SANIK ÖCALAN SAVUNMASINI YAPIYOR
-ABDULLAH ÖCALAN:
-''BUGÜNE KADAR YAPILANLARIN SORUMLULUGUNU TASIYORUM''
-''MEVCUT ÇATISMAYI SÜRDÜRMEK AMACI ASIYOR''
-''BENIM SAVUNMAM HUKUKI DEGIL, SIYASIDIR''
IMRALI ADASI (A.A)- Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan, bugüne kadar yapilanlarin sorumlulugunu tasidigini söyledi. Sanik Öcalan, savunmasinin hukuki degil, siyasi oldugunu ifade etti.
Sanik Abdullah Öcalan, esas hakkindaki savunmasina baslarken, bu davanin Cumhuriyet döneminin en önemli davalarindan biri oldugunu ileri sürerek, ''Bunun adina ister kürt isyani, isterse terör deyin. Adi ne olursa olsun önemli davadir'' diyerek basladi.
Bugüne kadar yapilanlarin sorumlulugunu tasidigini, ancak bundan sonra toplumsal sorunun çözümlenmesi için birseyler yapilmasi gerektigini, bunu kendisi için istemedigini savunan sanik Öcalan, daha sonra terör örgütü PKK'nin dogus nedenini kendine göre açikladi.
Bu konuda mahkeme heyetine kisa bir mektup yazdigini, bu mektubun devlet yetkililerine de ulastirilmasini istedigini söyleyen Öcalan, mevcut durumda terör örgütü PKK'nin ''onurlu rolü'' nasil üstlenmesi gerektigi konusunda yapilmasi gereken acil seyler bulundugunu anlatti. Bazi konularda duygusal olunmamasi gerektigini, bugüne kadar kendisinin dogrulari söyledigini ileri süren Öcalan, bu kapsamda Kürtlerin Türklerle ve devletle olan iliskisinin dogru ele alinmasi gerektigini savundu.
''Kürt sorununun'' tarihsel gelisimine deginen ve Alparslan'in 1071'deki Malazgirt Savasi'nda ve daha sonra Yavuz Sultan Selim döneminde ve Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtulus Savasi döneminde Kürtlerin ve Türklerin birarada hareket ettigini kaydeden sanik Öcalan, Atatürk'ün kürtlerle birlikte ittifak yaptigini bu yönde açiklamalarinin bulundugunu, cumhuriyet döneminde elde edilen basarida Kürtlerin bu harekete katiliminin da önemli rolü oldugunu söyledi.
Kürtlerin o dönemde Kürt Teali Cemiyeti adi altinda örgütlediklerini, bunlarin bir dönem Itilaf Devletleri ile ittifak içinde olduklarini, ancak daha sonra Kuvayi Milliye hareketine katildiklarini anlatan sanik Öcalan, daha sonra dogu ve batida bazilarinin adina ''kürt isyani'' bazilarinin adina da ''halk hareketi'' denilen olaylarin yasandigini söyledi.
Öcalan, savunmasinda 1970'lere kadar bu tür isyanlarin devam ettigini, ancak Atatürk'ün kürtlere yerel özerklige benzer bir yaklasiminin bulundugunu öne sürdü. Sanik Öcalan, su görüsleri savundu:
''Bu isyanlar için en küçük bir engel bile yeterlidir. Bunlardan en önemlisi de dil yasagidir. Bu isyani tahrik eder. Anayasa Mahkemesi Baskani, Mahkeme'nin 37. kurulus yildönümünde bu dil yasagini dile getirmistir. 1970'li yillara kadar dünyanin hangi yerinde olursa olsun bu tür yasaklar isyani, anarsiyi dogurur bunun toplumsal zeminini yaratir. Kürtlere devletin saldigi ceza, daga çikmalari, korkuyla yasamalari PKK'yi çikartti. Çikis nedeni dogru degerlendirilmeli.''
