Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 21 October 2012
Selim Çürükkaya / Şubat 2012 nin başından beri Kürdistan Aktuel sitesi, Benim Facebookum, e maillerim sürekli sanal bir saldırı altındadır. Saldırıyı yapanlar kendilerini "Vatan TİM veya Türkiye’ nin baronu"olarak tanıtmaktadır. İnternet üzerinde yaptığım Araştırmaya göre saldırının kaynağı Ankara Bahçeli evler ve Almanya’nın Düsseldorf kentidir. Devamlı olarak saldıraya uğrayan Kürdistan aktuel sık sık çökmüştür. Kürdistan Aktuel' in bir e maili saldırganların eline geçmiştir. Ayrıca benim facebook taki hesabım ve gulgez2000yahoo.com heasabım yine bu saldırganlar tarafından gasp edilmiştir. E maillerimdeki bilgileri aleyhime şantaj olarak kullanıp, beni tehdit etmeye kalkışan bu saldırganlara boyun eğmeyeceğimi bilmelerini isterim. Bana yolladıkları mesajlarda belirttiklerine göre savcılarına ve hakimlerine küfür etmişim, ondan dolayı benimle uğraştıklarını ve beni yaşatmayacaklarını söylüyorlar, hatta adresimin bile kendilerinde olduğunu, beni öldürmekten büyük zevk alacaklarını da çekinmeden söylüyorlar. Bu yılın Şubat ayının başında Ülke TV nin anahaber bülteninin sunucusu Ersoy Dede, Skype üzeri beni arayarak Türkiye basınında benim ile ilgili yayınlanan bazı haberler üzerine röportaj yapma isteğini bildirdi, bende kabul ettim. Akşam saatlerinde Skype denilen görüntülü telefonla canlı yayına katıldım. Ersoy Dede Türkiye savcılarının PKK deki iç infazları soruşturmak istediklerini, savcılara ifade verip vermeyeceğimi sordu. Bende hayır ben savcılara ifade vermeyeceğim, çünkü savcılar devleti temsil eder ve devletinde 17 Bin faili meçhul cinayeti vardır, PKK içinde işlenen cinayetlerde devletin bilgisi dahilinde işlenmiştir. Bundan dolayı böyle olan bir devlet hakem olamaz dedim. Roprtajın tümünü bu linki tıklayıp izleyebilirsiniz: Beni tıkla Tam dokuz aydan beri sanal saldırı altında olmamın nedeni bu röportajda söylediklerimdir. Anlatımlarımda hakim ve savcılara küfür yoktur. Kaldı ki hakim ve savcılar kişi olarak önemsizdir. Türk devleti adaletli değildir, Binlerce sivil kürdü kurduğu yasadışı örgütler, organizasyonlarla öldürmüş, işlediği cinayetlere "faili meçhul cinayetler" adını vermiştir. Bunu her zaman ve şart altında söyler ve yazarım. Ve Türk devleti hiçbir olayda hakem rolü oynayamayacak kadar güvensizdir. Sicili kirlidir. Türk devletinin yetkilileri aslında Kürtlere karşı hasmane bir tavır içinde olmadıklarını, ama silah alıp dağa çıkan teröristlere karşı halkı savunduklarını söylemektedirler! Yalandır, ellerinden gelse kendi kimliğine sahip çıkan hiçbir Kürdün nefes almasını bile istemezler, ben yirmi yıldan beri sadece görüşlerimi söylüyorum, Türk devletinin politikalarını eleştiriyorum ve en azından dağdaki bir gerilla kadar saldırı altındayım. Ve devletin görevlendirdiği bu adamlar, hem terbiyesiz, hem zorba hem kalleştir. Bundan yaklaşık bir hafta önce facebooku izliyordum. Cezaevi arkadaşım Hamit Baldemir apak olmuş beyaz saçları ile bana merhaba Selim bey dedi. Ben ile Hamit beyli konuşmayız, bey nerden çıktı dediğimde, ya kusura bakma uzun süreden beri yazışmadığımız için öyle dedim. Bunu yuttum, devamında ben cezaevi ile ilgili bir kitap yazıyorum, senden de söz edeceğim, annenin kızlık soyadı neydi der demez ben de jeton düştü, yanlış bir soyad verdim, ardından ya sen Hamit isen biz ilk olarak nerde tanıştık dedim. Karşıdaki bastı küfürü…… Bir müddet görünmez oldu demek ki verdiğim soyadla emailimi ele geçirmek için gitti, başaramayınca yanlış soy isim vermişsin diyerek öfkesini kustu, seni sağ bırakmayacağım, her daim seni takip edeceğim, Türk devletinin düşmanlarını karıncadan küçük, deveden büyük ne varsa yok edeceğim, bana Türkiye baronu derler dedi, Aktuel i ben çökertiyorum, e maillerin benim elimde ya bize bilgi vereceksin yada senin yazdıklarını deşifre edeceğiz dedi. benden etmezsen senden adisi yoktur dedim, gerekli cevapları alınca defolup gitti. İki gün önce Kürdistan Aktuel de yayınlanan "12 Eylül karanlığında Diyarbakır şafağı" adlı Kitabımın bir bölümüne eleştiriler gelmeye başladı. Eleştirlerden öte küfür ve hakaretti. Bu kez Rızgarici, KUK çu veya DDKD li i kılığına girmişti. Saldırıyı yapan Engin adını kullanıyordu. E mailide vardı. Yazanı eski Rızgarici Engin sandım, kendisine kısa bir cevap verdim, gevezelik yapıyorsun dedim. Bunun üzerine adam habire yazdı, arsız hayasız, cüretkar, tehditkar, uslubu Öcalan’ın uslubu gibi alçaltıcı, Türk devletininki gibi zalimdi. Ama ben bu her iki usluba baş kaldırmış ve ömrüm boyunca direnmiş bir insandım. Kalktım Engin adıyla bana yollanan tehditlerin tümünü Engin’in e maili ile birlikte yayınladım. Aynı günün akşamı iki tanıdığım Paltalk üzeri beni arayarak,Engin isimli kişinin fotoğrafına ulaştıklarını söylediler. Nasıl ulaştınız dediğimde, bana Facebook sayfasına gir Engin’in e mailini arama çizgisine yapıştır gelir dediler. Denilenleri yaptım, oradaki fotoğrafı tanıdık, Bingöl’lü çok samimi bir arkadaşımın fotoğrafıydı. Bu kez bu arkadaşımın adını Facebook a yazdım başka bir sayfa geldi ama Fotoğraf aynıya yakındı. Benim bildiğim Engin şaka dahi olsa böyle bir şey asla yapmaz. Ona hemen bir e mail yollamak için Hotmail sayfasına geçmeden onun e mailini farenin kafasına kopyaladım, hotmailin arama çizgisine yapıştırınca, engın ıbnesı( [email protected]) tam olarak böyle çıktı. Anladım ki, kendilerine Vatan Tim ve Baron adını takanlar bu kez de Engin Maskesi ile beni kışkırtılar. Hemen yayınladığım makalemi yayından kaldırdım, eski Rızgarici Engin’in günahını boşuna aldım, özür diliyorum. Hayat devam ediyor. Böyle alçak bir devlet olduğu müddetçe Kürtler bu güneşin altında rahat etmeyecekleridir diye inanmaya başladım. Niye Kürtler silaha baş vuruyorlar eleştirisinde bulunanların da artık bu Türk devletinin yaptıklarını görmeleri gerekmiyor mu?

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.