Ana içeriğe atla

Umut Tacirleri!

Umut tacirleri iş başında. Bol keseden umut dağıtıyorlar. Kürd milletini gerçekleşmeyecek bir beklentiye sevk ediyorlar. Kürd milletinin egemenlik hakkını Türk’e peşkeş çekiyorlar.DTP’nin desteklediği „bağımsız“ adayların seçim bildirgesinden, Dıyarbakır toplantısında dile getirdiklerden bahsediyorum. Yanyana getiriyorum. MGK’nun artık gizliliği kalmamış Anayasasının iz düşümü olduğunu görüyorum. Beyaz Kürd derin Türkle elele Genelkurmay cephesinde. Kürd millet kesesinde verdikçe veriyorlar. Bari bir işe yarıyor mu? Yaradığını hangi aklıevel iddia edebilir? Türk egemenlik sistemini tanıyanlar için bu bir sır değildir. Sır olmasada kendi şahsında Kürd milletini aşağılayarak, Türkleri onure ederek yol almaya çalışan bu kişiliksiz unsurların işi gücü Türk’e yalakalık etmek olmaktadır. Kişisel bir sorun olsa onların sorunu der geçersiniz. Fakat mesele o kadar basit değildir. Bu yalakalar Kürd milleti adına ihaneti derinleştiriyorlar.Türk’e Kürd temsilcisi olma misyonu yüklüyorlar. Dahası buna Kürdistan halkına onaylatmak istiyorlar. Kürd millet katili Türk’e Kürdlere „abılik“ yapması misyonunu veriyorlar. Beyaz Kürd her ağızını açtığında „Türkler Kürdlere abılık yapsın“ sözü dökülüveriyor. Kürd katili Türk’e Kürd’e “abılık yap” payesi verilmesi Kürdlere yapılacak hakaretlerin en büyüğüdür.Bu yalakalara göre aslında her şey gülük gülistanlık. Ortalıkta yaramaz Kürdler var. Devlet büyüklüğünü gösterirse, „abılık“ ederse her şey halolur. „Abılık“ müesesi öylesine işler hale getirildi ki, her renkten Türk’e Kürd „temsilciliği“ misyonu payesi verilmeye başlandı.22 Temmuzda yapılması düşünülen Türkiye Genel seçimlerinde izlenen ihanet politıkasına hayatiyet kazandırılarak derinleştirilmeye çalışılmaktadır.Peki ya sonrası? „Kardeş kardeş yaşanır gidilir“ deniliyor. Deme yahu?Peki bu nasıl olacak? Millet olmamızdan doğan haklarımız ne olacak? Deyimleriye diyelim “yaramaz bir Kürd”, kazara “Ya Türk abı bizim şu haklarımızdan ne haber?” derse dananın kuyruğu kopmaz mı? Türk, “devlet elden gidiyor, vatan bölünüyor” kalayını basmaz mı? Basar basar, hemde ne biçim basar. Başta sosyalist, demokrat kılıklı Türk, “çizmeyi aşmayın, sabrımızı taşırmayın” tehditini savurur.Türk’ün sağcısı, solcusu deyim yerindeyse bir bütün olarak toplumun “devletin ülke ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü koruma” ezberi varoluş nedeni olmuş. Bu nedenle Kürd potansiyel düşman ilan edilmiş. Yok edilmesi gereken iflah olmaz olarak hedef tahtasına konulmuş. Kendisine “Ya sev ya terk et” dayatılmış. Her ikiside mümkün değil. Kürd, ne Türk’ü sever, ne de kadim ülkesini terketme niyeti var. Mücadelesiyle bunu kanıtlamıştır.Bir an bu gerçekliği unutalım. Kürd, haklarındandan “vazgeçildi” diyelim. Türk’e bu yeterli gelecek midir? Gelmeyeceğini söylemek çok şey söylenmiş demek değildir.Bu, hırsız ile ev sahibi arasında yaşanan durum gibi bir şeydir.Kürdler, haklarından “vazgeçse“ bile; Türklerin bununlada yetinmeyeceğini bilmek gerekir.Yakın zamanda belli başlı katilbaşlarının şu söyledikleri söylediklerimizi teyit etmektedir.Katilbaşı Büyükanıt, “ne mutlu Türküm demeyenleri”, yani Kürd’üm diyenleri „iflah edilmesi gereken düşman“ ilan etmedi mi?Bunun icrası için milyonluk it sürüsünü harekete geçirip seferberlik ilan ermedi mi? Bu da az gelmiş olacak ki, özel harekatçi bir topluma dönüştürülmüş Türkleri, Kürdleri linç etmeleri çağrısında bulunmadı mı?Hükümetbaşı, ordunun icraatlarına „takoz olmayacağız“ beyanatını vermedi