Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 8 November 2008

ortada iki hipotez var
1. tez amerikan dis politikasi cikarlara gore degisir (baskana gore degismez)
2. tez amerikan dis politikasi cikarlara gore degisir (baskan da bu cikar taniminin degistigien bir isarettir)

aslinda tam olarak yukaridaki gibi ifede edilmemis olsa bile surup giden tartisma(sade burda degil WP de de) bu iki tez arasinda.

1. tezi savunanlar arasinda "zevzekligi" kendine yakistiramayip bana havale eden R. de var. bunlara gore amerikan baskanin degisimi amerikan dis politikasinda degisime neden olmaz. amerikan cikarlari neyi gerektiriyorsa amerikan dis politikasi onun uzerine kurulur.

bu ifade bu bicimde yazilinca, tartismayi anlayarak surdurmek yerine munazara durtusuyle surdurenlerin 2. tezi savunanlari yerlestirdigi yer soyle oluyor:

2. tez sahipleri baskan degisince amerikan dis politikasinin degisebilecegine inaniyorlar. o halde onlar amerikan cikarlarina hic bakmiyorlar, sadece baskanlariin soyemlerine bakiyorlar.

once bu agzimiza yakistirlan olmayan seyi duzelteleim. dunyada devletler arasi iliskilerden bireyler arasi iliskilere kadar (hatta anne ile cocuk iliskisi bile)
geniz bicimde tariflenmis bir CIKAR iliskisi olarak aciklanabilir.

genis bicimde tariflenmis dedim burda anne ve cocuk arasindaki aslinda sadece cikar degil zaman zaman DEGER lerin de bulasatigi bir eksterm ornegi verdim.
annenin cocuga olan sevkati onun biyoljikk cikarlari ile-cocugun anneye olan ilgisi de yasamsal cikarlari ile aciklanabilir. gundelik anlamda yani dar anlamiyla CIKAR iliskisine sokamayacgimiz bu ilsikinin bile temel dinamigi cikardir.
o halde amerikanin cikarlarini bir yana koyup
iyiniyet durtuleri ile is yapmayacagi asikar-yada daha baska ifade ile sadece
giderek onemli hale gelmeye baslayan DEGERler acisindan bir ise kalkismaz. bunu zaten acik acik yaziyorlar.

neyse CIKAR a donelim

abd cikarlari (yada her hangi bir organizmanin cikarlari) degisir mi?
elbette degisir.

cikar tanimi-tarifi-tahlili degisir mi ?
elbette degisir.

baskanlik secimleri veya baskan degisimi
arka planda surmekte olan
cikar tarifi tanimi tahlili tartismalarinin
bize yansimis hali degilse nedir?

abd cikarlarinin degismez bir tarfi olabilir mi?
neyin abd nin cikarina olup olmadigini kim tartisir
kim karar verir?
bu tarifin Mutlak olmadigini degisik yorumlara gore farkli cikar tarifleri oldugu
malum.
abd de bu cikar tarifi isini yapan sadece uzmanlar-siyasetciler-uzmanlik kurumlari mi?
bilimcinin aydinin siradan insanin bu cikar tarifine belirlemede eski cikarin yerine yenisi koymada rolu nedir?

bu sorulardan baskanin degisimine sicrayacagim.
abd de veya bati demokrasilerinde
kollektif cikarin tek ve mutlak bir tanimi olamaz.
(despotik toplumlarinda milli cikar bir kere tariflendi mi cikar cikar olmaktan ciksa bile ona tapinmak surup gider)
bunun degistigi bir donem cikar olarak tanimlanip hedeflenenin bir baska donem
engel olarak sayilmasi cok raslanilan bir durumdur.

bu degisimin baslamasi, olgunlasmasi ve karar alici duuruma gelmesi surecinin son asamasi baskanlik (veya hukumet) degisimi olmasi beklenir.

bu durumda abd de baskan degisiyorsa CIKAR tanimi tarifi de degismis demektir.
en azindan bir bolumu degismis demektir.

gelelim stratejik cikar ile onun karsiti olan
irili ufakli (stratejik olmayan) cikarlara

hakim gorus stratejik cikarin sanki tanrisal bir sey gibi gormekte.
oysa irili ufakli ve hizla degisen cikarlar ile "stratejik" olarak tanimlanan cikarlarin arasinda bir "discontinuity" yok.

yani irili ufakli seyler farkli kombinasyonlar ile adina stratejik cikar denilen seyi belirliyor. ic ice gecmis seyler bunlar.

ve bu bicimde stratejik cikari olusturan bir suru unsurun
toplumun farkli kesimlerince veya degisen kosullara gore hizla degismesi MUMKUN.
bunun gorunur ifadesi de secimlerde at degistirmek olmali.

illa somut ornek vermek ihtiyacindayizm cunku yazilan her seyi kuyrugundan tutup bizim istemedigimiz yerlere cekmek bir istisna degil nerdeyse kural gibi.

