Direkt zum Inhalt

Dr. Mahmud Osman Irak Anayasasinin yazim sürecinin bilinmeyen yanlarini anlatiyor.(2)

Bana göre bu hatanin hâlâ devam etmesinin nedeni, Bagdat’ta bulunan Kürd fraksiyonun zayifligindan kaynaklaniyor. Simdi kadar bu tip seylere aciklik getirebilecek ve görüsmelerde üzerine konusulanlari anlatacak bir resmi basin sözcüleri yok. Kürd kamuoyu bilgileri Kürd önderliginden ve kaynaklarindan alabiliyor.
Fakat, Arap kamuoyunun Kürd tavrini bilmesi önemlidir. Kürd basinin zayifligindan dolayi bu gerceklestirilemedi. Bundan dolayidir Kürdler töhbet altinda birakiliyor.

Aso gazetesinin Kürd Önderligi devamli olarak Amerikalilarin baski yaptigini reddediyor, ama siz sürekli olarak baskilardan söz ediyorsunuz, dogruluk nerede ve bazilarida Amerikalilarin Anayasayi yaptigini söylüyorlar yönündeki sorulara Dr. Mahmud Osman: „ Gercekten Amerikalilarin amaclari Anayasanin yazilmasiydi ve bu konuda onlar, isin üzerine anlasilan zaman icinde Iraklilara göre daha israrliydilar. Baskan Bush’un yönetimi Amerikan kamuoyunun baskisi altindadir. Bundan dolayi Anayasayi yazim sürecinde madde madde takip edip ve somut sonuclari bekliyorlardi. Amaclari dünyaya Irak siyasetini nasil planlamislarsa, öyle gitigini anlatmakti... Bundan dolayi tüm taraflarla ayri ayri görüsüp ve üzerine baski uyguluyorlardi. Bu baskilar bazen olumlu bir rol oynarken bazende tersi bir rol oynuyordu. Baskilarin olmadigini söylemek dogru degildir. Cünkü Amerikalilar Irak’taki siyasal sürecin esas taraflarindan biridirler“..

Aso Gazetesinin Anayasanin bir maddesinde Yüksek Federal Mahkeme’nin bir grup hukukcu ve din alimlerinden olusumundan söz ediliyor, acabu bu Iran’da var olan „Mecmehi Teshqisi Mesleh’eti Nizami“nin bir benzeri degilmidir? Ve sonradan Islam devletinin yerlestirilmesi yönündeki soruya Dr. Mahmud Osman söyle cevapladi:“ Irandaki yapilanmayla ayni olduguna inanmiyorum.. Bana göre Sii ve Sünnilerin Anayasa’ya islami bir renk verme yönünde israrlari var. Örnegin din ve devlet islerini örgütleyen Anayasa maddesi söyle diyor: Islam yasamanin temel bir kaynagidir.. Biz buna karsi Islamin yasamanin esas kaynaklarindan biri oldugunu önerdik.. Fakat, önerimiz reddedildi.

Ikinci Maddenin bir bendi hic bir yasanin islamin temel prensiplerine ters düsmemesi gerekir, diye bir belirleme var. Hatta Sünniler icinde Islamin yasamanin tek kaynagi oldugunu savunanlar vardi. Biz bir öneri de bulunduk ve bu önerimiz de kabul görmedi. Bu iki maddede anlasamadik. Amerikalilarda onlari destekledi. Bundan dolayi biz bir yasanin demokrasi ve insan haklarina da ters düsmemesi gerekir önerisini yaptik.

Kadin haklarina iliskin diger taraflarin Medeni kanununu yeniden düzenlemek icin daha fazla istemleri olmasina, vatandaslarin bas vuracagi yasa ve mezhep acisindan özgür oldugu yönünde anlastik.

Parlamentoda bazilari kadinlarin %25 oranindaki kontenjanina karsi cikiyordu ve bunun sadece iki secim dönemi icin gecerli olmasini istiyorlardi. Ama biz buna karsi ciktik ve kadin temsilcilerinin orani eski yasada formüle edildigi gibi kalmasini istedik“.

