Direkt zum Inhalt
Submitted by Anonymous (nicht überprüft) on 26 October 2008

Hoca,

Nereden çıktı Hannibal?

Hannibal Kartaca kralı. Latince Kartago diye yazılıyor. Sondaki "ca-go" ekleri kürtçe ve farsçada şehir ve köy adlarının sonuna takılarak "ce-ca-ga-ge-gah" şeklinde yer yada yerleşme birimi anlamında kullanılıyor. Bunlar daha sonra Kürdistan'daki yerleşme birimlerine verilen isimlerde görülen Hellenistik is-issa-issos-issus formlarından çok daha eski formlardır. Arapçadan geçen iye-iya formlarından da eski. Dahası özgün. Kartaca yada Kartago sözcüğünü, hint avrupalı dillerin, içinde kürtçenin de yer aldığı irani dil grubuna mensup dillerle anlamlandırmaya çalışsak kürtçede olduğu gibi "Kart-şehri/Kart-memleketi" anlamını verir.

Kartaca isminin Fenike dilinden geldiği söyleniyor. 22 harfli Fenike alfabesiyle QRT-HDST şeklinde yazılmaktaymış. İsmin Kart Hadaşt olduğu ve Fenike dilinde "Yeni Şehir" anlamına geldiği Wikipedia'da yazılı. Ancak bu tefsir biraz şüpheli. İbni Haldun'un araplarda ilk pozitif tarih yazımı sayılan 8 ciltlik tarihinin giriş bölümü olan Mukaddime adlı eserinde yer verdiği Hadari-Bedevi yani göçebe-yerleşik yaşama dair deyimlerinden "Hadaşt"ın kentililik ve kentle ilgili bir sözcük olduğunu kabul edebiliriz. Fenike dili Kenan grubundan sami bir dildir. Çıkan anlam şudur; Fenikeliler Kartago(kartaca)'ya Kart-Hadaşt derken "Kart Şehri" diyorlardı. Geriye Kart kalıyor. Kart, Fenike dilinde yeni demekmidir? Araştırmak gerek.

Hannibal sami değildi ve Fenike dili konuşmuyordu. Bu şehrin hakimleri olan berberiler yada latinlerin isimlendirmesiyle barbarlar hala hint-avrupalı bir dil konuşuyorlar. Dillerine araplar mizzuguli diyorlar. Dilin etnik menşeini belirten "zug" (araplar zuğ olarak yumuşak g ile telaffuz ediyorlar) sözcüğüne ilaveten dil anlamına gelen Hititlerin de kullandığı "li" eki sen farkında olmasan da kürdolojinin önemli kıstaslarındandır. Berberiler, Tunus, Cezayir ve Fas'a dağılmış durumdalar. Libya'da da az sayıda berberi var. Kaddafi'nin annesi bir berberi hanımı. İşin garibi araplar berberileri kürt olartak tanımlıyorlar. Arap siyasileri Kaddafi'nin kürtlere ilgisinin temelinde annesinin berberi olmasının yattığını söylüyorlar. Berberice konuşanlarla ilişki kurdum, dilleri bizim dilimize benziyor. Hint avrupalı dillerden binlerce yıl kopukluktan sonra yine bir hint avrupalı dil olan kürtçeye benzerliğini şaşırtıcı buldum. Gelenek ve görenekleri, giyimleri araplarınkinden çok farklı. Taciklere, paştulara, farslara ve kürtlere benziyorlar.

Kart'ın baş anlamına geldiğini söyleyebiliriz. Hitit dilinde kar, kürtçede sar, ser şeklinde. Kentum-centum örneklerinde olduğu gibi K ile S(C) konsonantları yer değiştirmişki bu geçiş hint avrupalı dillerde gayet yaygın ve doğal.

Bunların hepsi şimdilik varsayım. Ancak, Hannibal dönemindeki Kartaca'lıların ve Hannibal'ın kendisinin Fenike'li olabileceği varsayımından gerçeğe daha yakın.