mi?Bir önceki katilbaşıda Kürdlerden söz ederken „sözde vatandaş“ dememiş miydi?Elazığ Valisi Muammer Muşmal, "PKK'lı buldun mu keseceksin." demedi mi?Bugüne kadar kaç Kürd kestiği araştırılmaya değmez mi?Bu adamlar vampir. Kan ve kemik kovalayıcıları olduklarına hükmetmek için başka ne yapmaları gerekir?Bu ve benzer çağrılar Kürd milletine karşı savaş ilanı değilse peki nedir?Kürdistan’ın Kuzeyinde keyiflerine göre Kürdleri asıp kesiyorlar. Yerlerinden göçerttiyorlar. Beyazlaştırıyorlar. Katil barbar Türkler, bununlada yetinmiyor. Dünyanın neresinde olursa olsun Kürd-Kürdistan için mücadele eden herkesi düşman ilan edip yok edilmesini kendileri için bir hak biliyorlar.Kürd millet önderi Mesud Barzani’nin „yakalanması, yargılanması ve Habur’da ipe çekilmesi“ gibi haddini aşan bir iddianın sahibidirler.İşte beyaz Kürd’ün „Kürd’e abılık etsin“ dediği Türk’ün Kürd hakkındaki düşüncesi kısaca budur. Peki Kürd bunda ders çıkarabilmiş midir? Son seçim hazırlıklarında sergilenen komediye bakılırsa kimi Kürd çevrelerin bırakın bundan ders alması Türk’ü Kürd’ün sırtına bindirmesi için özel bir çabanın içinde olduklarını görmemek için aptal olmak gerekir.Kimse yanılgıya düşmesin. DTP’ye oynatılan rol ortadadır. Bu rolün İmralının Kürdleri „Türkiye uluslaşması“ içinde eritme misyonu olduğudur. Bu misyon DTP vasıtasıyla adım adım yerine getirilmektedir. DTP içinde yurtseverlerin olması bunu değiştirmiyor. Bunun somut örneği Hilmi Aydoğdudur. DTP Diyarbakır İl Başkanı Hilmi Aydoğdu, daha evel bir laf etmişti. Tüm Kürdlerin kalbini fethetmişti. Devlet ve ihanet kendisini ablukaya aldı. Son verdiği mesajlarına bakıldığında islah edildiği anlaşılıyor. „'Bin Umut' adaylarının geçmişleri ve pratikleriyle Türkiye'ye katkı sunacaklarını“ söylemiş. Ne demesin. Diyarbakır’da ihaneti halka onaylatmanın aracına dönüşmüş. Türk’ü Kürd temsilcisi seçtirmek için canhıraş çalıştığı görülüyor. Türk, buna dünden hazır. Hele içlerinde biri var ki, düşman başına. İsmi kimseye yabancı değil. Eski İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal. Kendi değişiyle bundan 22 sene evel Diyarbakır’ı görmüş. Ogünden bugüne yolu Diyarbakır’a uğramamış. Ama her ne hitmetse DTP bu zat-ı muhteremi Diyarbakır’da bağımsız aday olarak göstermiş. „Cumhuriyet döneminde adaylar Ankara'da tayin edilirdi. Kendi aday oldukları illeri görmeden Ankara'ya giderlerdi. Kürtler kendi iradesiyle bu halkın kalbinden beni aday gösterdiler…Diyarbakırlıların özlemi Türkiye özlemidir. Kürt sorununun barışçıl çözümü olmadan çatışmasız ortamda iş ve ekmek olamaz. Paralar savaşa yatırılıyorsa, iş ve ekmek sadece vaat olarak kalır“ demiş.Ne demezsin Akın Birdal.Gözümüzün içine baka baka yalan söylemek nasıl bir ruh hali bilemeyiz, ama bildiğimiz gerçek Kürdistan halkının kendi iradeleriyle seni aday göstermediğidir. Seni ve senin gibi derin unsurları İmralının aday gösterdiğidir. İmralıya o aday listesini vereninde Türk Genelkurmayı olduğu ayrıca bir gerçek. Seni paraşütle Diyarbakır’da aday gösterenler Kürd millet iradesi değildir. Onlar, Türk Genelkurmayın „Kürtçü“ odaklarıdır. Eğer Kürd iradesi dediğin mekanizma buysa bu senin de aynı kumaştan dokunduğunun itirafıdır.Dünden bugüne değişen bir şey yok. Dünde adaylar Ankara’dan atanırdı, bugünde atanıyor. Yoksa senin gibi bir Niğde Türk’ü paraşütle nasıl Dıyarbakır’da aday gösterilebilinir?Sizler yüzünüze taktığınız maskelerle iğrenç oluyorsunuz. Karanlık odakların dehlizlerinde sizlere yüklenilen misyon bizler tarafından bilinmiyor