Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 22 December 2009

sanirim ikinci gidisim di
2006 yada 2007
erbil de kaleyi cepecevre dolasan yol da
gece dolasmaya ciktik
resimle sabit
yolun ortasina dokulmus copler
gelen gecen arabalarla savurluyordu.

biri bana burya fotograf asma prosedurunu yazsin
asayim bu fotografi
kimse -objektif degisiln- diyemez
nihayetinde nikon objektufine yansayan bir fotograftir

gelelim dohuk a,
gidenlerin burunun diregi sizlamamis olamaz
(sizlamamsiza en yakin kulak burun bogazciya ugramasini onerrim)
dohuk un merkezinde nar agaclari ile bezeli muhtseme guzel bir bahcelik alan var.
ana cadde sayacagimiz yolun kuzey yaninda bir pastahane nin rakasinda oturuyoruz
oturdugumuz gibi de kalkiyoruz
sehrin orasindan gecen dereden
resmen kimyasal silah duzeyinde elbette zehirli gazlar kokular yukseluyor cunku
herkes yamactan copunu umursamaz bicime bu dereye doku duruyor.
ne sosyal bir kontrol var
ne vicdan ne hijen ne ahlak?
burasi kamu alani dokmeyin diyen de yok anlasilan
butun dere yatagi tam bir copluk

ilk gidisimde tazedir yenidir caresi bulunur demistim
ikincide
dohuk da ev fiatlari avrupadaki her hangi bir kentin orta sinif mahallerindeki ev fiatlarini iki kat asmisti (derli toplu evler sozunu ettiklerim)
para vardir-gorunur bicimdeydi. ortalik luks arabalar-SUV ler ve bunlarin
saga sola sicratigi camur pislik doluydu.

gece bir internet kafe den gereken mesaji attiktan sonra kaldirima ciktigimda
bogazim bir kabloya takildi
drama yapmiyayim ama berbat bicimde acidi. sarkmis bir telefon kablosu
(belkide elektrik kablosu idi-iyi niyet gosterip telefin kablosu diyelim)
orda oyle gece isiksiz yolda gelen gecenin boynuna takilacak bicimde duruyordu.
hayd belediye hizleti vs tecrubesi yok
peki ala bu carsinin esnafinda
el kol ve akil da mi yok. o teli becerebildigi bicimde dukaninin yamacina saraip ilgili kisilere haber verecek?

gelelim
suleymaniye ye
en aydinlanmis entelektueli bol sehir olarak biliniyor
sehrin merkezindeki kucuk ama bakimli agaclarla bezenmis park cok hosh
bu parkin karsisinda o vakitler
(belkide hala)
suleymaniyenin en luks oteli duruyor
otelin lobisine girdiginize
yerler piril piril
lobiye her girdigimde bir gorevli
elinde paspas ile surekli yerleri silmekle mesgul
(insanin ister istemez dikkatini cekiyor bu)
kafe de bir bufe bufe de uc bes sey ama
menu oldukca fakir- bunlar da ivir zivir seyler mutlaka zamanla duzelecek seyler
soguk bufenin cami kirilmis
egreti bicimde bantla mantal guya yapistirmislar
bufenin ardinda uc kisi hazir ol vaziyetinde bekliyor.
lobi fazla kalabalik degil
(hewler deki adi sherton a cikmissherton olmayan otele kiyasla burdaki oteli
pek cansiz)

insan bir seyler icince haliyle tuvalete gitme ihtiyaci duyuyor
lobinin tuvaletine giriyorum
girdigim gibi cikiyorum
manzara soyle:
yerler bir ars su icinde
pislik de cabasi
tuvaletin biri tikali
duvarlar!
bazilari bozulaca ama duvarlarda resmen parmakla duvara surulmus sari kahverengi izler var
ne oldugunu induction ile cikarmayi okuyuculara birakiyorum.

otel boyle de restoran farkli mi?
su meshur MacBurgeri MaBurger biciminde kopyalayan girisimcinin
restoraninin onunde oturuyoruz
bir seyler yedik mi yemedik mi simdi hatirlamiyorum
komik ve az innadirici olacak ama
orda da dukkanin icinde elinde pas pas yereleri parlayan biri var
tuvalete giriyorum
girdigim gibi gene ayni manzara
duvarlar gene sari kahverengi parmak izleri
yer bir karis su

haydi yerdeki su kanalizayon-fosseptik teknigi oturmadigi icin oyle
peki ala duvarlardaki parmak izleri nicin oyle?

bunlar acimasiz gercekler
peki ne yapalim bunlari grunce?
basimizi guzel agaclarla cevrili parka mi cevirelim?
elin oglu-kizi mi gelsin girsin bu berbat pisligin icine
ve sonra
-en iyisi bu kurdleri daha hijen olmayi bilen baskalarinin idare etmesine goz yumalim biraz
diye acaip fikirler mi gelistirsinler?
bunlar bizim problemlerimiz ve kokulu gercekler

biz bununlari gorupte hizla elestirip
acimasizca gagalamazsak kim yapacak bu isi?
nasil o duvardaki izler temizlenecek?

vesselam
cok sevimli cok misafirsever
ve bunlardan da onemlisi
cok yetenekli iki akademisyen tarafindan
davet edildigimiz suleymaniyenin en islek resturantinda
(ordaki hijene deginmiyorum artik!)

yemegi afiyetle yedikten bir sure sonra
tuvalet ihtiyacimi karsilamak icin mecburen ugradigim
misafiri oldugum yari kurd(kueyli) yari iskandinav
evin tuvaletinden feci sekilde diare olmus sekilde cikyorum.
uc gun bu diare ve hafif atesle bu merhaleyi atlatiyorum.

iyi seyler?
olmaz mi
hewler de gittigimi bir resturan da
bembeyaz ortuler
bembeyaz peceteler
tertemiz bir tuvalet
sahane bir servis
ve cok guzel yemekler esliginde gzel bir gece geciriyoruz
bir ayrinti
restoranin sahibi diyarbekirli bir kurd
calisanlar da oyle.

