Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 27 Juni 2009

27 Haziran 1925 te Dag kapi meydanina kurulan 51 dar agacinda Kurt yurseverlerinin nezdinde vurulmaya calisilan Kurdistan butun ihanetlere ragmen hala ayakta halen direnmekte sizler rahat uyuyun.

1925 Ayaklanmasi akabinde bir cok ihanetin sonucunda esir veya tuzaga dusurulerek ele gecirilen onurlu kahramanlari ölumlerinin 84 duncu yilinda anarken Bave Tujo Kemal Feyzi,Seyid Abdulkadir,sex Said,Doktor Fuad,Bingöllu Tayip Ali,Halit Cibriyi ve butun kahramanlarin anisi önunde sagi ve hurmetle egiliyorum.

Warto Köprusunde Kasim Begin ihanetinden buyana ihanetler cogaltikca Kurd milli Suuruda her gecen gun guclenerek yoluna devam ediyor. Mustakbel Kurdistani hala göme bilme sansina sahip olamadilar. Sizler rahat uyuyun karanliga siktiginiz kursunlar bugun aydinlatmaya devam ederken ihanetle uzlasmanin Kurtlere bir sey kazandirmadini sizler caniniz kaniniz pahasina anlattiniz,her nekadar bugunde anlamak ismeyenler olsada Kurd Milli Suuru Kurdistani Olmayi Kurtlere Dayatmaya Devam ediyor.