değildir. Ama sizde şunu bilin ki, bunun sorumluluğu büyüktür. Biz bugün sadece bunu hatırlatmakla yetinelim. Birde şunu bilmenizi isteriz. Dıyarbakırlıların özlemi hiç bir zaman „Türkiye özlemi“ olmadı. Bunun aksini iddia edenler sizler gibi ya iflah olmaz Türk ırkçıları, ya da derin odakların elemanlarını Kürd temsilcisi olarak sunan yalaka beyaz Kürdlerdir. Dahası var bay Akın Birdal! Kürd halkının talebi hiç bir zaman „iş ve ekmek“ olmadı. Onun tek bir talebi var ve o da Bağımsız Kürdistandır. Kürd milleti, „iş ve ekmek“ uğruna cıvan gençlerini şehit vermek için savaşa göndermedi. Bağımsız Kürdistan uğruna çocuklarını savaşa gönderdi. Bugün bu eli öpülesi halk onu „kurtarmaya soyunduğunu“ iddia edenlerin ihanetine uğramışsa ve sizin gibi derin unsurlara peşkeş çekiyorsa ne acı.Biz millet olarak acılara alışığız. Ama ne ihanete ve ne de ihanet patronu siz Türklere papucu bırakacakta değiliz.İhanet eliyle yuturmaya çalıştığınız „ülkemiz“ dediğiniz Türkiye’yi alın başınıza çalın. Bunu Kürd milletine kakalamaya çalışmanız ırkçı özünüzün tezahürüdür. Bizim ülkemiz var. O da Kürdistandır. Af buyurun, ama ülkemiz Kürdistan „ülkemiz“ dediğiniz Türkiye’nin „Doğu ve Güneydoğu bölgesi“ hiç değildir. Bu iddianın sahibi TC devleti ve onun icazet zeminide beslenen sizin gibi karanlık unsurlar ve beyaz Kürdlerdir. Kürd milletinin empatiye ihtiyacı yok. Empatiye ihtiyaç duyanlar sizin gibi ırkçılıkta ve beyaz Kürd gibi yalakalıkta prim yapmış unsurların duyduğu bir ihtiyaç olsa gerek. Ama ne yazık ki, sizler bu trenide kaçırmışsınız. Çünkü ar perdeniz çatlamış. Eğer bu böyle değilse senin Diyarbakır’da aday olman reva mı? Türklere kırım mı girdi? Paçanız yetiyorsa adaylığınızı her hangi bir Türk şehrinde niye koymuyorsunuz? Adaylığınızı Diyarbakır’da koymanızla Kürd milletine saygısızlık ettiğinizi sizlere hatırlatmak görevimiz. Dahası devletin derinliklerinde görevli kılındığınız, ihanetle elele verdiğiniz, Kürd millet kökünü kazımak misyonu taşıdığınız ortaya koyduğunuz seçim bildirgesiyle ispatladınız.Ecevit haininden kalma, ödünç alınmış „ağalık-şeyhlik“ motifli „bölgeler arası dengesizlik“ teorileri ile sahne almanız hiçte sizleri sempatik göstermiyor. Bu olsa olsa Kürd milletinin millet olmasından doğan haklarının hasıraltı edilmenin yanılsamalı yaklaşımların tezehürü olabilir.Ya Perinçekten ödünç aldığınız „Güneydoğu sorunu veya Kürt sorunu…Kendi sınırlarımız içinde çözebileceğimiz bu sorun artık Ortadoğu'daki karmaşık emperyal ilişkilerin ve çıkarların bir uzantısına dönüşme tehlikesini taşımaya başladı“ nanelere ne demeli?Daha ötesi Türk egemenlerinin „sınır ötesi operasyon“ dedikleri Kürdistan’ın Güneyini işgal etme girişimini karşısındaki şu tutumunuza ne demeli?Soruna „Türkiye’nin ulusal birliğine ve bütünlüğüne büyük zarar verecektir“ penceresinde bakan anlayış sömürgeci bir anlayış değil midir?Zaten umut tacirleri olan sizlerde bunu inkar etmemektesiniz. Kürdistan’ın Güneyini „arka bahçemiz“ değişiniz bunun itirafıdır.Yazı yine uzun oldu. Umut tacirlerinin ortaya koyduğu seçim bildirgesini derli toplu değerlendirmek sayfalara sığmaz. Bu nedenle kısa kesiyorum.Sonuç olarak „bin umut“ (Siz bunu umut tacirleri olarak okuyabilirsiniz) adaylarına Türk Genelkurmay adayları demek yanlış değildir. Bunlara verilecek her oy dönüp Kürd milletini vuracaktır. Türk Genelkurmay adaylarına oy verilmemelidir. Ortaya çıkan manzaraya göre Kürdlerin tavrı seçimleri boykot etmelidır.21 Haziran 2007

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.