insan anilarini yazarken bellegi insani yaniltabilir.
uc bes detay zaman icinde epriyebilir
ama gordugumz pislikler oyle boyle seyler degildi
bundan emin olabilirsiniz
bu soylenilen seyleri duzeltmek icinde
insanin devlet hukumet filan fln olmasi gerekmiyor
insaf edin arkadaslar!
ObKs nin anlatigi yol kenari anisi
bana hic te olmayacak bir hikaye gibi gelmedi
anlatirmayin bana yol kenari hikayelerimi
durup durken
kirilgan kurdlerin asabini bozmayalim
yaziktir
evet kurdler biraz destek, sabir hakkediyor
amma velakin guzel ve hakli elestiri yapana da cok haksiz ve saldirgan bicimde yuklenmeye de goz gore gore katlanamayiz.

ucuncu gidisinde ne oldu diyenlere
gozlerimi kaparim vazifemi yaparim
modunda oldugumu soylemekle yetineyim.

hurmetler

HeK
gider gelir

Ustad merhaba Güneyin son yüzyıllık savaşı,uluslar arası mudahale,oluşan fırsatın son yirmi yılına baktığımızda,fazla bir yol alınmadığı açık.Şurada haksızlık yapamayız.On yıllarca dağlarda savaş vermiş,ülkesi tarumar edilmiş,eğitimsiz cahil bırakılmış bir halktan bahsediyoruz. Her şeyin hemen, değişmeyeceğinide biliyoruz. Kurdistanda siyasal kazanım açısından en ileri bölgesidir.Bu yirmi yıl,bir halk için az bir zaman değildir.Ulusların kurtuluş tarihine baktığımızda,en büyük atılımın kurtuluşun ilk yılarında gerçekleştiğini görüyoruz. Çünkü özgürlüğüne ulaşmış bir halk bedel ödemiştir.Mevcut kültürel,sosyal,ekonomik yıkımın suratle giderilme sorunu vardır. Üstelik üç beş düşmanla sınırı olan bir halkın iş yapma sınırı,en disiplinli ve eğitimli halkın çok daha önünde olmalıdır.İyi bir ordu,sınırların kesinleşmesi,güçlü bir ekonomi,adaletin geçerli olacağı bir hukuk sistemi olmadan,yaşanır ama,şekil a da görüldüğü gibi. Sanki sonsuza kadar abd yanlarında olacakmış gibi (yanındamı oda tartışılır)Zenginlikte bir biri ile yarışan kişiler ve aşiretler karışımından ,ortada ciddi adımlar görülmüyor. Irak ordusu palazlandıkça,korkarım bugünkü kazanımlarıda tehlikeye girecek.Halbuki ırak ordusu yoken,peşmerge kerkükü alabilirdi.Direnişçilerle başı derte olan abd buna göz yumabilirdi. Bakalım bireyse ve aşiretsel zenginliklerin ömrü ne kadar olacak. Bu kadar eleştiri yeter.Daha fazlasına kimsenin tahamülü yok. Saygılar.

Sayin köy sakini Bence cahil olan sensin. Halkina cahil diyenin cahiliginden süphe edilmez. HEK bana göre hindistanin ucra bir kösesinden bahsediyor. Anlatiklarinin hic biri gercege uymuyor. Gerek Mc Donalsa gerekte söz konusu otele bende gittim. Otel ve restorant, tuvaletleri pirilpirildi. Isin tuhafi Hek le ayni yil ordaymisiz. El insaf.

Merhaba Akılımız çok az.Doğru söylemişin,ben cahil değilde neyim? Eğer akılılarımız çok olsaydı,bugün kurdistan bu durumda olmazdı.Hani bu yaşa geldim,kurdistan davası için ne yaptım.Bol bol tartışmaktan başka. Ufak tefek,adınada mucadele denmeyecek hafif işlerden,toplasan iki sene ceza yatmadım. Her hangi bir alanda neden kurdistan için,öncü saflarda yer alamıyorum.Çünkü o beyinsel sermaye yoktu. İnşalah sizler benim gibi olmazsınız. Haydi hoşça kal

aynen öylesiniz sizi zevzekler sizi.Kürdistani saflarda yer almak icin ilkin cesur olacaksiniz sizi sermayesini kediye yükleyenler sizi.kiciniza wc ararken hijenik ortam istiyorsunuz da ,polisi görünce niye sinen,jandarmayi görünce de tüyen oluyorsunuz.kim bilir iki seneyi ne icin yattin seni adi hikayeci seni.

insaf 1-guney den bir sey kampaya ihtiyacim yok 2-guney de bir seyler yapmaya IHTIYACIM COK! 3-guenyden bir seyler kapma ULUS insasinda cok cok cok onemlidir diyelim ki benim gibi birileri guneyden "bir sey kapamiyorsa" berbat bir durum var demektir. cunku baska yerlerden cok sey kapabildigimize gore var bir hikmet bizde-bunu goremeyen farazi esseklerin bu korluklerine, bu derdine yanmasi gerekir! bu kadar yaziyorum kurdler birbirilerini tanimadan bu olcude berbat bireysel karalama yapabilyorsa nicin uluslasmak istiyorlar? ortak cikar olusturma yolunun basinda CUVALAMISIZ ! menkibelerle uluslasma olmaz! kendine hic bir elestiri kondurmamakla da hic bir sey olmaz! ben de yaparim bu hatayi sen de o da-kotu bir hatadir yapmamak lazim derim neseli ve saglikli ve hijen yillar dilerim. HeK duvardaki boku gozleri ile defalarca goren!

