Ana içeriğe atla

Demokratik devrimci süreç

“Türk Devleti biz Kürtlere hiçbir şey vermeden, veriyormuş gibi yaparak, ama Kürtleri de hiçbir zaman muhatap kabul etmeyerek, yeni bir süreç başlattı.” Muhatap olarak da A. Öcalan’ı seçti. İlk cümle bana ait değil, Sayın İsmail Beşikçi’ye ait. Oldukça doğru bir tespitte bulunduğu için değerli hocamızın tespiti ile makaleye giriş yaptım. Ne de olsa İsmail Beşikçi, A. Öcalan’ın da “Akil Adamlar” listesindeymiş? Fakat devlet onu kabul etmedi. Hocamızın fikirlerinin devlet biliyor da, Öcalan mı bilmiyor? Yoksa Öcalan kendi halkına söyleyemediğini “Sarı Hoca’ya” mı (İsmail Beşikçi) söyletmek istiyordu?
Devlet ne zamanki Qandil veya Kürt çevreleri ile çelişkiye düştüğünde onları kirli süreçte işte hep bu “Önderlik/A. Öcalan” ile “terbiye” etti. Ne de olsa bu çevreler; Kürt muhalefetini kontrol ediyordu, A.Öcalan; “Bütün Kürt halkının siyasal önderiydi”! Ama “Sarı Hoca” bu duruma da değiniyordu;
“Görüşmelerin, cezaevinde tutulan Abdullah Öcalan tarafından yürütülüyor olması ve Abdullah Öcalan’ın son sözü söyleyen kişi olması çok önemli bir zaaftır. “İrademiz Öcalan” anlayışı yanlıştır. Devlet, Kürtleri hala bir halk olarak, millet olarak tanımamaktadır. Abdullah Öcalan’ı tanıması, onunla konuşması, Kürtleri tanıdığı anlamına gelmemektedir. PKK/BDP, Qandil’deki, Avrupa’daki yöneticiler ve KCK bu durumun bilincine varmalıdır.”
BDP ve Kandil, A. Öcalan’ın devlet ile anlaştığı yoldan devam ediyor. Sarı Hoca’yı şimdilik sokaktaki Kürd ile bizim gibi “anti-Apocular” dinliyor. -Peki ya bir türlü anlam veremediğimiz beş ay önceki ip tartışmaları ile herhangi bir şey bu kirli sürecin yaratılması için gelişmiş olamaz mı?
Dilerim hocamızın değerli tespitlerine katılırız.
*****
Gelelim bize rağmen gelişen bu kirli sürece karşı halkımızın meşru haklarını koruma meselesine.
Türkiye’de Demokratik Anayasal değişimlerin olması biz Kürdler için sürpriz olur. Oysa Türkiye’de BDP hariç her üç partinin de (AKP, CHP, MHP)anlaşabileceği bir anayasanın hazırlanması için hiçbir sebep yoktur. Fakat bu anayasa Kürdlerin yâda demokrat çevrelerin beklentisi olan bir anayasa olmaz. Tük Milletini, Türkiyeliliği koruyan, Kürd muhalefeti de bölmek için Avrupa Birliği standartlarına uygun düşecek bazı iyileştirmelerin olduğu bir anayasa olur. Yerel yönetimler ve vatandaşlık haklarının geliştirilmesi insan hakları standardının yükseltilmesi şeklinde bazı iyileştirmeler olabilir. Ülkedeki bütün etnik yapılara ve tabi Kürt’lere Eğitim ve Öğretim Hakkı kısmen sivil alanda geliştirilmesi uygun düşecek bazı iyileştirmelerde de bulunabilirler.
Yani anlayacağınız bu durumda: Kürd meselesi, Türkiyeleştirilir, muhalefeti parçalanır.
Peki, yeni yapılacak anayasada Türkiye ile birlik halinde ve demokratik koşullarda neler olmalı? Neler savunulmalı?
Avrasya’nın (“Türkiye” diye okuyun)ne arkamızdaki kirli tarihi bizler için örnek tarih ne İslamiyet dini, bizler için tevhit birliği, ne Türk milleti, millet olarak üstümüzdeki üst kimlik şemsiyesi, nede Türkiyelilik bizler için ortak vatan adı olabilir.