Alparslan, Yavuz Sultan Selim, Sultan Murat ve Atatürk döneminde saglanan ittifakin cumhuriyet döneminde daha da gelismesi gerekirken, bunun saglanamadigini savunan Sanik Öcalan, bunun en temel problem oldugunu, terör örgütü PKK'nin varliginin da bunun göstergesi oldugunu iddia etti.
Kosova'da bulunan toplu mezarlara dikkati çeken Öcalan, ''Bizde toplu mezarlar yok. Bizdeki hareketler sinirlidir. Ancak daha önce 'kürt' sözcügünü kullanmak suç sayiliyordu. Bu 1990'li yillardan sonra kaldirildi'' diye konustu.
Öcalan, Avrupa'da insan haklarinin ve demokrasinin ön planda oldugu bir çagdaslasma döneminin yasandigini, bunun 1990'li yillardan sonra gelismeye basladigini belirterek, müdahil avukatlarin esas hakkindaki iddialarini dile getirirken belirttikleri bazi görüslere yanit verdi.
Hem Kürtçe'nin hem de Türkçe'nin konusulmasinin daha demokratik bir çözüm oldugunu öne süren Öcalan, ''Çözüm yolu Kürtçe'nin özel yasamda ve yayin dilinde gelistirilmesidir'' dedi.
-INGILTERE'NIN 150 YILLIK POLITIKASI-
Sanik Öcalan, son 200 yillik isyanlara bakildiginda bunun sadece PKK'ya özgü bir ''isyan'' olmadigini da öne sürerek, bu isyanlarda dis etkilerin bulundugunu, Ingiltere'nin bu yönde 150 yillik politikasinin var oldugunu söyledi. Kürtlere dilde saglanacak serbestlik ile 1920'lerde kurulan birlikteligin bugün de gerçeklesecegini kaydeden sanik Öcalan, ''Bu bizi büyük birlik, büyük devlet olmaya götürecektir'' diye konustu.
Terör örgütü PKK'nin ''isyaninin, son isyan'' olmasi gerektigini kaydeden sanik Öcalan, ''Bu gerçekten son isyan olmalidir. Taviz istemeyecegiz. PKK'nin çatismasi ortadan kaldirilmali 15 yilda yasananlar ortada. Bundan sonraki çatisma çok daha tehlikelidir'' dedi.
Terör örgütünün 15 Agustos 1984'te 60 kisi oldugunu, bugün 10 bin civarinda elemani bulundugunu iddia eden sanik Öcalan, bu tehlikenin sona erdirilmesi gerektigini ifade etti.
Terör örgütünün devletin bünyesi içine çekilmesi ve 21. yüzyila daha tehlikeli bir kavganin tasinmamasi gerektigini anlatan Öcalan, sunlari kaydetti:
''Bu sürdürülmemeli. Asil görev budur. Bunu yasamak için, sahsim için söylemiyorum, Yasamak istiyorum demedim. Bunu önlemek lazim. Devlete yönelen tehlikenin ortadan kaldirilmasi gerekir. Tehlike büyüktür. Bir yargilamayla sonuç aldik diyemeyiz. Zaten benim savunmam hukuki degil, siyasidir. Ne pahasina olursa olsun mevcut çatismayi sürdürmek amaci asiyor. Elde edecegin özgürlük için ulasacagin amaç için kullandigin araç gereksizdir. Bu çatismanin geregi yok. Bu 1990'larin basinda bitmeliydi.''
-FENALIK GEÇIRDI-
Sanik Öcalan'in amacinin yasamak olmadigi yolundaki sözlerine müdahil yakinlarindan birisi ayaga kalkarak, protestoda bulundu. Müdahiller, ''yasamak istiyormus, yasamamali, adalet yerini bulmalidir'' seklinde sözler sarf ederken, müdahil bir kadin fenalik geçirdi. Fenalik geçiren kadin, doktorun kisa müdahelasinden sonra salon disina çikarildi.
Baskan Okyay da salonda bulunanlardan sakin olmalarini, fenalik geçirenlerin disari çikarilmasini istedi.