guzel arkadasim duvarda olmayan bok izlerini gormus olmak icin feci derecede hasta bir kisilik olmak lazim gelir. ben kendimi bildigim kadariyla boyle biri degilim. huysuz ve fazla elestiriel bir yapim olabilir- bunun dezavntaji avantaji bir torbaya konsa o torbadan herkes icin fayda cikar haydi duvardaki izler kirli bir zihnin camuru idi peki koca iraq da korela salgini nerde cikti bir de buna bakmak lazim guney in gozunun icine bakiyoruz bugunku halinden cok daha iyi durumda olmak icin elindeki imkanlar yeter de artar bile. yanlis yoneltilme belirtileri var toplumda erken uyari taciz etse de biraz haksizlik gibi gorunse de gec kalmaktan iyidir! elinin altinda Google vardir - tara bak onlarca rapor yayinlandi iraq da kolera salgini ile ilgili guneyde suzuyun cok adaha za oldugu bolegelerde bu durumu bir olcude anlamak mumkunken bu isin suleymaniye den baslamasi hatta Dohuk gibi suyu bol bolgede de olusmasi biraz sasirtici geliyor arastiranlara. bak UNICEF in raporundan bir alinti Suleimaniyah city, in Iraq's Kurdistan region, was the outbreak's initial epicentre. But the disease has spread southward through contaminated water. The latest news is the most alarming: two cases of cholera and one death in Baghdad, Iraq's capital, and another case involving a seven-month-old baby girl even farther south, in Basra. 2007 deki salgindan bahsediyor. salgin halen surmekte hukumetler(hem merkezi hukumet hem de KRG once bunu pek konfirme etmek istemedi. Independent gazeetsi salginin bagdat ve basra da direk korropsion ile ilgi olabilecegine dair koca haberler yapti. guney hem sicak hem cok daha az sanitasyon suyunun sahip haydi orayi anladik. peki ala suleymaniye de dohuk da su mu yok? evet sular kesilyor -senin de bildigin gibi- bunlar zamanla duzelecek seyler tabii ama su ile ilgili oncelikli caba harcamazsan bu isle ilgi 10 bin dolar harcamaktan kacinirsan bu isler otomatik olmaz. senin bana mesnetsiz kanitsiz yapistirdigin kapamadigim ihale BEDAVA sundugum servisti taa UN universitesinin rektorunu kendi calistigim universitenin parasi ile davet ettim, projeyi sonuna kadar yazdik, karsiliginda KRG den de universitlerinden de dogru durust hic bir sey cikmadi. bilgine olsun suleymaniye universitesi ile Dohuk universitesi adetat iki ayri asiret gibi. bir araya bile gelemediler hikaye uzun senin de sinir sistemin gercekleri kaldirmaya musait degil- gelelim benim inadima vazgectim mi? hayir, bakalim ileri gunler neyi gosterecek. yanliz koca bir firsati kacirdilar, UN den de guzel bir kaynak gelebilecekti. avrupadan kolaboratorler hazirdi vs vs. bu isi keseden yiyerek yaptigimizi senin o supheci kisilgine armagan ediyorum. ancak keske bana verecek bir imkanlari benim de boyle bir CIKARIM olabilseydi. iste o vakit gercekten SOMUT olarak ulus kurma prosesinin benim icin reel adimlari baslardi. ben defalarca yazdim althurism bir ziplar iki ziplar belki uc kere ziplar dorduncusu olmaz ulus sade suya trit cabalar la degil dupeduz CIKAR iliskileri ile kurulur. kuzyede bu kivamdan cok uzaktayiz gueny de de halen benim gibiler cin orya varmaya yillar ister. o saate kadar enerji bilgi ivir zivir transferi bizlerden guneye gidecektir bir de bu bedava servisi kullanmayi beceremezlerse, caz yaparlarsa elbette asfalyamiz atar! olan biten budur hurmetler HeK

etmeyin-eylemeyin arkadaşlar Geldiğimiz yeri bilmeyecek kadar,insanlarımızın hak etmedikleri ağır eleştirilere maruuz bırakmayalım.Gerçekliğimiz de olsa o yerlerin bir bütün olarak kosularıyla tahlilden sonra olur aydın tavrı,yorumu... ben size avrupanın en gelişmiş bir ülkesınde o tür manzaraları gösterebilirim;üstelik Modern devlet vasıflarına sahip kurum-kuruluşlarıyla,Ya bizim Güney Kürdistan şurda bilemedin 15 yılık oda dış etkenlerin tüm olumsuzluklarına rağmen ayakta durabiliyor.öyle uzun boylu kültürel, sosyal-toplumsal geçmisimize bakarak durumumuz ortada... Aydınlarımızın bilği,yasamsal tercübeleriyle inşallah! modern kürd toplumun insanca yarınları oluşur diyelim. iyimserliği elden bırakmadan Yeşil ve Temiz Bir Kürdistan için Çevre Bakanlığın istemimizi dilendirelim..

elbette haklisin ancak elestiri de devam etmeli cunku zamana ihtiyaci olan oldugu gibi bir suru de bosvermis edepsiz var ortada. toplumsal dinamikleri canli tutmanin yolu sadece zaman tanimaktan sabirli olmaktan gecmiyor kolaylikla duzeltilebilecek seylerin goruldugu anda elestirilmesi de gerekiyor. hije dagin basida da becerildigi kadariyla saglanir kurdlerin icinde yasadigi konteks bazi seylere hakli gerekce olabilir bazilarina ise mazeret oluyor bunøari birbirinden ayirmak gerek koy agasi kivaminda adami universiteye alternatifi varken rektor atarsaniz 100 yilda beklsen bu degismez ancak labinda en basit aleti edevati olmayan en parlak bilimciden de elbette fazla bir sey bekleme hakkimiz olmaz sabir hosgoru ikinciler elestiri de birinciler icin. bu zinciri baslatan da senin yazdiklarini bilmedigi dusunmedigi icin baslatmadi. sunun surasinda aramizda konusyoruz. her soyledigimizin de matematik kesinlige sahip olmasi da gerekmiyor sohbette olur boyle durumlar deyip yola devam edeleim hurmetler HeK

BEDIRXAN (nicht überprüft)

Di, 12/22/2009 - 23:32

In reply to by نەناسراو (nicht überprüft)

Yalan- Yanlis ve önyargilarla elestiri olmaz HEK. Anlasilan sende ordan is kapamadin.

