22 Temmuz 2007 milletvekili genel seçimleri
DEMOKRASİ SÖYLEMİ YADA PROĞRAMIDEHAP'ın özel durumunu dördüncü gruplama daha açık bir şekilde göstermektedir. Burada ki kriterimiz, partilerin programları gerçek katılımcı bir demokrasi oluşturmayı amaçlayarak, ezilenlerin ve farklı halkların kendilerini ifade etmelerinin önündeki engelleri kaldırmayı hedeflemeleridir. Bu anlamda, seçimlere iki anlayış katılmıştır ; Birincisi ayrımcı bir demokrasi anlayışı ve farklılıkları inkar temelinde klasik TC politikalarını sağ, sol ve islamcı kesimde savunan partiler, ikincisi çoğulculuğu kendine düstür edinmiş DEHAP blokudur. Şu bir gerçek; varlıklarını mevcut rejime borçlu ve rejimle karşı karşıya gelmeyen diğer partiler doğal olarak, oyların % 93'ünü alarak rejimin sürdürülmesini ve yeniden üretilmesini sağlamaya devam etmektedirler. DEHAP ise parlamentoya girememiş, fakat Türkiye'nin altıncı partisi , Kürdistan'ın ikinci partisi olmuştur. DEHAP Türkiye genelinde % 6,22 oy oranıyla 1 955 990 oy toplamış ve bunun 1 057 000'ini Kürdistan'da almıştır. Yani DEHAP'ın Kürdistan oyları toplam oylarının % 54'ünü oluşturmaktadır. Aşağıdaki veriler, bu durumun daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır : KÜRDİSTAN'DA SEÇİMLER VE DEHAPKürdistan'da toplam seçmen sayısı : 6922602Kürdistan'da kullanılan oy sayısı : 5125544Kürdistan'da geçerli oy sayısı : 4951797Kürdistan'da seçime katılma oranı : %74,0Kürdistan'da geçerli oy oranı : %71,5 Kürdistan'da başlıca partilerin aldıkları oy oranları DEHAP oyları 1056740 DEHAP'ın oy oranı %21,3Bağımsızlar %4.3 AKP %30,8CHP %11,5DYP %8,2MHP %6,5ANAP %4,8SP %3,4DSP %0,8DİĞER %6,1Görüldüğü üzere Kürdistan'da siyasi partilerin aldıkları oy oranları Türkiye geneline göre önemli farklılıklar göstermektedir. 2 partinin Kürdistan'da aldığı oy oranı Türkiye genelinde aldıkları oyları geçerken, diğer partilerin oy oranları genelin altındadır. Öncelikle Kürdistan'da aldıkları oy oranları, Türkiye geneline göre daha düşük olan partilerin durumunu ele aldığımızda :Hükümeti tek başına kuran , AKP'nin Kürdistan'ı oluşturan 25 ilde Türkiye geneline göre % 3,5 az oy toplamış ve oy kaybı %10 dolaylarında olmuştur. Parlamentoya giren ikinci parti ve Kürdistan'da 3. parti olan CHP Kürdistan'da Türkiye geneline göre % 41 oranında oy kaybetmiştir. Diğer partilerin Kürdistan'da elde ettikleri oy oranlarında azalmalar aşağıdaki gibidir. ANAP % 6, DYP % 14, MHP % 22,GP % 68 ve DSP % 35 oranında daha az oy almışlardır. Burada dikkat çekici olan, AB'ye üyelik bazında Kürdistan için bazı açılımlar öneren, Mesut Yılmaz'a olan sempati sayesinde ANAP Kürdistan'da Türkiye genelinde aldığı oylarla yaklaşan bir oy oranı tutturabilmiştir. DYP'nin oy kaybının sınırlı kalması da, bu partinin DP-AP çizgisinin devamı olarak Kürdistan'daki büyük aşiretlerle olan bağlarının daha tamamen çözülmemiş olmasının büyük rolü vardır. Kürdistan'da görev yapan polis, asker, korucu ve diğer devlet görevlilerin çoğunlukla MHP'ye oy verdiklerini tahmin edilmektedir. Bu sayede bu partinin Kürdistan'daki oy oranı Türkiye'ye göre % 22'lik bir düşüş göstererek büyük çaplı bir erime yaşanmasını sınırlamıştır. Daha öncede değinildiği gibi şehirlerdeki kesimlere yönelik popülist ve faşizan bir söyleme sahip Cem Uzan ve GP Kürdistan'da kendine taban bulamadığından Türkiye'ye göre % 68 daha az oy alabilmiştir. Kürdistan'lı seçmenler en büyük cezayı haklı olarak jakoben ve faşizan uygulamaları ve inkarcı tavrından ödün