Hannibal'ın ordusunda fil kullanmayı farslardan öğrendiği naklediliyor. Afrikalılarda yada araplarda böyle bir askeri teknik yok. Gelenek olarak da yok. Farslar hintlilerden öğrendiler. Romalıların da böyle bir tekniği ve askeri düzeni yok. Hannibal sadece Romaya yürümedi Magnesia(Manisa)'da savaştı. Daha sonra İskender'in geriye bıraktığı komutanı Selefkos'a sığındı. Mısır'a yada araplara yada bedevilere sığınmayışı oldukça ilginçtir. Aynı dönem itibarıyla Selefkos'un başkenti Ktesiphon şehriydi. Bu şehrin bir diğer adı da Medain'dir. Araplar Tak-ı Kisra diyorlar. Partların eski başkentidir, yani Mihran'ların, Suren'lerin ve Karan'ların (Kürtçe yazacak olursak Mixran, Soran, Qaran) başkenti. Bu aşiret konfederasyonlarını hepimiz tanıyoruz.

Hannibal kürtmüydü?

Nefertiti kadar.

Hannibal sonuçta doğuluydu. Kendisi değilse bile, berberiler, Mısırlı kroniker Menathon'un varlıklarına 19. hanedanlıktan itibaren (İ.Ö. 12. yüzyıl) günlüklerinde yer verdiği istilacı halk Hega-Kassutların bakiyeleriydiler. Hega-Kassutlar, Afrikalı siyahi olmadıkları gibi arap da değildiler. Bu açık tenli halkın dili sami dillerden değildi. Hala açık tenlidirler, sami olmayan bir dil kullanıyorlar ve araplarla karışmamaya özenlidirler.

Kartaca'nın kuruluşunu bir Fenike kolonisi olarak açıklayan tarih günümüzde neden orada Fenikeli kalmadığını açıklayamıyor. Ancak Kuzey Afrika kıyılarına yayılan Fenike kolonilerini izleyerek Kuzey Afrika'ya yayılan berberilerin bugünkü coğrafi yayılmaları ve sami olmayışları eksik duran tarih nazariyesindeki kuşkulara dikkat sarfetmemizi gerektiriyor. Hint Avrupalı Berberiler Sami Fenikelileri tasfiye ederek onların varlığı üzerine mi oturdular? Cevap bulunması gereken soru budur. Kartacalıların yayılma alanları olan Sicilya(o dönemdeki eski adı Sikiliya), Korsika, Sardunya "zikit" kavmini işaret ediyor, yani İskitleri. Sard'lar da iskitlerin bir koluydu. Kürtlerin atalarına Zekertu deniyor. Kürtlerin bileşiminde İskitler var, hem de sanılan dan büyük ölçüde. Araştırılmaya muhtaç bir konu.

İskitler kürtmü?

Türklerin Receb'e İrecep demesi örneğinde olduğu gibi baştaki "İ"yi düşürürsek ve türklerin kullandığı isimlendirmelerden ziyade kürtlerin kavimleri nasıl isimlendirdiğini esas alarak hecelemeye koyulursak, bizimle akraba kavimler olan hint-avrupalı toplulukları yerli yerine oturtmakla birlikte kürtlüğün terkibine (bileşmine) hangi kökün ne ölçekte katışmış olduğunu daha doğru açıklayabilme şansımız olur.

