Bir tartışma yaşandı.
Tasvip edilmiyen bir boyut kazandı.
Aslında insanlar kendi kendilerini oto-sansür edebilseler makascılara iş düşmez.
Onlara kızmaktansa dönüp kendimize baksak daha iyi olur. İşe koşuşturan biz olduğumuza göre onlara kızmanın sorunları çözmeyeceğini bilmemiz gerekir.
Onları işlediğimiz suçlarımızın günah keçileri ilan edersek emin olun ki, niyetimiz farklı olsada yargısız infazcılar olur çıkarız.
Burası sanal bir dünya.
İnsanlar birbirlerini şahsen tanımadıkları gibi, yazdıklarından çoğu kez niyetlerinide ölçme imkanı bulunmuyor.
Bu sıkıntıyı Forum çalışanlarıda biz katılımcılar kadar çekiyor.
Onlarda insan.
Onlar burada bir hizmet sunmaya çalışıyor.
Başından beri katılımcılar arasındaki tartışmalarda taraf olmamaya özen gösterdiler. Bunu ne kadar becerebildiler tartışılır bir konu ama bu konuda samimi olduklarından eminin.
Bırakalım onlar işini yapsın.
Her bir katılımcının kendi doğruları olduğu gibi onlarında doğrularının olduğunu bilmemiz gerekir.
Bu böyle olursa ben yokum tutumu kabul edilemez.
Nihayetinde bulunduğumuz zemin bir tartışma forumu. Faklı görüşlerin olması kadar normal bir şeyde yok. Anormal olan kişiler düşüncelerini belirtirken karşıdakine küfür, hakeret etmesi ve kişilik haklarına tecavüzde bulunması.
Bununda kabul edilecek tarafı yok.
Bunu önlemenin yolu var.
Bu tür durumlarda küfürbazları, hakaret edicileri Forum Çalışanları ile başbaşa bırakmaktır. Ama biz bunu yapmıyoruz. Onun dilinden ve daha ağırını sarfediyoruz. Çalışanlarda bu durumda bir ikilemle karşı karşıya kalıyorlar. Kaldıralım mı, kaldırmıyalım mı teredütünü yaşıyorlar. Kaldırmadıklarında niye kaldırmadınız şikayetlerini oynıyoruz. Kaldırdıklarında da ve hatta çoğu zaman bu tür yazıların kaldırılmaması için kendimiz kaldırılmaması yönünde uyarıda bulunuyoruz. İş çığırında çıktığında Forum Çalışanları müdahale ettiğinde kimimiz iyi yaptınız derken, kiminiz sansürcülükle suçluyoruz.
Öyle bir ortam doğuyor ki, Forum Çalışanları şamar oğlanına dönüyor. Buna yol açmaya hakkımız var mı diye sormamız gerekirken haydi bana eyvellah değip tehditimizi salıyoruz.
Olmuyor arkadaşlar.
Bu arkadaşlar bir hizmet veriyor. Bu işte para kazanmadıkları gibi para harcıyorlar. Aile, iş ve özel hayatlarında çaldıkları zamanlarında bize hizmet etmeye çalışırlarken üstüne üstlük birde bizim hakaretlerimize uğramayı hak etmiyorlar.
Velev ki, hizmet sunarken yanlışlıkta yapabilirler. Onları uyarmak, düzeltmek, birlikte doğrulara ulaşmak varken haydi bana eyvellah demenin anlayamıyorum.
Burada kimse kimsenin hatır-gönlü için yazmıyor. Art niyetliler dışında farklı sesler çıkarsalarda kendi doğruları doğrultusundan üyesi oldukları milletine hizmet etmeye çalışıyorlar.
Sorun bu olduğuna göre eğer başka sebebleri yoksa, birilerinin birilerine kızıp-küsüp bu zemini bırakıp gitmesini doğru bulmuyorum.
Nereye gidiyoruz? Valla gidilecek bir zemin varsa bizede öncülük yapsınlar. Bizi de oraya taşısınlar. Fakat şu bilinmelidir ki, aynı sorunlar orda da sürecektir.
Sorun tartışma edabını bilmediğimiz ve sorumluluklarımızın farkında olmayışımızdır. Bunları bilinçe çıkarırsak ne yapmamız konusunda da kafalar netleşip.
Haydi rast gele.
Sevgiyle kalın.