Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 21 February 2010

Öncelikle herkese merhaba.!!!

Genel olarak dunyada Fransiz devrimiyle beraber tartisilmaya baslayan ve akabinde ulus devletlerin milletlerin gelismesinde önemli bir aktör oldugu gercegi genel bir dogru olarak yuzlerce yil kabul gördu ve görmeye devam ediyor.
Her nekadar ulus devleti gunumuzde egemenler tarafindan elestirilsede,kendileri icin olmazsa olmaz olan sey yani devlet ise bir cok kavim veya milletin eritilmesi bicimiyle olusturulmus devletler nedir? veya cok uluslu devletlerden tek ulus yaratma espirisi egemenlerin kendi egemenliklerini surekli kilmak icin kullandiklari devlet modeli veya bicimi nedir.????

Fransiz devrimiyle beraber Avrupada ulus devlet bir zorunluluk olarak dunyada kabul göruruken söz konusu ulu devletlerin olusumunda iki farkli yöntemin kullanildigi bilinen seydir. Birinci yöntem olarak zor unsurunun kullanilmasi yani devrim diye tabir edilen sey. Ikinci yöntem olarakta reform ve evrimlerle varilan surectir. Yine ayni dönemlerde cok uluslu devletler olusturmada bir yöntem olarak kullanilmaktadir. Fedarasyon Konfederasyon gibi seylerle adlandirilan devlet bicimleri ise pek tartisilmamakla beraber sikisilinca bas vurulan yöntem olarak kullanilmistir. Daha dogrusu zor espirisinin cok agir sonuclara neden olmasindan sakinma amaciyla yine agir bedellerle olusturulmus devlet bicimleridir. Bu anlamada ABD nin olusum sureci Kuzey guney savasi incelenmelidir. yine ayni sekilde Isvicre modelinin olusum sureci ve taraflari incelendiginde görulecek sey ulus devletlerinin ber davemi icin nelerin nasil yapildigi daha iyi analasilir...

Avrupa patentli ulus devletinin asya ve orta doguya yansimalari elbette yadsinamas nitelikliklerde olmakla beraber egemen dusunce olamamistir. Egemen dusunce olmamakla beraber olusan devlet modellerinde domunant degildir. Asya ve orta doguda fransiz devrimi sonrasi olusan devletlerde daha cok Emevi yaklasimlari ve osmanli sekilelndirmeleri egemen olmustur.

Soruna Kurdler penceresinden bakmaya calistigimizda yani vatan,millet ve devlet sorunu karmasik gibi görunsede aslinda hicte karmasik degildir. Öncelikle sorunun algilanis bicimi önemlidir. Tabii dogal olarakta ulusal sorunlara bakis perspektifi ve sorunlarin cözumundeki genel dogrular ve uzerinde anlasilmis olan uluslar arasi genel dogrular bu konuda oldukca önemlidir.

Kurdlerin adlariyla adlandirilan iskal edilmis bir ulkeleri ve yine dunyamizda yasayan bir halk olmasi bu sorunun tartisilirken göz ardi edilemeyecek iki ana unsur olmasidir. Kurdlerin sahip olduklari nufusun sorunun konulmasinda veya tartisilmasinda zerre kadar kiymeti harbiyesi yoktur. Öncelikli olarak Kurdlerin sorunun bir ulusal sorun oldugu gercegi ortya konarak Kurdun sorununun ne olup olmadigi tartisilabilir.

Kurd sorunu orta dogunun ortasinda bulunan yuzlerce yildir cözulememis bir sorun oldugunu sömurgecliler uyguladiklari politikalarla kabul ederken yine sorunu nasil koyduklari ve hangi pencereden baktiklari oldukca önemlidir. Sömurgeciler Kurd sorununun cösumu olarak yillarca asimilasyon uygularken sonuc elde edememis olmasindandirki bugun bu politikalri Entegrasyon biciminde Kurdlere dayatilmaya calisiliyor.

Kurd sorunun cözumunde entegrasyon Kurdun eritilmesini amaclarken evet bir cözumdur. Lakin bu cözum bir Kurd cözumu degildir. kurd eritilmesiyle es anlamli olan sey bir baska deyisle Kurdun Araplasmasi Turklesme ve Farslasmasi olarak ta adlandirilabilir. Kuzey Kurdistanda bu entegrasyonun hayata gecirilebilmesi icin 30 yildir bir dayatma yapilirken Kurdun millet olma bilinci surekli olarak tirpanlandi ve tirpanlanmaya devam ediliyor.

Kurdun sorununun ulusal bir sorundan hareketle cözumu savunurken insanlar bir noktayi yine olmazsa olmaz olarak önlerine koymalari gerekir. oda Kurdistanin cok parcaligidir. Kurdistanin her hangi bir parcasi zorraki tabi kilindigi yerin bir parcasimidir yoksa iskalle kendi butununden kopartilmis oldugu kendi butununemi ait oldugu gercegimidir.