vermeyen koalisyon hükümetinin başbakanı Ecevit'in DSP'sine vermişlerdir. DSP’in Kürdistan'da Türkiye geneline göre oy oranı 3/1 oranında düşerek adeta Kürdistan'da mezara gömülmüştür. Dini inançların çok güçlü olduğu Kürdistan'da SP'nin oy oranı Türkiye geneline göre % 37 oranında fazla olmuştur. Kürdistan'ı Türkiye genelinde ayıran diğer bir özellik ise bağımsız adayların aldıkları oy oranınında görülmektedir. Türkiye genelinde % 1 oy toplayan bağımsızlar,Kürdistan'da bu oranın 4,3 katı oy toplamışlardır. Zaten Türkiye genelinde 9 olan bağımsız millet vekilinde sadece birisi Bayburt'ta seçilmiş 8 ise Kürdistan'dan parlamentoya girmiştir. SEÇİMLER VE T PROĞRAMIDEHAP'a gelince Kürdistan'da toplanan oy oranı Türkiye genelinin 3,5 katıdır. DEHAP Kürdistan'ı oluşturan 25 ilden (Adıyaman,Ağrı, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzincan , Erzurum, Antep, Hakkari, Kars, Malatya, Maraş, Mardin, Muş, Siirt, Sivas, Tunceli, Urfa ,Iğdır ve Kilis) 13'ünde birinci parti olarak çıkmıştır. DEHAP'ın birinci parti olarak çıktığı illerden, biri hariç, Suriye, Irak ve İran sınırına yakın bölgeden oluşmaktadır (Kars, Iğdır, Muş, Van, Hakkari, Bitlis, Batman, Diyarbakır, Mardin Siirt, Şırnak ve Tunceli). Bu durum bize meşhur T planını hatırlatmaktadır. TC'nin kurulmasindan sonra Mustafa Kemal Kürdistan politikasinı, T proğramıyla ifade etmiştir. Buna göre, Kürdistan'ın üzerinden hayali bir T harfi çiziliyordu, T'nin üst tarafındaki doğru batıdan doğuya dogru Dersim hattında geçerken, T'nin dikey doğrusu Dersim'den Suriye sınırına iniyordu. Bu programa göre T'nin kuzey ve batı tarafının orta vadede asimile edebileceğini, doğu tarafında kalan bölümün ise ancak uzun vadede asimile edilebileceği , bundan dolayı mümkün olduğu kadar isyanlara yol açacak uygulamalardan kaçınılması öneriliyordu. 3 Kasım seçimleri sonuçları bu programın uygulanmış olduğunu göstermektedir. Zira DEHAP'ın birinci parti olduğu illerden Tunceli dışındakiler T'nin doğu tarafında kalan illerden oluşmaktadır. Tunceli'nin DEHAP'a geçmesi çok önemlidir ve T programının tersine çevrilmeye başlandığını göstermektedir. DEHAP Urfa, Bingöl ve Erzurum'da AKP'den sonra 2. parti olurken , Adıyaman, Antep, Ardahan ve Elazığ'da 3.parti olarak çıkmıştır. Bu 7 ilde DEHAP oyları % 8 ile % 22 arasında değişmektedir. En az oy alınan iller sırasıyla Sivas, Erzincan, Kilis, Maraş ve Malatya olmuştur. Bu 5 ilden 4'ünün ortak özelliği 1980 öncesi alevi sunni çatışmalarının çıkartılarak Kürt ulusal bilincinin öne çıkmasının gölgelendiği yerler olmasıdır. Kilis'te ise ciddi örgütlenme yetersizliklerinden dolayı DEHAP'ın oyları % 2 dolaylarında kalmıştır. Nihayetinde DEHAP Kürdistan'ın 20 ilinde Türkiye genelinde aldığı oy oranın üzerinde oy alırken 5 ilde % 6,22'lik oy oranının altında kalmıştır.YEREL SEÇİMLERE DOĞRUBu sonuçlardan hareketle DEHAP'ın 2004 yılı Nisan ayında yapılacak belediye başkanlığı seçimlerine şimdiden hazırlanmaya başlaması gerektiği sonucu çıkmaktadır. Zira, 1999'un zor koşullarında 37 belediyede seçimleri kazanarak 4 milyon civarında nufusa hizmet götüren HADEP'li belediyelerin sayısını 100 ile 150 arasında belediyede başkanlığı kazanabileceğini olanaklı kılmaktadır. Bunun için; DEHAP yüksek oranda oy aldığı şehirlerde örgütlerini dahada güçlendirmeli 2. ve 3. parti olduğu şehirlerde şimdiden potansiyel belediye başkan adayları belirleyerek çalışmalara başlamalı, Türkiye geneli oy oranının altında oy alınan yerlerde ise DEHAP'ın oylarının Türkiye'deki oy oranını yakalamalarıni sağlayarak, en azından 2004 belediye başkanlığı seçimlerinde DEHAP'ın Kürdistan'da birinci parti olmasını ve Türkiye genelinde % 10 'dan fazla oy almasını sağlamak gereklidir. 