Sevgili Ferid...!!!
Aramızdan fiziki olarak ayrılışının tam 29.yılına girdik... Evet, bugün 22 Kasım 2007.. Bugün yine ailen, arkadaşların ve dostların senin mezarın başına gelecekler, sana güller getirecekler.... Seni sevenler sadece mezarının başına gelme şansı olanlar değil.... Dünyanın dört bir yanına yayılan, kalplerinde seni taşıyan ve bugün seni düşünen binlerce Kürd var.. 22 Kasım’ın bu soğuk, karlı ve insanı donduran havasında, seni sıcak, yakıcı Haran yaz duygularıyla, özlemlemleriyle ve ideallerleriyle düşünen çok Kürd var...Senin ölüm kararını alanlar, sana kurşun sıkanlar, seni fiziki olarak ortadan kaldıranlar bugün artık biliniyor... Sen öldürüldüğün zamanda biliniyordu... Sen, TC’nin “Büyük Dizaynın” ilk hedefi oldun.... Senin sevgili Siverek kazan “Kürd’ün Kürde kırdırıldığı” ilk laboratuar oldu... Bu kirli planın kuramcıları seni orada engel görüyorlardı.... Seni fiziki olarak ortadan kaldıranlar bir yandan, Kürd ulusal hareketinin çok yönlü, bağımsızlıkçı bir önderini devre dışı bıraktılar, diğer yandan; senin ölümünü Bucaklar üzerine atarak sana sempati duyan halkı Bucaklara karşı harekete geçirdiler... “Büyük Oyunun” oyuncuları bir taşla iki kuş vurdular...Aynı oyunlar Kürdistan’ın bir çok bölgesinde oynandı... PKK sadece seni değil, tüm KAWA önderleri hakkında ölüm kararı çıkarmıştı.... Hem öldüreceklerdi ve hem “sahip” çıkacaklardı... Senin ölümü esnasında sahip oldukları “başarıyı” her tarafa yaymak istiyorlardı... Ama, o dönemin şartları, güç dengesi, yaşanan gelişmeler böyle bir planın başarıya ulaşmasını engelledi... Sevgili Ferid, Sen aramızdan ayrıldıktan sonra çok büyük gelişmeler ve altüstler yaşandı.... 12 Eylül 1980 darbesiyle generaller Kürdistan halkını ve ulusal kurtuluş güçlerini yöketmek için tekrar yönetime el koydular... 10 binlerce Kürd zindanlara konuldu.... 100 binlerce Kürd soruşturmalara uğradı.... Binlerce Kürd fiziki olarak yok edildi... Kürdistan tam bir açık cezaevine çevrildi...Seninle 1971 darbesinden sonra içeri düşenler sevgili Cemil Gündoğan’ın söylemiyle can derdine düştüler ve “ siyasi savunma” yapmadılar.. Bazıları köşede kenarda “ ideolojik savunmalar” yaptılar.. 12 Eylül generalleri Kürdistan ulusal yapılanmalarına büyük darbeler vurdular... Diyabakır zindanı Kürd yurtseverlerinin katledildiği bir insan kasaphanesine dönüşmüştü... Diyarbakır zindanından sağ kurtulan Kürdlerin bir çoğu sakat olarak yaşamlarını sürdürebiliyorlar..... Hâlâ şimdiye kadar Diyarbakır zindanında yaşanan gerçekler tam olarak su yüzüne çıkmış değil....Bazı şeyler yazıldı, ama bu işi yapanlar gerçekleri “küçük örgüt dünyalarına” kurban ettiler.. Gerçekleri ortaya çıkarma çabaları da hâlâ sürüyor................. Sevgili Ferid, Sana kurşun sıkanlar “büyük idealler” adı altında, yanı “Bağımsız, Birleşik, Demokratik ve Sosyalist bir Kürdistan” için 1984 yılında silahlı eylemlere giriştiler........ 1938 Dersim hareketinin ateş ve demirle bastırılmasından sonra, nadasa bırakılan Kürdistan topraklarında PKK bir kozdu bin aldı.... 10 binlerce Kürd dağlara çıktı.... 10 binlerce Kürd can verdi..... 4 bin Kürd yerleşim birimi yokedilerek harebeye çevrildi... 