Direkt zum Inhalt
Submitted by Rêvebir_D on 28 February 2014

Öyle bir sürecten geciyoruz ki, bugün TC'nin irkci meclisinde, Kürdlstanlilarin gercek haklarini hedefleyen legal bir mücadelenin sartlari hemen hemen yok gibidir.

Irkci bir meclis olan TBMM ve Irkci zihniyet tasiyan Türk Halki ile esit haklar cercevesinde, bir arada yasama yönünde kader belirleme sartlari da yok denecek kadar azdir...

Yakin dönemde, en azami düzeyde Kürd Halki'nin haklarindan bahsedildigi icin,TC kurumlari tarafindan, Kürdistanlilarin nasil linc edildiklerini de unutmamak lazim. Sartlar degisti mi ki? Hayir!!!

TC icin tek devlet, tek millet, tek bayrak ve tek dil tezleri vazgecilmez bir tabu iken, TC anayasinda en az üc tanesi degistirilemez hükmü ile garanti altina alinmisken, mecliste neyin mücadelesi verilecektir.

Kürd legal partilerinin mücadele ve cabalari ile bu anayasa hükümlerini uzun bir dönmde de olsa, degistirmeleri mümkün görünmüyor.Peki bu partilerin meclisteki görevleri ve elde edecekleri kazanimlar neler olabilir? Kürdistanlilar, esas mücadeleyi legal partiler düzeyine indirgemekle nereye kadar varabilirler?

Bir Kürdistan partisi olmayan ve Türkiyelilesmeyi kendi programlarina almis olan HDP'nin bile, Izmir'de maruz kaldigi linc girisimi de bu konudaki düsünceleri dogruluyor sanirim...Sirf Kürd sanildigi icindir ki, HDP'nin Kürd kitlesine, linc düzeyinde, polis-halk el birligi icerisinde saldiri yapilmistir....

Meclisin yoluna dizilip icazet almak icin siraya giren veya girecek bazi partilerin, gercek anlamda her bedeli göze alarak Kürdistani politika yürütecekleri bir irade gösterecekleri ne bir ortam ne de bir umut var ortada. Böyle bir mücadele yukarda da belirttigim gibi, ancak devletin müsaade edecegi sinirlar icerisinde kalacaktir . Yetmiyor, birde, hem asker-polis gücü, hem de Türk Halki'nin linc girisimleri ile karsi karsiya kalacaklardir. Peki bu durumda cikacagi ihtimal dahilinde olan saldiri veya catisma ortaminda, Kürdler kendilerini ve partilerini hangi araclarla koruyacaklardir?

Legal Partiler, eger bagimsizliga gidecek yollari amaclamiyorlarsa, yapilan tüm manavralar ve cabalar, koltuk cevresindeki yer kapmaca oyunundan öteye bir yere varamaz.

Kürdler, Legal mücadele verecegiz diye,TC Meclisi'nin, kollarimizi baglayan zincirli yasalarina boyun egmemelidirler. tabii ki, meclis disindaki alanlarda yaratacaklari Kürdistani kurum ve olusumlarla Kürdler mücadele azimlerini ortaya koymalidirlar. TC'nin bu tür olusumlara bile tahammülleri olmayacaktir. Legal olusumlar ya da partiler, bu durumda bedel ödemeye de hazir olmalilar. Peki o zaman bu legal yollarin tikatildigi ortamda, bu partilerin ikinci alternatif secenekleri ve yollari var midir? ki, bana göre olmalidir. Onu da dürüstce ilk bastan aciklamalidirlar. Yok eger, Türklerle her sart altinda birlikte yasama arzulari varsa, bu arzularini da gizlememelidirler. Halka karsi acik olmalidirlar. (tabii bu bir temennidir).

Kürd Halki'nin kandirilma gibi bir lüskü kalmamistir. TC Devleti meydan okuyup savas istiyor. Peki siz legal parti programinizla, amaclariniza ulasabilecek misiniz? Yani Kürdistan'in bagimsizligina gidecek hedeflerinizi ne sekilde gerceklestirebileceksiniz? TC'nin Savas manevralarina karsi koyacak öz gücünüzü yaratmayi düsünüyor musunuz, hazirliginiz nedir

Elbetteki otonomi veya federasyon üzerinden bagimsizliga gidecek yollari samimi bir sekilde savunan legal parti olusumlari reddedilemez. Ama su olasiligi da kulak ardi etmemek gerekir: Güey Kürdistan'da kendi egemenlik alanlari altinda olmayan Kürd Federe olusumu ve Güneybati Kürdistan'da özerk yönetim ve otonomi de dahil hic bir olusumu hazmedemiyen TC irkci Devleti'nin meclisinde legal yollardan Kürd Halki'nin hangi özlemlerine karsilik veren, bagimsizlik kanallarini acan mücadele verilebilinir ki?

Herseyden önce ne TC Devleti ne de Türk Halki'nin zihniyeti buna acik degildir. Bu durum neticede catismalara kadar gidecektir. Bu da Kürdlerin öz gücünün ne kadar önemli oldugunu gündeme getiriyor.