-SANIK ÖCALAN SAVUNMASINI YAPIYOR:
-''PKK 1970'LI YILLARDAKI SOGUK SAVAS DÖNEMININ BIR ÜRÜNÜDÜR''
-''PKK'NIN RADIKAL BIR PROGRAMI VE IDEOLOJISI BULUNUYOR''
-''(ORDU BENIMLE GÖRÜSTÜ) DEMEDIM''
-''KÜRTLERIN SIYASI VE DEMOKRATIK HAKLARI TÜRKIYE CUMHURIYETSIZ VE ONA RAGMEN OLMAZ''
-''EYLEMLERDE PAYIMA DÜSENI INKAR ETMIYORUM''
-''DEMOKRATIK CUMHURIYETLE BÜTÜNLESMEK, HIZMET ETMEK BIR ERDEMDIR, BIR FAZILETTIR''
IMRALI ADASI (A.A)- Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan, terör örgütü PKK'nin, 1970'li yillardaki ''soguk savas'' döneminin bir ürünü oldugunu ifade ederek, ''PKK'nin radikal bir programi ve ideolojisi bulunuyor'' dedi. Sanik Öcalan, savunmasinda, ''Ordu benimle görüstü'' demedigini de söyledi.
Sanik Abdullah Öcalan, esas hakkindaki savunmasinda, terör örgütü PKK'nin, ''1970'li yillardaki soguk savas döneminin bir ürünü oldugunu'' söyledi ve soguk savas sonrasinda, SSCB'nin de dagilmasiyla degismeyen devletin kalmadigini kaydetti. Öcalan, bu anlamda çok anlamli degismelerin yasandigini, bunlardan en önemlisinin de insan haklari yönünde oldugunu, bu degisimin terör örgütü PKK'da da görüldügünü ve bunun normal oldugunu öne sürdü.
-PKK'NIN PROGRAM VE IDEOLOJISI-
Terör örgütü PKK'nin, ''radikal bir programi ve ideolojisi'' bulundugunu, kendisinin 1990'li yillardan itibaren ayri bir devletten söz etmedigini iddia eden Öcalan, savunmasinda su görüslere yer verdi:
''Özgür birlik için yogun bir sekilde çaba harcadim. 1990'li yillardan sonra bu konuda çok yazilarim oldu. 'Ordu benimle görüstü' demedim. Dolayli bir sekilde bize bilgi notlari geldi. Bu bilgi notlari, 'PKK'nin Türk Devleti'ne yönelik hareketi dogru degildir. Devletin demokratik atilimlarini PKK zora sokuyor' seklindeki bilgi notudur. Bunlar, 1996'dan sonra geldi. Bu yönde adimlar atilmaktadir. Bunlar bize iletildi. Görüsme degil, dolayli bilgilerdir.''
Sanik Öcalan, Cumhuriyet Savcilarinin esas hakkindaki görüslerinde, terör örgütü PKK'nin, ne kadar degistigini, sayilarla ortaya koyduklarini, bu konuya da açiklik getirmek istedigini kaydetti.
-TÜRKIYE CUMHURIYETSIZ OLMAZ-
Kuzey Irak'ta, Türkiye gözetiminde bir Kürt olusumunun yasandigini, 40'a yakin il ve ilçede Kürtlerin kendi temsilcilerini yönetime getirdigini bunun da bir devletlesme oldugunu iddia eden Öcalan, savunmasinda söyle dedi:
''Kürtlerin siyasi ve demokratik haklari Türkiye Cumhuriyetsiz ve ona ragmen olmaz. Demokratik temelde olusum önemlidir. Aydinlarimizin iki temel yanlisi vardir. Ben, (Isyan dönemi kapatilmalidir. Çatisma çikmasi derinlestirir. Bu birakilmalidir) dedim. Otonomi federasyon yaklasimi Türkiye realitesi ile fazla ileri bir yaklasim degil.
