Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 13 April 2009

Benazir Butto, dünyaca tanınan biri.
Kürdler tarafından da bir başka tanınır.
Kendilerinden biri olarak bilinir.
İsviçre'de yapılan 2. Enternasyonal toplantısında konuşma sırası Deniz Baykal'a geldiğinde onu protesto edip salonu terk eden Celal Talabani ve Mesud Barzani ile salonu terk etti.
Büyük olasalıkla kalemi bu nedenle kırıldı.
Bir suikasta kurban gidildi.
Bu güne kadar suikast üzerindeki sis perdesi aralanmadı.
Gerçi Newroz Com yazarlarından bir arkadaş suikastte Türklerin parmağının muhtemel olduğunu dile getirdi.
Aynı kanıyı taşıyanlardan biriyim.
Hele Ergenekon soruşturmasıyla ortaya dökülen sırlarıda görünce buna kesin emin oldum.
Ergenekon sanığı Mustafa Özbek'in kasasında bir mektup çıkıyor.
Ergenekon'u sadece Kürdleri katletme örgütü, suçlarının TC devletinin sınırları ile sınırlı olduğunu biliyorduk.
Bir kez daha yanıldık.
Meğer sınırötesi operasyon ve katliamlarda gerçekleştirmiş.
İran eski Çalışma Bakanı ve reform yanlısı olarak tanınan Daryuş Foruhar ve eşi Pervane Foruhar ile Rus Parlamenter Galina Vasilyevna Starovoitova'yı Ergenekoncuların katlettiği açığa çıktı.
Doğru ya!
İki kişinin bildiği bilgi sır değildir.
Er veya geç bir gün ortaya çıkar.
Umalım Kürd kanı taşıyan ve bunu her platformda grurla dile geiren Benazir Butto'nun katilleride bulunur.

