ya neden gittigini zaten gerek kitaplarinda gerek kamu oyuna yaptigi aciklamalarda surekli belirtmistir. Buna ragmen kalkip Sayin Selim Curukkaya'yi apo ile ayni kefeye koymak olsa olsa ya bir ruh hali hastanin, yada cok bilincli bir sekilde Kurdistani forumlara tunemis karanlik kisilerin tutumu olabilir.
Bu aciklamayi, Brukseldeki kitlesel buyuk aclik grevinin bir istirakcisi olarak yapmayi bir gorev olarak biliyordum ve bu sepepten dolayi yaptim. Sayin Selim Curukkaya bana gore ilk pkk'nin resmi tarih anlayisina ve abdullah ocalan' nin diktatoryasina karsi ilk baskaldiriyi bu buyuk aclik grevi eylemine katilan kitlenin huzurunda yapmistir. Bu buyuk kitlesel eylemin butun katilimcilari her kim olursa olsun boyle oldugunu kabul etmekle mukelleftir. Apocu muridlerin kafalarindaki hulayalarin tarih anlayislarinin yerden yere vurulmasinin bana gore ilk kivilcimidir.
Bu vesile ile tarihe, Kurdistan cocuklarina olan gorevimi yerine getirmis olmanin ruhi ve vicdani rahatligi ile diyorumki: tarihimizi karartmaya yeminli, cocuklarimizin almalari gerek kurdistani degeryargilari yerine kof, toplumdan uzakta turklesmeyi iliklerimize kadar sindirtmeye calisan resmi pkk tarihini irdelerken, taslari yerli yerine oturturken, Sayin Selim Curukkaya'yi, abdullah ocalan ile ayni kefeye koymak, tarihe, Kurdistan Ulusal Kurtulus Mucadelesinin emektarlari olan tum Kurdistan Cocuklarinin emegine, alin terine, kanina, malina, canina saygisizlik olacaktir diye dusunuyorum. Karartilan tarihimiz aydinlatilmaya mecburdur, ama bu tarihide hic bir ipe sapa gelmez ithamlarla camurlamlarla yapmak biz Kurdistan cocuklarinin isi olmamalidir. Tabiiki pkk icinde gorev yapmis sorumluluklar ustlenmislerin, eksikleri hatalari ve hatta suclari ile tarih onunde sorumluluklari geregi yapilmasi gereken ne ise onu yapmakla yukumludurler. Ama asli astari olmayan bu iftira ve karalamalar ile bu aydinlanma gercegin ortaya serilmesi surcimizi bir kaosa dondurmenin bize degil, dusman somurgeci guclere yarayacagi gun gibi asikardir diye dusunuyorum.
Ihsan KINIK
16 Ocak 2009
PKK den ayrilanlari distalamak deyil,tersine tam destek sunulmal