Skip to main content

START VERILDI MI? ÖYLEYSE KÜRD KATLI BU KEZ UCUZA MAL OLMAMALI

Aslinda bu gelişmeler, yani yine en altta faşist embesilden en tepede başbakan, Cumhurbaşkani, Genel Kurmayi’na kadar, mesleki etikten yoksun, irkçi, ayrimci medyanin her zamanki gibi tetikçiligiyle, kasaba tiyatrosu kalitesindeki bu orta oyun anti-Kürd rolleşmeleri, Newroz gününden itibaren başlamadi.

Aralik’ta AB’den tarih alirken yaşadiklari ve kendisine hissetirilenler ile Irak ve Güney Kürdistan’daki seçim süreci ve sonuçlari, TC’nin Kürd’e Güney’de ve Avrupa Birligi çerçevesinde darbe vurma, geriletme, hiç degilse yükselen dalganin önünü kesme, daha fazla yükselmesini engelleme hesaplarinin tutmayacaginin farkina varmasina yol açti. Türkmen karti seçimlerle tuz buz olurken, federasyonun her iç kesim ve diş güç nezdinde meşrulaşip onay görmesiyle, Kerkûk üzerinde bile hiçbir sözünün kalmadigini, Güney’de Kürdlere karşi cepheden vuracak hiçbir şansinin olmadigini aci ve kinle gördü.

Güney’in önlenemez yükselişi, diger parçalara dalga dalga Kürdlük ve Kürdistanilik yayarken, çeşitli Avrupa elçi ve temsilcilerinin Küzey’deki gezi ve sözlerinden, gerekse tarih alma müzakereleri esnasinda edindigi izlenimden, TC’nin kendi sinirlari içindeki Kürdleri tek tek bireyler ve onlarin haklari baglaminda başta Avrupa ve dünyaya tasdik ettirme hesaplarinin tutmayabileceginin sinyallerini vermeye başladi.

Ancak yükselişe geçmiş, dünya nezdinde sempati kazanmiş ve yükselişi ile büyük güç(ler)in ortadogu üzerindeki hesaplarinin artik çelişmedigi bu Kürd momentumun önünün, Avrupa ve ABD’nin Suriye ve Iran’a yönelik hamlelerde anlaşip, adim atmaya başlamalariyla, Irak, Iran ve Suriye’de kesilemeyecegi netlik kazandikça, bu momentumun Türkiye’de de hissedilmemesi mümkün degildi.

Tarihi boyunca parçalari direkt, indirekt biribirini etkilemiş, beslemiştir Kürdistan’in. Kürd tarihinin en güçlü ve keskin momentumu, son kalkişmanin siyasi önderliginin teslimiyetçi tutumundan dolayi gecikmeli ve gücü ve agirligina uygun olmasa bile, elbetteki Küzeyi de vuracak, dipten vurmaktaydi bile.

Öyleyse Güney’de, Avrupa’da Kürd’ün önünü kesemeyen TC’nin, kendi sinirlari içinde tedbirler almasi gerekliydi. Bu tedbirlerden olan Imrali ezberinin bozuldugu ve böyle giderse gitgide etkisizleşecegi, bu güçlü dalgaya direnemeyecegi çok önceden belli olmaya başlamişti.

Geriye Kuzey Kürdlerini markaja alma, sindirme, göz korkutma, kirpma, olmasa bir daha katletme hesaplari kalmişti. Bu da gövdesini su altinda tutsa bile, uçlarinin yer yer göründügü bir buzdagiydi. Sinyaller aylar öncesinden Demirel’in Türk milliyetçiliginin güçlenmesinden kaygiliyim demesiyle görünmeye basladi. Izleyerek, Aksam ve diger bazi gazetelerde hafif hafif Türk milliyetçiliginin kabarma riski falan işlenmeye başlandi, daha sonra ünlü komutanin gerillanin 1999 öncesi gücüne ulaştigini söylemesi, Hirvatistan savaş komutaninin savaş suçlusu olmasindan kaynaklanan gelişmelerin işlenme şekli, Metal Firtina, Hitlerin kitabinin falan pompalanmasi, vb görünen, görünmeyen hazirliklarla, Newroz’a eriştik. Newroz’daki muazzam kitle katilimi momentumu bariz bir şekilde gösterince, TC start’i verdi (ya da haddini bil veririm ha dedi); TC milliyetçiligi devi uyandirilmali ve sokaga sürülmeliydi artik.

Hemen de it, çakal, demokrat, liberal hemen herkes istisnalar hariç koroya katildi.