somut ornek irak olsun.
bush un vitrin oldugu gorus irak da bir despotla anlasarak enerji kanallarini kontrol etmeleri mumkun iken (eski abd yontemi), despotu uzaklastirip ortadoguya bati tuuru (eh iste...) demokrasi de getireceklerini sandiklari MUDAHALECILGI sectiler.
mudahelecilik ve karsiti izolasyonculuk abd dis politikasini olabildigince basite indirgeyip tasnif edenlerce kullanilan bir ayrimdir. bu durumda abd yoneticileri 8 yil boyunca onlara mesruiet verecek olan kitleleri bu yontemin (MUDAHELECILIK) ve bu forrmulun (despot yerine demokrasi) orta doguda amerikan CIKARLARI icin en munasip sey oldguna ikna etti ve oyunu aldi. projeyi isleme koydu.

simdi obama nin vitrin oldugu ekip ise bu turde mudahalecilgin her zaman abd cikarlarina uygun olmadigi tezi ile gelip muhtemelen orta doguda demokrasi kurmaak bizim isimiz degil bu bizim cikarlara da uygun degil diyerek, abd icin de aslinda onemli sayilacak degisikliklere gideceklerini soyluyorlar acik acik.
bunu yapmamalari icin bir engel var mi?
cikar tarifine geri donecegiz
bu ekibin cikar tarifi ve bu cikarlari kollama yontemi haliyle oteki ekipten farkli oldugu icin ve toplumdan da bu yeni tarife ve yontem planina onay aldiklari icin idari acidan onlerinde engel yok.

ancak carsidaki gercekler bu tarif ve yontemi uygulamalarina engel olursa bu isi yapmayip eski yonteme devam edebilirler.
var mi abd disindaki ortamlarda bu plana engel olacak unsurlar?
israil in guvenliginin tehlikeye girme olasiligi?
iraq in asker cekilmeden sonra kana revana bulanmasi ve bolgenin stabilitesinin iyice bozulmasi?

bugunku durumun bu iki tehileyi daha da azdirdigini dusunduklerine dair belirtiler var ama tersi yok.

hulasa
ben abd nin en temel cikarlarinin da(bunlar nihayetinde tarifi ve savunulmasi degisen seyler) degisebilecegini tartismiyorum. tartisilan baskan degisiminin tam da bu tur tarif ve savunma degisimlerine karsilik gelen degisimler oldugu.

abd ye mutlak dusman gozuyle bakan totalciler (militan islam, militan ulusculuk ve militan sol)
abd de baskan degisimini kucumseyici egilimindedir.
onlarin disindakiler de senelerdir bu ekipler tarafindan cizilen abd tariflerinin feci bicimde etkisinde oldugu gorunuyor.

hanife nin burdaki misyonu bu toatalci abd analizlerini gozden gecirmek oldugu icin cok faydali. onun elbette bireysel olarak savunmaya ihtiyaci yok-gorusslerinin ise var. benim de yaptigim budur.

R ye de bir cift lafim olacak (her ne kadar kan davasi yapip bana tiklamadigini soylese de R ye benzzer dussunenlere gidecek bu cift lafim)
burasi acik bir ortamdir-burya asilan yazilar ikili yazisma amaciyla asilmaz(o isi e-mail le halletmek mumkun). yazi burya asildi mi herkese acik demektir.
"bu yazdiklarima filankes cevap vermesin-tiklamayacgim!" demek dupeduz sacmalik oluyor. kan davasi halet i ruhiyesi hele hele tartisma ortamlarinda munasip bir ssey degil. sen bu tartismaya sebep olan yazinda hanifenin yazdiklarina "sacma sapan" dedin, ben de cavabi yazimda senin yazdiklarini "zevzekce" buldugumu soyledim. hanife genis yurekli biri takmaz "sacma sapan" sifatlarina, ancak sen anlasilan feci derece de bu "zevzeklik" sifatina takmsisin-isi kan davasina kadar vurdun. zevzeklik ile sacma sapan uc asagi bes yukari ayni anlamlara gelen sifatlardir. tas atan, kafaya da tas yiyecegini hesap etmeli fazla kirilganlik yapmamali.

neseli ve saglikli gunler
HeK

su bolum bu ifade bu bicimde yazilinca, tartismayi anlayarak surdurmek yerine munazara durtusuyle surdurenlerin 2. tezi savunanlari yerlestirdigi yer soyle oluyor: 1.tez sahipleri baskan degisince amerikan dis politikasinin degisebilecegine inaniyorlar. o halde onlar amerikan cikarlarina hic bakmiyorlar, sadece baskanlariin soyemlerine bakiyorlar. IKINCI TEZ SAHIPLERI OLACAK