Güney´de is kapan Kuzey´li kürt siyasetciler mi var? Is kabmak icin ne yapmak lazim? Güney´i daha iyi olmasi icin, eksiklikleri elestirenlere, is kapmadiklari icin elestiriyorlar dersen, Yapilan yanlisa yanlis demeden her seye toptan alkis tutanlara da is kaptiniz da ondan elestiremiyorsunuz demen lazim.

Bir kaç günden beri arkadaşlar Güney Kürdistan üzerine bazı tespitler yapıyorlar. Bazı arkadaşlar gördüklerini, bazılarında duyduklarını aktarmıyorlar. Ama, genel olarak daha çok negtif şeylere değiniliyor. Bunada karşı değilim. Bana göre Güney Kürdistan ilgili sağlıklı bir değerlendirmeye sahip olmak için verileri gerekir. 1)Güney Kürdistan'a ilişkin sağlıklı bir değerlendirmeye varmak için ülkedeki ekonomik, siyasi, kültürel, sağlık, eğitim, çevre, yol yapımı, köylerin inşası, telefon şebekeleri ve şehirlerin yeniden inşası gibi alanlarda ampirik çalışmalar gerekir. 2)Bu çalışmalar yapılırken, Baas dönemi, 1991 Raperin'den 1994 iç savaşına.. 1994'den Washinton Antlaşmasına ve 2003 yılından 2009 yılına kadar ayrı ayrı değerlendirmek gerekir. 3)Var olan veriler ışığında bu dönemleri kıyaslamak gerekir. Son bir yıldan beri ve özellikle seçimler esnasındaki tartışmlarda iktidar partileri 2003 yılından buyana ne yaptıklarına dair kamuoyuna blançolarını sunuyorlar. Ben bu blançoları takip ederken Kürdlerin son altı yıl boyunca gerçekleştirdikleri gelişmeler 80 yıllık Irak rejiminin yaptıklarından daha fazla olduğunu gördüm. 4)Ben 1991 ayaklanma ve iç savaş süreci boyunca alanda yaşadım. Var olan enkazı gözlerimle gördüm ve yaşadım. Sonraki süreçte de alanı ziyaret ettim. Güney Kürdistan'da yaşanan gelişmeler başdöndürücüydü. 5)Kürdistan bu parçasının Kürdistanı Kürdistan'ın diğer parçalarıyla kiyasladığımız zaman Kürdlerin kendi kendini yönetiğinin farkını hemen görebiliyorsun. 1991 Hewlêrini 2009 yılındaki Hewlêrle kıyaslamak yeter. Bir Soran kazasında (sonradan kaza oldu) 1991 e kadar 2 okul vardı. 1991'den 2003 20 okul ve son altı yılda okul sayısı 200'e çıktı. Universitelerden al yol yapımına kadar.. Sözünü ettiğim bu kurumlar istediğimiz seviyede mi? Hayır. Ama, bunlar ciddi adımlar. 6) Benim Güneylilere yönelik eleştirim onların "bir şey yapmadığı" gibi saçma bir temelde değildir. Eleştirim var olan imkanlar temelinden ve onlara uygun adımların atılıp atılmamasına ilişkindir. Yolsuzluklar daha fazla adımların önünde engel teşkil etmektedir. Bazı konularda yanlış öncellikler seçtiler. Heder olan imkanlar oldu.. 7)Güney Kürdistan'a aşiretler gözüyle bakmak yanlıştır. Biz Kuzeylerinde oluşam bu yargının hamuru Türk ambalajlıldır. Bir Suleymaniye'de aşiretler büyük oranda tarihe karıştılar. Hewlêr'de keza öyle. Birileri bu tip iddialardan bulunuyorsa oturup bu aşiret meselesini ciddi ciddi iradelemelidir. Aslında Suleymaniye kimliği ve Hewlêr kimliğinden sözetmek daha doğru olur. Yani Suleymaniyecilik ve Hewlêrcilik gibi özelikler aşiretleri ölüme mahkum etmiş durumdadır. Suleymaniye ve Hewlêr elit tabakasına bakmak ve onların ne ölçüde aşiretleri temsil ettiklerini görmek gerekir. Çeşitli ailelerin etkisinden sözedilebilinir. Eğer sorun aşiret meselesi olsaydı, Talabani'nin çoktan Suleymaniye'yi terk etmesi gerekir. Talabani ailesinin yaşadığı Koysancağı dahi son seçimlerde Goran Listesi aldı. Birde bizim Kuzey Kürdlerinden "Talabani Aşireti" diye bir hikaye var. Talabani diye bir aşiret yok. Talaban köyü var. Talaban Şeyhleri var. Talabanilerde Zengene aşiretine bağlılar. Ama bugün Zengenelerde mozaik gibi Kürd siyasal oluşumları arasında dağılmışlar. Miisafirler geldi. Silav İyi tartışmalar Kajin 8)

ustada merhaba Ortaya koyduğunuz tespitler yerindedir.Baştan beri diyorum,bunlar sadece benim gözlemlerimdir. Fakat bu verileri nerden alacağız.Bu konuda basında yada federal bölgeden bir açıklama yapılmışmıdır?yada o bölgede bu konuda istatistik verileri varmı?Bunu araştıran bir kurum.Ben rastlamadım.Peyamer ve çeşitli güneyli site ve basını takip ediyorum.zaten elimizde bunlar olmuş olsaydı,bizde gözlemlermizin bazı kötü tesadüflere bağlardık. Eğer yoksa,buda başka bir eleştiri konusudur. Kürdistanda, en büyük kazanıma sahip bu vatan toprağındaki olumsuzluklar her kürdü üzer. Gelişmelerle ilgi yazdıklarında doğrudur.Raperin ve iç savaş dönemi ile kıyaslandığında evet. Ondan sonraki gelişme kamplumbağa hızıyla gidiyorsa,burda itiraz ve eleştiri haktır. İyi zaten kazanımdır.Onu anlatmaya ne hacet. Doğru gitmeyen işlere adepte olmanın yararı çok fazladır. saygılar.