Demokratik gelismeler, otonomi federasyon asamasinin bir zenginligini ifade ettigini söyledim. Zaten Kürt nüfusunun yaridan fazlasi Bati'da yasamaktadir. Demokratik yaklasim, en dogru yaklasimdir. Bu realite somut olarak yasanmistir, bunun sonucudur.''
-''HIZMETE HAZIRIM''-
Sanik Öcalan, PKK'nin, ideolojik ve politik bir yaklasiminin oldugunu kaydederek, savunmasina söyle devam etti:
''Firsat dogmustur. PKK'nin, eski program ve ideolojisi ile olmaz. Yeni biçime girmesi gerekir. Bir çagrida bulundum. Daha somut olarak çalismak istiyorum. Bunu ilkgünde 'hizmete hazirim' diye belirttim. Eski tavir çözümü çikmazi derinlestirir. Bu benim eylemlerdeki sorumlulugumu ortadan kaldirmaz. Bunlar talimat düzeyinde olmustur. Son zamanlarda sivillere yönelik maksadi asan eylemlerin yanlis oldugunu belirttim. Bunun için iç mücadele verdim. 1987-1988'den 90'larin ortasina kadar, bu eylemlerin yanlis oldugunu,(bu eylemler bizi mahvediyor) dedim. Bunlara karsi savastim. Mesru savunmaya asacak eylemler, etnik bir çatismaya dönüsecek eylemlerin sonucu vahimdir.
Çogu ölenlerde Kürtler. Benim bu konuda çabalarim oldu. Kosava'da Bosna Hersek'te yasananlar daha yaygin. Bizdeki sinirlidir. Eylemlerde payima düseni inkar etmiyorum. Bundan sonraki husus önemlidir.''
-GÜÇ ODAKLARININ KULLANMASI-
Sanik Öcalan, daha sonra bugünkü durumun ne oldugu, terör örgütü PKK olayinin nasil halledilebilecegi, nasil ortadan kaldirilabilecegine iliskin görüslerini de söyle açikladi:
''PKK'nin gücü nedir? PKK gücü, içte ve dista agirlikli olarak altyapisini olusturmus, çok tehlikeli bir noktaya ulasmistir. Bunu, tehdit araci olarak degil, bilgi olarak söylüyorum. Ortadogu ülkelerinde mevzilenmedigi ülke yok. Dagilan Sovyetlerden sonra ülkelerde mevzilenmistir. Bu ülkeler, ister izin versin, ister vermesin, önemli bir altyapiya kavusmustur. Kitle tabani ile egitim ve maddi donanimi ile PKK'nin bundan sonra ciddi sikinti yasayacagini sanmam. Her türlü mali imkana sahip Avrupa Ülkelerinde de altyapisi güçlüdür.
PKK'nin su andaki elemanlari disinda altyapisindan her an kendine eleman bulacak ve örgüte katacak bir yapisi vardir. Hatta PKK örgütü adina çikar bunlar eylem yapar. Bu ciddi bir tehlikedir. Dis politika açisindan uzlasmaz çeliskiler devam ettigi sürece, güç odaklari tarafindan kullanilacaktir.
Bunlarin en canli ve çarpici örnegi benim. Nereden nereye geldigim ortada. Kürtlerin eskiden disa açilma imkanlari yoktu. Bugün daha güçlü egitim imkanlari var. Genis politik çeliskiler Ortadogu, Kafkaslar ve Balkanlar'da da devam etmektedir. Her bir güçlü güç odagi güçlü devlet, bunu kullanmak isteyecektir.
Pratikte bu böyledir. Bu sözlerim tehdit olarak düsünülmemelidir. PKK'yi gerek altyapi ve diger imkanlariyla tehdit olmaktan çikarmak gerekir. Kitle, artik kitlesellesmistir. Oy orani belli. Bu tehdit içeride ve disarida tehlikeli hal alir. Çatisma gelisirse, kitlesel bazda gelisebilir. Maddi kaybin disinda digerleri de görülmelidir.''
