Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 31 July 2008

Gelişmelerin doğurabileceği olasılıklar

İ.ŞENER

Uluslararası olası gelişmeler, Türkiye'yi bir yol kavşağına getirebilir. Nitekim mevcut konjoktürel durum söz konusu olasılıkları her gecen gün daha da yakınlaştırmaktadır. Ama, Türkiye bu yol kavşağına girerken gerçekci bir vizyondan yoksundur. Her ne kadar Mit raporu belli yönleriyle hükümetin dikkatini gelişen olası gelişmelere çekmeye çalıştıysa da, onlarda mevcut durum karşısında gerçekci, kalıcı ve sağlıklı vizyondan yoksundurlar.

Türkiye'de, yöneteniyle, yönetileniyle kendine hareket ortamı yaratan perspektifler, global gelişmelere ayak uydurmadığından, toplum dinamizmi atıl bir durumda bırakılmıştır. Yani; bu zorlu süreçte toplum dinamizmine mantıklı perspektifler sunulmadığından, değişim ve dönüşüm yönündeki olası gelişmelerin kaderi siyasetteki madrabaza bırakılmıştır. Bu ekipler, bu zorlu süreçte Türkiye'yi kalıcı ve sağlıklı çözümlere taşıyabilecek midir? Bunun her hangi bir emaresi hali hazır da görünmemektedir.

Cumhurriyet Tarihinin ideolojik ve politik öngörüsü olan Kemalizm, geldiğimiz zaman kesittinde değişime uğramak zorundadır. Bunun nasıl bir biçim alacağını göreceğiz. Uluslararası sermayenin istikrarlı gelişim ihtiyacı ve bundan gelen global düzenin belirleyici cilvesi, her tutucu rejimin önünde olduğu gibi, kemalist Türkiye Cumhurriyetinin de önünde durmaktadır.

Orta-Doğu'da olası gelişmelerin kodu: İran, Süriye ve kürt sorunu denkleminde yatmaktadır. Bu denklem, Türkiye'yi, ya küçültecek, ya da federatif bir çözüm de büyütecek olası gelişmelerle yüklüdür. Bunun belirtilerini Nato toplantılarında Türkiye'nin küçültülmüş harita olaylarında gördük. Türkiye'ye verilen sinyal açıktır. Türkiye, ya bir avrupa ülkesi olma yolunda ilerleyecektir ya da doğulu bir ülke olma yolunda her zaman kargaşalığa açık olacaktır.

Siyasal olarak çözümsüz bırakılan, sırtında bir kambur gibi duran Kürt sorunuyla, Türkiye'nin, her zaman kargaşalıklara açık olacağı bir gerçektir.

Batı'nın, kargaşalığa açık olan, bir birlik üyesini istemediği aşikardır.Bunun nedeni, birliğe gitmenin ihtiyacı olan Avrupa Birlik konseptinde rahatlıkla tespit edilebilinir. Batı sermayesinin Avrupa Birliğine geçme ihtiyacı ve nedenini, herkes, istikrar ve serbest dolaşım yönünde olduğunu teslim edecektir. Kaldı ki; Batı, iç savaş kargaşalıklarına yol açabilecek sorunlu ülkeleri bünyesinde istemediğini, müzakerelerde açık açık gösteriyor.Yakın geçmişte Balkanlardaki gelişmelerden Türkiye'nin ders çıkarması gerekirdi.

Seçim Türkiye'ye bırakılmıştır. Türkiye bu zorlu sınav da başarılı bir performans gösterebilecek midir?

Türkiye'nin mevcut siyasal kulislerinde ve derin devletin bünyesinde bu siyasal bunalımları bertaraf edebilecek alternatif ve kalıcı çözümleri varmıdır? Halli hazırda Türkiye, mevcut devlet siyasetinde çözüm üretebilecek beyinlerden yoksun olduğu, Türkiye'nin sanal dünyasına yansıyan yorum ve ’çözüm' alternatiflerinde rahatlıkla görülebilir. Türkiye bu çözüm alternatiflerinde bir daralma yaşamaktadır. Türkiye, içinde yaşadığı bunalımdan çıkmanın yolunu, Güney Kürdistan sendromunu derinleştirerek yapmaktadır.

