İsmail Hoca’nın “Bir Zamanlar Peri Vadisi” adlı makalesi üzer
Geçenlerde İsmail Hoca’nın Kayy-Der Dergisinin 39.sayısında çıkan “Bir zamanlar Peri Vadisi” adlı makalesinin Kürdçe çevirisini bazı Kürd sitelerinde okudum. Ne yazık ki makalenin orjinaline ulaşmadım.İsmail Hoca Kayy-Der Dergisinin çeşitli sayılarında çıkan makale ve söyleşileri değerlendiriyor. Hoca’nın bir çok değerlendirmesini paylaşıyorum. Örneğin Alevilerin İslam dini ile olan ilişkileri konusunda Hoca’nın getirdiği eleştiriler yerindedir.Hoca’nın bu makalesinde benim için sorun teşkil eden bir Ermeni kaynağına dayanarak Çarsancak’taki Ermenilere biçilen roldur. Aslında İsmail Hoca bu değerlendirmesini Kayy-Der dergisinin 38.sayısında çıkan “ Bir Ermeni Kaynağına göre Peri Vadisinin Nüfus dağılımı-II” adlı çeviriye dayandırıyor.Bu topraklar üzerinde geçmişte “Büyük Ermenistan” ve “Büyük Turanistan” kavgası yapıldı. İki tarafında bugün Kürdistan dediğimiz bölge üzerinde büyük planları ve hesapları vardı. İki tarafında kendilerine göre konstruksiyona dayalı ve kendilerini çoğunluk olarak gösteren nüfus sayıları vardı. Ermeniler her zaman bugün bizim Kuzey Kürdistan dediğimiz bölgede nüfusun çoğunluğunu oluşturduklarını propaganda ettiler. Türkler ise sonuç olarak işin kolayına kaçarak Kürdleri Türk olarak göstererek işin içinden çıkmaya çalıştılar. Kafkas Kürdleri ciddi bir etnik arındırmaya tabi tutuldular.1800’lerde Kars, Mervan-Erivan bölgesinde ekseri nüfus Kürtler idi. Bu durumu Rus devlet arşivi de doğrular. Bu arşiv bilgilerine göre: Yezidi Kürtler ile birlikte Kürtlerin nüfusu 432.785’dir. Ermenilerin;158.891, Türk-Tatar;180.000, Acem; 62.200, Rus; 26.000, Çerkez-Çeçen; 53.000 (Bk. Avyarov, Osmanlı-Rus, Osmanlı-İran savaşları 1801-1900, s.163-164, Sipan Yay. 1995, Ank.) Birinci Dünya savaşı esnasında Ermeni ve Rusların kırımlarından kurtulan Kürdler ise Türkler tarafından kış ortamında “ölüm yolculuğuna” gönderiyor. Xoybûn ölüm yolculuğuna gönderilen bu Kürdlerin sayısını 700.000 olarak veriyor. Aziz Yamulki ise anılarında bunu doğruluyor.Her ne kadar Taşnaklar çaresizlikten Xoybûn ile 1927 yılında imzadıkları antlaşma ile Kars, Erzurum, Van ve Bitlis gibi şehirler üzerindeki Pan Ermeni hayallerinden vazgeçsede geç olmuştu. Asırlarca birlikte yaşıyan iki halk büyük felaketlere uğramıştı.Sonuç olarak bu iki tarafın Kürdlere ve Kürdlerin çoğrafyasına ve tarihine ilişkin ileri sürdükleri tüm “belgeler” üzerine ciddi bir şekilde düşünmek lazım. Bu tutum geçmişte Kürdistan’da bulunan misyonerlerin bıraktıkları eserler içinde geçerlidir. Çünkü onların bir çoğu dinsel nedenlerden dolayı pro Ermeni bir pozisyondaydılar.Yukarıda sözünü ettiğim kaynakları kullanan araştırmacılar, bu kaynakları mutlaka başka kaynaklarla kiyaslamaya gitmeliler.Son yüzyıl boyunca Ermeniler ve Türkler bölgenin tarihini kendi ulusal çıkarları doğrultusunda yeniden yazdılar. Ortada bir soykırımda olunca bir çok yanıyla tarihsel gerçeklerden uzak ve kendilerini haklı gösteren bir tarih yazımına gittiler.Bizim Kürdlerden bazı çevrelerde daha önce hazırlanmış konstruksiyon diyebileceğimiz bazı “belgeleri” gerçekmiş gibi topluma empoze ediyorlar.Zaten bir yüzyıl boyunca yasaklardan ve kıyımlardan dolayı Kürdler kendi tarihi hakkında hiç bir şey yazamadı. Kürdler sürekli ve sistemli bir şekilde Ermenilerin ve Türklerin tarihi gerçekleri çarpıtma bombardımanı altında kaldılar.Çünkü, sorun mevcut olan Kürdistan coğrafyasını kendi aralarında paylaşma olayında düğümleniyordu.Bugün bazı Kürd çevreleri bu tip tek yanlı belgeleri hiç bir araştırmaya gerek görmeden ve başka kaynaklar ışığında değerlendirmeden kamuoyuna sunmaları var olan açmazları daha da derinleştiriyor.İsmail Hoca’da bu belgeyi değerlendirirken Çarsancağ’ın merkezinde Ermenilerin çoğunluğu teşkil ettiği, Kürdlerin daha çok köylerde ikamet ettiği izlenimi veriyor. Zaten bir çok Ermeni kaynağı Peri merkezinin Ermenilerin elinde olduğunu açık açık yazıyor.