Yillarca Türk-Osmanli oyunlarinin tehlikelerini Kürd Halki'na nasihat olarak gösteren bizler, o oyunlar bitti diyebilir miyiz? Siz bakmayin PKK'nin alan hakimiyeti yaygaralarinin ardindan BDP'nin Kürdistan kirsalinda boy göstermesine! Ölüm oruclari protestolari sirasindaki polislere meydan okumalarina!. BDP yöneticilerinin siril sıklam islatilmalari karsisindaki "yigitlik" cikislarina! Bu cikislar, Kürdlerin büyük bir kesimini umutlandirmisti bir ara. Ancak sonrasinda ne oldu, ne yaptilar? Aradan cok zaman gecmeden "Serok'un", talimatini BDP'ye ulastiran "Imrali Büyükelcimiz" kardes Mehmet Öcalan'in duyurusundan sonra, ölüm oruclarinin fiyasko ile sonuclandirilmasi ve akabinde Amed "Baris Bildirisi"ine kayitsiz sartsiz ittiaat edilmesi de gösteriyor ki, yasananlarin legal mücadele ile bir ilgisi yokmus.

TC Devleti'nin de legal parti mücadelesine tahammül etmis oldugunu göstermiyor. Devletin müsaadesi ve onayi ile devletin cikarlarini amaclayan gösterilerden ve danisikli dövüsten baska bir sey olmadigi, sonuclariyla ortadadir . Bagimsizlik veya gercek anlamda otonomi veya federasyon istemedikleri halde, böyle bir programlarinin da olmamamasina ragmen, protestolarda BDP vekillerinin bacaklari kirilip ellerine baston verilmisti. Bu gün o milletvekilleri ne yapiyorlar? Türkiyelilesmeyi hareretle savunan, "Demokratik Büyük Türkiye" hayalleri ugruna, Güney Kürdistan'in var o an federe olusumunu bile tanimiyan Türkiyeli DHP'nin es baskaligini yapiyorlar...

Bu es baskanlar, Kuzey Kürdistan'i, Irkci TC Devleti'nin kölesi olarak yamamak istedikleri gibi, Bir de kalkmis,Güney Kürdistan ve Güneybati Kürdistan'a da hayasiz ve utanmazca Osmanli kementi atmak istiyorlar... TC Devleti'nin, Güney Kürdistan Federe Devleti'ni yikma emelleri ve B, C planlari ortadadir.

TC, Güneybati Kürdistan'da ellerinden gelse savas yoluyla Kürdlere saldiracak, onu yapamazsa da, isbirlikcileri vasitasiyla, misaki milli hayellerini süsleyen Osmanli cadirinda Güneybati Kürdistan'i bogma amaclarini cekinmeden uygulamaya sokacaktir. Düsünün ki, bu pervasizligi, kendi egemenlik alani icinde olmayan Kürdistan'in diger parcalari icin bile yapabilmektedir.

Kürdistan'in bagimsizligini isaret eden herhangi bir silahli eylem icine girmemis binlerce Kürd'ün tutukluluk halleri ve polis gazina karsi tas atan Kürd cocuklarinin uzun süreden beri icerde yasadiklari dirami bir hatirlayalim! Irkci TC Devleti, Kuzey Kürdistan'da gercek anlamda Kürdistanlilarin mesru haklarina ve kendi kaderini belirleme hakkina ne saygi duyuyor,ne de kendi irkci meclisindeki yasalarla buna gecit veriyor.

Hangi yolla Kürdlerin kendi kaderini belirleme veya bagimsizlik istemleri durumunda legal Partisine tahammül edecektir? Bir sartla müsaade eder, o da emir -komuta iliskisi ve sinirlari icerisinde eder. O zaman da umut baglanan legel parti, sadece Kürdlerin gazini bosaltan sibop görevi yapmaktan öteye gidemez.

Eger bedel ödemekten bahsedeceksek, otonomi veya federsyon yollarindan giderek veya direk Bagimsiz Kürdistan amacini hedefleyecek beyanlarini acik bir sekilde, kendi programina alan bir Kürd partisi cikarsa ve gercekten de bu amac dogrultusunda bir mücadele ve politika yürütürse, buyursun! O zaman o partinin legal haline ittiraz edilmez, o legal parti desteklenir.

Kuzey Kürdistan'da bagimsizliga giden yollari amaclamayan bir legal partinin varligi, yarardan cok zarar getirir. Cünkü sadece legal yollarla, Kürdlere özgürlik alinacagi hayalleri yaymak, Kürdistan Halki'nin Kürdistan Ulusal Bagimsizlik Mücadelesi azmini zayiflatmaya yol acacaktir. Olasi firsatlari kaybetmeye neden olacakir. Böyle bir partinin basari saglamasi ve Kürd Halki'ndan destek görmesi de mümkün degildir.