Türkiye'deki liberal bir kesimin dışında, geriye kalan sözüm ona solcusundan, ülkücüsüne, kemalistinden dincisine kadar hatta ve hatta derin devletinden, imralı çizgisine kadar ortaya atılan projeler, Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı sorunları daha da derinleştirmeye dönük çözümlerdir. Hiç kuşkusuz, bu konuda izlenilecek yanlış politika, Türkiye'yi daha çok sorunların içine çekecektir. Bu uluslararası ve bölgesel konjoktürün kaçınılmaz sonucu olarak görülmelidir. Bu siyasal konjoktürü iyi tartmayan her rejim, sonunda kötü kaderinide tayin edecektir. Böylesi tutumların, nihai tahlilde olumlu bir sonuç doğurmadığını Saddam'ın pratiğinde gördük.

Saddam rejiminin, uzun vadeli devlet geleneği ve pratiği olmayan, üstten dayatılan çapulcu elit bir kesimin rejimi olduğunu, bu rejimin 20-30 yıllık gibi kısa bir tarihe dayandığını hatırlatmaya gerek yoktur. 700 Yıllık devlet geleneğiyle övünenler, tutucu Cumhurriyet Tarihiyle hesaplaşmalıdır.

Hiç kuşkusuz, konjüktürel durumun yanlış tahlili, Saddam rejiminin yıkılışının yeni pratiklerini de ortaya serecektir.

Uluslararası gelişmelerin kasırgası, efsanevi Berlin duvarını bile önüne alıp yıktığı herkesin hafızasındadır. İstendiği kadar ’...verilecek bir karış toprağımız yoktur.' densin, bunun, uluslararası çıkarlar denkleminde ucuz demogojiden öte, kiymeti harbiyesinin olmadığını hep birlikte göreceğiz.

2007.03.04

Anonymous (not verified)

Fri, 08/01/2008 - 03:03

Sevgili İhsan , kardeşin olduğu için değil, M. Şener Kuzey Kürd hareketinin yetiştirdiği en değerli önder kadrolarından biriydi.. Apo Şener için içimize " pimi çekilmiş bir bomba" değerlendirmesi yaparken haklıydı.. Çünkü onun kurduğu sistem için bir tehlike idi.. Sana söz veremem ama M. Şener'in Güney Kürdistan'a ilişkin 10 sayfa cıvarında bir yazısı bizde var.. Ama bir gün o yazıya ulaşırsak sana aktarırız.. Ben Şenerin teorik sevyesini o yazıda gördüm.. Aslında bizim Şener için çok anımız var.. Belki bizde bir gün anımızı yazarız.. O zaman Şeneri de anlatırız.. Silav Agirdiz

Anonymous (not verified)

Fri, 08/01/2008 - 04:03

In reply to by Anonymous (not verified)

Saygideger Agirdiz! Kardesim Mehmet SENERLE olan anilariniza cok sevindim. Sag kalirsak, bir gün o yazilara kavusacagim/kavusacagimiz günlerin umudunu sonuna kadar tasiyacagiz. Ayrica kardesim Mehmet SENER'E gösterdigin/gösterdiginiz yurtsever ilgi ve alakanizdan dolayi sana/size cok tesekür ediyorum. Saygi ve selamlarimla saglik, mutluluk ve basari dolu günler diliyorum. ÎHSAN SENER

Sevgili Ihsan Agabeyim,ben o donem rahmetlik sehit MEHMET SENER olayi icin o alanda bulunan kucuk kardesinizle birlikte bir sure birlikteydik,fazla konuya girmeyecegim ama;samda once ben arildim avruppanin bir ulkesine gelmek icin,kendimlede birlikte SENER'in tum elle yazilmis yazilarini-kucuk kardesinizin sam havalaninda tutulur dusuncesiyle-geldigim ulkeden sizlere postayla gondermistim.bu konuda isterseniz gorusebiliriz.selamlar

Anonymous (not verified)