Selam sevgiler

1925 ŞEHİTLERİ ANISINA SAYGIYLA.... “ÖLDÜRDÜLER BİTMEDİK,ÖLDÜRDÜK GİTMEDİLER...“ “Cesurum“ dedi o ve devam etti; “Vatanım için yiğitçe kurban olmayı düşünürdüm.Şüphesiz ki asılmakta olduğumuz bu toprağa bağımsızlık bayrağı dikilecektir“ dedi, Amed'in esmer tenli yiğidi Dr.Fuad. Ve akibinde; Hacı Ahdi (Bave Tujoo), Yürüdü sephaya ve devirirken sephayı sesi yükseldi, yankı yankı yayıldı çarparak surlarına Diyarbekir'in; “Yaşasın kürtlük ideali,Yaşasın kürdistan...!“ dedi. Çewlig'in dağları, esaretin pençelerindeydi o sephaya vurduğunda. Sıradaki yürüyordu, başı dik, anlı açık, yiğtliğe hiç mi hiç leke sürmedi o. Adı Tevik beydi. Beylik, sıradan bir kavram değildi. Bedel isterdi. “Cesedimi bütün dünyaya gösterin ve her kes bilsin ki kişisel haklar için değil, ulusal haklar için savaşıyorum...“ Düşmanda ne din ne iman, sıra sıra sephaya çıkarırken o kahramanları, kavgayı bitirdiklerini sandılar ama, yanıldılar... Özgürlük aşkı vurulmazdı, onlar vurulsa bile. Kollarında kelepçe, ayaklarında pranga vardı. Şakırtısı zincirlerin Amed sokaklarında yankılandı Molla Abdurahman'ın. Başı dik ve vakurca karşıladı zulmü. Çıkarılırken sephaya güler yüzlüydü. “Sefiller..!“ Dedi. Ve devamında; “Sizi ayağımın altında çok alçak ve küçük görüyorum. Biliniz ki; Kürt bir ağaç değildir, ölür fakat eğilmez...!“ Vurdu sephaya, devrilirken sepah; beni benzi attı celladın. Sırada ki celladı iterek yürüdü ipe. O bir şairdi. Şiir dizelerini hazin bir yaz gecesinde kurgulamıştı ve şiirinde; kavganın günlüğünde vurulanların aşkı yazılıydı. O; şair Kemal Fevzi'ydi. “Cennet kürdistan bizimdir. Ev sahibi biziz ve kim ne derse desin; biz yine içeri gireceğiz.Buna hiç bir güç engel olmaz; çünkü, o bizimdir“ dedi. Cellat çekildi gerisin geri ve o kendi ilmiğini kendisi geçirdi boynuna, tükürdü yüzüne celladın.Tükürdü yüzüne tüm hayin ve katillerin. Haziran kan ağladı o gün. Sırada daha onlarcası vardı. Sıradaki sakallı bir Şeyhti. Alındı sırtından kürkü. Hüzün sızıyordu çatık kaşlarından. Hayata ve kavgaya iç çekerek, dağların heybetini dost bilerek yürüdü sephaya. Bingöl dağları kan ağladı ve Diyarbekir sokakları tenhaydı. Baktı boşluğuna fani dünyanın. Sözcükleri tek tek döküldü dudaklarından; “Ben bu işin ne evvelindeyim ne de arkasındayım'' dedi ve sonrasında son sözcüklerini dillendirdi; “Dünya yaşantımın sonu geldi.Ulusun için kurban edildiğimden dolayı pişmanlık duymuyorum.Yeter ki torunlarımız bizi düşmanlarımızın önünde mahçup bırakmasınlar...“ dedi O bu sözleri ile bu dünyadan göç ettiğinde, yaşlı bir Amed'li kendi kendine kahroldu ve; ’Xwelî li serê me hemuya be...! Dedi. Koçzade Ali Rıza Bey ki, onurun abidesi. Sesi görce çıktı. Barbarlara karşı direnenlerin sesiydi onun sesi; “Elimdeki silahı ulusuma karşı kullanmayıp, düşmanıma karşı kullandığım için mutluluk duyuyorum“ dedi. İhanetin çemberine alınanlara ve ihanetle birlikte olanlara karşıydı bu duruş. Utandı, başını önüne eğdi ihanet. Cesaretsiz bir duruştu ihanet ve; yıkıldı bu ses karşısında, ezildi, bitirdi kendisini. Ali Rıza bey, devam ettirdi son tümcesinde cesaretini; “İşte şimdi hayatımı kürtlük için kurban ediyorum...“ dedi. Hayınlarla birlikte, sömürgeci katiller tir tir titredi bu ses ve söylemin karşısında. Şeyh Abdulkadir ki, engin ve yüce düşünür. Daha istiklal Mahkemesinin yargı salonunda, İstiklal mahkemesi yargıcının; ’Her ne kadar şeriatı getirmek amaçlı gibi görünüyorsa da, özünde hepiniz tek bir noktada birleştiniz Bağımsız bir Kürdistan kurmak. Bunun cezasını çekeceksinizi der ve tutanaklarına geçirir iddianamenin. Gayrı analar ağlasın, karalar bağlansındı. Ki; ’onlar vurdu biz bitmedik, biz vurduk onlar gitmedi, ey zalim hayat! Şeyh Abdulkadir konuşuyor. Susunuz ve kulak veriniz...! Susunuz ve saygıyla başınızı eğiniz, Şeyh abdulkadir konuşuyor. Sususunuz ve saygıda kusur etmeyiniz bir ulu çınar konuşuyor ve; “Zaten sizler yakma ve yıkma konusunda büyük bir şöhrete sahipsiniz. Burasını bir Kerbela'ya çevirdiniz. Şunu biliniz ki; dehşet ve insafsızca bir sömürü ile şan ve şeref kazanılmaz...! Dedi o. Anısına saygıyla. Nasıl anlatılır ki o, o; bir dava adamıydı. Yusuf Ziya bey. Şan ve şeref sahibi biri olarak sephaya yürüdü. Yürürken gururluydu. Namus denen kavramın mihenginden seslendi; “Bize mevki ve rütbe behşetmek suretiyle aladatabilirsiniz endişesi içindeydim.Şükür alaha ki, bizi mermi ve iple karşılıyorsunuz ve bundan dolayı biz hiç pişman değiliz.Verdiğiniz ders sayesinde, torunlarımız öcümüzü alacaklardır...“ Dedi. Şan ve şerefine saygıyla. Sıradaki; ince ve uzun bir önderdi. Ki; bütün kürdlere kardeşim demişti. Azadi'nin hikayesinde hep umudu dillendirendi o. Kürd ve Kürdistan kavgasında bir bilendi o ki; sevdayı ve umudu topraklara ekendi. ’Din ve iman kavramında bu fark etmez ve bu dava Kürd ve Kürdistan davasıdır...' dedi ve İsmailê Seyidxan'la muhabeti hep sıcak tuttu. Kali ve Hüseyin ağalara(Lolan aşireti ağaları, Vartolu, Xarpet istiklal mahkemesinde ídam edildiler. Alevi inancına sahiptiler)da aynı minval üzeri; “Alevi- sunni farketmez, hepimiz kardeşiz ve davamız kürdistan'ın bağımsızlığı davasıdır“ demşti Xalit Beg. “Eyvallah...!“ Demşti cevaben Kali ağa. İşte o yürüyor sephaya. Ey Kürd genci, aydını, emektarı o yürüyor sephaya. O; mağrur bir tarzda yürüyor ve tükürebilmek için Kemalizm'in ruhuna. O; yürüyor sephaya, asaletine saygı düşer, ona saygı ve davasına sadakat düşer. Başında kolosu ile yürüdü sephaya Bedliste. Dava aynı dava kavga aynı kavga. Kürdistan sevdası ve kavgası can alıyordu. Dört kişiydi. Dördü de Bedlis İstiklal mahkemesinde sırasıyla idam edildiler. Xalit Begê Cıbrî, bir öndere yakışır gibi, ’ne anam Türktür' dedi. Ne de;' imkan verirseniz,bundan böyle hizmetinize amadeyim' dedi. O; “Karşınızda yalnız değilim. Arkamda İran,Mezopotamya ve Türkiye'de muazzam bir Kürt ulusu bulunmaktadır.Bu gün beni asıyorsunuz, fakat hiç şüphemiz yoktur ki; yarın torunlarımız da sizlerden hesap soracaktır“ dedi. Onlar; onurlu, dava adamı, son sözlerinde bir duruş sergilediler.Torunlarını mahçup etmeden sephaya yürüdüler. Davaları davamız, duruşları geleceğimize ışık tutmaya devam edecektir. Bu onurlu duruşları karşısında başımı saygıyla eğiyor. Ruhları şad olsun diyorum. Onların anısına saygıyla. Berwarto,