Bir çoğunun yazılı belgeler yordamıyle adı yüzlerce hatta binyılları aşarak geriye götürülebilecek kürt aşiretlerinin varlığı kürtlerin kökenlerine dair oldukça büyük imkanlar o ölçekte yanılmaz bilgiler sunmaya elveriyor. Zaten kürt halkı aşiretlerden oluşmuyormu, aşiretler kürtlüğün bir nevi temel taşı değilmi? Bu temel öğelerin sosyolojik olduğu kadar etnografik ve etimolojik değerlendirmeleri yapılmadan tarih tafsilatı tamamlanmış sayılabilirimi? Tarih yazımının sayısı kabarık disiplinleri içerdiğini, hepsiyle müştereken, diğer bir yandan da ancak diğerlerinin yordamıyla oluştuğunu hatırda tutmak lazım. Tarih bağımsız ve ayrık bir disiplin değil. Diğer bilimlerden farklı olarak birçok disiplinle birlikte oluşan özelliğe sahip.

Nefertiti bir Mitanni prensesi olarak Mısır sarayına gelin gitmişti. Mısır tabletleri firavunların yaşamlarına ve evlilik ilişkilerine olduğu kadar çevre devletlerle askeri-ekonomik-diplomatik ilişkilere dair sanıldığından daha özenli bilgiler biriktirmiştir. Bu anlamda Nefertiti'nin kürt olduğunu söyleyebilecek durumda değiliz. Kendisi bir Mitanni prensesi olduğuna ve Mitanni'nin başkenti bugünkü uyduruk adı Ceylanpınar olan ilçeyle çakışan Waşşuganni olduğuna göre tartışılmaz bir biçimde Harranlı ve Kürdistanlıdır. Mısır kronikleri belgedir. Tarih de belgeleri esas alır. Bu durumda Nefertiti'nin Kürdistanlı olmadığına dair tezler tesatürden sayılacaktır.

Kartaca'nın parladığı dönemde kürtlere ne deniyordu?

Hannibal İ.Ö. 246-183 yılları arasında yaşadı. Ksenophon Hannibal'dan 150 yıl önce Karduklar diyordu. Eğer Ksenophon'un detaylı olarak verdiği güzergah üzerinde bulunan dağlarda yaşayan Karduklar tarihte kaybolup aynı dağlara isimleri filolojik olarak farklılık arzetmeyen Kürdler tünemediyse o Karduklar bugünkü karduklardır.

Bizanslı Stephanos, II. Tigran'ın İ.Ö. 1. yüzyılda Korduene'yi fethettiğini yazıyor. Yazılarında Korduene'nin o günkü kralının adını Zarbienos olarak veriyor. Korduene Ermenistan sınırında ermenileşmemiş bir ülke olarak tanımlanıyor.

Aramiler bu Korduene bölgesine Beth Kardu adını, bugünkü Ceziret ibni Omer (günümüzde Cizre) kentine de Kartû Gazartası diyorlardı. Ermeniler Kordukh, araplarsa Bâkardâ adını kullanıyorlardı. Bu eyaletin üç kenti olan Sareisa, Satalka, Pinaka (bugünkü Fınık) Dicle üzerinde bulunuyordu.

Strabon'a (İ.Ö.64 - İ.S.24) göre Korduene dağları (Gordyaiya Ore) Muş ile Diyabakır arasında bulunuyordu.

Dicle boylarında, Cizre'de, Muş güneybatısından Diyarbekir'e kadar olan bölgelerde acaba Ksenophon'un Kardukh'ları çekildikten sonra "farklı halklar" olan ama isimleri benzeşen Kartular, Kordukhlar, Bâkardâlar doluştu ve onlar da çekildi, daha sonra aynı bölgeler isimleri 'KRT-KRD' öeğlerini taşıyan bugünkü Kürtlerlemi doldu dememiz gerekecek? Elbetteki hayır.

İ.Ö. 220 yılında Selefkos'lular kralı III. Antiokhos'la savaşan Medya valisinin birliklerinde sapancı olan Polybios Kyrtii'lerden söz eder.

Medya denen ülkeyi coğrafik olarak hangi bölgeye lokalize edebilirsiniz?

Zorluğu olanlar için ben lokalize edeyim. Bugünkü Azerbaycan, Med imparatorluğunun adına Medya denilen çekirdek ülkesidir. Tarihi Medya günümüz Azerbaycan'ıdır.

