Gül'e itirazım var!
Demokratik Toplum Partisi ne istiyor? Cumhuriyetin kuruluşunun başına dönmek, o sıralarda Atatürk tarafından dile getirilen 'Türklerle Kürtlerin cumhuriyeti' sözünü gündemleştirmek. Cumhurbaşkanını, Başbakanı, Genelkurmayı, Emniyeti, TBMM'yi ve bir bütün devşirme bir toplumu Kürtlerin kurulan cumhuriyetin resmi ortağı olduğuna inandırmak, ateşten gömlek olan Kürt sorununu, böylelikle zararsız ziyansız bir şekilde hal etmek! DTP, bundan böyle enerjisini bu yönde harcayacak. Zaten bu yöndeki bir çaba için, işin hemen başında Kürtlük onurundan da fedakarlık edilerek Kürtlerin alt kimlik, Türklerin ise üst kimlik olduğu parti amblemine de yansıtılmış. Sarı zemin üzerindeki yeşil yapraklı gül resmi bu yönde dikkat çekicidir. Gülün tamamı kırmızı değil, içinde beyaz çizgiler de var. Bu oluşan bütünlük tamı tamına Türk bayrağını ve Türk rengini ifade ediyor. Amblemi okuduğunuzda, 'Türk bayrağı altında bir oluşum' da diyebilirsiniz buna. Şimdi işin garip tarafı, hadi DTP böyle bir gayret içinde olsun da, Türkleri üst kimlik kabul eden ve onları başının üstüne koyan DTP'ye, 'has Türkler'den işin hemen başında tepki var! En sert tepki de birlikte 'iyi' bir cumhuriyet kurmayı hayal ettikleri Büyük Birlik Partisi'nden (BBP) geliyor. Bakın ne diyor BBP Genel Başkan Yardımcısı Edip Özbaş; “Bu durum BBP camiasını infiale sürüklemiştir. BBP’nin amblemi hilal içerisinde açılmış gül şeklindedir. Partimiz, gül ile bütünleşmiştir. Gülün, amblem olarak bölücü yandaşlarınca seçilmesi tesadüflerle açıklanamaz. Bunu düşünmek bile partimize yapılmış bir saldırıdır.” Buyrun! Birleştirdiniz mi şimdi Türkle Kürdü, kurdunuz mu Atatürk'ün 1920'deki cumhuriyetini? Şimdi diyeceksiniz ki, bize o kafatasçı adamı ve partisini neden örnek gösteriyorsun? Peki siz bana önümezdeki günlerde size tersini söyleyecek bir zat ve kafatasçı olmayan bir parti gösterin? Var mı yedeğinizde böyle bir isim, böyle bir sivil toplum kuruluşu? Böyle bir kamuoyu. DİSK bile bu havayı tersinden soluyorsa peki kiminle 'iyi' cumhuriyet kuracaksınız? Yaşamınız hep o amblemle sınırlı kalmayacak. Partinin amacını o amblemin önünde poz vererek açıklamaya çalışabilirsiniz. Ama bu, bir resim öğretmeninin bir gayreti değil herhalde, yarın sokaklara çıkmanız gerekecek. Sokaklara çıkarken de tabanınız 'Demokratik Konfederalizm' bayrağı açacak, yetmedi sarı-kırmızı-yeşil renkler alanları süsleyecek. Newroz gelecek, Kürtlere özgü sloganlar atılacak. Söyleyecek sözünüz olacak bunun üzerine. Attığınız her adımda, BBP Başkan yardımcısının söylediği, 'bölücü', 'ayrılıkçı', 'öteki', 'şüpheli' ve 'tehlikeli' sıfatlarıyla anılacaksınız. Daha da önemlisi Türkiyelilik adına Irak Kürtlerine sırt çevirmek zorunda kalacaksınız, Suriye ve İran'daki gelişmeleri görmezden gelmek zorunda kalacaksınız ve sizleri bu kez de kendi halkınız dışlayacak. Hem kiliseden, hem de camiden olacaksınız! Ve eninde sonunda, diğer panrti süreçleri de dahil, DEHAP'ın geldiği yoldan geri döneceksiniz! Neden bunları yazdım diye sorarsanız, ki hep garipseyen tavırlarla ve önemsiz bakışlarla sorarsınız!? Eh.. hiç.. biraz canım sıkkın da.. 1 Kasım 2005