Selamlar HeK, Simdi Amerikan sistemine gore baskan ve Amerikan kongresi yapiyor dis politikayi. Alan aciklamis kongrenin yapisini ve secimlerin ne kadar surede yenilendigini. Yani baskan degisiyor, kongre uyeleri degisiyor, dunyanin dinamikleri degisiyor, CIA baskani degisiyor, dis isleri bakani degisiyor, ordunun basindaki adam degisiyor ve ayni zamanda bu ulkede politika ve siyaset uretmek icin 3500 tane think tank kurulusu var ama butun bunlara ragmen Amerikan dis politikasi degismiyor. Bu kadar degiskenin oldugu bir denklemde Amerika gibi cok dinamik bir ulkede dis politika degismeyecek. Bu bana mumkun gorunmuyor. Simdi bir ornek. Jimmy Carter Amerikan politikasinin 'demokrasiye ve insan haklarina' dayanmasina gerektigine inandi ve savundu. (Galiba insanlar Obama'nin ikinci Carter olmasini istiyorlar. Bu arada Amerika'da da en basarisiz baskan kabul edilir Carter). Ilk Arap-Israil baris antlasmasini saglayan kisidir, kendisini takip eden hic bir cumhuriyetci baskan boyle bir sey yapmamistir. 1903-1977'ye kadar Panama kanalini tamamen Amerika kontrol ederken, Carter Amerikan kontrolunu 2000'de sona erdirecek antlasmayi da 1977'de imzalamistir. Her ne kadar ABD Carter'in soz verdigi tarihde kontrolu devrettiyse de, kontrolu devretmeden 10 yil once, 1989'da baba Bush Panama'ya saldirdi. Yani dost ulke olan Panam daha sonra dusman oluverdi hemen. Simdi Amerika'nin Irak politikasina bakalim. Orta Dogu'da Amerika'nin en buyuk muttefikleri Iran ve Suudi Arabistan'di. 1979'da Iran'in dusmesiyle Amerika onun yerine Irak'i koydu. Daha onceleri Irak Amerikaya gore teroristlerle bagi olan, onlari destekleyen bir ulkeydi. 1980'li yillarda Saddam Amerika'nin Orta Dogu'daki en buyuk muttefiklerinden biri haline geldi, bol bol silahlandirildi ve Irak'da yaptigi her turlu vahsete goz yumuldu. Bu Ronald Reagan doneminde ABD politikasiydi. Ama bu politikanin asil yaraticisi Zbigniew Brzezinski idi. Hatta sonradan ogrenildigine gore Irak'in Iran'a saldirmasindan aylar oncesinde Amerika Urdune ve Suudi Arabistan'a Bagdat'a gitmesi icin Iran'in askeri kapasitesi ile ilgili bol bol bilgiler gondermis. Bu donemde Irak'a verilen yardimlarin ve paralarin da haddi hesabi yok tabii. 1990 CIA raporuna gore Saddam'a 1983-1990 yillari arasinda 5 milyar dolar para gonderilmis. 1988'deki Anfal operasonunda oldurulen Kurdlerin hemen ardindan Senato hemen "1988 Soykirimi Onleme" onergesine onay veriyor ama aninda Reagan hukumeti karsi cikiyor ve bu onergenin kanunlasmasini engelliyor. Amerikan Saddam dostlugu taa Saddam'in Kuveyti isgal etmesine kadar devam ediyor. Biliyorsunuz kimileri Amerikanin Saddami ozellikle tesvik ettigini iddia ediyor. Sonucta Irak icin 3 tur politika donemi var. 1980 oncesinde Irak dusman ulke, 1981-1990 arasi Irak dost ulke, 1990 sonrasi tekrar dusman ulke. Bu donemlere karsilik gelen baskanlara bakalim; 1977-1981 Jimmy Carter (demokrat) 1981-1989 Ronald Reagan (cumhuriyetci) 1989-1993 Baba Bush (cumhuriyetci) 1993-2001 Bill Clinton (demokrat) Yani ulkelerin ve icinde bulunduklari bolgenin sartlarina, konumuna gore surekli gordugunuz gibi ABD dis politikalari degisiyor. Simdi bizim bolgemize bakarsak Israil tartismasiz dost. Ayni sekilde yonetim degismedigi, ABD'nin isteklerine karsilik verdikleri surece Suuidi Arabistan ve Kuveyt de dost ulkeler. Onlari dost ve simdilik degismez yapan sahip olduklari petrolleri. Yani Amerika tarafindan tum kosullarda ayni polikaya tabii kalmak icin bir ozelliginizin olmasi gerekiyor. Biz neyimiz var diye sormak gerek bu asamada. Petrol diyebiliriz elbette. Ama ne yazik ki petrol Kuveyt'e ve Suudi Arabistan'a verdigi gucun aynisini vermiyor bize. Hadi Irak'daki baska ortaklari, bolgedeki ulkelerle Amerikanin cikarlari da isin icine giriyor. Mesela ABD'nin degismez dostlari Kuveyt ve Suudi Arabistan bize karsi. Yine Amerika'nin en onemli muttefiklerinden Turkiye bize karsi. Iste bu asamada Amerika'nin bize karsi dis politikasinin degismeyecegini iddia etmek, tum bu ulkelere ragmen bizim Amerika icin tartismasiz dost oldugumuzu iddia etmektir. Ben o kadar emin degilim acikcasi. ABD diger dostlari ile bizim aramizda bir secim yapmamak icin denge politikasini yurutmeye calisacaktir ama secmek zorunda kalirsa hic kuskunuz olmasin Amerikan'in Kurdlerle ilgili dis politikasi fena halde degisecektir. Sevgiler, Hanife

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.