Direkt zum Inhalt

Ben Paloyê'nin "Güney Kürdistan beni ilgilendirmiyor" yönünde söylediklerini bir bir böyle düşündüğü şeklinde anlamadım. Çünkü, Paloyê'yi yıllardan beri tanıyoruz. Güney Kazanımlarına karşı hassas tutumunu da biliyoruz. Belli olmaz bazı arkadaşlar "Paloyê'yi Güney düşmanı" da ilan edebilir. Şunu görmek gerek. İnsanlarımızın Güney Kürdistan'dan beklentileri var. Madame Mitterand dahi Kürdistan Parlamanetosunda yaptığı bir konuşmada şöyle diyordu: [url=http://www.newroz.com/forum/read.php?1,31337]"Ayrıca, benim görüşüme göre sizin Kürdistan'ın diğer parçalarındaki Kürdlere aktif destek verme göreviniz vardır. Türkiye Kürd aydınları ve sanatçıları bir çok defa sizin sorunlarınızı dünya kamuoyuna mal etmeye sebep oldular. Türkiye ve İran Kürdlerinin Irak Kürd ilticacılarına gösterdikleri sıcak, coşkulu ve kardeşce ev sahipliğine tanık olanlardan biriyim. Enfal operasyonlarından kaçan ve Türkiye'de kamplarda bulunan insanlara nasıl birlikte yardım ettiklerini biliyoruz. Onlardan bir kısmını Fransa'ya götürebildik.[/url] Paloyê'nin ve başka bir çok arkadaşın Güney'e ilişkin Kuzey Kürdistan'a dair beklentileri var. İnsanlarımzın kızgın lıklarını da ifade etmeleri gerekir. Bunları tartışabiliriz. Çeşitli Kürd yöneticilerinin Türkiye'ye ve AKP'ye yönelik bazı açıklamaları bir Kuzey Kürdü olarak beni de rahatsız ediyor. Ama, bu rahatsızlık ve bazende karın ağrısı dereceye varan pozisyon, Güney Kürdistan'da var olan Kürd kazanımlarına karşı yaklaşımımızı değiştiremez. Çünkü o kazanımlar hepimizin, tüm dünya Kürdlerinin kazanımlarıdır. Yanlışlar varsa eleştiririz, doğruları da yüceltiriz. Oradaki tecrübenin zarar görmesi tüm Kürd milletinin zararınadır. Bunun için bir yanlışlık görüldüğünde mutlaka söylemek lazım, eleştirmek lazım. Bir anımı anlatmak istiyorum. 1991 ayaklaması sonrasında Güney'deydim. 1992-1994 yılları arasında KDP-YNK Fifty-Fifty hükümetleri vardı. Her bakanlıkta iki bakan vardı. Bakan KDP'li ise yardımcısı YNK'li yada tersi. Aynı hükümet içinde iki hükümet vardı. Eğer o dönemler Kürd aydınları ve politikacıları o yanlışlıklar üzerine gitseydiler, belki 1994 iç savaşının önünüde kesebilirdik. Fakat herkes "durumun hassaslığı" bahanesine sarılıyordu. O dönemler Kürd basınında tek bir eleştiri yoktu. Fakat çatışmalar başladığı zaman bu sefer herkes bir tarafı tutarak diğer tarafa küfür etmeye başladı. Şimdi dahi bu son seçimlerde Kürdistan'da seçimlerde yapılan usulsüzlükler hakkında bir dizi şikayetler komisyona yapıldı. Seçim boyunca bir dizi gazeteci saldırıya uğradı. Bazı örgütlerin adaylarının evlerine saldırılar oldu. Bu konulara ilişkin Kürdistan Gazeteciler Birliğinin açıklamaları var. Uluslararası Basın Kuruluşlarının açıklamaları var. Kürd aydınlarının açıklamaları var. Fakat, Kuzey Kürdistan Basınında bu konularda tek bir haber dahi çıkmadı.. Biz böyle Güneye yardımcı olamayız. Bugün kazara Güney Kürdistan kazanımlarının başına bir şey gelirse yağcı tayfası herkesten önce saldırıya geçerler. Yazı uzadı... Kurumlaşmak şart... Görev bölümü gerekli.. Profesyonelleşmek gerekir. Silav Aso Not.Bu Hafta sonu tam bir tatil geçirdim. Yarın işbaşı Silav
CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.