Mon, 08/11/2008 - 20:17

Sayın Değer İhsan ve M. Şerif Şenerler ! Bugün bana gelen E-Mail Postama bakarken göndermiş olduğunuz çok nazikane, duygusal yazınızı aldım ve içtenlikle okudum. Merhum toprak savaşçısı ve Kürdistanlı yerleşik ’'irade'' ruhlu olan Ağabeyimizin intikali için, yazmış olduğunuz metin bütün Özer Ailesini olduğu gibi derinden etkiledi. Özer Ailesi sizleri Kürdistan-i bir dost olarak ilginize sonsuz teşekkürlerini bildirirken, bu sıcak ve samimi dostane ruhunuzu ömür boyu unutmayacak. Ayrıca sizin 3 Ekim 2007 tarihinde çok ağır ''iki kalp ameliyatını'' ayni gün ve saate geçirdiğinizi ilk olarak sizden duymuş oluyorum. Biz Özer Ailesi olarak hastalığınıza çok üzüldük. Size çok geçmiş olsun ve şifalar dileriz. Kalp hastalığı organın en önemli parçalardan biri olduğu için, tedavinin ne kadar hassas olduğunu kestirmek mümkün. Yakın bir arkadaşımın da sizin hastalığınızın aynı benzeri olup ve yaşadığını bildiğim için, hastalığınızın tedavisinin ne kadar hassas olduğunun farkındayımdır. İlaçları yerinde ve saatinde ihmal etmeden kullanmanız elbette çok önemlidir. Sizin tedavinizi titizlikle önemsiyoruz. Sağlık durumunuz hepimiz için çok önemlidir. Sonra çok şeyleri kulak ardı yapamazsanız bile soğukkanlı olmanız bir ömürdür. Bu sebeplerden dolayı yoğun sağlık kontrolün altında sıhhatli çıkmanız bütün dostları rahatlatıp sevindirecektir. Bendeniz de özgür bir Kürdistan neferi olarak size şifalar diler, en yakın bir zaman içinde tekrar aramızda aktif olarak bulunmanız, Kürdistan kurtuluş mücadelesinde zenginlik kazandıracağına inanıyorum ve inanıyoruz. Kürd halkın sizin gibi dostlara ve insanlara ihtiyacı vardır. Sizin dostane, sıcak ve samimi başsağlığınızın dilemesi üzerine, Özer Ailesi olarak teşekkürlerimizi bildirir size tekrar sağlık ve şifalar dileriz. NOT; Benim bir teklifim vardır size, ilaçlarınızı birlikte taşıyabiliyorsanız, sizi Almanya'ya, evime şeref misafirim olarak davet ediyorum. Ne zaman vaktiniz varsa memnuniyetle kapımız sizin için her zaman açıktır. Sevgi ve dostane saygılarımızla. Kutbettin ÖZER / Almanya ... ... ÎHSAN ŞENER M. ŞERÎF ŞENER [email protected] Saygıdeğer dost muhterem Kutbettin abê Uzun zamandır muhterem ağabeyiniz/ağabeyimiz sayın ORHAN MÎRZEÎDÎN'nin ebediyete intikali dolayısıyla size bir mesaj yazmayı düşünüyordum. Cani gönülden inanmanı istiyorum ki, 3 Ekim 2007 tarihinde çok ağır ''iki kalp ameliyatını'' ayni gün ve saate geçirdim. (daha evvel 1989 Ekiminde de bir kalp ameliyatını geçirmiştim). bu vesileyle üç yamalı bir kalple ve ömür boyu ilaca bağlı olarak şimdilik yasıyorum. Son ameliyat sonrası yoğun bakim ünitesinde ciğerlerim enfeksiyon bağladı.......... Bundan dolayı da yoğun sağlık kontrolleri altındayım. Yukarda size açıkladığım koşullardan dolayı, aşağıdaki mesajımı gecikmeli de olsa kabul etmenizi saygıyla rica ediyorum. ÖZER AÎLESÎNE! Ailenizin büyük evladı, sayın ORHAN MÎRZEÎDÎN ağabeyiniz/ağabeyimiz'in ebediyete intikalini, KURDISTANA BAKUR Internet sitesinden çok büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayım/bulunmaktayız. Saygıdeğer büyüğünüz/büyüğümüz ORHAN MÎRZEÎDÎN'e Allah'tan rahmet, kalanların sayın Kutbettin Özer şahsında tüm Özer ailesinin acısını cani gönülden paylaşır, yakınlarına sabır ve metanetler diliyoruz. Derin saygı ve selamlarımızla ÎHSAN ŞENER M.ŞERÎF ŞENER STHLM

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.