8) Güney Kürdistan'dan ciddi bir ekonomik büyüme var. Sıfırdan tüm bölge devletlerini ve güçlerini etkileyecek bir düzeye gelmiş bir ekonomik güç. Türk Genelkurmayına bağlı şirketlerin bu sürece katılması var olan o büyük pastadan kaynaklanıyor. Bu ekonomik ilişkide herkesin kendine has hesapları ve planları var. 9)Amerikan ve Kürd ilişkileri çok farklı düzeylerde seyrediyor. En son seçim yasasına dair yaşanılan tartışmalar bizim için öğreticidir. Seçim yasasından dolayı Kürdlerle Araplar arasındaki ilişkiler kopma noktasına geldi. Kürdistan Başkanı Mesud Barzani Arapları Kürdlerin seçimlere katılmayacağı temelinde tehdit etti. Hemen ABD Başkanı Obama, yadımcısı Jeo Biden Kürdistan başkanına telefon ettiler. Aralarındaki konuşmalardan sonra Kürdistan Başkanı onlardan yazılı bir açıklama beklediklerini istedi. Ardında Araplar ve Kürdler arasında tartışmalara neden olan Beyaz Saray açıklaması geldi. Birde Amerkan savunma bakanı Gates'in Hewler ziyareti. Bunların hepsi Kuzey Kürdlerin bilgisi dışında gelişti. 10) Güney Kürdistanı sığır gibi almak doğru değil. Mevcut olan iktidara en sert eliştiriler içten geliyor. Celal Talabani ve Nawşirwan Mustafa arasındaki tartışmalar yada Kurdistani Nwe ve Rojname yazarları arasındaki tartışmalar bizim var olan kısır ve verilere dayalı olmayan tartışmalarımızdan çok daha ileridir. 11) Muhalefet bazında düşünsek dahi son seçim yasasının oylamasından Kürdistan Listesi fire verdi. Yekgirtuyi İslami tümden karşı oy kullandı.. 12) Kısacası verilere dayalı olmayan değerlendirmeler, önümüzü açamıyor, yanlış yönlendiremelere neden oluyor. Silav

13) Güney Kürdistan pozitif ve negatif yanları ile bölgesel ve uluslararası bir güç durumuna gelmiş. Tüm bölge devletlerinin ve dünya devletlerininin Güneye ilişkin yaklaşımları buna örnektir. Aslında Kürdistan Başkanının son yurtdışı gezisini tümden yayınlamış olsaydık bu durum daha iyi anlaşılırdı.

