SEÇİM ANALİZLERİ VE GÜL’ÜN ADAYLIĞI
Kürdistan’da 2007 seçimlerinin analizi1991’den beri seçimlere katılan Kürt tandanslı partilerin deneyimlerinden hareketle bağımsız adaylarla seçime giren ve Türk meclisinde grup kuran DTP her kesimden eleştiriye maruz kalmıştır. Öncelikle, açıkça Kürt kimliğiyle seçimlerde bu sayıda milletvekili kazanılmasının bir başarı olduğunun teslim edilmesi gereklidir. Askeri operasyonların ve silahların gölgesinde yapılan seçimlerde okuma yazma sorununa rağmen Bağımsız adaylar Kürdistan’ı oluşturan illerde 1 milyon dolayında oy alarak % 19 oy toplamıştır. Mutlak rakam olarak DEHAP’ın 2002 seçimlerinde aldığı oylar korunmuş, ama oy oranı olarak 2002’ye göre DTP % 2 oranında oy kaybetmiştir. Seçimlere parti olarak girmeyen ve aday belirlemede önemli yanlışlara rağmen Kürdistan’dan grup kurucak sayıda milletvekili çıkartılmıştır. Kürdistan’daki sonuçlar Türkiye genelinden ayrı ele alındığında, AKP oylarını rakamsal olarak ikiye katlayarak Kürdistan’daki oylarını %30,8’den % 55,2’ye yükseltmiştir. CHP Kürdistan’da 2002’ye göre 47 000 oy kaybetmiş ve oyları Kürdistan % 9,4 düzeyinde kalmıştır. Savaşın yoğunlaştığı koşullarda, asker,polıs ve koruculara dayanan MHP oyların 80 000 dolayında artırarak Kürdistan’daki oyların % 7,3’ünü almıştır. Düz ovada siyaset söylemi Kürdistan’da etkili olmamış, Ağar Kürdistan’da 170 000 oy kaybederek 2002’deki oy oranının ancak yarısına ulaşabilmiştir. Geriye kalan tüm partiler ise ancak % 4 oy alabilmişlerdir.Kürdistan’ı ayırdığımızda AKP’in oyları %45,1’e, bağımsızların oyu ise %2,5’a düşerken CHP’nin oyu % 23’e, MHP’nin oyu % 15,6’ya, DP’nin oyu % 5,6’ya diğerlerini oyu ise % 8,3’e çıkmaktadır. Kürdistan’ı oluşturan 25 il Adıyaman, Ağrı, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Antep, Hakkari, Kars, Malatya, Maraş, Mardin, Muş, Siirt, Sivas, Tunceli, Urfa , Van, Batman, Şırnak, Ardahan, Iğdır ve Kilis’ten oluşmaktadır. Türkiye ve Kürdistan’da seçim sonuçlarındaki farklılaşmayı aşağıdaki tablo daha göstermektedir.22 Temmuz 2007 seçimlerinde Başlıca politik güçlerin Kürt ve Türk bölgeleriyleTürkiye genelinde aldıkları oy oranları Kürdistan (25 il)Diğer illerTürkiye geneliAKP% 55,2% 45,1% 46,7Bağımsızlar% 19,4% 2,5% 5,2CHP% 9,4% 23,0% 20,8MHP% 7,3% 15,6% 14,3DP% 4,2% 5,6% 5,4Diğer% 4,1% 8,3% 7,6Bu seçimler Kürdistan’ın Türkiye’nin diğer bölgelerinden farklı olduğunu bir kez daha teyit etmiştir. Rejim Kürdistan’ı Türk siyasal sistemine entegre etmek için bu defa da AKP’yi kullanmıştır. Laiklik konusunda Kemalist iktidar tarafından budanan AKP Kürdistan söz konusu olunca Ordu ve iktidarın desteğini arkasında bulmaktadır. Bu yolla Kürtler rejim içinde tutulmaya ve ulusal taleplerden vazgeçirtilmeye çalışılmaktadır. Bu anlamda, DTP 2009 yılında yapılacak yerel seçimler için şimdiden hazırlıklara başlayarak, Kürtleri tümüyle kucaklayan ayakları yere basan politikalar geliştirmelidir (Bu konuda daha detaylı öneriler için seçim analizleri yazımıza bakınız).Sonuç ve Gül’ün adaylığı22 Temmuz 2007 milletvekili genel seçimleri Türkiye ve Kürdistan için yeni bir döneme girildiğini göstermektedir. Çünkü bu seçimler, “iç ve dış çelişkilerin yoğunlaştığı ve keskinleştiği globalleşme çağında TC Rejiminin kendini yeniden üretimine ciddi sıkıntılar olduğu ve tarihi bir dönemeçte yapılmıştır. 2007 seçimlerinden ordu, siyasal partileri tatmin etmeyen bir sonuç çıkmıştır. Seçimleri oylarını arttırarak kazanan AKP, istediği değişiklikleri yapabileceği 3/2 çoğunluğu yakalayamamıştır. Ordu ve DSP destekli CHP zorla % 20 aşan oy oranıyla 2. parti olmuş ve Deniz Baykal büyük bir pişkinlikle alınan sonucu başarı olarak niteleyerek CHP’in başında kalmaya devam etmiştir. MHP ise milliyetçiliğin pompalandığı koşullarda %10 barajını aşan 3. parti olarak CHP’ye alternatif olduğunu göstermesine rağmen istediği sonucu elde edememiştir. Ağar’ın siyaseti ovaya inderme söylemi başta Kürdistan olmak üzere itibar görmediğinden, DP % 5 dolaylarındaki oy oranıyla siyaseten silinmiştir. 2002 seçimlerindeki parasal ve medya desteğinden yoksun olan Cem Uzan’ın Genç Partisi ancak % 3 oy alarak marjinal bir parti konumuna gerilemiştir. Klasik Milli Görüşü temsil eden SP ise 2002’deki oylarını korumuş, ama AKP karşısında bir varlık gösterememiştir. Doğu Perinçek’in nasyonal sosyalist İP’si 2002’ye göre 32 000’e yakın oy kaybetmiş ve politik olarak silinmiştir. Seçimlerin en zaralı çıkan kesim ise Ordu olmuştur. Zira 27 nisanda verdikleri Muhtıra ile seçimlerin öne alınmasına neden olan Ordu’ya rağmen kullanılan oyların % 47’si Ordu’ya karşı bir kampanya yürüten AKP’ye gitmiştir. Bunu doğru değerlendiren Abdullah Gül bu oyları kendine bir destek olarak yorumlayarak tekrar Cumhurbaşkanlığına adaylığını yenilemiştir. İlk defa rejim tarafından bu denli hedefe konan bir kişi olan Gül matematiksel olarak seçilebilir bir pozisyonda olmasına rağmen, halen belirsizliğin hakim olduğu bir ortamda geçilmektedir. Önümüzdeki 10 günlük süreç bu anlamda çok kritik bir süreç olup, bu dönemde Türkiye’nin yakın geleceği belirlenecektir. Sonuçta; ya seçimlerde çıkan sonuca göre, istikrar ve mevcut dengelerin Gül’ün Cumhurbaşkanlığı altındaki AKP hükümetiyle devam edilecek veya bu sürece sekte vurularak Ordu daha aktif olarak müdahale edecektir. Ahmet Alim/ Fransa[email protected]