Buraya kadari aslinda anlaşilmasi zor bir şey degil, TC’yi ve durumunu biraz taniyip, anlayanlar için. Asil önemli olan bundan sonrasi ve Kürdlerin buna karşi tavri olacak. Göz korkutma, sindirme girişimlerinin sürecegine kuşku yok, yine bunlarin sadece psikolojik baglamda artik tek başlarina bu momentumu tümden önleyemeyecegi de güçlü olasilik. Öyleyse TC bir adim ötesine geçebilir miş Yani faşist irkçi milliyetçileri kanaliyla tekrar katlimalar, fail meçhuller, kitle sürümlerine baş vurabilir miş

Kesin olmasa bile, şu anda bu gayet olasi görülmektedir. Işte Kuzey Kürdlerinin asil cevabini vermeleri gereken soru ve hazirlanmalari gereken olasilik da budur. Yeni katliamlar, fail meçhuller, köy yakma, boşaltmalari (ya da tersinden mesela Mersin’den Kürd sürümü) vb tekrar başlatilirsa, ne yapilmali? 90li yillardaki gerilla halki korumakta edebiyatinin temelsiz oldugu yakilan binlerce köy, sürülen milyonlarca Kürd ve sayisiz meçhul, nameçhul failli cinayetlerle görüldü.

Yarim milyonluk askeri güce, yüz binlik it çakal korucu tim ve yine milyonlarca azgin irkçi faşist kafali milliyetçi sivil güce karşi halk korunabilirmi? Bunlarin köy yakmalari, fail meçhullerle yurtsever öldürmeleri, kitleleri sürmeleri engellenebilir mi? Etkili, önleyici demokratik eylemler konulabilir mi yaratilmak istenen öyle bir atmosferde? Eger Newroz sonrasi gelişmeler start’in verildiginin deliliyse, bu sorularin tümünün cevabi kuşkusuz hayirdir. O zaman geriye bu kez sizi koruyoruz, gerilla halkin yani basinda gibi temelsiz, iflas etmiş edebiyattan farkli olarak, nasil caydirici olunabilir, yani bedellerin karşilikli olmasi için ne yapilabilir sorusu kaliyor. Ben şahsen start verilmişse bundan başka, yani caydiriciliktan, karşilikli bedel ödemekten başka bir savunma yolu göremiyorum.

Yani Kürd katliami bu kez 90li yillarda oldugu gibi ucuza mal olmamali TC’ye. Yakilan her köyün, işlenen her fail meçhulun, sürülen her Kürd’ün bir bedelini görmedikçe start’i vermiş bir TC’yi durdurmak olasi degil, bu kez Kürd ya ölmemeli, ya da ölümü TC’ye ucuza mal olmamali. Ve Kürd’ün de bunun işaretlerini Imrali bagimlisi yalaka siyasi formulasyon ve talepleri aşarak, kendini bir halk, bir millet olarak ortaya koydugu daha radikal talepli demokratik hareketlenmelerle vermeye başlamasinin zamani çoktan gelmiştir.

23.03.2005
Rojan

Sinemilli (not verified)

Thu, 03/24/2005 - 00:16

Yaziniza müsadenizle bir kac ek te ben yapmak istiyorum, bir iki kisiyi unutmussunuz. bunlardan biri APO son avukat görüsmelrinde eger durmasak 1925 lerdeki katliyami yasayacagimiz tehtidini yapmisti. Birde Burkayin TC ye akil veren bir yazisi vardi. Kürdleri tekrar Kürdistana sürmelerini ve bunu daha sinsi ve akilica yapmalarini ögütlüyordu. saygilarimla

Rojan (not verified)

Thu, 03/24/2005 - 01:50

Degerli arkadas, katkiniz için tesekkürler, Burkay'in yazisini okumadim, ama Öcalan'la ilgili haklisiniz, katiliyorum dediginize, belirttiginizin yani sira, defalarca sayemde yasiyorsunuz dedi. Ancak pêgirtî'dense efendiden örnekler vereyim, dedim. Selamlar Rojan

cekdar kerkuklü (not verified)

Thu, 03/24/2005 - 06:37

selam arkadas gercekten seninde yazinda belirttigin gibi türk medyasinda kürtlere karsi alcakca yazilar artti bunlarinda itelemeleriyle gaza gelen insan hayvan kirmasi türkesin picleride her platformda kürtleri tehdit edip akillarinca korkutmaya sindirmeye calisiyorlar. son günlerde ise kendilerini bagli capulcu yazarlar vasitasiyla kendilerinden hic bir farki olmayan hitler ve milosevic gibi katillerin kitaplarindaki satis patlamasini göstererek kürtlere dis göstermektedirler. bazi fasist capulcu yazarlar ise daha ileri giderek türkler milosevicini ariyor diye pacavra gazete ve dergilerinde manset atiyor. kimsenin süphesi olmasinki tc denen fasizan yapi avrupa birligine giremeyecektir,bunun sonucunda tekrar 90sonlarindaki gibi kürtlere karsi katliamlara girisecektir ki bunu genel kurmay direk söylemesede kendine bagli capulcu yazaralar vasitasiyla alenen söylemektir. burda bu cinayetlerin kürdün soykirimina dönüsmemesi icin yapilacaklari cok güzel bir vurgulamissin buna hic birkürdunde itirazi olmaz olmamasi gerek yani kana kan kissas her kürdün canina bir türk cani her yanan kürd köyüne karsi yerle bir edilecek bir türk köyü her yakilan kürdistan ormanina karsilik 3 türk ormani en önemlisiise tc denen fasizan yapinin can damari olan türizmine yönelik caydirici eylemler ve bu eylemlerin sebebi kanitlarla bati halki ve hükümetlerine izahi yapilarak desteklerini almak unutulmamasigereken su an kürtlerle türkler arasinda adi konulmayan bir savas var,bu savas sonucunda ya kürtler ebediyen hayal ettikleri bagimzisligi kazanacak yada ebediyen fasist devlet boyundurlugunda haysiyetsiz bir yasam sürecek,tabiki bu hayatida cok görmeseler....