farki fark etmek istemeyen atgözlüklülere,kici icin hijenik wc arayanlara Xwend en anlamli sözü ederken,TR plakali,TC pasaportlu komyoncu seni,güneye gecerken seni karsilayan tabeledaki yaziyi diyelim görmedin malum atgözlüklüsün,be saskin ben insafsiz be kitapisiz özgürce dalgalanan bayragimizida mi görmedin.bayrak farki yeterde artar sana zevzek BAYRAK Kürdistan Federe hükümetinin Kürdistan bayrağının ülkenin bütün kurum kuruluşlarında dalgalandırılması hakkında bir süre önce aldığı karar anlamlıydı. Daha bir önemli yaklaşım ise Kürdistan hükümetinin Kürd katliamlarının gölgesi altında gerçekleştirildiği 14 Temmuz 1958 Irak devriminden sonra kabul edilen Irak devlet bayrağının Kürdistan Federe hükümeti sınırları içerisinde kullanılmasının yasaklanması oldu. Bayrak; ulusların, sosyal ve siyasal grupların kendi varlıklarını simgeledikleri bir bez parçasıdır, özüne bakarsın. Önce taş, tahta, demir totemler biçiminde dini simgeler vardı insanlık tarihinde. Sonradan çamdan kumaşa kadar çeşitli maddi eşyalarla ifadelendirilen toplumsal simgeler icat edildi. Simgeler, insanların toplu duygu, düşünce ve türlü temayüllerinin kolay ifadesi için düşünülen bir şey. İnsanlığın dinsel, ulusal ve grupsal çok renkliliğini yarattığı simgelerden de görmek mümkündür. Toplumsal guruplar açısından simgeleme, kaçınılmaz bir olgudur. İnsan oğlu düşünme yetisini genelleştirme, bütünleme ve parçalama yöntemleriyle geliştirmiştir. Simge bir bütünlemedir. Yaşadığım Sovyetler Birliğini yönetenlerin ziraatçılar gününden filan-felan devrimcinin doğum gününe kadar bitip tükenmeyen bayramlarda gözlerine ilişen her deliğe bayrak dikme heveslerine saygı duymazdım. Suriye, Türkiye, İran ve Irak gibi baskıcı rejimlere esir düşmüş topraklarda karşılaştığım bayrak furyaları bende her zaman ikrah uyandırmıştır. Bayrakların gölgesinde yaratılan toplumsal karanlıklarda baskı sistemlerini ayakta tutmak, iktidarlar için siyasal açıdan her zaman kolaylık sağlamıştır. Yarasaca davranışların hakim mutlak olduğu söz konusu devletlerin bayrakları; yaralı topraklarda kan üzerinde yaratılan sahte ulusların “birlik ve bütünlüğünü“ simgelerken, türlü şiddet ve kepazelikle kendilerinden vazgeçirilmek istenilen etnik-siyasal toplulukların esaret simgesi anlamı taşımıştır. “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır“ diyen Türk şairin bu şiiri nasıl yorumlanmalı? Cellat yüreklilerin masumiyet rezaletiyle süsledikleri basit “yurtseverlik“ şifresini kaldırdığınız zaman, on milyonlarca insana zorla ezberletilen şiirdeki kanlı mantığı bütün çıplaklığıyla görebilirsiniz. 70 yıllık cumhuriyetlere hakım olan siyasal mantığın şiirsel seslenişi, şifresi çözülürken şunu söylüyor bize: Eğer Fars askeri Tebriz'de kan döküp orayı Azerilerden temizleyebilse, Tebriz Fars vatanıdır demektir. İşgalci zihniyetin bin yıllar boyunca dayattığı ve uyguladığı “yurtseverlik“ budur. Kürd bayrağı, Kürdleri kendilerinden ve simgelerinden uzaklaştırıp renksizleştirmek isteyenlerin kanla boyalı ve de kan kokuşan bayraklarından mahiyetçe çok faklıdır. Bu öğelerin simgeselliği arasında da dağlar kadar başkalık vardır. Kürdler kendi bayrakları altında kimseyi esaret altında tutmamış, hiçbir ulusa baskı yapmamıştır. Tertemizdir Kürd bayrağı! Kanlı bir bayrak değildir, kana bulaşmamıştır. Eski savaşlardan bildiğimiz şehit düşen kahramanların kanlı gömleklerinin bayrak yapılması mantığını da Kürd bayrağına bulaştırmamak gerekmektedir. Yeşil, sarı, kırmızılı Kürd bayrağı; temsil ettiği halkın üstüne çullanan komşularının beton ağırlığı altından taşı, asfaltı delip göz yaşartan masumiyet ve akıl almaz dirençle filizlenmiştir. Kanı ve savaşı değil, mahrumiyetlerin içinden yeşeren dağ çiçeğini, temizliği, sadeliği, adaleti, özgürlük ve kurtuluş aşkının başkaldırısını simgelemektedir. Farklı ulusların simgeleri altında yaşamaya mecbur bırakılmış Kürdlerin kendi ulusal simgelerine sarılma hakkı fazlasıyladır. Kendini ifade etme, varlığına sahiplenme, gelişmeye ve güzelliğe hizmet eden farklılığını ortaya koyma ve ulusal birlik ruhu yakalama açısından bu çok gerekli. Ne var ki, kendi bireysel özgünlüğünü ve “ferdi simgesini“ toplumsal simgelerde kaybetme alışkanlığını kaparak bireysel renkleri hiçleştiren totaliter mantığa ve akile kayma lüksüne de sahip deyilerdir Kürdler. Simgeler, toplumun ideolojilerle uyuşturulması süreçinde bir araç olarak da kullanılmaktadır. İnanç simgeleri; insan oğlunun aşırılıklarını dizginleme rolünden çok, akli ve duyguları itaatte tutma rolü oynamıştır tarih boyunca. Toplumsal körleşmeye, kendini totaliter kurumlaşmaya peşkeş çeken zihniyetin şekillenmesine hizmet etmiştir. Simgelerle dünyayı anlama ve anlatma girişimleri her zaman totalitarizme hizmet etmemiştir ne var ki; içgüdülerle ulaşılması mümkün görünen mahiyet ve ideyaların, bulanık ve değişken duygu ve hayallerin simgeler aracılığıyla ifadesine çalışan A. Şopenhauer, E. Gartman ve F.Nitşe'lerin (isimleri seslendiği gibi yazmayı doğru buluyorum) varoluşun ve aklin sırlarına, dünyanın zaman üstü ideal mahiyetine simgeselliğin felsefi-estetik prensipleri ile nüfuz etme girişimleri taktire layıkti. Sembolistler; burjuvalığa ve pozitivizme itibarsız yaklaşarak, ruhsal özgürlüğe özlemlerini ve dünyadaki sosyal-tarihsel trajik altüst oluşlara dönük üzüntülerini ifade etmekle birlikte insanları ve halkları birleştiren asırlar boyunca gelen simgeleşmiş manevi kültürel değerlere güvenlerini dile getirmekteydiler. Kürdler açısından bayrak simgesinin felsefi-estetik ve tarihsel anlamının doğru anlaşılması, bütünleyici ulusal anlamıyla buluşmaya da kolaylık sağlar. Kürdistan'ın her noktasında ve Kürd yüreği atan her toprak parçasında yeşil, sarı, kırmızı simgemizin dalgalandırılması önemlidir. Her bir Kürdün iş yerine ve evine kendi bayrağını asması yurtseverliğin şekli bir ifadesi sayılabilir. Ancak bayrak simgesine yüklenen tarihsel-siyasal anlam, felsefi içerik, estetik öz ve ruhsal münderecatın anlaşılması ve özümsenip içselleştirilmesi, bayrak dikmeye gerçek anlamı kazandırabilir. Ne mutlu bize ki, nihayet Kürtlerin tüm örgütlü güçleri “Mahabad bayrağını“* ulusal bayrak olarak kabul etme gelişimi göstermiştir. Olanakların oluşmasına rağmen bazı alanlarda örgüt simgelerinin hala da ulusal bayraktan daha hevesle dalgalandırılması, dış baskılara karşı direniş mantığıyla beslenen gurupsal bencillik olup geçici mahiyet taşımaktadır. Asfalt altından filizlenip çıkan çiçek-bayrağımız özgürlüğümüzün simgesidir. Kürd insanının kendi içinde ve çevresine karşı verdiyi mücadeleyi anlatmaktadır. Yalınız toplumsal-ulusal özgürlüğü değil, her bir Kürd insanının düşünsel-manevi özgürlüğünü de simgelemektedir. Özgürlük; en başta bireysel bir olgu olup önce ruhta ve düşüncede başlar mantığını kabul ettiğimiz taktirde, özgürlüğün simgesi olan bayrağımızı da gurupların, örgütlerin, hatta devletin tekeline, “toplumsal duygunun ve aklin“ tekeline veremeyiz... Direnç çiçeğinin simgesi olarak gördüğümüz bayrağımız, bir araç olması itibarıyla düşünce tekleşmesi ve toplumun renkli simgeler altında renksizleştirilmesine can atanlar için kanlı bayraklardan daha az olanak sağlamaktadır. Bu huzur verici. Kürd bayrağı; kesk û sor û zerimiz böyle bir bayrak, böyle bir simgedir. Devletin ve devletçiliğin bayrağı olmaktan önce, çok çok önce özgürlük aşkına tutkun her bir Kürd insanının bayrağıdır. Halkın simgesidir, onu halk yaratmıştır. Başkalarında tersinedir; en iyi bildiğimiz Türkiye bayrağını mesela, devlet yaratmıştır. Bütün devletler, günlerin bir günü çöküşe mahkumdur. Devletler çöktüğünde bayrakları çöplüğe atılmakta, en iyi durumda müzelerde korunmaktadır. Türk bayrağını böyle bir akıbetin beklediğinden hiçbir kuşkumuz yoktur. Bir örgütün yarattığı ve her kese zorla kabul ettirilen Sovyetler Birliğinin şanlı kızıl bayrağının hali gözler önündedir... Yeşil – baharı ve yeniliği; kırmızı - özgürlüğü ve direnişi, sarı ne bileyim neyi ifade ediyor demekle bu simgenin gerçek özünü anlatamazsınız. Sarısıyla, kırmızısıyla, yeşiliyle ve beyazıyla Kürdün ve Kürdlüğün simgesidir bu bayrak. Köyüne yapılan asker baskısının akabinde günlerce yumrukları sıkılı halde karşı dağlara bakan gencin gözlerindeki parıltı da; “bu zalim oğlu ne zaman gönlünü açıp bir söz söyler“ umuduyla günde on kez bulak başına giden ermiş gözelin yüreğindeki can yakan heyecanlı sıkıntı da; delikanlı torununun önünde onuncu çocuğunu emziren annenin bakışlarından süzülen tatlı azap da; asasını çenesine dayayıp kendisi gibi halden düşümüz ihtiyar arkadaşlarıyla duvar dibinde çömelip ağır ağır “Irak'ın patçahı Kürd oldu, inşallah İran'ınki de bizden olur“ deyen ihtiyarın yüzündeki gurur da; Çin sınırındaki yabancı memlekette ülkeden gelen bir gence “Oğul, Apo'yu ne zaman bırakacaklar?“ diye soran o yaşlı nenenin hüzünlü seslenişi de bu bayrakta simgelenmiştir. Arzumuzun, sevinçimizin, üzüntümüzün, hatta kendimize ihanetimizin...bir sözle bizi biz yapan, bizi Kürd yapan her şeyin simgesidir bu bayrak. Bu bayrağı dalgalandırdıkça ruhumuzu dalgalandırıyoruz; Özgürlük ruhumuzu! [email protected]