2004 seçimlerinde sağlanacak bu gelişmeyle, bu tarihten sonra yapılacak erken veya zamanında yapılacak seçimlerde DEHAP Türkiye'nin 3. partisi olma şansını yakalacaktır. Bu hedeflere ulaşmak için DEHAP belediye başkanlığı seçimlerine hazırlık mahiyetinde, seçimleri kazanabilecekleri şehirlerin sorunlarına çözüm olabilecek program çalışmalarına şimdiden başlamalıdır. Milletvekili seçimleri için ise, Türkiye'nin sorunlarını (siyasi, ekonomik, sosyal v.s.) takibe alarak sorunlara demokratik ve emekten yana çözümlerinde olabileceğini göstermek ve Türkiye halklarına, emekçilerine yönetmeye hazır olduklarını göstermek gerekmektedir. Bu şekilde aşamalı olarak ve sağlam adımlarla ilerleyen DEHAP Türkiye'de halkların ve emekçilerin temsilcisi olarak çözüm gücü haline gelebilecektir.DEHAP'IN GERÇEK OYUDEHAP’ın secimlerdeki oyu yaptığımız hasaplara % 6,22 den fazladır. Aşağıdaki veriler DEHAP’ın oylarının tahmin edilmesini kolaylaştıracaktır. Türkiye (1) Kürdistan (2) 1-2 Oy % Oy % Oy %Seçmen sayısı 41 382 462 100 6 922 602 100 34 459 860 100Kullanılan oy 32 646 124 76,2 5 125 544 74,0 27 520 580 79,9Geçerli oy 31 528 783 76,2 4 951 797 71,5 26 576 986 77,1İptal edilen oy 1 117 341 2,7 173 747 2,5 943 594 2,7Rakamların gösterdiği üzere Türkiye'de seçmenlerin % 16,7'si Kürdistan'da bulunurken kullanılan oylar içinde Kürdistan'ın payı % 15,7' ye düşmektedir. Hesaplamalarımızda, Türkiye genelinde Kürdistan'ı çıkardığımızda sonuçlar farlılaşmaktadır. Bu durumda, kullanılan oy oy oranı % 80'e yaklaşırken, geçerli oy oranı % 77,1 olmaktadır. Kürdistan'da ise kullanılan oy oranı % 74 iken geçerli oy oranı % 71,5'tir. Seçimlerde, 1999 seçmen kütükleri esas alındığından, seçmen kütüklerine kayıt olmayanlar doğal olarak seçim dışı kalmışlardır. Yani Kürdistan'daki seçmenler olması gerekenden % 5,9 oranında daha az oy kullanmışlardır. Bu da 408 434 seçmene karşılık gelmektedir. Buna Kürdistan'da geçerli olmayan 173 747oyu eklersek 582 181 oya ulaşılmaktadır. Biz minimumda, bu oyların DEHAP'a ait olduğunu tahmin ediyoruz. DEHAP Kürdistan'da 1 056 740 oy almıştır . Bu iki rakamın toplamı ise 1 638 921 etmektedir ve AKP'nin oyları 115 000 oyla geçerek DEHAP'ı % 33 ile Kürdistan'da 1. parti konumuna taşımaktadır. Türkiye'ye gelince DEHAP'ın Kürdistan'da aldığı oyları çıkarttığımızda 899 250 oyla % 3,4 oranında oy almıştır. Bu durumda DEHAP Türkiye genelinde aldığı oylar 2 538 171 oyla % 8,0'e çıkmaktadır. Neticede, DEHAP şimdiden seçmen kaydı olmayanları tespit ederek, 2004 belediye seçimleri için kayıt zamanı geldiğinde gerekli kayıtları yapması gerekmektedir. PARTİ SEÇİMİNDEN LİDER SEÇİMİNE 3 Kasım seçimlerinin diğer bir özelliği, seçimin parti programları, ideoloji ve uygulanacak politikalar temelinde değil de, karizmatik lider, kadro, hatta liderlerin fiziksel özellikleri seçmenlerin tercihlerinde etkili olmuştur. Gelişmiş – sanayileşmiş ülkelerde, özelliklede ABD'de seçimlerde liderin etkili ve belirleyici olduğu sistem ve uzun yıllardan beri yürürlüktedir. Bu sistem Türkiye'de, Turgut ÖZAL tarafından 1983 seçimlerinde ilk defa uygulanmış ve 19 yıl sonra ise seçimlerin belirleyici faktörlerinden birisi haline gelmiştir. Seçim kampanyasında lider imajını iyi kullanan AKP, CHP ve GP