Kurdun sorunu sadece bir ulusal sorun degildir. Kurd sorunu ayni zamanda cok uluslu bir uluslar arasi bir sorundur. Daha acik söylemek gerekirse Kurdun namus kavgasi dunyanin Kurde dayattigi namusuzluga karsi bir kavgadir. Sorunun derinlestirilmesinde ve bir kangrene dönusturulmesinde egemen devletler kadar dunya egemen devletleride sorumlu ve sucludurlar..

Dunyada uzerinde genel mutabakat olusturulan seylerden biride Sömurgeciligin reddi ve mazlum uluslarin kendi kaderlerini tayin hakkinin her cevre ve dusunce tarafindan kabul göruyor olmasidir.

Dunyada kabul gören ve uzerinde mutabakat saglanan seylerin Kurdlerden esigenmesi ise anlasilmazdir. Anlasilmaz oldugu kadarda masum olmayan bir seydir. Kurd lerin olmazsa olmazi sorunlarinin ulusal bir sorun oldugu ve bu sorunun yine uluslar arasi bir sorun oldugu gercegidir.

Kurd sorunun ulusal bir sorun olmasi Kurdler acisindan sorunun cözumunu kolaylastirirken anlasilamayacak bir kapi birkmadigi gerceginide ortaya cikariyor. Sorunun cözumu Kurdlerin kendi kaderlerini özgurce tayin etmesidir. Bu özgurlukten kasit bir referandum degil tam tersine Kurdlerin ulusal sorunun cözumu etrafinda örgutlenmelerini tamamlamasi ve karar vermesi olarak okunmalidir.

Tarihsel olarak bir cok Kurd örgutlenmesi önune siyasal bagimsizligi yani ayri devlet örgutlenmesini koymustur. Bu yaklasim daha sonraki sureclerde tarihsel miras olarak kabul görmus ve bu konuda siyasal tezler gelistirilmistir. yine söz konusu olan yaklasim Kurdistanda bir siyasal cizgi olarak devam ediyor. Bu siyasal cizginin ana hareket noktasi Kurdun sorunun ulusal bir sorun olmasi veyine ulkesinin zorla iskal edilmis olmasi ve Kurdun millet olmaktan kaynakli haklarini milletin siyasal geliskenligi tartisma konusu yapilmaksizin istiyor olmasi kimilerine anlasilmaz gelsede yöntem olarak dunyada kabul gören ve uygulanan bir yaklasim olduguda biliniyor.

Dunyada siyaset ve demokrasi kavgasi her seye ragmen önculerle oldugu gercegi halen gecerli olan bir yöntem olarak var ve oldukcada sonuc aliyor olmasi gercegi göz ardi edilemez. Kurdistanda siyasal bagimsizlikcilik Kurd millet kavgasinda Kurdun millet olmaktan kaynakli haklarini savunmaktan baska bir sey degildir. Bu hakkin savunulmasi ne yadsinabilir nede kucumsenebilir bu dogal bir haktir. Dogal olan bir hakki birilerine kullanmamayi önermek ise pesinen bir arada veya ortak bir seylerin olamayacagi gerceginide ortaya cikarmak degilde nedir.

Demokrasi demokratik hak veya hak ve özgurluklerden baslayip birey olma ve bireysel özgurluklere kadar varan bir yelpazede millet ve millet kaynakli dogal haklar tartisma konusu olmaz cunku haklardan biri dogal bir baska deyisle irsi yani sahip olunmasi butun haklardan önceliklidir. Butun haklardan önce dogal yani irsi bir hak birey,bireyin gelisimi demokrasi vb leriyle karistirmak Kurdlere yeni EMEVILIGI dayatmaya calisanlarla aralarinda fark birakmaz..

Ulus devleti veya ulusal bagimsizliklarini elde etmis hic bir ulkede bu devletlerin kurulumunda genis halk katilimlari yoktur. yine hic bir ulusal kurtulus hareketide siyasal tezlerini savunduklarinda halklarinin gerilik veya ilerilik durumlarindan hareketle siyasal bagimsizliklarini ayri devlet kurma gibi algilana bilen tezlerini tartisma konusu yapmamislar. Dunyada uygulanmis binlerce örnem varken neden??????

Millet,vatan,Devlet ve Bagimsizlik ve daha bir cok kavramlar bir araya getirmek mumkundur. bu kavramlarin tumunde bir ulusal sorun espirisi vardir. Kurdun sorunuda söz konusu kavramlar gargasasiyla bir yerlere yamanmaya calisilmaktadir.Bu beyhude cabalar zaten Imrali surakasi tarafindan Kurdlere hayatin her alaninda dayatiliyor. Lakin bu dayatmalar ve daha bir cok benzerleri bir seyi unumamalidirlar ULUSAL SORUNLARIN CÖZUMUNDE TARAF OLMAK ULUSLARIN HAKLARINA RIAYET ETMEK DEMEKTIR. bIR ULUSUN ULUSAL HAKLARINA RIAYET ETMEYENLER O SORUNUN PARCASI OLMAZLAR OLAMAZLAR.....

SEVGI VE SAYGILAR

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.