Kürt Şair Dildar (1918-1948) tarafından yazılmıştır. Ey raqîb her mawe qewmî kurd ziman, Nay şikênê danerî topî zeman. Kes nelê kurd mirduwe; kurd zînduwe, Zînduwe qet nanewê alakeman. Lawî kurd hestaye ser pê wek dilêr Ta be xuên nexsîn deka tacî jiyan. Kes nelê kurd mirduwe, kurd zînduwe, Zînduwe qet nanewê alakeman. Ême roley Midya u Keyxusrewîn, Dînman, ayînman her nishteman Kes nelê kurd mirduwe, kurd zînduwe, Zînduwe qet nanewê alakeman. Ême roley rengî sûr u şorişîn, Seyrîke xuênawiya raburdûman. Kes nelê kurd mirduwe, kurd zînduwe, Zînduwe qet nanewê alakeman. Lawî kurdî hazir u amadeye, Giyan fîdane, giyan fîda, her giyan fîda. Kes nelê Kurd mirduwe, kurd zînduwe, Zînduwe qet nanewê alakeman. Ey reqîb her maye qewmê Kurd ziman Naşikê û danayê topê zeman. Kes nebê Kurd dimirin Kurd jîn dibin. Jîn dibin, qet nakeve ala kurdan. Em xortên rengê sor û şoreşin Seyr bike xwîna tîya me da rijand. Kes nebê Kurd dimirin Kurd jîn dibin. Jîn dibin, qet nakeve ala kurdan. Em xortên Medya û Keyxusrewin Dîn îman û ayînman, her niştiman Dîn îman ayînman, Kurd û Kurdîstan. Kes nebê Kurd dimirin Kurd jîn dibin. Jîn dibin, qet nakeve ala kurdan. Lawê Kurd rabûye ser pê, wek şêran Ta bixwîn nexşîn bike tacî jiyan. Kes nebê Kurd dimirin Kurd jîn dibin. Jîn dibin, qet nakeve ala kurdan. Xortên nûh tev hazir û amade ne Can fîda ne can fîda, her can fîda! Hey düşman, Kürt ulusu dili ile yaşamakta Hiçbir zaman düşmanlar tarafından yenilemez Hadi kimse Kürtler ölü demesin Kürtler hayatta Kürtler yaşıyor, bayrakları asla inmeyecek Biz, gençlik yenilenmenin kırmızı rengidir Bu yolda başlattığımız kanımızı izle Hadi kimse Kürtler ölü demesin Kürtler hayatta Kürtler yaşıyor, bayrakları asla inmeyecek Bizler Medler ve Keyhüsrev'in çocuklarıyız İnancımız ve dinimiz memleketimizdir. İnancımız ve dinimiz Kürt ve Kürdistan'dır Hadi kimse Kürtler ölü demesin Kürtler hayatta Kürtler yaşıyor, bayrakları asla inmez

