KÜRT SEMALARINDA EKSIK OLMAYAN SAVAS BULUTLARI-1
Kürdistan semalarinda eksik olmayan savas bulutlari agirlasmaya basliyor. Kürdistan siyasetçi ve aydinlarin yogun elestirisi, Federe Kürdistan Bölge Hükümeti, AB ve ABD li yetkililerin direkt ve dolayli istemlerini dikkate alan PKK, TC'ye son bir sans daha verecegini belirterek, 1 Ekim 2006'da ateskes ilan etmisti. Ateskes öncesinde, sirasinda ve sonrasinda hiç bir ulusal talepte bulunmayan PKK yogun elestiri almisti. Tek tarafli ateskesin karsilik bulmasi savasta bir çikari olmayan bütün çevrelerin ortak arzusu olarak konferanslarla deklare edilmisti. Insanlarin öldürülerek bir çözüme varilmadigi,varilamayacagi sadece çözümsüzlügün derinlestirilcegi çesitli vesile ve araçlarla dile getirilmeye çalisildi. Daha önceki ateskeslerdende oldugu gibi türk devletinin bitmek bilmeyen provakasyonlari, öldürücü operasyonlari ve kürtleri asagilayan "teslim olun" çigirtkanliklari ve tehditleri sonucu geçmise nazaran ve nisbeten olumlu bir atmosfer yaratan bu sürecinde sonuna gelinmektedir. Bairs ve savas la oynanmamalidir. Savas bir felakettir, sonucu önceden bilinmeyen hiç bir savasin nelere mal olacagi'da bilinmez. Türk genelkurmayi ve yardimcilari ateskesle ilgili ilk açiklamalarinda kürt tarafini ciddiye almayacaklarini çünkü ateskesin devletler arasi bir mutabakat oldugunu açiklamislardir. Tabii Kürt düsmanligi ve savas rantini geçim kaynagi yapmis, istikrarsizligi felsefe belemis ve Semdinli örneginde oldugu gibi kontra çetelerini ordu komutanligi düzeyinde resmi savunarak Genelkurmay'a atanmis Yasar Büyükanit ve akildanelerine, dolayisiyla hükümet yöneticilerine; Ingiltere-Irlanda bulusmasini, Ispanya -Bask sorunu'nu, Sirilanka-Tamul veya Israil-Hammas, Hizbullah görüsmelerini ve ateskes antlasmalarini örnek vermeninde bir yarari olmayacaktir artik. Görünen odur ki, Isyanlarla birlikte öldürülen yüzbinlerce kürt insani, onbinlerce Kürt Gerillasi, binlerce türkiye askeri ve türk ordu zulmüne dayanmayarak Küzey Kürdistan ve türk metropollerine göçertilen milyonlarca kürt köylülerin ve tc tarafinda bogazlanmamak için Güney Kürdistan'da BM denetimindeki Maxmur kampina siginmis kadin, erkek, yasli genç 15 bin kürd insani tc ve genelkurmayina hiç bir sey anlatamamis veya yeterli gelmemistir.Her ne kadar savasin kurallarindan söz ediliyorsada isgalci türk ordusu örneginden görüldügü gibi kürtlere karsi kuralsiz bir savas yürütüldü. Savasin hiç bir kuralli taninmadi. Karsi cephenin tanimasida kimsenin timbirinda olmadi. Kürtlere göre savas; mantigin islevsiz, devredisi birakildigi bir çikmazliktir ve terk edilmelidir. Savaslar iyi degildir. Ancak Kürtler gibi isgal ve sömürge altinda olan her ulus ve halklarin kurtulus mücadelesinde silahli aksiyonlarda dahil her türlü araca basvurma hakki mesru ve kutsaldir. Isgal altinda olan bütün uluslar, halklar bu yolu izlemeye mecbur birakilmislardir. Cünkü kürtler gibi sömürgelestirilmis uluslarin mücadelesi sanildigi gibi sadece bir iktidar mücadelesi degildir. Her Ulus gibi kendisini vucuda getiren bütün aidiyetleriyle var olup olmama