Ku heyetek diçê derekî Ji bo gora Leşkerê Winda Tacegulekê bi xwe ra dibe Sibêro eger Bê welatê min jî heyetek wiha Bipirsi ji min “Kanê gora Leşkerê Winda“ Dibê'm “Ezbenî Li kêleka her cuhê Li ser dika her mizgeftê Li ber deriyê her malê Her derê Her şikeftê Li ser tahtê her çiyayî Li bin siya her baxî Li Gulistan Li ser her buhust axê Li bin her gazê ezman Şerm mekê Hin serê xwe daxê û Daynê tacegula xwe“

Seyx Said olume giderken " torunlarim bunun intikamini sizden alacaklardir" diyordu. Bizimkilerde tam tersine " butun halklar kardestir" aman haa irkcilik olur, Turk kardestir diye nara atmayi marifet bildiler.Sonuc, ajanliga rahmet okutan bir perisanlik. Turklerin bir gun vatanimizdan ebediyen kazinmasi umidini hep canli tutalim.Cocuklarimiza bu melun dusmani, dusman olarak tanitalim. Hakliliktan baskaca hic bir destege sahip olmadan, vatanlari ugruna sehid olan atalarimizi saygiyla aniyoruz. Canbek

Öldürduler bitmedik,öldürdük gitmediler.Sözleri ile yorumuma baslarken 51 Kürdistan Kahramanlarini saygi ile aniyorum.Ve ayrica sayin BERWARTO nun bu özel yazisindan dolayi da kutlarim. Kahramanlarin Idama giderken,korkusuzca söyledikleri sözler bugün Özgürlük Gerilalari tarafindan bir emir olarak kabul edilmistir.Kürdüstan Daglarinda Kürdüstan Bayragi özgürde olmasa dalgalanmaktadir.Ayrica Güney Kürdüstanda uzun bir zamandan beri özgürce dagalanmaktadir. Kürdistanin Döprt Parcasinda inceleme yapildiginda: Dogu Kürdistanda iki üniversite,Güneyde 5 Ünüversite özgür Kürdistanda Kürdistan Bilimler Akademisi gibi önemli Ünüversiteler kurulmus ve Kürtce Egitiim yapilmaktadir. Ne yazikki Kuzey Kürdistanda 20 Milliyonun üstünde Kürt yasamasina rahmen simdiye kadar tek bir Üniversite ve Normal okul bile acilmamistir.Halbuki Türkiye Cuhuriyeti tam 87 yildir kurulmustur.Türkiye Anayasasina göre Cumhuriyetle idare ediliyor demesine rahmen beraber yasadigi 20 Milliyon Halkin Insani haklari,Dillerinin resmi olarak kullanmasi,Kürtce egitimi ve diger Demokratik haklari gasp edilerek verilmemistir.Doguda ve Güney batida bir nevi Monarsi olmasina rahmen beraber yasadiklari kürtlere kisitli olsada bazi haklar verilmistir. Bu nedenledirki Kuzey Kürdistanda Cumhuriyet Kuruldugundan beri Kocgiri,Sexsait Ayaklanmasi,Agri,Dersim ayaklanmalari ve Son olarakda PKK özgürlük hareketi 30 senedir Daglarda mücaadeleye devam etmektedir.Ancak TC. Devletinin artik oturup düsünmesi lazimdir.Bugüne kadar kendi Halkina karsi yaptigi anti demokratik uygulamalar,yüzbinlere varan katliamlar,Tutuklanmalar,Köy bosaltmalari iskenceler ve faili mecullar bir gercegi artik net olarak ortaya koymustur.Türk Devleti Halki ile beraber bu kadar kardes dedigi bir Halka karsi zalimce davrandigi anlasilir degildir.Bu meselenin arkasinda Dost dedikleri emperyal güclerin oldugu,bu gün Savas kalemsörleride Kürt Medayasinin disindaki Medyalarda acikca yazmakta ve TV lerde acik oturumlarda acik olarak konusulmaktadir.Buna rahmen halen Genel Kurmaybaskani Dost dedigi bir Devlette Gider arar arar bulur öldürürüm. Demeye devam ediyor.Yani halen 1925 yilinda yapilan kirli savas gibi, bu gün de son hizi ile devam ediyor.Aradan 87 yil gectigi halde hic bir sey degismemistir.

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.