İçindeki milli duygu anlaşılıyor.Sana kızmıyorum.İyide yazsan,kötüde yazsan,senin vıjdanın neyi emrediyorsa yaz. Ben daha 6-7 yaşlarındayken,büyüklerimiz bize derdiki,okula gidiyorsunuz.Çıktıktan sonrada Kürtçe konuşmayın.Öyle yapmazsanız, derslerde başarısız olursunuz.Şimdiki tarlalarımız bize yetmiyor.9 kardeşsiniz,yarın bu tarlaları bölüştüğünüzde,adam başı sizi geçindirecek toprak kalmıyor. Nufus çoğalıyor tarla aynı misali. Sadece bizim aile değil,genel olarak çocuklar bu şekilde yetiştirilerek,bir istikbal kazanılması düşünülürdü. Bize böyle öğüt verirlerdi ama,kendileri bizimle Kürtçe konuşurlardı. Hata biz diyordukki baba,amca siz Türkçe biliyorsunuz,anemle ve ninemle nasıl Türkçe konuşayım.Onlar hiç bilmiyor. Gülüyorlardı.Yaşadıkları çelişkiyi bugün daha iyi anlıyorum. Halkbuki cemat sohbetlerinde,türk devletinin yaptıklarına çok kızgındılar.Fakat bu ulusal değil,şex said ve melelerin iğdamı,türbelerin kapatılmasınaydı.Şex said ayaklanmasınıda şapkayı kabul etmemesine bağlıyorlardı.Kısacası şeriatın ortadan kaldırılmasına öfkeliydiler. Bahsetiğim yer serhat bölgesi Hınıs çevresidir.Arada birde mele mustefa barzaniden bahsediliyordu.Çok dindar bir musluman olduğunu,kürt milletini savunduğunu söylerler,bir lider olarak değilde,sırtında bir silah olan kahraman bir firariyi anlatır gibi anlatırdılar. Bazen bu firari tek başına bilmem kaç türk askerini vurduğunu balandıra balandıra anlatırdılar. Bu aile yapısı ile büyüdük.Kürt davasıyla tanışma ancak 30 yaşlarda ,40 yaşlarda ise bir sürü çoluk çocuk sahibi olduğumuzda derinlemesine kavradık.O yaştan sonrada yapacağımız bir şey kalmadı.Paratik anlamda. En azından benim kuşağım bu durumdaydı.Aşağıda cahiliğiden bahsetim.Biz Kürtler 60 yaşına geldiğimizde ancak derinlemesine kürt davasını ancak kavraya biliyorsak,bu cehalet değilde nedir. Bizden sonraki kuşak,kuk,ddko,rızgari,pkk nin çıkışıyla,yeni gençliğe baktığımda, onların çocukları çok erken yaşta mucadelede yer alıyor. Çünkü temel var.Bizde temel yoktu.Şimdi 5-6 yaşlarında çocukları sokakta taş atarken gördüğümde,kendime ve çağdaşlarıma lanet ediyorum.gerçi bizim çağdaşlarımızda bu yolu erken öğrenenlerde çoktu,fakat azınlıktaydılar ve onlara ulaşamadık. Eğer bizim çağdaşlarımız şimdiki gençlik gibi olsaydı,şimdiye bağımsızlık yolu açılmıştı diye düşünüyorum.Kısacası geç kaldık. Bugünede şükür ediyorum. Babalarımız cahil,bizide öyle yetiştirdiler.Şimdiki kuşağın önü tutulmaz. Sevgili muhalifim kasabalı sana bir çift sözüm var.Tahminime göre genç birisin,senin bana sataşman,içindeki milliyetçilik duygularının ağır basmasından dolayıdır.Fakat biraz uslubuna dikat etsen,senin için iyidir.,şimdiki kuşağın başarısızlığı duymaya bile tahamülü yok.Keşke bizde zamanında sizin gibi olsaydık.Bizden sonra gelenler demokratik eleştiriyi geliştirilerdi. Bırak eleştiri ,öz eleştiri,bizde ne vardıki?

guzel arkadasim o bayrak bizim de hosumuza gidiyor mars icin fazla bir sey soyleyemem- durust olmak gerekirse marslardan pek hazetmem ancak ihtiyac var onu teslim etmek lazim. bizim kurdistan temayulumuz tami tamina seninki gibi olmaya bilir. herkesin kurdistani farklidir -boylesi daha munasip ObKs asagida gayet guzel bir not dusmus sana lutfen ortaligi kontrasti artirarak kizistirma artik hijen ile derdin oldugunu dusunmuyorum kurdlere gikten ve yerden en iyisi layik mi degil mi? arkadas duvarda resmen bok izleri vardi tek kisi yamis denmeyecek kadar da coktular insan bu tur seyleri kafadan uydurmaz had safhada hasta olmak lazim gelir keske fotgraflarini cekseydim yoksa test tubune ornek mi alaydim? yahu cok degil gecen sene suleymaniye civarinda patlayan KOLERA vakasina bakin dunya basinina da yansidi KOlera nicin patlar? nerde patlar? bize kizmadan once sunu dusunmen lazim ben neye layikim ve hangi hizla bunlara layikim torklarin iranlilari araplarin bizi koydugu yerde mi duralim? elimde imkan olsa dunyanin en hijen helasini kurdistanin gobegine kurarim ne var bunda bu kadar dile dolayacak? neyse ObKs sana gayet guzel bir mesaj cekmis bence oku ve bir kez daha degerendirme yap. hurmetler HeK

Xwendo ew ci ye? HeK li wir gotina paqijiye dike. Em dibejin Canaqqele boxazi tu dibeji ci? Ez ji gotina paqijiye dikim. bi gotineki din ez ji dibejim ku: "Kurdistan Basur ji weki Kurdistan bakur e". Te alaya Kurdistan u siruda netewi ji ku derxist u ani meydana guftugoye? Kuro ma tu fehm naki ku em li vir li ser ci giftigoye dikin? Aslinal senin sevinmen gerekiyor. Ben kuzey kurdistana da senin bayrak, mars ve diger guzellikleri yakistiriyorum ve Guney ve Kuzey arasinda bir fark gormiyorum. sen neden negatiften olaya bakiyorsun ki? anlamdim! bilmem anlatabildim mi?

“Meco“ mahlasla bir laf ettin, “text yok“ dedin, simdi de görüntü yok diyorsun. “Text yok“ dedigin yazin biraz parazit yapiyordu.hatlar karisti. Onun icin ne demek istedigin, Canakale bogazimi dedin,baska bir seymi dedin pek anlamadim. Tanidik bir mahlas olmadigin icin, kim oldugunu bilmiyordum. Daha Dogrusunu söyliyeyim ben o cevabi bir Türk´e yazdigimi saniyordum. Kusuru bakma. Hek´e söyliyecegini bir sey varsa ona söyle. Ben onu tanidigim kadar tanidim.

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.