Papa suikastinin faili yakalandı ve bağlantıları bugün çok iyi biliniyor. Ağca'nın kaçırılma süsü verilerek devlet tarafından serbest bırakıldığı ve türk istihbaratı tarafından Papa suikastine yönlendirildiği bugün için sır değil. Kaldıki Ağca'nın devletçe yönlendirildiği tek suikast bu değil, daha birçokları var. Olof Palme cinayeti için hep aynı şeyi düşünmüşümdür. İlk defa burada yazıyorum. İsveç'in kürt mülteci kabul etmesi ve kürt sorununa halk olarak duyralılık göstermesine ilaveten Öcalan'ın İsveç'te iltica başvurusunda bulunmuş olması Ağca gibi yüzlerce tetikçiyi pervasızca kullanan türk devletinin pirelenmesine ve İsveç başbakanına suikast düzenlemesine yeterli sebeptir. Olof Palme'nin katili olarak yargılanan ve serbest bırakılan Christer Pettersson ile türk istihbaratının önemli tetikçilerinden Tevfik Ağansoy arasındaki çarpıcı benzerlik, boylarının-eşgallerinin-simalarının uyuşması beni her zaman düşündürmüştür. Cinayetin işleniş tarzı da Tevfik Ağansoy'un daha önce işlediği cinayetlerle özdeşlik göstermektedir. Benim İsveç'e gelişimden sonra okuma imkanı bulduğum Ağansoy'un itiraflarında Gültepe'de sol görüşlü öğrencilerinden Zafer Eresken'in öldürülmesini anlatırken; "[i]Rahmetlinin yanına yaklaştım ve silahımı kafasına dayayarak ateş ettim[/i]" demesi bu düşüncemin pekişmesine neden olmuştur. İsveç'in müteveffa başbakanı da aynı şekilde katledilmişti. Yanına yaklaşan katil adeta silahını Palme'nin kafasına dayayarak ateş etmişti. Ortada çözemediğim bir durum var. Palme cinayetinin işlendiği tarihte Nurullah Tevfik Ağansoy, Metris Cezaevinde hükümlü olarak gözükmektedir. Birçok itirafçının istihbarat tarafından cezaevlerinden alındığını, elini-kolunu sallayarak cinayetler işletildiğini yakın dönemde defalarca gördük. Bu nedenle bu içerde olma meselesine fazla inanmamaktayım. Diğer bir yandan da kesin ifadeler kullanabilecek durumda değilim. Nurullah Tevfik Ağansoy 1996 yılında Tansu Çiller'in koruma polisi Celal Babür ile birlikte öldürüldü. Cinayet anında Tansu Çiller'in bir diğer koruması Ferda Temel de öldürülenlerin yanında bulunuyordu, o da saldırıya uğramış ve yaralı olarak kurtulmuştu. Cinayeti Korkut Eken'in yurtdışında kullanması için bomba eğitimi verdiği MİT'in önemli tetikçilerinden Alaattin Çakıcı işlemişti. Alaattin Çakıcı'nın mahkemede cinayetle ilgili verdiği ifadesinde Nurullah Tevfik Ağansoy'un MİT'in dış operasyonlarını planlayan ve yöneten Yavuz Ataç'ın maiyetinde çalıştığı ve yurtdışında kullanıldığı şüpheye yer bırakmyacak şekilde açığa çıktı. Ağansoy cinayeti açık bir susturma eylemiydi. Alaattin Çakıcı'nın mahkeme savunmasını veren gazete haberini aynen aktarıyorum: [i]"Çıkar amaçlı suç örgütü elebaşı Alaattin Çakıcı, Bebekte Tevfik Nurullah Ağansoyun da aralarında bulunduğu 4 kişinin öldürülmesine ilişkin yaklaşık 10 yıldır süren davaya ilk kez katılarak verdiği ifadede, Tevfik Ağansoy denen arkadaş yanlış yapmamalıydı. Ona üzülmüyorum, ama çocuklarına üzülüyorum dedi. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, davanın gıyabi tutuklu sanığı Kamil Özkılıç ise yakalanamadığı için duruşmada hazır edilemedi. Çakıcı, kimlik tespiti sırasında aylık geliri sorulunca, yurtdışında benzin istasyonları ve şirketleri bulunduğunu ve 50-60 bin YTL kazancının olduğunu söyledi. Bu dava kapsamında hakkında 4 tane ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası istendiğini söyleyen Çakıcı, ancak ölenlerden Tevfik Nurullah Ağansoy dışındakileri tanımadığını söyledi. Ağansoy ile 2 kez yurtdışına seyahat ettiklerini belirten Çakıcı,Yurtdışında yakalanan Ağansoy, Alman gizli servisine bazı bilgiler verdi. Alaattin Çakıcı ve Yavuz Ataç, Avrupada şu işleri yapıyor, biz de onların güdümündeyizdiye... Ağansoy, devlete ihanetlik yapmıştır dedi. Ağansoyun Türkiyeye geldikten sonra da televizyonlarda beyanlarının yayınlandığını belirten Çakıcı, Ağansoyun, PKK ile işbirliği içinde eroin ticareti yaptığını da iddia etti. Olayda ölenlerden Ağansoy dışında kimseyle bir sorunu olmadığını belirten Çakıcı,Allah onların mekanını cennet etsin. Tevfik Ağansoy denen arkadaş yanlış yapmamalıydı. Ona üzülmüyorum, ama onun çocuklarına üzülüyorum. Babalarının hatalarını çocukları çekmemeliydi diye konuştu. Çakıcının tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi."[/i] ([url=http://www.tumgazeteler.com/?a=1408354]haberin linki[/url]) Sonuçta benim söylediklerim bazı gözlemlerime dayanan bir kuşku ve varsayım. Türk istihbaratının dışarda işlediği cürümlerin sözü edildiğinde yada birileri Olof Palme cinayetini kürtlerin boynuna asmaya kalkıştığında ihtimal verdiğim bu olabilirlik (Ağansoy ihtimali) her zaman aklıma gelir. 18 yıldır İsveç'teyim, bilgi edinme imkanlarım sınırlı ama birileri bu ihtimali ele alıp doyurucu bir şekilde çürütmediği sürece kuşkularımı muhafaza edeceğim. Benazir Butto'nun katledilmesinde türk devletinin parmağı olabileceği ihtimalini de bu nedenle yabana atmıyor ve dikkatle üzerinde durulması gereken bir olasılık olarak kabul ediyorum. Selam ve sevgilerimle.

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.