Kürdler ve Kürdistan üzerine yazı yazmak...
Ben bazen bazı arkadaşlarla Newroz Com’u daha da canlandırmak ve renklendirmek için yazı yazma konusunda tartışıyorum...Bazı arkadaşlar „yakında yazacaĝım“ derken, hiç bir ürünlerini görmedik... Bu arkadaşların yazılarını beklemek Godot’u beklemek gibi bir şeydir..Kürdistan’da böyle bir tutuma girmenin pek bir saĝlıklı yanı olmadıĝı açıktır..Bazı arkadaşlar, konu bulmaktan yakınıyorlar.. Ben bu arkadaşlara bakarken şaşırıyorum... Kürdistan ve Kürdistan’a ilişkin „konu kıtlıĝı“ gibi iki kavramı yan yana getirmeyi hiç aklımın kenarından geçiremiyorum... Çünkü, Kürdistan tarihi, kültürü, edebiyatı ve Kürdlere ait ne varsa asırlarca nadasa yatırılmış bir tarla gibidir... Ne ekersen kat kat biçersın gibi bir pozisyondadır..Kürdistan’da var olan tüm şehirlerimizin tarihleri bir Kürd perspektifiyle yazılmamıştır.. Ara sıra „Kürdistanı tanıyalım“ adı altında küçük makaleler dışında ciddi bir çalışma yok..Tarih boyunca „Kürd Hükümetleri“ konusunda hâlâ Kürdlerce yapılmış ciddi çalışmalar ortada yok....Binlerce Kürd klasik şair ve edebiyatçının eserleri hâlâ Kürd okuyucularına sunulmuş degildir..Kürdistan dört parçasında var olan dinsel ve mezhepsel yapılara ilişkin bütünsellik içinde yapılan bilimsel ve akademik çalışmalar yok..Romalılar ve Yunan tarihçileri(Heradote ve Ksenefon hariç)nin Kürd ve Kürdistan’a yönelik yazdıkları yazıların bir dökümü yok...Arap ve islami tarihçilerinin Kürdlere ilişkin yazdıkları hâlâ derli ve toplu bir şekilde kamuoyuna aktarılmış deĝildir. Persler, Yunanlar, Romalılar, Sasaniler, Osmanlılar döneminde Kürdlere ilişkin belgelere dayalı Kürd akademik çalışmaları parmakla sayılacak kadar azdır.Türk, Arap ve Fars devletlerinin geçen yüzyıl boyunca Kürdlere karşı yaptıkları söykırımlarının ciddi bir belgelendirme çabası yürütülmedi..Yine bu devletlerin bir yandan Kürdleri fiziki olarak yoketme ve diĝer yandan Kürdlerin ulusal varlıĝını inkâr ve Kürdleri asimile edip kendi ezen milletlerine entegre etme girişimleri ve tahribatları yeri yerine oturtulmuş deĝildir.Böyle bir millet ve halka ait olan insanların yazacak konu bulmamaları kendi başına bir trajidir..Ayrıca Kürdlerde yazım meselesini küçümseyen ve anlamsız bulan bir başka egilim var... Bu eĝilim ise pratik faaliyetlerin olmadıĝı yada zayıf olduĝu bir ortamda herkesi susmaya davet ediyor... Birileri Kürdler ve Kürdistan için „en doĝru“ tespitlerde bulunsa dahil, davul çalanların ortamda kol gezdiĝi bir durumda, dinleyici bulamiyor..Kürdistan gibi asırlar boyunca sömürgeci ve işgalci güçler tarafından sistemli bir şekilde hayatın her alanında tahrip edilen bir ülkede yazacak konu bulmamak çok acıdır.Bazıları da yazı yazmak için zaman bulamiyorlar!!!.. Bunların her şeyi yapmaya zaman var.. Ama, yazı yazmaya gelince zamanları tükeniyor..Çünkü, çok ciddi ve dünyanın dönüşünü deĝiştirecek ve yeni bir çaĝ açacak hayatlarının yazısını yazacaklar..Ben Godot’u beklercesine bu arkadaşların „şaheserlerini“ bekliyorum..Bu gidişle ihtiyarlandıĝımda „haydi gidelim“ diyeceĝim..Ama, yanımdaki arkadaşım „dur biraz daha bekle ya gelirse“ diye haykırması kulaĝıma geliyor gibi...Not: Bu yazı, Kuzey Kürdistan düşünülerek yazılmıştır..