(Hovsep Hayreni, 1908 Meşrutiyet İlani ve Sonrası)Bu konuda pro Kürd olmayan ve Ermenileri daha çok kolayan bir kaynağı vermek istiyorum.Vital Cuinet’in 1891 yılında Paris’te baskıya verdiği “Turquie D’Asie- Geographie Administrative” adlı eserin ikinci cildine bir göz atmak gerekir.O dönemler Dersim Mamuret Ul-Aziz(bugünkü Elazığ)e bağlı bir sancaktı. Vital Cuinet Dersim Sancağının 7 kazadan oluştuğunu ve bunların isimlerini şöyle sıralıyor:Xozat, merkez kaza,Çemişgezek,Çarsancak,Mazgirt ve Pertek’i birlikte sayıyor,Kuzucan,Ovacık,Pah ve Kızılkilise.... diye.Vital Cuinet Dersim Sancağının toplam nüfusunu 63, 430 olarak veriyor.Nüfusun etnik ve dinsel yapılanmasını şöyle tespit ediyor: TopluluklarErkekKadınToplamMusulman7460800015.400Kürdler6000600012000Kızılbaş13.70014.10027.800Gregor Ermenileri356040007560Protestan Ermeniler300310610Toplam 63.430 Vital Cuinet Çarsancak kazasının köyleriyle birlikte toplam nüfusunu 10.500 olarak veriyor.Bunlardan 2.311 musluman, 2621 Kürd, 4749 kızılbaş, Gregor Ermenileri 775, protestan Ermeniler 44 olarak veriyor. Çarsancak kaza merkezinin nüfusunu ise 3000 olarak tespit ediyor. İlginç olan Dersim sancağının tüm kazalarının nüfus dağılımı ile ilgili “Kızılbaş” kategorisi vardı. Ama Çarsancak merkezinin nüfusu verilirken bu kategori yok.Vital Cuinet göre Çarsancak’ta: 1181 Musluman, 1000 Kürd, Kızılbaşların sayısı yok, Groger Ermeniler 775 ve Protestan Ermeniler 39 yaşıyor.Çarsancak genelinde yaşıyan Ermenilerin toplamı 819 ve bunların 811’i Çarsancak merkezinde yaşıyor.Bazı Ermeni kaynaklarının “Çarsancak’ta 7500 Ermeni yaşıyordu” yönündeki tespitleri uydurmadır.Vital Cuinet verilerine göre Ermeniler Çarsancak kazasının toplam nüfusunun üçte birini zor yakalayabiliyor. Kürdistan’ın bir çok bölgesinde olduğu gibi Dersim’de de Osmanlı devleti Kürdlerin büyük bir kesimini kayıt altına alamadığı gerçeğinide göz önünde bulundurursak yapılan propagandaların gerçekçi olmadığı açık bir şekilde görülmektedir.Sağlıklı bir sonuca ulaşmak için bu kaynak yeterlimi?Hayır..Ama, bu belge ile Ermeni iddialarının ayakları havada kalıyor.Bir başka sorunda Çarsancak’taki tüm meslek grupları Ermenilere mal edilmiş. Şöyleki: “Wê demê sinetên mîna merengozî, xeratî, hesingerî (hedadî), sifarçîtî, zêringerî, saetsazî, debaxkarî, sobakarî, boyaxkarî, goşkarî, soldirûnî, terzîtî, cildirûnî, nalbendî, çulagî, kulavkarî, dîwarkarî, karê înşaatan, şehkirina keviran ji layê hostayên ermenî ve dihatin kirin. Das, bivir, kuling, bêr, hema çi alet û alav hene, bi destê hostayên ermenî yên xwedî huner dihatin çêkirin. Hinde jinên zana ku ji giyayên cihê bi cihê dermanan çêdikirin, dîsa ermenî bûn. Yên ku di warê çandînîyê de geşedanê pêkdianîn, wekî mînak, kolandina cuhên avê jî, ermenîyan dikir. Îhtîmal e ku piştî rakirina ermenîyan, demekê ev sinetên hanê sekinîne. Di vê çarçeweyê de dibe ku gelek dikan û karxane ji ermenîyan mabin.”Ermeniler bu meslek dallarından bazılarında çalışabilirler, ama bu şu anlama gelmiyor Çarsancak kazasının üçten ikisini oluşturan Kürdler boş duruyordu.Bu mesleklerin hepsi olmasa bazılarında Kürdlerde önemli rol oynuyor. Bölgede tarımcılık yapılıyor, hayvancılık yapılıyor, halıcılık yapılıyor ve daha bir çok üretim dalı sözkonusudur.Ayrıca birde “an” yada “yan”ile biten kelimelerin ve yerleşim birimlerinin hepsini Ermenilere mal etmek doğru değil. Verilen örneklerde “Aşê Xaşguran, Axpîn, Warê Kevn, Waran, Baxçan“ gibi ..Kürdçe’de “War” tekildir, çoğulu ise “waran”dır. Kürd aşiretlerin ezici çoğunluğunun isimleri “an” bitiyor.. Haydaran, Alan, Kureyşan, Hasanan, Barzaniyan, Berwariyan vs... HürmetlerimleR.Rodaro
Re: İsmail Hoca’nın “Bir Zamanlar Peri Vadisi” adlı makalesi üz