Hasan Hüs… (not verified)

Thu, 03/24/2005 - 17:57

Sevgili Rojan, Yazarsin, güzel yazarsin. Ama kime yazarsin? Gözlerin görlestigi, kulaklarin sagirlastigi, ismi bile yasakli bizim gibi bir ülkede her ne zikimsa „demokratik mücadele“nin kutsandigi, düsmanin anladigi dilde konusmanin „terör“ olarak kabul gördügü Kürt siyasal ikliminde kime laf anlatmaya calisiyorsun? Düsmanin sakasi yok. Inkar ve imha politikasinda bir yumusama yok ve olmayacak. Buna süphe edilmemeli. Kendi varligini Kürdün yoklugu üzerine insa etmis devrisilmis-göcebe toplum ve devletin dünden bugüne izleye geldigi anti-Kürt politikasinda vazgecmesini beklemek baskalarini bir tarafa kendi kendilerini kandiran Kürt siyasal hareketleri var oldukca düsmani suclamanin bir anlami var midir? Peki care nedir? Kürdün milliter gücünü ortaya cikarmak. Dedigin gibi „bedellerin karºilikli olmasi icin“ düsmanin anladigi dilde konusmak gerek. Düsmani cardirmanin ve ihaneti tasviye etmenin baska yol ve yöntemi yok. Fakat bunun önceli var. Önceli Kuzey´in siyasal önderligini ortaya cikarmaktir. Bu siyasal önderligin rengi ne olursa olsun; sag olur veya sol olur, ama her halükarda önüne Bagimsiz Kürdistan´i hedef koyan, bunuda merkezinde silahli mücadelenin oldugu cok yönlü bir mücadele ile basaracagini bilince cikaran bir mantik tersyüz edilmis KUKM´ni ayaklari üzerinde yürür hale getirir. Gerisi faso-fisodur. Bir nakaratir tuturulmus gidiliyor. „Güneyi desteklemek“(!) Sanki bunu ifade etmek cok büyük bir haltmis gibi. Sanki Güneyin, kendi keli icin bile ilaci olmayan bu zevatin destegine ihtiyaci varmis gibi... Güneyin yükselisi bilinen mecrada ilerliyor. Bizim sözde destekliyoruz nakaratinada ihtiyaclari yok. Aslinda kimsenin Güneyi destekleme diye bir derdi de yok. Inan ki, bu söylemin akibinde yaptiklari Güneyden basta para dahil imkanlarini hortumlamaktir. Bunlar bilinmeyenler degil, sevgili Rojan.

Rojan (not verified)

Fri, 03/25/2005 - 17:31

Belê, kek Hesen Wisa ye. Rê jî rêbaz jî zelal e. Lê dibe ku ji min û te û kesên wek me re zelal be. Ew jî ez bawer nakim ku hejmarek pir zêde be. Nif?ên nû rabûne, radibin; mixabin me nekarî ji van nif? û qirnên nuh re xeteke zelal a neteweperwer û di nav gel de cîhgirtî bihi?ta; ji lew re ?erê herî mezin îro li ser mejî, giyan û hisîyeta van nif?an e; sê-çar alî ?er li ser wan tê me?andin ku sergêj bibin, rast û çep tevlihev bikin, ji reng û esil bikevin, û ger milayîm, sernerm û îteatkarê Tirkan nebûn û pêwîst bû ku biteqin jî bila ne bi dijimin, lê bi xwe de, bi me de biteqin. Em çi bikin, ê me jî ya sebir, em dibêjin, dinivîsin, li gora xwe di vî ?erî de cîhê xwe disitînin û hewl didin ku mejî û giyanê Kurdên Bakur ne li gora dijmin lê li gora Kurdayetî û neteweperwerîyeke resen ?ikil bisitîne. Bi hêvîya ku ew xet û serokatîya siyasî ya ku tu ji bo Bakurê Kurdistanê pêwîst dibînî pêk were û miletê me jî wek her miletî bizanibe ku ji ku tê û diçe ku, û nif?ên me yên nuh û kevn pev re di vê xetê de ji bo Kurdistanê, ne ji bo ti?tekî din, têbiko?in. Ji dil rêz û silavên herî germ Rojan

Add new comment

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.