4 milyon Kürd zorunlu göç ettirildi... Bu savaşta etkilemeyan tek Kürd ailesi kalmadı... Kadın erkek demeden Kürd gençleri büyük idealler için dağa çıktılar.. Yüzbinlerce Kürd koruyucu oldu... Yani "Caş".... Biz birbirmizi yedik... Sonuçta Kürd ölüyordu...Türk devleti, Kürdleri millet olarak tarih sahnesinde kaldırmak için elinde gelen her şeyi yaptı ve hâlâ bu kirli çabalarına devam ediyor...Tüm bu bedellerden sonra Apo 1999’da Amerika’nın yardımıyla Türkiye teslim edildi.... Apo daha önce teorik olarak savunduğu her şeyi reddetti... “Türk devletinin hizmetinde” olduğunu, “Anasının Türk”, “hiç bir zaman Türkiye’yi bölmek istemediğini”, “bağımsız, federal ve otonom devletlerin döneminin kapandığını”, “Türkiyeli kimliğe razı olduğunu”, “Misaki Milli” sınırlarını savunduğunu deklere etti... Apo Kürdler için sadece ve sadece “dil ve kültürel” hakları talep ediyor... Ayrıca Kürdler için otonomi yada federal haklar talep eden kesimleri de Apo “ilkel milliyetçi” diye damgalıyor.. Yanı geçmişin tam tersi..... Bir çok siyasal gözlemci Apo’nun “eskiden beri derin devletin derin adamı” olduğunu yazıyor ve söylüyor... Apo hâlâ tüm bu söylediklerinden sonra, kendisi hakkında tüm bu söylenenlerden sonra yine Kürd sokaklarının “Serok”udur... Sevgili Ferid, Kuzey Kürdistan’daki bu Bermuda Şeytan üçgeni ve kısır döngüyle canını sıkmak istemiyorum... Ama, sana bir müjdem var...40 milyon Kürd’ün Hawar’ına yine Güney Kürdleri yetişti.. Senin döneminde var olan o iki kutuplu dünya kalmadı..... Sovyetler Birliği “Çem û Çem” gitti... Berlin duvarı “Eski Rusçu sosyalistlerin” kafası üzerine yığıldı... Amerika’nın başını çektiği Batı Bloku tek başına kaldı.. ABD, kendi stratejik çıkarlarını yeniden örgütlemek, dünyaya yeniden çeki düzen vermek için 1991’de o “Kapitalist olmayan yoldan sosyalizme giden” Saddam rejimine vurdu.. Güney Kürdleri var olan o uygun ortamı değerlendirerek büyük bir “Raperin”le Kerkük’de dahil tüm Güney Kürdistanı bir kaç gün içinde özgürleştirdiler... Ama, Amerikalılar “zayıf Saddam rejimini” İran yanlısı “Şiilere” tercih ettiklerinden dolayı Saddam rejimini yıkmadılar.... Saddam’ın hava saldırılarına izin verdiler..... Saddam rejiminin hava saldırılarına başlamasıyla birlikte Kürdler yüzyılın en büyük ve milyonlara varan “Ulusal Göçü” gerçekleştirerek tüm dünya kamuoyunun gözleri önünde Kuzey ve Doğu Kürdistan sınırlarına dayandılar... Kürdlerin bu büyük göçü yüzyılın en büyük trajedisiydi... Dünya kamuoyunun baskısı neticesinde Amerika, Fransa vb.... ülklerin girişimleriyle Güvenlik Konseyi Kürdlerin geri dönüşü için “Uçuşa Yasak Bölgeyi” oluşturdu... Söz konusu bölge Duhok, Hewlêr ve Suleymaniye şehirlerinden oluşuyor.... Güney Kürdlerinin uçakları görüp kaçmasının mazisi ise çok daha acı, Kürdlerin ulusal kollektif hafızasının çimentosu konumundadır... Kürdler 1920’de İngilizlerin uçaklarıyla ilk tanıştıklarında o uçaklara Suleymaniye’ye napalm taşıyorlardı...... 1988’de ise Saddam rejimi Helebçe şehrine karşı kimyasal ve biyolojik silahlar kullandılar... Bu saldırı neticesinde 5 bin Kürd can verdi... Saddam rejimi, Güney Kürdistan’ın bir çok bölgesinde bu silahları kullandılar... Ben kimyasal silahların kullanıldığı bazı alanlara yıllar sonra gittiğim zaman hâlâ kuşlar ve diğer canlılar yoktu... Kürdistan dağları çöl ortamına çevrilmişti... Kürdler ölüm taşıyan uçaklardan kaçıyorlardı sevgili Ferid... Kürdler, kutsal topraklarına “Büyük Dönüşü” gerçekleştirdikten sonra, tüm kurum ve kuruluşlarıyla de facto bir Kürd devletini kurdular.... Kürdler Ortadoğu’da en demokratik seçimleri yaparak “Kürdistan Parlamento”sunu ve ardından “Kürdistan Bölge Hükümetini” oluşturdular... Kürdistan