-EN BÜYÜK ERDEM-
Savunmasinda, dis politikada, Avrupa ile bütünlesmede, dünya ile entegrasyonda, en temel sorunun Kürt sorunu oldugunu iddia eden Öcalan, sunlari kaydetti:
''Çikmaz derinlesirse, 15 yilda sinirli olan bu hareket, daha genis zamana ve daha büyük kayip verecek bir altyapiya sahiptir. Ne pahasina olursa olsun, bu sorunda ben oldugum için yine bu sorunu çözmede de var olmam gerektigini düsünüyorum.
(Devlet için hizmet ederim) sözü budur. Amaç temel özgürlük ise çatisma niye... Diyeceksiniz ki (bunu yeni mi ögrendin?) Evet yeni ögrendim, simdi ögrendim... 1990'lardan sonra bunu hep söyledim. Tehlike büyük. Bu tehlike görüldügü yerde durdurulmalidir. Bunu hep söyledim.
Demokratik cumhuriyetle bütünlesmek, hizmet etmek bir erdemdir bir fazilettir.''
Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan, savunmasinda, terörü diriltmemek gerektigine isaret etti.
-SANIK ÖCALAN SAVUNMASINI YAPIYOR
-ABDULLAH ÖCALAN:
-''BIZ TÜRK MILLETI ILE BIRLIKTEYIZ, AYRILMAYIZ''
-''TÜRK ULUSUNUN BÜYÜKLÜGÜ REALITEDIR. BURADA KÜRTLERE DE YER VARDIR''
IMRALI ADASI (A.A)- Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan, esas hakkindaki savunmasinda, ''Biz Türk Milleti ile birlikteyiz, ayrilmayiz'' dedi. Öcalan, Türk ulusunun büyüklügünün realite oldugunu belirterek, burada Kürtlere de yer oldugunu söyledi.
Sanik Öcalan, esas hakkindaki savunmasinda, devletin sorunun çözümüne yönelik adimlar atmasi durumunda, silahli çatismayi birakmak için güçlerini ortaya koyacaklarini ileri sürdü. Öcalan, sunlari kaydetti:
''Dis ülkeler ve mevcut içerideki örgütler, asil PKK, içte ve dista demokratik esaslara göre adimlar atilirsa, buradan demokratik katilimla bir güç dogacaktir. Bu hayal gibi gelmesin. Karsit güç olmaktan çikip demokratik devletin siyasi yapisi içinde demokratik yapiya uygun yapinin içine getirilebilir.
Devletin demokratik yapisi güçlendikçe dis destek azalacaktir ve bu gücü kendi içimizde bütünleserek kullanmamiz gerekir. Bunu niye degerlendirmeyelim. Bunu degerlendirmek lazim. PKK'yi demokratik devlet yapisiyla bütünlestirmek lazim. Halkin kardes olmasi, kardeslik duygularinin gelismesi için elden ne geliyorsa o yapilmali. Bu daha önemli gelismelerin, maddi kayiplarin önüne geçecektir. Bütçeden bu konuda yapilan harcamayi biliyorum. Bütün bunlar önlenecektir.''
-BÖLÜCÜLÜK IDDIALARI-
Bölücülük iddialarina açiklik getirmek istedigini bildiren Abdullah Öcalan, ''Biz Türk milleti ile birlikteyiz, ayrilamayiz. Benim de mensubu oldugum bu insanlar ayrilip bir dag parçasinda tek basina yasama imkanina sahip degildir. Ne isyan, ne kavga, demokratik kültür temelinde bu is halledilmeli'' diye konustu. Öcalan, sunlari söyledi:
''Demokratik temelde kültürel haklarin verilmesi... Ancak, korkuyla degil, demokratik temelde cumhuriyet temelinde bütünlesme denilmeli.