Aso gazetesinin acaba kadinlar Anayasadan daha önce var olan haklarini kayip mi ettiler? Acaba bu kadin haklari acisindan bir yenilgi degilmidir? Yönündeki soruya, Dr. Mahmud Osman: „ Evet“ diye cevapliyor ve ekliyor: „ medeni kanun kanusunda israrli olunmamasi bir gerilemedir. Fakat, Parlamentoda bazi kesimler vardi ki, kadinlarin %25 kotasina dahi karsiydilar. Eger bizim israrimiz olmasaydi, kadinlar bu oranida elde edemezlerdi“ ded.

Amerikalar, anayasiyi yazim tartismalari sürecine katilmalarina ragmen nasil insan özgürlügü prensiplerine tezat olan islamin temel emirlerinin Anayasada yer almasina yol verdiler yönündeki Aso Gazetesinin sorusuna ise Mahmud Osman: „ Amerika dünya ölcüsünde teröre karsi bir savas yürütmektedir. Ne yazik ki, bazi islami cevreler teröre bas vurdular. Bundan dolayi ABD, islam dünyasina islama karsi olmadigini, hatta saygi gösterdigini göstermek istiyor. Amerikanin bu genel tutumu hem Afganistan ve hemde Irak’ta Anayasanin yaziminda rol oynadi“....

Sünni Araplarin rol aldiklari sorunlar ve son dönemlerde Anayasayi reddetmeleri ve var olan siyasi süreci baltalamak icin gelecekteki referanduma iliskin tehditleri konusunda Dr. Mahmud Osman: „ Sünnilerin belirlenmis bir Mercisi yok. Fakat Siilerin, kendi aralarindan sorunlar ortaya ciktigi zaman, basvurduklari yüksek bir Mercileri var. Biz Kürdlerinde bir Mercimiz var.. Acikca söylemek gerekirse, partileri Kürdistan Parlamentosunda cogunlugu olusturan ve Kürdistan Hükümetine yöneten iki Kürd lideri, Talabani ve Barzani dir. Fakat Sünnilerin bir Mercisi yok.. Güclü bir yada iki partileride yok. Sünnilerin dinleyebilecekleri ve onlari temsil edebilecek bir yada iki din adamlarida yok. Onlar, kendi aralarinda cok bölünmüsler. Amerika ve Ingilterenin cabalari ve bizim sürecin basarisi icin Sünnilerin katilimi icin israrimiza bagli olarak, üzün süre onlarla sürece katilmalari iliskiler saglandi. Baslangicta biz Amerikalilara söylemistik: Onlarin getirdikleri Sünniler, tüm Sünnileri temsil etmiyorlar ve onlarin icinde eski Baascilar var. Biz onlari Sünni temsilcileri olarak kabul edemeyiz. Onlarda acik bir sekilde Sünnileri temsil edemediklerini itiraf ettiler. Onlarda kendilerini „hazir olamayanlarin“ temsilcileri olarak nitelendiriyorlardi. Baslangicta bunlarin Sünnilerin temsilcileri olarak getirilmeleri bir hataydi. Anayasayi Yazim Komisyonuna katildiklari zamanda biz bazilarina Baasci gecmislerinden dolayi elestirdik ve Amerikalilarida haberdar etmistik. Fakat, Amerikalilar bizden onlari kabul etmemiz icin ricadan bulundular. Amerikalilar öyle saniyordu ki, onlarin „direnisciler“ üzerinde etkileri var. Ama sonradan böyle bir seyin olmadigi ortaya cikti. Daha sonra bu kisiler komisyonlarda yer aldilar. Tüm kararlarin konsensus temelinde alinacagi yönünde anlasma saglandi. Temelde bir grup hatayi iceriyordu.. Fakat önemli olan bu kesimler tüm Sünnileri temsil etmiyorlar. Sünnilerin önemli bir kesimi bu Anayasaya razi degil. Ama, bununla birlikte Sünnilerin tüm kesimleriyle iliski saglamak ve görüsmek gerekir. Özellikle asiret, parti ve sivil kurumlarla iliskiye gecip, siyasi sürece ve referanduma katilmalari onlarin cikarina oldugunu anlatmak gerekir“...

Daha sonra Mahmud Osman Sünnilerin Referandumda tümdem reddetmeleri durumda var olan siyasi sürecin yeniden sifirdan baslamasi gerekir dedi...

Neuen Kommentar schreiben

Der Inhalt dieses Feldes wird nicht öffentlich zugänglich angezeigt.
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.