Titius-Livius Kyrtilerin aynı Antiokhos'un birliklerinde i.Ö. 200 yıllarında da bulunduğunu, İ.Ö. 171 yılında ise Nergama kralının hizmetinde paralı askerler olarak hizmet verdiklerini yazar. Bu bilgileri Bazil Nikitin aktarıyor.

Herzfeld Asagartyaların kürtlerin ataları olduğunu ve isimlerini Dicle üzerindeki Sa'erd yada Siird kentinde yaşadığını söylüyordu. Asagartya'lılar yada Sagarta'lılar önce Seistan'da yaşıyorlardı. Sonra Asur döneminde bunları Zikritu yada Zakruti adıyla Medya'da buluyoruz. (Streck Z.A. XIV, s.149, aktaran Bazil Nikitin)

Darius zamanında (bak. Bisutun anıtı) bunların başkenti Arbela ovasında olup, Darius burada kralları Çitrantahma'yı idam ettirdi. Bu kralın Bisutun kayasındaki tasvirinin kürt tipini yansıttığı görüşü vardır. (L.W. King, behistan taş Oymaları, aktaran Bazil Nikitin)

Tesadüfe bakın kürtlerin bugünkü başkenti yine Arbela yani Herwler yada Erbil.

Hannibal'ı kürt etmek yada Nefertiti'yi kürt etmek meselesine karşı çıkmak konusunda gösterdiğin titizliği paylaşırken, kürtlerin kökenlerine dair taşlara kazınmış bilgileri inkara düşmemen konusunda da aynı titizlenmeyi göstermelisin. Bunların aşağılık kompleksiyle açıklanması doğru bir yaklaşım değildir. Kürtlerin varlığı inkar ediliyor. Nasıl inkar edildiğine bakarsak tarihlerinin, yaşadıkları coğrafyada köklü varlıklarının inkar edildiğini görürüz. Kürtlerin soy ve şecere araştırmalarına saldıkları merak inkara karşı durabilme güdüsüyle verilmiş tepkiden ibarettir. Bu merak giderek pozitif tarih anlayışının kapısını açacaktır. Bu kapıyı zorlamakta ve tesatürleri pozitif tarihe kanalize etmekteki yeteneğini, çabalarını hatta sinirlenmeni anlıyor ve saygıyla karşılıyorum. Bir yerde ezmemeye ve köreltmemeye de dikkat etmeliyiz. Burada tarih üzerine yazan kardeşlerimizin hiçbiri soy-sop icadı peşinde değiller dahası kürtlerin buna ihtiyacı yok. Bu kardeşlerimizin hepsi inkar yarasıyla incinmekteler. Yazdıklarına seninle aynı nedenlerle katılmasam bile onlarla aynı yaranın sancılarıya kıvranıyorum. Sense bu sancımanın hiç dışında değilsin. Seni bu kadar titizlenmeye, bu kadar üretmeye, zamanını vermeye iten de aynı sancı, aynı incinmişlik değilmidir?

Prensiplerde katı ama eleştirirken, yol gösterirken daha mülayim metodlar kullanmalıyız. Öğreticilikte azarlamak yoktur. Hicvetmek yoktur. Bunlar didaktik yöntemler değildir. Önümüzde duran bizim kendi cehaletimizdir. Aşmamız için müşfik olmamız gerekli. Eti senin kemiği benim tarzı medrese tarzıdır. Skolastikle birlikte skolastiğin didaktiği de köhnedi. Bugün bu forumda var olanların hem eti hem kemiği bizim canımızdandır, tıpkı seninki gibi.

Selam ve hürmetler ederim Hocam.

