Salih Aras
"Yoksa herkesi düşman ilan edip, dokunalmazlığını 'kutsal'lık derecesine çıkarıp,
çığlıklar atarak 'kürtlere uluslar arası saldırı var' yalanlarına sığanarak kendinizi temize çıkaramazsınız. Size, Tv lisansı verenler kaşınız gözünüz için vermediler."
HALKIN PARASI!!!
Halkın emeği, alın teri olan helal parayı toplarsınız, sanki zorunluymuş gibi, hepsini bir araya getirirsiniz, bu parayı size veren Kürt Halkı'na (çoğu kendi taraftarlarınız) güvenmezsiniz. Bir araya topladığınız ve deste deste yaptığınız paralarının cazibesine kapılırsınız. Gördüm şaştım delisi olursunuz. Bir çantaya doldurduğunuz paralarla sokaklara düşersiniz. Sanki halkın emeği değilde çalıntı paraymış gibi saklamaya çalışırsınız. Artık onu kendi paranız ve hakkınızmış gibi düşünürsünüz. Bazen bir banka kapısına dayanırsınız.
bazen bir yerlere gömmek istersiniz. Sonuçta birileri sizi enseler paraya el koyar, bu kez feryat-figan yaparsınız; 'kürtlere uluslar arası saldırı var'.
Bu ortamı kendiniz yaratıyorsunuz, Halkın helal parasını, haram ve kara paraya çeviren kendinizsiniz.
Bu Halkın neyini korudunuz ki, parasınıda koruyasınız! Sizden bu beklenmez. Göreviniz farklı, çokça bahsini ettiğiniz 'uluslar arası'nda Kürtlerin adını kara paralara, uyuşturucuya ve kriminal olaylarla anılması ortamını kendiniz bilerek hazırlıyorsunuz.
Önderinizde parayla çok haşır-neşirdi. Şam'dan Bekaa'ya geldiğinde bile, para dolu çanta en yakınında olurdu. Fıldır fıldır gözlerini çantadan hiç ayırmazdı. Arasıra çantayı açıp paraları konrol etmeğide ihmal etmezdi. Irk alarak en başta Türkler olmak üzere, Arapları ve Farslarıda çok sever. Ama paraya gelince Dolar, Mark (o dönem) ve İşviçre frangına bayılırdı. O kağıtlara dokunmakta büyük sevk alırdı. İftira etmiyorum, görüntüleri bile var, onbinlerce PKK taraftarı bu görüntüleri izlemiştir.
Kendi ve akrabaları için ne kadar para güvenceye aldı bilinmez. Ancak Şam'daki yüzme havuzlu villalar ve onlarca eve Suriye İstihbaratı tarafından el konuldu. Bunu kendiside itiraf etti; 'Suriye ortada olmayan bir Kürt partisi kurarak evlerime el koydu.' Sanki babasından kalma evlermiş. Bu evler hangi paralarla alındı? Kürt insanı mutfağından, çocuklarının harçlığından keserek, emeğiyle kazandığı paralardır. İşte Kürtlerin emeğine 'saygı'. Dünya'nın dört bir tarafındaki mafya, çeteler ve her türlü karanlık iş çevirenler, bazen kara paralarını helal paraya çevirme becerisini gösterirler, 'tertemiz' iş adamı olurlar. Ya Siz, halkın emeğini kara paraya çevirmede, gerçekten çok marifetlisiniz!!! Bilinmez sizden herşey beklenir, yoksa karaparayla helal parayı karıştırıyormusunuz? Şimdilik bu konuda bir şey demeyeceğim, konum helal para...
Avrupa'da Kürtlerin size olan desteğini yüzbinlerle ifade ediyorsunuz, doğrudur. Bunların içinde yüzlerce belkide binlerce iş ve ticaretle uğraşanlar vardır, onbinlerce taraftarınız yasal konumları gereği çalışma ve oturma iznine sahipler, binlerce taraftarınız Avrupa ülkelerinin vadandaşı durumunda. Bu kadar geniş olanak ve imkanlarınız var, neden elinizdeki parayı koruyamıyorsunuz? Kürt halkına güvenmiyormusunuz? Üstelik parayı size veren onlar!!!.
Bu kadar geniş olanaklara sahip bir parti, milyarları korur. Nasıl mı olur dersiniz? Her bölgeden 8-10 Kürdü bir araya getirin (seçmeli olmasınada gerek yok) toplantı yapılsın konuşulsun tartışılsın, halkın emeği nasıl korunur ve değerlendirilir? En güçlü ve doğru çözümü bulurlar.
Herşeyde uluslar arası değil ki, herşeyde uluslar arası bir sorunmuş gibi açıklanamaz. Sorunlar bazen bölgesel,lokal ve hatta kişisel olur. Muhatap olanların sorunu somut bir biçimde açıklamaları gerekiyor.
Yoksa herkesi düşman ilan edip, dokunalmazlığını 'kutsal'lık derecesine çıkarıp,
çığlıklar atarak 'kürtlere uluslar arası saldırı var' yalanlarına sığanarak kendinizi temize çıkaramazsınız. Size, Tv lisansı verenler kaşınız gözünüz için vermediler. Bunu halkın parsıyla aldınız. Ama kurallar ve kanunlar var; kimse sizin Tv için özel kanunlar çıkarmadı, bunlar siz yokkende vardı. Avrupa'da ve tüm Dünya'da, gerektiğinde, bazı kurum hatta kişiler takibe alınır, yasal soruşturmalara tabi tutulur.
Bazen bunların içinde, ilgili devletlerin kendi kurumları bile oluyor. Bunun yadırganacak yanı yok. Şimdi kurumlarınız yasal açıdan bulunduğunuz ülkelerin kanunları dahilindedir. Siz onlardan izin aldınız. Eğer Kürt Halkına karşı bir tavırları olmuş olsaydı, size bu izni vermezlerdi. Yani Kürt Halkına karşı olma diye bir sorun yok. Sorun tümüyle sizinle ilgilidir. Örneğin, Türkiye, Suriye yada İran'dan bu izni alabilirmiydiniz? Alamazsınız çünkü onlar, karşı olma bir yana kürtleri bitirmek istiyorlar.
Hem halkın emeğini kumarda kazanılmış para gibi çar-çur ediyorsunuz, hemde halkın duygularıyla oynayıp(geçmişte olduğu gibi) sokaklara dökmek istiyorsunuz. Umarım sizin bu oyunlarınıza tekrar gelmezler. Halk size destek verdi, kurumlar açtınız, onların yasal korunumu ve işlevi halkın görevi değil, sizin görevinizdir.
Bir tek sizin Tv'niz yok, neredeyse 20'ye yakın Kürt Tv'si var. Çoğuda Avrupa lisanslıdır. Neden acaiplikler hep sizi buluyor? Sizden kaynaklanan hiç bir şey yok mu? Neden bir kurumunuza yönelik yasal bir müdahaleye uluslar arası boyut kazandırıyorsunuz? Kürdistan eşit, Abdullah yada Roj Tv değildir.
Size yönelik somut iddialar var. Muhattap sizsiniz kendinizi savunun cevap verin. 'Uluslar arası'nı
karıştırmadan.
Salih Aras