en karlı çıkan partiler olmuştur. AKP denenmemiş, İstanbul belediye başkanlığında başarılı olmuş, fakat devlet tarafından engellenmeye çalışılan, becerikli ekibi ve dini yönden radikal olmayan yönü AB'ye dönük Erdoğan imajını çok iyi kullanarak seçimleri seçim sisteminin de yardımıyla Türkiye'deki seçmenlerin % 26'lık oyu ile TBMM'deki millet vekillerinin % 66’sını almıştır. Bu yönüyle Türkiye'nin seçim sistemi ABD’deki sistemle aynı sonucu vermiştir. Yani, ülkedeki seçmenlerden 4 kişiden 1'nin oy verdiği bir lider ve onun partisi ülke halkının kaderini belirleyecek güç elde etmiştir. Yine 1999 seçimlerinde CHP'yi %10 barajının altına çekerek parlamento dışı bir muhalefet partisi haline getiren Deniz Baykal, Ordu eksenli iktidar tarafından tekrar CHP'nin başına oturtulmuştur. Seçimlerde lider temasının öne çıkması ve Erdoğan’ın seçimleri kazanması ihtimali güçlenince, iktidar bunu engellemek için Derviş destekli Baykal'ı öne sürdü ve basınında yoğun desteği sayesinde kayıtlı seçmenlerin % 14,8 oyu ile TBMM'deki milletvekillerinin % 32,4'ünü almasını sağlamıştır. Türkiye siyasal yaşamında yeri olmayan ve tamamen Cem Uzan üzerine kampanya yapan GP seçimlerde % 7,25 oy alarak liderin rolünü en iyi gösteren örnek olmuştur.Yine seçim kampanyasında liderleri yüzünden büyük oy kaybına uğrayarak baraja takılan partiler; Ecevit'in DSP'si Bahçeli'nin MHP'si, Yılmaz'ın ANAP'ı ve Çiller'in DYP'si olmuştur. Bu liderlerin hepsi hükümet olarak halkların uzun yıllardan beri beklediği demokratikleşme, ekonomide istikrar, büyüme ve AB ile entegrasyona sokacak politikaları bir türlü uygulamadıkları için kendileriyle beraber partilerini de batırmışlardır. Seçime giren partiler içinde lider partisi olmayıp ideoloji, program ve politikalar doğrultusunda kampanya yürüten DEHAP % 6,22 oy almıştır. Bize göre Murat Bozlak ve Akın Birdal veto görmeselerdi, DEHAP'ın oyları daha da fazla olabilirlerdi. Neticede, DEHAP önümüzdeki seçimlerde kampanyayı yürütecek bir lider seçerek , ideoloji, program ve politikalarını seçmenlere güçlü bir şekilde ulaştıracak bir yapıya kavuşturmalıdırSonuç olarak 3 Kasım seçimleri , Türkiye'de siyasal yaşamı uzun yıllardan beri belirleyen, fosilleşmiş dinazorlardan temizlenmiştir. 3000'li yılların dünyasında, günün koşullarına uygun yüzler isteyen seçmenler tercihlerini iktidarın yönlendirmesiyle Erdoğan ve Baykal 'dan yana yapmışlardır. Fakat , bu iki lider son defa 1954 yılında görülen 2 partili meclisi sürekli kılmak istediklerini hemen seçim sonrasında açıklayarak, halkların aradıkları demokrat liderler olmadıklarını göstermişlerdir. Bundan dolayı Türkiye halklarının ihtiyacı olan demokratik bir partinin TBMM'ye girerek gerekli dönüşümlere öncülük yapması gerekmektedir. Mevcut partiler içinde bu dönüşümü gerçekleştirebilecek tek parti DEHAP'tır. Zira, gerçekte % 8 dolaylarında oyu olan DEHAP, teknik nedenlerden dolayı bu oranın % 6,22'si almasına rağmen, Kürdistan'da demokratik bir devrimi başlatmış ve kısmen de gerçekleştirmiştir. Bunu, en iyi seçim kampanyası sırasında Kürdistan'da yapılan mitinglerde görmek mümkündür. Biz bu yazıyı DEHAP'ın önümüzdeki seçimlerde % 10 barajını aşarak TBMM'ye girmesi için yapılması gerekenlerin tartışılmasını sağlamak amacıyla kaleme almıştık, fakat Kasım 2002’de bunun tartışılmasının koşulları olmadığından, 2007 seçimleri sonuçlarının analiz edilmesi için geçmişin perspektifiyle ele alınması amacıyla verilmiştir.Devam edecek...Fransa, Kasım 2002