Mal Bulmus Magribi Gibi Saldirmak turkcede kullanilan bir atasozusur. Burda gecen Magribi kelimesi Arapcada Batili (Batidan gelen) demek. Batidan da kasit Arap ulkesinin batisi. Cografik olarak bu Fas ulkesine tekabul ediyor. Arapcada Fas ulkesini adi Magrib tir. Faslida Magribi demek oluyor. Osmanlinin isgal edemedigi bir islam ulkesidir Magrib (Fas). Bu Magrib kelimesi avrupa fillerinde Marocco (Marokko) diye gecer. Bugunki devlet sinirlari cizilmeden bu Magribi kavrami icine Tunus ve kismen Cezayir de girerdi. Bu Fas (tunus, Cezayir ve Libya) ulkelerinin yerli halki(nin buyuk bir kismi) kendisini Amazight (Amazixt) diye adlandirir. Bunlara eski Yunanlilar Barbar (Berber) derlerdi. Bu halkin en buyuk ozelliklerinde bir yagma yapmakti. Gemicilikle vakti zamaninda akdenizi sahil sehirlerinin hepsini yagmalamislardir. Hatta ve hatta atlas okyonusu kiyisindaki bazi sehirleri de yagmaladiklari bilinmektedir. Bu denizcilikte ve yagmacilikta meziyyet sahibi olmus halktan olan Barbaros (Berberi) Hayreddin Pasha Osmanlilar adina calismaya basladiginda Akdeniz Osmanlilarin kontrolune geciyor. Yani Berberilerin meziyeti Osmanlinin parasi Akdenizi Berberilerin cirit attigi bir alana getiriyor. Eski kaynaklarda bahs edilen "deniz kavimleri"de yine bu Berberiler olsa gerek. Yanilmiyorsam bu Deniz Kavimleri Antalya sehrini ve Antakua civarlarinida yagmalamislardi. Iste bu yagma ve talanda meshurluklarindan dolayi, ucuz bir sey gorupte almak yagmaci Berberiler gibi saldiriya gecen kisiler icin bu tabir kullanilir. Fasli Berberler kendilerini Imazigh (Imazix) diye adlandirirlar. Bu Imazigh kelimesinin coguluda Amazigh dir. (Bazi rivayetler de bu kelime Amazon kelimesinin kokenini olarak gosterilir. Berberi diller sunlardir Tamazixt, Tamashext, Taxelhit, Tarift. Bu diller Kuzey afikanin yerli halkinin dilidir. Bu diller hernekadar Sami dilleri ailesine girmesede cok uzaktan da olsa sami dillere akrabadirlar. Bu berber dilleri Afro-Asiatic dil grubuna dahil edilirler. Kanarya adalari yerli halkida bu Berberilere koken itibari ile akrabadirlar. tarihi surec icinde Kuzey afrikaya Bazi Hind-Avrupa uluslarida gelip karismistir. Bu uluslar sunlardir Vikingler, Vandallar, Vizigotlar, Romalilar veYunanlilar. Bu donemde hind-avrupa kulturu de bu bolgeye gelip yerlesmis oluyor. Bugun Avrupaya yerlesmis olan bu berberilerin torunlarida hala hirsizlik, kapkaccilik, ve bilimum criminal islere diger uluslara nazaran daha cok bulasmaktalar. Hanibal iste boyle karisik uluslarin yasadigi bir sehirde (Kartaca da) dunyay gelmis biridir. Bizce Kurtlerle pek bir ortak yani yuktur. Kartac nin kendisine gelirsek de sunu soylemek icap edir. "klasik kaynaklar Kartacanin IO 814-813'te kuruldugunda fikir birligi icerisindedir" (sayfa 162). Kentin gercek adinin kurucularininstratejik niyetlerine isaret edebilecegi uzun zamandir dusunulmektedir. Kart-Hadasht "yeni kent"demektir, ama "yeni baskent" anlami da tasiyabilir ve bu da, kurulusunun ardindaki kesin bir siyasi niyeti gozler onune serer (sayfa 165). Kartacanin Tyros (fenikelilerin bugunki israilde kalan bir sehri) kokenli oldugu yonundeki en guclu kanit, kentin caglar boyunca Tyros'a heryil elci yollamasidir (sayfa 165). Gelelim Kart Hadasha. Yeni sehir. Bu bir isim tamlamasidir. Kurtcede isim tamlamalari ornergin "Gula Sor" da oldugunu gibi once Tamlanan sonya Tamlayan gelir. Turkcede bu cogunlukla tersidir. Kirmiz gul'deki gibi once tamlayan sonra tamlanan geliyor. Gelelim sami dillere. Sami dillerde de Turkcedeki gibi once tamlanan sonra da tamlayan gelir. ornek Arapca:"Medinetul Munevvere" Turkce:"Aydinlik sehir" Kurtce:"Bajare Roniye". Bu ornege baz aldigimizda "Kart Hadasha"da ki ilk kelime Tamlanan olmasi gerekirki bu da Sehir kelimesine mukabil gelir. Bu durumda Hadasha da yeni manasina gelirki bu kelime Arapca yeni manasina gelen "Cedid" kelimesine etimolojik olarak yakin durmaktadir. Kartaca Kelimesi bu durumda su etimolojik gelisimi gostermis oluyor. Kart_Hadasha, Kartadasha, Kartasha, kartasa, Kartaga ve nihayetinde Kartaca. Uzun lafin kisasi. Kartaca Sehrini Fenikeliler Kuzey Afrikada kuruyorlar. Sehirde zamanla yerli Berberiler cogunlugu elde ediyorlar. Bu berberiler yagma talan ve hirsislikla meshur bir gelenekten geliyorlar ve Bugun hala kuzey afrikada yasayan yerli halklarla ayni dilin bir cesit lehcelerini konusuyorlar ki bu dillerin en yakin akrabalari Sami dillerdir. Bu durumda Hanibal buyuk bir ihtimal ile Berberi bir soydan geliyor olmali. not: alintilar Sabatino Moscati'nin Fenikeliler isimli kitabindandir. (2004 Ankara).