Agalik ve diger feodal yapilar, bunu geciktirmistir. Demokratik cumhuriyet temelinde birlesmek ve bütünlesmek en dogru olanidir. Kültürel haklarin disinda hiç bir sorun yok. Türk ulusunun büyüklügü realitedir. Burada Kürtler'e de yer vardir. Kendisini inkar etmeden birlikte yasamak en dogru yoldur. Dilini ve kültürel özelliklerini koruyarak cumhuriyetle bütünlesmis, kardeslik içinde birlikte yasamasi gerekir. Ayrilik dogru degil.
-ÜNITER DEVLET YAPISI-
ABD'de resmi dil Ingilizce'dir, ancak herkes kendi dilinde konusmaktadir. Bu büyük bir tehlike degildir. Bunu söylemekle federal bir yapidan bahsetmiyorum. Üniter devlet yapisi içinde dil ve kültürel özellikler rahatça gelistirilebilmeli. Fransa buna örnektir. Kültürel adim birlikte yasamaya götürür. Bir dil yasagi nedir demeyin. Bu çok önemlidir. Kendisini ifade edebilmedir. Sadece Türkiye'de degil, diger toplumlarda da bu isyana götürebilir. Kültürel temel haklar ölçüsünde demokratik devlet temelinde karsit olmaktan çikip, birlige dönüsebilir. 15 yilda kaybedilen gücü göz önüne getirin. Gönüllü birliktelik Türkiye'yi Ortadogu'nun çekim gücü, lider devleti konumuna getirir.''
Bunun aksine bir durumun dis güçlerce de kullanilacagini savunan Sanik Öcalan, bugün Kuzey Irak'ta bir olusum yasandigini anlatti. Öcalan, ''Kibris'ta Kosova benzeri yöntemler tartisiliyor. Ayni olay Irak için de geçerli. Onlar için de gelistirilebilir. Türkiye bütün Kürtler ile 1920'lerde oldugu gibi dost olmalidir'' dedi.
Sanik Abdullah Öcalan, daha sonra sunlari kaydetti:
''1514 ve 1920'lerde oldugu gibi güçlü bir Kürt dostlugu politikasina yönelinmeli, PKK'dan baska bütün Kürtler ile güçlü, kardeslik temelinde birlige ihtiyaç vardir. PKK hatalarina son vermelidir. Su denmelidir: (gel kendi devletinde, halkinin kardesligi çok önemli.) Bu söylenmelidir PKK'ya. Bu çagimiz için büyük bir firsat, en temel iç ve dis politik konudur. En temel görevdir.
Devletle bütünlesmek kardeslik içinde yasamak, tarihi yanlisliklari ortadan kaldirmak gerekir.
Çikmaz devam eder, çatisma devam ederse ne kaybedilir? Bunlar yalniz benim görüsüm degil. Hukuki açidan da problemlere isaret edilmistir.''
Sanik Öcalan, savunmasinin bu bölümünde, Anayasa Mahkemesi Baskani'nin, Mahkeme'nin 37. kurulus yildönümünde yaptigi konusmadan alintilar yaparak, bu sözlerin çok önemli oldugunu kaydetti.
Mahkeme Baskani M. Turgut Okyay, daha sonra durusmaya ögle arasi verdi.
Ögle arasindan sonra Sanik Abdullah Öcalan savunmasini saat 14.30'da tamamladi.
Okyay, sanik Öcalan'in yazili savunmasini alarak dosyaya koydu.
Daha sonra savunma avukatlarindan Niyazi Bulgan, esas hakkindaki yazili savunmalarini okumaya basladi.
-SANIK ABDULLAH ÖCALAN SAVUNMASINI TAMAMLADI
-SANIK AVUKATLARI TARAFINDAN HAZIRLANAN YAZILI SAVUNMA NIYAZI BULGAN TARAFINDAN OKUNMAYA BASLANDI
-SANIK ÖCALAN: ''CUMHURIYETIN ÖZÜNE ASLA KARSI OLMAM''
IMRALI ADASI (A.A) - Terör örgütü elebasi sanik Abdullah Öcalan, esas hakkindaki savunmasini tamamladi. Sanik avukatlari tarafindan hazirlanan yazili savunma, avukat Niyazi Bulgan tarafindan okunmaya baslandi.