Hassas bir sürecten gectigimizi söylerken, esas olarak sunu vurgulamak istiyorum: Son yüz yilda Kürdistan Halki, kendi bagimsizligini elde edebilecek iki önemli firsat yakalamistir.Ne yazik ki, bu firsatlar degerlendirilememistir. Ilki, Birinci Dünya savasi sirasinda, Kürdistani bir temelde ve kendi öz örgütlenmelerini yaratip bagimsizliklarini elde etme sanslari varken, Türklerle ortak bir örgütlenme yolunu secip, Ingiliz ve Fransizlara karsi Türklerle birlikte mücadele verme yolunu secmislerdir. Oysa savasta yenik düsmüs olan Osmanlilarin perisanligindan ve teslimiyetinden yararlanip, kölelik zincirlerini kirarak, kendi öz silahli örgütlenmeleriyle, Osmanli'ya karsi verecekleri mücadelelerini, Bagimsiz Kürdistan Devleti seklinde taclandirabilirlerdi.

Ancak o zaman da, bu günkü secim yarisina giren bazi legal Kürd partileri gibi, TC Meclisi icerisinde kalip, legal yoldan mesru haklarini alacaklarini düsünerek, büyük bir tarihi hataya düsmüslerdir. Sonuc ise bir hüsran olmustur.

Lozan'da, TC Devleti'nin yaptigi manevralar ve hileler sonucu, Kürdler, özgürlüklerini ve mesru haklarini,Türk meclisinin heyetine güvenerek masada kaybetmislerdir. Kürdlere bagimsizlik yolunu acan bu önemli firsati kacirmislardir. Bunun acisini Kürdistan Halki yüzyildir hala cekmektedir.

Su anda,Orta Dogu ve Kürdistan cografyasi derin alt-üst oluslara gebedir. Dünya güc odaklari gözlerini Kürdistan cografyasina dikmis, kendi cikarlari geregi yeni ittifak ve mevzilenmelere gidiyorlar.Yeni ortakliklar kuruluyor. Tarih Kürdlstanlilarin önlerine ikinci önemli bir firsat ve olanak sunuyor. Kürdistan'i sömürgelestiren devletler kendi aralarinda rekabet ve kapisma noktasina geldikleri icin, Kürdistan üzerinde ortak güc birligi ve isbirligi halinde hareket etme olanaklarini eskisi gibi kullanamiyorlar. Kürdistan üzerindeki denetimlerini ve hakimiyetlerini kaybetmis durumla karsi karsiyadirlar.

Ayrica Amerika ve Israil'in cikarlari, Kürdistanlilarin cikarlariyla cakistigi icin, bu devletler Kürdlerle ittifak yapmayi kendileri icin uygun görmektedirler. Bu durum Kürdlerin de cikarinadir.Diger yandan, Kürdistan Devleti'nin kurulmasina dogru giden kanallar, ister istemez acilmak durumundadir.

Kuzey Kürdistan'da TC'nin hakim gücleri arasindaki kapisma, TC Devletini'nin icine düstügü handikapi gösteriyor...

Gecenlerde özlük haklarini savunmayi bahane göstererek yüzlerce Türk savas pilotu istifa etti. Kimse bunun üzerinde fazla durmadi. Büyük bir krizle karsi karsiya olan devletin her iki kanadi da, Kürdleri kullanarak bu handikaptan nasil kurtulacaklarini hesapliyorlar. TC'nin ıher ikı kanadi da, hakimiyeti ele gecirmek derdine düstüler.

Ayrica Öcalan'i emirlerinde calistirmak ve Birinci Dünya Savasi'nda oldugu gibi, Kürdleri yedek güc olarak kullanmak icin yarisa girmis durumdadirlar.

Pe§ pe$e kaset bombalari patlatiliyor. Daha da patlatilacagi simdiden belli oluyor.

Simdi Kürdler,bu muazzam firsati, sömürge meclisleri icinde örgütlenmek yoluyla kayda deger bir kazanim elde edemiyecekleri belliyken,sadece meclisteki legaliteye bel baglamalari ne kadar dogru olur? Bu, Kürdlerin önüne cikmis olan ikinci tarihi firsati kaybetmelerine sebep olmaz mi?.

Dünya kamuoyu nezdinde muhatab alinanlanin ve itibar görmenin yolu, ancak kendi öz örgütünü ve öz gücünü yaratabilirsen mümkün olabir.

Bagimsizliklarini elde etmis olan ülkeler, önlerine cikmis olan tarihi firsatlari, kendi öz örgütlerini yaratarak, bu firsati dogru zamanda degerlendirebildikleri icin özgürlüklerine kavusmuslardir.

Osmanli sömürgeleri olan bircok devlet, bagimsizliklarini böylesi firsatlari degerlendirerek bagimsizliklarini elde ettiler. Birinci Dünya Savasi'ni firsat olarak kullandilar. Uluslarin kendi bagimsizliklarini elde edebilmeleri icin, tarih bu firsatlari her zaman kendilerine sunmaz.

23 .02. 2014

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.