meselesidir.Bütün dünya sahittir ki Kürtler baris severdir ve savas istemiyorlar. Fakat TC gibi yayilmaci,barbar ve aç bir devletin isgali altinda olmalarindan dolayi direnisten baska bir kurtulus yolu ve imkâni birakilmamistir. Türkler ve baris birbirine zit ve yabanci iki kavramdir. Kürtlerin hiç bir yerde yeni bir statü elde etmemeleri için her türlü hilebazligi yapmak, ulusal hak istemlerini kanla bastirmak, devletlesmelerini engellemek için nasil canhiras bir ugras içinde oldugu bütün dünya tarafindan esefle izleniyor. Kürtlere ve kürtlük adina ne varsa düsmandirlar. Türk yöneticileri, kürtleri kökten imha mantigiyla turanci yayilmayi sinirlar ötesine tasima hevesini dayima canli tutular. Ermeniler böylesi bir planlamayla jenosit'den geçirildi.Türk sömürgeciligi bu güne kadar bütün kürt isyanlarini çilginca bastirarak bu kirli savasi uygulamistir. Denetimindeki binlerce gerilla gücüyle cevap olamayan PKK yönetimi, intihar eylemleri adi altinda yardimci oldugu izlenimiyle birlikte, ulusal potansiyel ekseninden liderlik eksenine lokalize olmasi, daralmasi savasin kürt cografiyasinda on yillarca gibi uzun bir zamana sarkitilmasina ve sadece kürtler için bir felakete dönüsmesinden baska hiç bir ise yaramamistir. Bu zihniyetle yürütülecek silahli veya silahsiz bir mücadelenin varacagi sonuç daha iyi olmayacaktir. Peki ne yapilmali ? Sadece Öcalan'in esir kosullarinin düzeltilmesi için kontrollu bir savasin baslatilmasi yanlis ve kayip ettirir. Türk isgaline karsi ulusal birlik siyaseti esas alinmalidir. Bagimsizlik,Federasiyon hangi yönetim modeli savunulacaksa ona uygun ve tutarli davranilir. Kürt cephesinin savas istemedigi herkes tarafindan bilinmesine ragmen türk savas tacirleri tarafindan görülmek istenmemesinin nedeni üzerinde iyi düsünülmelidir. Zorunlu bir savunma mücadelesinde türk isgali bilince çikarilarak türk metropollerin esas alinmasi daha etkili olabilir. Kürtler zaten agir bir yikim yasadi ve kayip edebilecek fazla bir seyleri kalmamistir. Evleri baslarina yikilan, bütün ekonomik kaynaklarindan, yasam damarlarindan mahrum birakilan milyonlarca kürd aç, issiz, mekansiz bir çaresizlik içinde hergün aci içinde kivranarak parça parça ölmektedirler. Türkler; uyguladiklari politikalarla savasin sosyal tabanini milyonlara çikartmislar. Bir savas durumunda bu insanlarin tümü bos durmayacaktir. Türk sehirlerini ceheneme çevirme hakkina fazlasiyla sahiptirler, tabii ulusal dogrultuda organize edilirse.Kim çok savas istiyorsa onlarin minderinde degil ancak sehirlerinde, sokaklarinda baslatilarak kendilerine en iyi sekilde tadtirilmalidir. Kürt savasi sürekli Türk Genelkurmayin karari ve zorlamasiyla kendilerinin belirledigi zaman ve mekan'da baslatilmistir. Kürtler sürekli bir nefsi müdafa içinde olmustur. Savas simdiye kadar kürt cografyasinda ceriyan ettigi için en agir bedel kürtlere ödettirildi. Milyonlarca insanin psikolojik dengesi bozuldu, bu savasta etkilenmeyen kürt ailesi yok gibidir. Kürt zenginlerinin önemli bir kismi proleterlestirildi. Türk savas kurmaylari, tim sefleri milyarderlestiler. Veli Küçük gibi birkaç