Verdiğin bilgiler için teşekkürler Hemdo, Yanlış anlaşılmaması için öncelikle bir hususu belirteyim. Benim Hannibal'ın kürt olabileceği bir yana kürtlerle bir ilgisinin olabileceği şeklinde bir düşüncem dahi yok. Berberilerin akraba kavim olduğunu düşünmekteyim. Hepsi bu kadar. Kartaca'yı anlamlandırırken bilinçli olarak tersinden ele aldım. Arapça cedid hatırımdaydı yazmadım. Hadari kentsoylu demektir. Hadasa sözcüğüne cedidden daha yakın. Medine örneğinde de görüyoruz. Medine de şehir demektir. Bu örnekte şehir kelimesi başta yer alıyorki senin Kart Hadaş formülünle tam tezat içinde. Aksi ispatlanmadıkça Kart-Hadaşt'ın "yenişehir" anlamına geldiğini kabul etmemiz gerekecek. Kürtçe ismlendirmelere verdiğin "gula sor" örneği ve "önce tamlanan sonra tamlayan gelir" kuralı Kürdistan yerleşme birimlerine ait isimlendirmeler düşünüldüğünde biraz havada kalıyor. Her durumda doğru değil. Örnekler: Darahini (Darêni), Kalkabazar, Vêranşar, Mêrdin, Nisêbin, Silivan, Melitêne (Malatya). Bu isimlendirmelerin sonunda yer alan şar, bazar, van, in, êne, hini sözcükleri şehir, yer ve yerleşme birimi anlamlarına geliyor. Bu isimlerin hiçbiri arapça yada türkçe değil. Ortaya yeni bilgiler çıksın diye yazıyorum. Yoksa iddia ettiğimden değil. Senin formüle ettiğin şekliyle Kart kelimesi şehir anlamına geliyorsa bu Transkafkasyada rastlanan kürtlerce de dillerine aykırı olmadığı için benimsenen Malazgirt, Eleşkirt, Manavazakert, Arapkir isimlendirmelerinde şehir anlamına gelen kirt, kert sözcükleriyle daha bir ilgili hatta arada etimolojik bir fark yok. Kirtlerin de eski formları kert şeklindeydi. Batı dillerinde yer alan kent kelimesi de bu kertten türemiştir. İkincisi, jafetik Urartu dilinden hint avrupalı dillere geçip yer eden bu kelimenin bir benzeri olan ama şehirden farklı olarak kale, pelenga anlamına gelen pert sözcüğü de isimlendirmelerin sonunda yer alıyor. Tamlanan sona düşmüş. Senin kürtçe grameri dayanak alman yer ismi üretmenin mantığını açıklamaya yetmedi. Ayrıca kısa bir değinme. Urartu dilinin hint avrupalı bir dil olduğunu iddia eden kürtler de var. Uratu dilinin hurricenin bir lehçesi olduğu kanıtlanmış durumda. Dolayısıyla bu nazariye boşa çıkıyor. Kürtçenin hurriceye kelime olarak borçlandığı söyleniyor ama bu konuda fazlaca bilgim yok. Selam ve sevgiler.