Bu teorik yaklaşımlar ne bölge tarihi gerçekliği için, ne çok sesli inanç farklılığının tektanrıcı birliği için, ne bölge insanların farklı toplumsal kimlikleri için, nede farklı kimliklerin yuvası olan bu ülkesel duruşlar için kapsayıcıdır.
“Türk” ibaresi ile başlayan her kelime doğrudan bir etnik yapıyı çağrıştırır. Aynı zamanda bu etnik yapıyı imtiyazlı hale getirir. Bu tespite bir coğrafya tanımı olmasına rağmen, “Türkiye” tanımı dâhildir.
Türkçüler mevcut anayasadaki “Türk” ifadesini, eğip bükerek, “Etnik referans değildir, hukuki statüdür” şeklinde çarpıtarak tarif ederler, Hal bu ki “Türk” terimi bir sıfat olarak da, isim olarak da belli bir etnik referans oluşturduğu açıktır.
Bu paragraf ayrıca daha geniş yorumlamaya da gerek var. Lakin şartlarımız şu anda uygun değil. Çünkü gündem hızla yol almakta. Bu nedenle sadece doğrulara kısaca yeniden değinmekle yetiniyorum.
Bütün inançların ya da etnik kimliklerin bir arada olacağı coğrafyalara ortak isim illaki istenirse kucaklayıcı adlar olabilir. Örneğin: “Türkiye” adı yerine: “Avrasya”, illaki kucaklayıcı tek millet adı istenirse; “Türk” adı yerine: “Avrasyan” adı olabilir. İnsanlar bölge gerçekliğine uygun hiçbir etnik yapıya imtiyaz tanımayan yeni terimleri de önerebilirler.
Yok, şayet ülke vatandaşlığında kalmada karar kılarsak zaten isme gerek yok. Fakat ülke adı ortak olacaksa, adı kesinlikle “Türkiye” olmaz, ya da ad komada “Türkiye” adında ısrar edilirse, “Türkiye” adı yanında parantez içinde“Türkiye (Kürdistan Bölgesi)” adı konur.
“Türk Bayrağı” ibaresi, aslında mevcut semboller dikkate alındığında bu bayrak daha çok Avrasya kültlerine dayanır. Türklük ile alakası modern dönem hariç tarihsel olarak yoktur. Fakat Türk ülkücülüğü bu coğrafyada her şeyi Türkleştirmeyi çok sevdi, hatta bu bayrağı Kürtlere karşı sopa olarak kullandılar. Hala da devam ediyor. Haliyle “Türkiye Bayrağı adı da “Türk Bayrağı” oldu. Bu durumda şayet bir bayrak dayatması olacaksa bizleri de temsil eden semboller bir şekilde olmalıdır. Bölgesel Kürd bayrağını öneririm.
Bu saatten sonra millet olarak biz Kürtlere, Türklük elbisesi giydirecek kişinin adı zaten bellidir. Bu ad: Faşist-Irkçı ve Çaş’dır! Tartışmaya gerek var mı?
Bu yaklaşımımız, Türklere olan alerjimizden değildir. Bu yaklaşımın, Millet olarak yok olmamızı hedeflediği için, geri kalmamıza sebep olacağı ve özgür gelişimimize gem vuracağı içindir.
Şayet onlar illaki Türklükte ısrar ederler ise ki ediyorlar, kolay gelsin! Müzakerelere zaten gerek yoktur.
Şayet Anayasal değil de bazı kanunlarda değişiklik ön görülürse bu durumda Partiler kanununu, Seçim yasası vs. kanunlar üzerinde durulmalıdır. Fakat AKP Hükümetinin bu durumda kendi lehine olmayan hiçbir politikayı üreteceğini sanmıyorum.
Çözüm Sürecine dair bütün tartışmalara katılmalı, kimliksel haklar için direnişlerde yer alınmalıdır. Kürt meselesi toplumsal ve uluslararası bir meselidir. Komplocu girişimler mücadelede kalınarak boşa çıkarılır.
Devam edecek.
28.04.2013

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.