Kim olduğumuz sorusu önemlidir.

Sahi kimiz biz? Bu soruya Kürdüz diye cevap veririz.

Fakat düşman tarafından kabul görülmeyiz. Ya Arap, ya Türk, ya da Farisi olarak adlandırılırız. Bunu anladık, düşmandır der geçebiliriz.

Fakat bu kez geçemeyeceğimiz ciddi bir durumla karşılaşırız. Bizi inkar ve imha eden Arap, Türk ve Farisileri bize kardeş edinenlerden bahsediyorum. Bunlarda kim diye sormanıza gerek yok. Bunlar kendileriyle birlikte Kürd milletinide sömürgecilerimizin kapısına bağlamak isteyen lerdir.

Kürd-Kürdistan’ı dört sömürgeci devlet içinde hapseden sömürgeci devlet sınırlarına saygılıyız derler. Dil, bayrak, milli marşları dahil tüm sömürgeci sewmbollere “bizimdirde” derler. Sömürgeci devlet ve ülke sevdalısıdırlar.

Kendilerine sorarsanız “akıllılar” ama bana sorarsanız celatlarına sevdalanan aklıevveller olurlar. Ana dostuna baba diyen kategoride yer alırlar.

Türklerden daha Türkiyeci, Araplardan daha Suriyecı ve Iraki, Farisilerden daha İranidirler.

Örnek mi? Ayakaltında gezinen sürüsü var. Yalaka bir tiptir. Türk egemenlik sistem sahiplerine yaranmak için yalakalıktan üstüne yoktur. Konuyu daha anlaşılır kılınması için yalakalıkta taban yapan uç bir örnek vereyim.
“Türkiye'nin doğu ve batı yakasında duygusal kopuşun arifesindeyiz. Tam da bu atmosferde önlemler almazsak ciddi problemlerle karşılaşırız.”

Mübarek sanki TC devletinin etkili ve yetkisi gibi konuşmuş diyeceğim ama demiyorum. Çünkü “sanki ve gibi” kelimeler fazladır. Bu nedenle “sanki ve gibi” dediğimde kendi kendimle çelişmiş olurum. Genel duruşumla çelişmemem için cümle içindeki “sanki ve gibi” kelimelerini kaldırıyorum. O zaman malum kişinin duruşu daha netleşir.

Şimdi birisi, “be adam kim hangi ciddi sorunlarla karşılaşır?” diye bir soru sorarsa ne diyecek?

Ne diyecekleri aşikar. Karşılaşırız dedikleri Türk egemenlik sistemi ve onun olmuş ihanetçi Kürdler.

Ciddi problem dediğide Kürd milletinin Türk egemenlik sisteminden kopuşudur.

Bundan kim korkar? Türk egemenlik sistem sahipleri ve ihanetçiler.

Yani ana dostuna baba diyen kişilikler.

Kürd aydın ve politikacılarında korkunç bir yabancılaşma yaşanmaktadır. Başkalaşmak için canhıraş bir çabanın verenleri olmuşlardır. Türk, Arap ve Farisilerin “öteki” olarak gördüğü Kürdlükten fersah fersah kaçmaktadırlar.

Hayır! Ben/biz öteki deği(lim/liz) diyorlar.

Be adam/lar düne kadar ve hala da Türk, Arap ve Farslar Kürdleri inkar ediyor diye dert yanıyordunuz, yanıyorsunuz, yanıyoruz.

Bugün Kürdleri “öteki” olarak tanımlamalarına niye kızıyorsunuz, kızalım?

Al sana bir fırsat. “Öteki” olmayı al başının üstüne koy. Boynuna tak. İşte kimliğim bu de gururlan.

Yok bunu yapmazlar. Düşmanla tekleşmek için binbir takla atarlar.

Sistemin “tek” ile başlayan ve biten cenderede kendilerini tokatlayıp tutuklatırlar.

Kimliksizleşip cibiliyetsizleşirler.

Kürdler mi, Türkler mi, Araplar mı, Farisiler mi bilinmez.

“Ötekileşme”yi kabullenmezler. “Öteki” değilseniz peki nesiniz?

Onu da ben söyleyeyim. Ya Türk, ya Arap, ya da Farisisiniz, yani Kürd değilsiniz.

Biz mi?

Kürdüz!

Yani ötekiyiz.

Bunu gururlada kabuleniyoruz.

Çünkü biliyoruz ki, yaşam sahamız burasıdır. Bunu koruduğumuz oranda özgürüz.

Gerisi celatlarına sevdalanmaktır.

11 Mayıs 2012