Direkt zum Inhalt

TÜRK MECLISI KIMI KANDIRIYOR?

Dr. ABDULHAMID EL ENSARI
Türk meclisinin 1 Mart tezkeresini reddetmesinin, demokratik tutumla ilgisi yok. Öyle olsa aynı meclis, ikinci tezkereyi de kabul etmezdi. Mesele alınacak karşılıktı
Geçenlerde Halife El Harafi, Emin Huveydi'nin 1 Mart tezkeresinde Türkiye'nin aldığı kararı öven makalesine ilişkin sıkıntısını ve şaşkınlığını dile getirmişti. Kendisine bu tür makaleleri garipsememesini ve dehşete kapılmamasını öneririm.

Zira bu tutum sadece Huveydi'ye ait değil ve siyasal lslam teorisyenlerinin ekseriyeti, aynı tutumu paylaşmakta. Huveydi'den de önce tanınmış bir lslamcı, şöyle diyordu: 'Araplar Amerikalılara karşılıksız kolaylıklar sunarken milyarlarca dolar kaybeden Türkleri Allah yaşatsın.'

Hatta seçkin liberal lslamcı yazar Halid Hurub Türklerin tutumuna şapka çıkarıyor ve El Hayat gazetesindeki 'Türk dersi: Demokrasi dış baskıları boşa çıkarıyor' başlıklı makalesinde şöyle diyordu: 'Türk yönetimi ABD ile ilişkilerine ve birçok ihtiyacına rağmen Amerikan talebini reddetmek için halk iradesine başvurdu. Bunda, üçüncü dünya ülkeleri rejimleri için kendilerini dış baskılara karıı korumada yararlanabilecekleri demokratik bir ders var.'

Yazarın demokrasiyi ve sonuçlarını memnuniyetle karşılamasını takdir etmekle kanımızca temel soru şu:
Acaba Türklerin tutumu gerçekten de demokratik bir tutum muydu?

Türklerin tutumunu kutlayanlar ve gelişmelerin seyrini mecrasını takip edenler biraz sabretseydi bu tutumun aslında demokrasiyle ve sonuçlarıyla kesinlikle hiçbir ilişkisinin olmadığını görürlerdi. Sorun tamamıyla alınacak karışlık ve Amerikalıların pazarlığı reddetmesi üzerindeki anlaşmazlıktı.

Buna kanıt ise, ilk Amerikan talebini çoğunluk bir oyla geri çeviren parlamentonun sadece birkaç gün sonra Irak'ı vuracak lngiliz ve Amerikan uçaklarına hava sahasının açılması şeklindeki ikinci talebi yine çoğunluk oyuyla kabul eden parlamentonun ta kendisi olmasıydı! Acaba bu karar halk iradesine mi dayanıyordu yoksa ikinci tezkere için alınan karşılık yeterli miktarda mıydı?

Sorun tamamen fiyat üzerindeki anlaşmazlıkla özetlenmekte. Zira Türkiye'nin kuzeyde petrolüyle zengin Musul ve Kerkük üzerinde tarihi emelleri ve hayalleri var. ABD güçlerinin topraklarından geçişinin karşılığı olarak birkaç milyarla ikna olmadı Ankara.

Daha fazlasını ve güçlerinin savaşa katılmasını istedi. ABD ise bu emelleri kendisine verecek durumda değildi. Çünkü böylesi bir durum hesaplarını ve planlarını altüst edecek ve kuzeyde bir Türk-Kürt çatışmasıyla yeni bir cephe açacaktı. O vakit böyle bir gelişme kabul edilebilir değildi.

Türkiye'nin tutumunu övenlerin analizlerindeki zayıflığın yanı sıra çıkarılan sonuçlar da doğru değildi. Zira siyasal lslam teorisyenlerinin hedefi, Arap halklarını, Amerikan baskılarına boyun eğmeleri ve sırtlarını dayadıkları halkçı meşruiyeti kaybetmeleri sebebiyle Amerikan talebini geri çevirmeyen Arap rejimlerine karşı kışkırtmaktı.

Arap ülkelerinin ABD ile ilişkilerinin böyle tasvir edilmesinde büyük bir hile var. Çünkü onlar uluslararası ilişkilere, karşılıklı çıkarlar ilkesinin hükmettiğini ve boyun eşiğe yer olmadığını çok iyi biliyor.

En küçük ve fakir bir Afrika ülkesinin dahi ABD'ye hayır deme rahatlığı vardır. Birçok Arap ve Körfez ülkesi kendi çıkarlarına ters gelen Amerikan taleplerini geri çevirdi ve bütün bu taleplerin olumlu ve olumsuz halk iradesiyle bir ilişkisi yoktu. Körfez ülkeleri ABD ile koalisyon yapmış ve güvenliği için tehdit oluşturan kötü komşudan kurtulmak ve Irak'ı kurtarmak için gerekli kolaylıkları sunmuş ise bu Körfez ülkelerinin çıkarına olduğu içindi.

ABD'nin Saddam'ı kendisine hizmete adanmış bir müttefik olarak tutma genişliği vardı. Saddam da buna hazır olduğunu göstermişti zaten. Ancak ABD geri çevirdi. Bu yüzden ABD ile ilişkilerimizin uşaklık olarak tasvir edilmesi büyük bir delilik olur.

Çok şükür bizim rejimlerimiz akıllı olup ucuz kahramanlık politikaları yerine halklarının çıkarlarını koruyan stratejik bir vizyondan hareket ederek süper güçlerle olgun saşlıklı ilişkiler kurmakta.

Son olarak Türkiye'nin tutumuna selam durup kutlayanlara şunu ifade etmek istiyorum: Allah'a şükürler olsun ki bu sevmediğiniz ABD bu konuya yüzünü çevirdi ve niyetlerinden emin olmadığı zaman da Türklerle pazarlığı reddetti.

Türkiye belki bir manevra yapmak istedi ancak ABD istenen Türk faturasına karşılık verseydi ve Türk güçlerinin savaşa katılmasına göz yumsaydı lskenderun trajedisi tekrarlanabilirdi. (Kuveyt gazetesi Vatan gazetesi, 23 şubat 2005)

Neuen Kommentar schreiben

Der Inhalt dieses Feldes wird nicht öffentlich zugänglich angezeigt.
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.