Sanik Öcalan savunmasinda, yargilandigi davanin temelinde iki önemli yaklasim ve sonuçtan bahsetmek gerektigini ifade ederek, ''davanin sonunda, bir çikmazin derinlesmesi gibi bir sonuç mu çikacak, yoksa yeni bir baslangicin sonucu mu ortaya çikacak'' dedi. Çatismalarin bu sekilde devam etmesinin, bu çikmazi derinlestirecegini savunan Öcalan, bazi güçlerin bunun derinlesmesi için ugrasirken, bazilarinin ise son bulmasi için çaba gösterdigini ileri sürdü. Öcalan, söyle devam etti:
''Sürekli gelisen isyanlar, çikmazi derinlestirmistir. Acaba bunu tersine çevirmek mümkün degil midir? Bunun, kendimi kurtarmamla ilgisi yoktur. Bu isyan, son isyan olmasi anlayisina yorumlanmalidir. Bilim adamlari, bu sorunun çözümü için bütün güçlerini ortaya koymalidir. Önemli olan acaba bunu kökünden çözebilir miyiz?''
Sanik Öcalan, dünyada en güçlü devletlerin, demokrasileri güçlü devletler oldugunu ifade ederek, SSCB'nin böyle olmadigi için dagildigini söyledi.
-''BUNUN KIME FAYDASI OLUR?''-
Özellikle insan haklari ve kültürel boyutlara önem veren devletlerin güçlendiklerini kaydeden Öcalan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ''daha çok açilmaya'' ihtiyaci oldugunu iddia etti.
Devletin demokratik açilimlari fazla gelistirmeyisinin, var olan sorunlari en tehlikeli konuma getirdigini ileri süren Öcalan, terör örgütü PKK için devletin bu imkanlari kullanmasi gerektigini savundu. Öcalan, ''Bu bir firsat olmali. Baska çaremiz var mi? Daha fazla aci çektirirsek, bunun kime faydasi olur'' seklindeki görüslerini dile getirdi.
Bir devlet, ister üniter, ister federal olsun, genis bir açilim yapmasi durumunda bunun kaybettirecegi hiçbir sey bulunmadigini, aksine kazanimlarin fazla olacagini kaydeden sanik Öcalan, siddetin önüne bir an önce çikarak, baris ve kardesligin kurulmasi gerektigini bildirdi.
Öcalan, terör örgütünün de, kendi içinde bu isi çözmesi, buna son vermesi gerektigine isaret ederek, ''PKK'nin bu olgunluk düzeyine geldigini, silahlari birakma düzeyine geldigini'' iddia etti.
-''ÜZERIMIZE DÜSEN GÖREVI YERINE GETIRIRIZ''-
Devletin de bu konuda duyarli olmasi gerektigini söyleyen sanik Öcalan, ''Devlet, beni ve PKK'yi kabul etmesin. Üzerimize bir görev düserse bu görevi yerine getirir, demokratik düzeye çekeriz'' diye konustu.
Öcalan, sorusturma süreçlerinde bu konuda elinden gelen bütün çabayi gösterecegini söyledigini ifade ederek, ''Acaba çok mu geç? Hayir... Çok da geç degil. Kimsenin artik daha fazla aci çekmeye tahammülü yok. Devlet bu darbogazi açmak zorundadir. Egilim bu yöndedir'' dedi.
''Ben bunlari bosa söylemiyorum. Bize dört çivi çakildi. Git Türkiye'de öl. Yüz yillik problem ortaya çiksin. Bizi ates topu gibi buraya attilar. Git Orayi yak dediler'' diyen sanik Öcalan, 4,5 aydan beri gücünü buna karsi kullandigini iddia etti.
