Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 26 Mai 2009

[b]Alçak rütbelinin alçaklığı

Mehmet Sebatlı[/b]

25 Mayıs 2009 Pazartesi

Alçaklık, en somut tanımla, bir fiziki seviye belirleme ifadesidir. Yüksek olana göre yapılan kıyaslamayla belirlenir.

Türkçe küfür yönünden çok zengin ve yaratıcı bir dil; bu nedenle dünyanın en sevilen evcil hayvanı olan köpek, birilerini aşağılamak niyetiyle kullanılan bir küfür sözcüğü olarak kullanılabiliyor.

Türkçe'deki küfür bolluğunun kaynağı ise Ordu. Askere gidenler bilir. General subaya, subay astsubaya, astsubay uzman çavuşa küfreder. Usta birliğindekiler, acemiyken üstlerinden duyduğu küfür ve hakaretin iki mislini kendilerinden sonra gelen acemi çömezlere ederler.

Deniz seviyesinden ortalama 6 metre alçakta olduğu için tüm dünya küçük ama zengin Be-Ne-Lüx ülkesine 'alçak ülke' anlamına gelen Holland veya Niederland (İngilzler Netherlands) diyor. Ne bir Hollandalı bundan gocunur, ne de bir başkası bunu aşağılama sıfatı olarak kullanır.

Ancak Türkçe'de 'alçak' kelimesi bir küfür nietelemesidir. En yüksektekini kutsama ve ona tapınma bir ırsi kültür haline gelirse eğer, onun tersi seviyeler otomatikman aşağılama manası kazanır.

Sözkonusu seviye belirleme kültü Türklere, kendilerini tarihte bir asker halk olarak tanımlamalarıyla bulaşmıştır.

Padişah ulu, köylü alçaktı.

Kumandan ile emireri arasındakı anlam kıyaslaması da benzerdir.

+++ +++

Askerlikte düzen emir komuta zinciriyle sağlanır. Bu zincir üstten alta doğru çeşitli rütbelerle belirlenir. En tepede general Hüsamettin, en altta emir eri Şaban...

Askerlik yükümlülüğünü yerine getirenleri çıkardığınızda geriye sayıları 200 bin dolayında olan maaşlı uzman askerler kalır.

TSK'nın devletten maaş alan rütbeliler hiyerarşisinde en altta uzman çavuşlar gelir. Garnizonlarda subaylara, karakollardaysa astsubaylara çaycılık ve odacılık yaparlar. Rütbenin en düşük, en alçak olanını temsil ettikleri için ordunun günah keçileridir; ufak bir sorun vuku bulduğunda üstlerinden gün boyu azar işitirler.

Erlerden başka emir verecekleri, azarlayabilecekleri kimse olmadığı için ezilmişlik ve horlanmışlık ruhlarını sarıp sarmalar. Bu yenilgili ruh hali, kendinden aşağısına karşı oldukça acımasız bir kişilik yaratır.

+++ +++

Bundan birkaç gün önce Diyarbakır'da bir ilköğretim okulunda iki çocuk kavga ediyor. Öğretmenleri çocukları barıştırıyor. Buraya kadar normal. Ama çocuklardan birisi Kürt, diğeri Türk ve bir asker çocuğu...

Ertesi gün bir uzman çavuş peşine birkaç asker takarak belinde silahıyla o okulu basıyor. Oğluyla kavga eden 13 yaşındaki çocuğu dersten çıkarıp koridorda tekme tokat dövüyor. Çocuğun yüzü kanlar içinde kalıyor. Olaya ait video görüntüleri mevcut.

Olay kendi cumhurbaşkanlarını bile sahtecilikten yargılamaya kalkan 'Türk yargısına' intikal etmiş durumda.

Hakkari'de geçen sene çocuğun kolunu kıran polis, bu sene bir çocuğun kafasını dipçikle ezen özel tim mensubu da 'yargı'ya intikal etmişlerdi. Uğur Kaymaz'ı öldürenlerin mahkemesi öyle uzak bir yere nakledildi ve o kadar çok ertelendi ki, dava dava olmaktan çıktı. Katiller dışarıda ve aramızda dolaşıyor.

Ordunun en alçak rütbesini taşıyan o uzman çavuşa, bir okula saldırabilme cesareti veren çok sayıda neden sıralayabiliriz. Belinde taşıdığı silahı ona, Kürt öldürmesi için vermiştir devlet.

Kürdistan'da görev yapan rütbeli ve rütbesiz her askerin Kürt öldürme, kafalarını dipçikle ezme, kameralar karşısında kollarını kırma, okul basıp çocuk dövme yetkileri varsa ve bu yetkileri koruyan bir hukuk sistemi mevcutsa...

Hele görevi adam vurmak olan bir adamın çocuğu, üstelik kurban olarak seçilmiş bir halkın çocuklarınca dövülürse...

Okulun adı da 'Şehit Albay Galip Ekinci İlköğretim Okulu' olursa o alçak rütbeli asker, orayı kışla kendisini de sefere çıkmış Hünkar hissetmez mi?

Türk yargısının bu en 'alçak' rütbeli askere bir ceza verebileceğini uman saflardan değilim. Neticede olay sivil bir mekanda vuku olduğu için alçak rütbeli çavuş, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz gibi bir vatansever hakimin karşısına çıkartılır ve muhtemelen daha iyi bir yere tayini çıkartılarak ödüllendirilir!

Mardin'deki ordu icazetli korucu katliamını bahane ederek, Kürtlerin gerici ve vahşi olduklarını iddia eden eski tüfek dönmesi, modern kılıklı ırkçılara ithaf olunur:

Gelin bu çavuşun işlediği vukuata bir ad verelim.

Hayır, sizin yaptığınız şekilde iğrenç eylemle ırki aidiyet arasında parallellik kurmayalım.

Ama bu olay (baş demagogun diyeceği gibi) münferit bir olay olmadığı gibi, Türk devlet görevlisinin Kürt çocuklarına işkence ettiklerinin bilmem yüzkaçıncı örneğidir.

Kimliği: En alçak rütbeli asker, Uzman Çavuş.

Suçu: Çocuk dövmek

[b]İddia: Türkler barbar ve katildir demeyeceğiz ama şu artık kesindir: Türk devlet silahını taşıyan herkes, (bağrında en alçak Kürt ruhu taşıyan köy korucusundan en alçak rütbeli askere kadar) dün Ermeni soyu için bugün Kürt soyu için tehlikedir![/b]

Çocuğa şiddet ugulamak en alçakça insan eylemidir. Ruandali ilkel kabilelerden sonra bu şeref (!) bir tek size ait.

Mehmet Sebatlı
[email][email protected][/email]

[url=http://www.kurdistan-post.com/modules.php?name=Niviskar&op=viewarticle&… Post[/url]

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.