kriminel mafiya çetelerini kuranlar vatan savunmasina geçtiler ! Kimisi normal bir siyasetçi edabiyla parti baskanligina oturup bin operasyonun sorumlulugunu unuturma gayretine girdi. Bir hafta önce irkçi salvo yarisinda ne diyordu bu zat; "ben Diyarbakir'i vermiyorum, Musul'uda almaya çalisiyorum" ! Adama bak, sanki babasinin çiftliginden bahs ediyor.Binlerce devrimci, demokrat ve aydini kursuna dizdiren, Devletbahçeli, Muhsin Yazicioglu gibi tescili katil sefleri ile Deniz Baykal'larin aynilasmasi, nahir sürüsü haline getirilen türkiye toplumuna "vatanseverlerin" birligi olarak alkislatma ve yuturulmasi bir türk realitesi olmustur. Mekanlarin, mevkilerin, misyonlarin ve söylemlerinin degistigi, ancak özlerinin asla degismedigi bu türkiye usulu savas cumhuriyeti, demokrasi harikasi 21. asira'da merdiven dayamis bulunmaktadir. Bu politik ahlak çöküntüsünden utanmayan, kurtulma mücadelesine ihtiyaç duymayan türk toplumundan, Kürtler ya ayrilik mücadelesini derinlestirerek amacina varacaktir, yada vatan millet sakarya misali dedelerinin boynuna yagli imligi geçiren bu sisteme ve milli sefi olan Atatürk'ün büstleri ününde türklerle birlikte dört ayak üzerine kalkmaya devam edeceklerdir. Türk devleti muazam savas aygitlarina ve düzenli bir ordu gücüne sahip olma avantajini devamli savunmasiz kürtlere karsi bir üstünlük ve baski araci olarak kullanmistir.Türk devlet yöneticileri asla kürtlere vatandas, dost türklerle esit gözüyle bakmamistir. Isgalci ile isgal edilenin ruhsal çeliskisi, ilskisi; ideolojik, siyasi, askeri ve ekonomik tahribatlari her kürd'te yansimisini bulmustur. Türk devleti Kürtleri asker olarak kullanip savaslar kazanmis, ayni kürt askerlerini babalarina, kardeslerine karsi pervasizca kullanmistir. Sistemli bir sömürge politikasiyla katliami zamana yaymis ve ekonomik talanla birlikte iszizligi had safaya vardirmis bilinçli ve sinsi bir göçü dayatmistir. Cahil, issiz ve aç köy koruyucularina maas baglayip kürtlerin avina çikartirmistir. Gerillalarin kellelerine ödül koyarak sürekli kürtleri birbirine kirdirmayi basarmis ve kürtler arasi birligin gerçeklesmemesi için her yolu deneyerek birbirlerine güvensiz hale getirmistir. TC'nin çilgin kürt düsmanligi, insanlari arzulanmayan her türlü siddetli mücadele yöntemlerine zorlamistir.TC kendisiyle esit veya daha güçlü ordulara sahip devletlere karsi yasadigi yenilgi krizinin faturasini bile Kürtlerden çikartmaktadir. AB ülkeleri ve Kibris meselesinde geri adim attirilmasi, Ermeni jenosit'inden dolayi bogazinin sikilmasi karsisindan çaresizleserek, irkçilik hobilerini kürtlere saldirarak, tehdit ederek tatmin olmaktadir.Türk ordusunun ABD tarafindan çuvalandigi dönem'de Kars'in Digor ilçesinde mitingden dönen yasli genç on yedi kürd'ü vahsice kursunlayarak öldürmüslerdi, yüz elliye yakin insani yaralayarak, yüzlercesini iskencede ve sorgudan geçirirken "subaylarin intikamini sizden alacagiz" diyerek tehdit etmeyi ihmal etmemislerdi. Halkimiz sustukça kani akitilmis ve kendisine unuturulmaya çalisilmaktadir. Geçmisini unutan gelecegini kurtaramaz. [email protected]