Kabul edelim ki ortaya acayip bir durum çıktı.. Bırakın yabancıları, kendimize bile anlatamayız.. Siyaseten bile açıklaması zor..
Yani..
İzahı zor durum!
Ne olduğuna bakalım mı?
Açılımı bir yana bırakalım.. İktidar uzun süredir DTP'ye kızıyordu.. Başbakan ellerini sıkmıyor, yüzlerine bakmıyordu.. Erdoğan, DTP lideri Türk ile bir kez bile ’başbakan' sıfatıyla görüşmedi..
* * *
Kızıyorlardı.. Apo'nun adamları diye bakıyorlardı.. Onun direktifinden çıkmayan, PKK ile bağlantısını kesmeyen, PKK terörünü lanetlemeyen siyasetçilerdi onlar..
DTP, PKK'nın uzantısı gibiydi..
Bu yüzden kapatma davası açıldı.. Bu yüzden kapatıldı!..
İmralı'dan direktif aldıkları için..
Apo'nun adamı oldukları için..
* * *
Sonra ne oldu?
Partileri kapatılan vekiller, ’istifa edeceğiz, Meclis'i terk edeceğiz' dedi..
Sine-i millet kararı aldılar..
Ortalık gerildi.. Sokaklarda yeniden çata pata başlamışken, Güneydoğu kıpır kıpırken milletvekillerinin bu kararı acayip sonuçlar doğurabilirdi.. Çata patanın dozu artar, taş atmalar kurşun atmaya dönebilirdi..
* * *
Ankara da.. Akil adamlar da gerildikçe gerildi..
Çünkü açılım falan derken Türkiye karanlık bir noktaya sürüklenebilirdi..
İstifalar gelince Meclis ne yapacaktı?
Oyalasa bir dert..
Reddetse başka dert..
Kabul etse, güle güle dese bambaşka dert..
* * *
Gerilimi sona erdirmenin, yumuşamanın tek yolu vardı: Kürt vekillerin bir başka parti şemsiyesi altında yola devam etmeleri..
Herkesin arzusu buydu!
(Ee, DTP niye kapatıldı o zaman diye sormayın.. Daha önce de altısı kapatıldı.. Bu yedinci.)
Vekiller arada kalmıştı.. Vatan'da Ruşen Çakır'ın yazdığına göre, PKK'nın fiili başı Karayılan da sine-i millet istiyordu..
Önder dedikleri Öcalan son dakikada Meclis'te kalın çağrısı yaptı..
Demek ki İmralı, Kandil gibi düşünmedi..
* * *
Kürt vekiller Apo'nun sözünü dinledi, Ankara derin bir oh çekti..
Hem de ne oh!
Bugün itibariyle durum şudur..
Düne kadar Apo'nun adamı oldukları için yüzlerine bakılmayanlar, partileri kapatılanlar, siyaset yasağı getirilenler, Apo'nun sözünü dinlediler diye alkışlanıyorlar..
Doğru yaptılar, kutlamak lazım deniliyor..
Doğru yapan kim?
Vekiller mi?.
Apo mu?..
* * *
Hadi bakalım bu durumu izah edin.. Başkasına değil, kendinize..
Kürt vekiller de şaşkın..
Apo'nun sözünü dinlesinler mi, dinlemesinler mi, anlamadılar..
Memleketin tek derdi Ahmet'le Aysel miydi?
Fırtınanın sonuçlarına bakalım.. DTP'nin yerini BDP aldı..
Kürt vekiller iki fireyle Meclis'te kaldı.. Yeni yılla birlikte Meclis eskisi gibi olacak.. BDP grup kurarak faaliyetine devam edecek.. Başkanlık divanı dahil komisyonlarda temsil edilecek..
Kendi grup toplantılarında, Genel Kurul'da yine aynı fikirleri söyleyecekler..
Yine sadece genelde Kürt meselesi , özelde Öcalan'ın koşullarıyla ilgilenecekler..
Yine, bize sormayın, İmralı'ya sorun diyecekler.. Her hafta Apo'dan yeni talimat bekleyecekler..
Yani hayat eskisi gibi devam edecek..
Sadece aralarında Ahmet Türk ile Aysel Tuğluk olmayacak..
Anayasa Mahkemesi Başkanı'na, hatta Yargıtay Başsavcısı'na sormak lazım..
Bütün dert..
Ahmet'le Aysel miydi?