Kuzey Kürdistan`da Yeni Politik Tarz
Kuzey Kürdistan`da 1960`larda baslayan ve 1980`lerden sonra hizlana sehirlere göç 1990`larda en üst seviyeye çikmistir. Sömürgeci TC`nin 7 bin yerlesim alanin haritadan silmesi, veya kalanlarin kurucular tarafindan isgal edilmesi sonucu, milyonlarca Kürt Türkiye metropolerine veya Kürdistan`in, Amed, Van, Batman, Siirt, Malatya, Kars basta olmak üzere Kürdistan`in degisik sehirlerine göç etmek zorunda birakildilar. Gerek Türkiye metropolerinde, gerekse Kürdistan metropolerindeki varoslarda yasayan bu insanlar, yoksulluk, issizlikle karsi karsiyadirlar. Kuzey`de her ne kadar ulusal mücadele esas ise, sinifsal mücadelede vardir. Sehirlerdeki milyonlarca insan sömürüyle, yoksullukla, fahiselige sürükleme ile, iskence ve baski ile karsi karsi karsiyadirlar. Bölgede issizlik % 60 olarak açiklaniyor, ancak % 80`inde üzerindedir. Ekonomik geçim çok önemli bir yer tutuyor. Bu ulusal baskiyi tali plana atmiyor, ancak ununla beraber Kürt halkinin acisina ikiye katliyor.Kuzey Kürdistan`da az köy kaldi, Sömürgeci ordu köyleri yakip yikti. Baskiyla bile olsa Feodalizm kismi olarak çözüldü. Ancak bu çözülme zorlamayla oldugu için ekonomik, siyasal, politik v.s sorunlari çözmedigi gibi karmasik bir doruma soktu. Tarlasindan ve hayvanindan koparilip sehire göç ettirilen bu insanlar, Kapitalizmin sömürüsüyle azda olsa tanistilar. Ancak sömürüye bile razi olan bu insanlar, TC`nin talan ettigi Kürdistan`da bu sistem içinde is bulma imkanindan da yoksunlar. Çünkü Kapitalizmin yasalari tam olarak islemiyor. Yani Kuzey Kürdistan bugün Güney Kürdistan`in yasadigi sermaye birikimi dönemini yasamiyor. Sermaye disariya akiyor. TC sömürgecilerinin ve Emperyalist ülkelerin talani yaninda kalan artiklarida, Kürt isadamlari batiya aktariyorlar. Bugün Yüksekova, Lice, Baskale, Kars, Malatya, Antep, Diyarbakir ve hemen hemen Kürdistan`in her tarafindan Kürt isadamlarinin Türkiye metropolerinde Gayri menkulleri vardir. Yani herkes kuzey`de tüm zenginlikleri talan ediyor. Son yillarda bu dahada arti. TC, burayi sonsuza kadar elinde tutamayacagini anladi, ve “ne götürsem kardir” mantigiyla her tarafi talan ediyor. Sehirlerin varoslarinda yasayan bu insanlar, özellikle yeni nesil, isyankardir ama öndersizdir. Neden isyankardir?Çünkü her biri annesini, babasini, kardesini, bacisini veya akrabasini kaybetmistir. Yada cezaevindedir, veya sakat kalmistir. TC`nin kirli savasinda kaybetiklerinin intikamini almanin pesindedirler. Bunun yaninda ulusal yönde sloganlariyla Tc`yi titretiyorlar. Ancak bunlarin öndersiz olmasi, onlari dogru bir siyasal alana çekmeyi engeliyor. Son Diyarbakir ve Kürdistan`in diger bölgelerinde olan gösterilerde bu kanitlandi.PKK bunlara önderlik edemez, hiçbir ulusal slogani olmayan bir partinin böyle bir derdide olamaz. Bu bagimsizlik yanlilari için bir avantajdir. Eger firsat dogru degerlendirilirse, tarihsel bir firsati yakalayabilirler. Eger hayirsa, bu kitle daha birkaç yil alternatifsiz olan pkk`nin pesinden gidip “Biji serok Apo” diyecektir, ta Kuzey`in bagrinda yeni bir devrimci ulusum ortaya çikana kadar. Yeni mücadele tarzinda bunlar gözönünde tutulmasa, basari sansi azalir. Örnegin Türk Solu yillardir Kürdistan`da Sosyalist sloganlarla: “Sinifsal sömürü, Halklarin kardesligi, Enternasyonalizm, Kürt ve Türk halklarinin birlikte mücadelesi”, ile tuturmus gidiyor. Hala binlerce Kürt devrimcisi Türk solu içinde bosuna kürek çekiyorlar. Kürt devrimcisi gidip çorum ve Trabzon`da nasil halki örgütleyecek. Bildigimiz gibi ya linç edilmeye çalisiliyor, yada Fasist devlerçe dagda vuruluyorlar. Ama bazi Kürtler hala Türk Solu içinde, Kuzey Kürdistan`da halki etkileyip taban tutabilmektedirler. Bu girisimler Kürdistan devrimine büyük darbe vuruyor. Halklarin kardesligi ile hiç bir iliskisi yoktur. Halklarin kardesligi ancak gerçek bagimsizlikla mümkündür. Bu baylar Rusya`da, Yoguslavya`da, çekoslovakya`ya tutmadigini gördüler. Onlarin Kürdistan devrimine yapabilecekleri en iyi yardim, kendi halklari üzerinde varolan, fasist ve söven propogandanin etkisini azaltmaktir. Yoksa Kürdistan devrimini sirtlama gibi saçma bir hastaliktan vazgeçsinler. Kürdistan halki artik kendi öz partileriyle ve bagimsizlik için karar almistir. Geçen yil bir yazimda linç olaylarinin artacagini ve ilerde özellikle Türkiye metropolerinde Kürtleri linç etme olaylarinin artacagini söylemistim. TC çok zor durumda kaldigi an bu yedek güçlerini piyasaya tam destekli olarak sürecektir. Ancak bugün çesitli denemelerle sivileri alistirmaya (yani pratikte katliamlar konusunda Türk fasistleriyle, Kürt halkina karsi tatbikat yapiyor) çalisiyor. Türk milliyetçiligi giderek yükseliyor. Yine askerlerin cenaze törenleri bunlar için iyi bir firsattir. Cenazelere Genelkurmaydan en küçük rütbeye kadar katilim oluyor. Unutmayalimki tavandan gelen Fasist dalga çok tahribatlara yolaçiyor. Hitler buna örnektir, çünkü Almanlarin büyük çogunlugu Hitlerin katliamlarini benimsemis ve yardim etmistir. Ittihak ve terraki Cemiyeti buna örnektir. Türk nufusunun büyük çogunlugu Ermeni katlimini benimsemis ve hala devletin bunu inkarini desteklemektedirler. Kürt isyanlarinin bastirilmasinda Türk halki büyük çogunlugu desteklemistir. TKP bile Kürt isyanlarini Emperyalizmin ajanlari olarak Komunist Internasyonale bildirmistir. Türk solunun övündügü ve Dünya`ca taninan Nazim Hikmet bile, ta Japonya`daki, Güney Amerika`daki, Afrika`daki haksizliklari görmüs ama kendi devletinin sömürgelestirdigi Kürdistan`daki katliamlari görmemistir. Buna karsi hakli olarak Kürt milliyetçiligide artacaktir. Kürdistan ulusal begimsizlik devrimi kanli bir süreci bekliyor. Ve mücadelenin esas alanlarida sehirler olacaktir. Bunuda yegane basarisida, Kürdistan`da ve Kürt halkinin içinde olmaktan geçiyor. 08.04.06