Hükümeti çok kısa bir süre içinde eğitim, sağlık ve yeniden yapılanma konusunda ileri adımlar attı.. Ama, ne yazık ki Kürdistan ekonomik, siyasi ve askeri olarak Amerika; Türkiye, İran, Suriye ve Irak’ın ambargoları altında olduğundan dolayı büyük ekonomik sorunlarla karşı karşıya kalmıştı... Bölge devletlerinin Kürdlerin iç yaralarını kaşımalarının da katkısıyla KDP ve YNK yıllara yayılan kanlı bir “Kurdkujî” savaşına girdiler.. Bu savaşta Kürdler bu yaralar aldılar.... Daha sonra Amerika’nın aracı olduğu “Washington Anlaşması” ile Kürdler arasında barış sağlandı... Amerika 2003 yılında Saddam’ın kanlı rejimine son vermek istediği zaman, Güney Kürdleri Amerika’nın “Stratejik Ortağı” olarak hem Irak’a hemde bölgeye damgasını vurdular... Bu savaşta Amerikan ordusundan sonra ikinci güç senin 1975’de şiirlere konu ettiğin PEŞMERGE lerdi.... O günden bu yana Mam Celal “Zagros Dağlarından Saddam’ın Cumhurbaşkanlığı Sarayına” gidip yerleşerek Federal Irak Cumhurbaşkanı oldu... Irak Dışişler Bakanı ve daha başka bakanlar Kürd asılılar...Ama, en önemli gelişme Irak can çekişirken Kürdistan’da yaşanıyor... Güney Kürdistan Ortadoğu cehennemi ortasında tam cennet..... Kürdler demokratik seçimler neticesinde Kürdistan Parlamentosu, Kürdistan Hükümeti yanında Kürdistan Başkanlığını oluşturdular.... Kek Mesud Barzani şimdi Kürdistan Başkanıdır.. Kek Mesud Beyaz Saray tarafından Kürdistan Başkanı olarak davet edildi..... Beyaz Saray’da Kürdçe konuştu.... Mam Celal’da daha önce Irak Devlet Başkanı olarak senin o kadar sevdiğin Kürdçeyi Birleşmiş Milletler toplantısına taşımıştı... Güney Kürdistan olağan üstü inşaa süreci yaşanıyor... Üniversiteler, oto yollar, havaalanları, toplu konutlar, “cennet şehirler”, petrol araştırmaları vs...vs....Irak dağılmaya doğru giderken Kürdistan’daki bu gelişmeler Kürd düşmanı Türk devletinin rüyalarını kaçırıyor... Türkler, çeşitli bahaneler adı altın da yüzbinlerce askeri sınır boylarına yığmışlar.... Türkler tüm dünyaya “ya Kürdler ya biz “ diye çaresiz bir şekilde tepiniyorlar...... Sevgili Ferid, Sen bizi fiziki olarak terkedip gittikten sonra çok şey değişti.... Artık kimse Molla Mustafa Barzani “CİA” veya “ “Mossad ajanı” , “Sovyet düşmanı” demiyor... Tam aksine herkes Molla Mustafa Barzani’nin “Ulusal Önder” olduğunu, her Güney Kürdistan’a gittiklerinde nefesi Molla Mustafa Barzani’nin Barzan’daki mezarı başında alıyorlar... Sevgili Ferid; Her ne kadar senin tanıdıklarından bazıları kitlesel hareketlerin, serhildanların başladıkları 90’lı yıllarda Apo’da bir cevher keşfedip kuyrruğuna takıldılarsada, sonradan vaz geçtiler... Ama, herkes senin ulusal duruşuna hayran..... Bazıları senin örgütçülüğün üzerine, bazıları şairliğin, bazıları Kürd stranlarına olan aşkını, bazıları futboluna, bazıları halkçılığına dikkat çekiyor..Sevgili Ferid, senin Kürdçe öğretmeye yardımcı olduğun rahmetli Mehmed Uzun Kuzey Kürdlerin ilk ve en çok Kürdçe roman yazan yazarı oldu.... Siyasal nedenlerden dolayı cenaze törenine gelmeyen akraban senin üzerine kitap yazdı... Eski DDKD önderlerinden biri senin Rusya'ya karşı tavrını “ Kürd Yurtseverliğinden” kaynaklandığını söylüyor... Yani sonuç olarak sen aramızdasın...Ben bugün mezarının başına gelmeyeceğim.... Çok uzaklardanım.... Bu yazıyla ben de mezarının başında olmak istedim... Rahat uyu sevgili Ferid.... Rahat Uyu.....!!!!!!! Rojgar Merdoxi 22.11.07
Re: Sevgili Ferid...!!!