Kartacayi Feenikelilerdern (Phoenician) ayiramayiz. Ama Fenikelileride atalari Samiler ve Kendileri ile kismen karistiklari Luwilerden ayiramayiz. Ayni zamanda Fenikelilerin ulkesi (ki kismen sizin isminizle sinonim) Kenan'i da yine arkabahcesindeki (kafkasik) Hurrilerle hicbir kulturel iliskilerinin olmadigini soyleyemeyiz. Aksine Kenanin bir yani deniz ise obur yani Hurrilerin (bir zamanlarda efendileri Mittanilerin) ulkesidir ki bu Meshur ALtin Hilal'in kalbini olusturan bolgedir. Yani onemli bir ticaret iliskisi var. Kenan-Fenike ile (dil olarak kafkasik) Hurriler arasinda. Bu donemin kulturel etkilesimi hakkinda fazla bilgiiz yok. Yani Kurdistanda ki Sehir isimlerindeki Kert (yada Qart)in Kartaca ile alakasi bu yolla da aciklanabilir. Ama kesin olan bir sey varsa o da Kart'in sehir manasina geldigidir. verdigim ornegin yetersizligi geceyarisinda yazilan yaziya vermek lazim. http://grzegorj.za.pl/lingw/iesem3.html Arab. qarjatun, qirjatun ’housing estate, town, village', Aram. qurǝjātā, Phoenician qart ’city, town', Ugaritic q-r-t. (Ugaritin Semitic bir halk oldugunu size anlatmama gerek yok saniyorum) Pol. gród ’(old) city, castle', Engl. yard, Lith. gar̃das, Skr. grÌ¥has ’house', Tocharian A kerciye Semitic qart-kert'in Hind avrupa Grod-Gardas a olan benzerligini de sami dilleri ile hind-avrupa dillerinin de koken itibari ile akrabaligina baglamak gerek. Gerek Kartacayi bina eden Fenikelilerin Hind-Avrupali Luwilerle karismis olmalari, Gerek Kartaca yoresinin yerli halki Berberilerin bazi Hind-avrupa halklari ile kismi karismisliklari. Bir sahil sehri olan Kartacanin etnografic olarak bir corba oldugunu gosterir. hangi tarafa cekersen oraya gider. Evet bu cekimlerden biride de iki yonden Kurdistana geliyor. Biri Hind-avrupa dili yoludur. Ikinci yol ise kultur ve ticaret yoludur. Kurdistan Kenana (Fenike yoresine) olan bu yolu Ibrahim peygamber daha Fenike ulusu olusmadan yapmisti bile.

Neuen Kommentar schreiben

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.