Öcalan, savunmasina söyle devam etti:
''Mahkemeniz, bu konuda ne yapar bilemem, ama ben bu tehlikeyi söylüyorum. Biz, 5 bin kisi fedai yapmisiz. Böyle bir sey yoktur. Sagda, solda bunlardan yüzlercesi var. Bu çok büyük bir tehlikedir. Bunun firsati varsa neden kullanmiyoruz. Ben bunlari dile getirdim, ama pek ragbet görmedi. Ben aylarca da konusurum. Önemli olan bu sorunun çözülmesidir.
-''AYRILMAYI HIÇBIR ZAMAN TAVSIYE ETMEDIM''-
Zorla da olsa bir ayrilmayi hiçbir zaman tavsiye etmem. Cumhuriyetin daha güçlenmesinin yollarini gösteriyorum. PKK'nin büyük bir çikmaz yasadigi dogrudur. Bunlarin yüzlercesini öldürmek sonuç vermez. Bugüne kadar birçok aci yasanmis, bu son olsun.
Bu topraklarda kalkismalarin sonunu getirelim. Bu çocuksu mu, hayalcilik midir? Bu tehlike büyüktür. Bu tehlikeyi alevlendirici güçler çoktur.
21. yüzyili, baris ve kardeslik yüzyilinin baslangici yapalim. Imrali'daki dava, bunun için bir firsattir. Bütün gücümle yapmak istedigim, halki hizla kaynastirmak, demokratik mekanizmalari güçlendirerek bundan saglam çikmaktir.
Binlerce kisi ve kurulus, ben asilirsam ne olur, asilmazsam ne olurun programini yapmislar. Ortada büyük bir menfaat var. Çikar sahipleri bu menfaatleri nasil paylasacaklar. Bunlar çok önemlidir.
Benim mirasima dayanarak kimse yasamasin. Benim ne kadar zararim varsa o kadar da faydam olsun. Mesele kendimi kurtarmak degildir. Yapmam gereken isler var. Kürt ve Türklerin kardesligi demokrasiden geçer. Türkiye'nin Iç ve dis sorunlari asacak güçte olmasini diliyorum.
-''CUMHURIYETIN ÖZÜNE ASLA KARSI OLMAM''-
Cumhuriyetin özüne asla karsi olamam. Toplumsal olaylarda 5-10 yil hiç önemli degildir. Yarinin anayasasinin daha demokratik olacagina inancim kesindir. 125. maddeye göre yargilaniyorum. Bu, bir ceza maddesidir. Ben, su ya da bu sekilde mahkum olurum. Ama özgürlügün var olmasi için ugrasiyorum.
Degisim ve dönüsüm geçirdim. Bütün olup bitenlerden sonra bunlarin dile getirilmesi benim açimdan çok zor. Toplumun hakkinda böylesine karar verdigi hiçbir kisi ayakta kalamaz. Ben, bu topraklara ve demokrasiye yapabileceklerim için ayakta durdum.
Sonuna kadar samimiyetimle, bu aci tecrübelerin sonuçlarina göre 20. yüzyilin baris ve kardeslik yüzyili olmasi için elimden geleni yapmaya hazir oldugumu belirtmek istiyorum. Saygilarimi sunuyorum.''
-SANIK AVUKATLARININ SAVUNMASI-
Sanik Öcalan, saat 11.30'da basladigi savunmasini ögleden sonra saat 14.30'da tamamladi. Sanik Öcalan, 23 sayfalik yazili savunmasini mahkemeye verdi.
Daha sonra sanik avukatlarina esas hakkindaki savunmalarini vermek için söz verildi.
Sanik avukatlarindan Niyazi Bulgan, müvekkili terör örgütü elebasi Abdullah Öcalan'in, 21. yüzyilin baris ve kardeslik yili olmasi dilegine kendilerinin de katildigini ifade ederek, sanik avukatlari tarafindan ortak hazirlanan savunmasini okumaya basladi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli yargilamalarindan biri olan bu davada, en dogru hükmü tarihin verecegine inandiklarini öne süren Bulgan, daha sonra ayrintili olarak hukuk, suç ve ceza hukuku konusundaki düsüncelerini açikladi.
Re: MILLET ITIRAFCI GÖRSÜN -6