Tarih genel olarak yasanilanlarin bir sonraki kusaklara aktarilmasidir. Cok basit bir tanimlama gibi gelsede tarih bundan baska birsey degildir. Bu tarihin olmasi gibi aktarimini zorunlu kilar.
Tarih ayni zamanda insan oglunun kendi pisliklerini ötmek icin kisiye veya bir cevreye veya zumreye munhasir olarakta yapilir. Yani resmi tarihten bahs ediyoruz. Resmi tarihe ihtiyac duyanlar tarihsel olarak gizlemek istedikleri seyleri baskalastirarak kendi istem ve ihtiyaclarina göre 2tarih" yaparlar. Resmi tarih bilgisi ekseninde olusturulan tarih bilinci ise inkari temel bir kural alirken surekli bilgi akisindan da nasiplenememe gibi bir hantikapla yogruldugundan dirki olgular nedenler ve nicinler karsisinda eklektik olmayi asamaz.
Siyaset yani algilama ve yönetme,degisme ve degistirme gibi bir cok hayati öneme sahip eylemlerin toplami olsa gerek diye dusunuyorum. Algilama yönetme,degisme ve degistirme gibi cok kaba bir tanim gibi görunen siyaset tarifi zorlama yapilmaksizin bu olsa gerek.
Algilama ve yönetme her ikiside neden nicin ve nasil gibi kavramlarin acikliga kavusturulmasiyla mumkun olan seylerdir. Lakin her iki seyde geri planda tarih bilincini zorunlu kilar. Söz konusu seylerin hangi tarih anlayisiyla yapildigi ise degisme ve degistirme espirisinde ortaya cikar.
Genel olarak resmi tarihciler ve kurbanlari degisim ve degistirme anlayislarinda kendilerini ele verirler. Nasilmi yetmedikleri yerde zorlamayi varsa yoksa kendi dogrularinin derinligini ve muhataplarin anlama becerisinden yoksun bioreyler veya kitleler olarak görurler. Yine bunlar surec iciinde kendilerinin seckin ve secilmisler olarak misyon sahibi tanrilar olarak görurler. Peki neden cok merak edenler Kemalizmin gelisim surecini biraz dusunsunler....
Siyaset cok ciddi tarih bilincini zorunlu kilarken,hangi tarih ve tarih anlayisindan beslenmis olmak ise yapilan siyasetin durumunu belirler. Siyaset yapilan alan ve hedeflenen kitle,toplum veya millet yapilacak siyasette hangi tarih anlayisi icinde yapildigi espirisiyle yakindan ilgilidir. Hedef kitlenin tarihiyle yabanci olmak ve resmi tarihte sikisip kalmak insana her zaman zik zaklar cizdirirken insani anlasilmaz da kilan seyin kendisi oluverir.
Aydin: Genel olarak tarih bilgisiyle dolu olmak zorundadir. Tarih bilgisiyle dolu olan aydin ayni zamanda yasadigi döneme karsi sorumludur. Aydin bu sorumlulugunu yasadigi alanda bir muhalif gibi dogru olmayan seylere karsi göruslerini aciklayarak dogrularin serpilip yesermesi icin caba icinde olur.
Aydin derken her konusanin veya görus aciklayaninda aydin olmadigini belirtmek gerekir diye dusunuyorum. Aydinin han gi kaynaktan beslendigi ise o aydinin durusunda önemli yeri vardir. Tipki Turk aydinin Kurde anlamaktan yana acmaz icinde olmasi gibi veya tam tersi Turk tarih tezlerinden etkilenip Kurdi durmaya calisan ama Kurd aydini olmayi bir turlu becermeyen aydinlar gibi.
Bagimsizlik luzumlumu veya luzumsuzmu gibi bir tartismayla baslayan ve bayagi gundem iskal eden sey aslinda tarih,siyaset ve aydin konusunun nekadar önemli oldugunu bir daha gun yuzune cikardi sanirim. Birileri bir takim sorular sorarken,sorulara gelen tepki ve elestiriler karsisindaki tavir sorulari soranin isin ehli olmadigini aciklarken,tarih,siyaset ve aydin durus gibi seylerle MAGAZINSEL seyleri karistirdigida ortaya serpili veriyor.
Her insan istedigi her seyi yazma ve tartisma hakkina elbette sahiptir. Bu bagimsizlik olabilecegi gibi bagimlilikta olabilir. Yani sonuna kadar tartisma olmalidir. Burda bir ittiraz olabilcegini sanmiyorum. Sonuc her görus kisinin kendisini baglar. Fakat burda yapilan sey o degil.
Ögertmen ögrenci veya bir iki dil bilmek gibi seyleri bir erdem gibi satmak yani kendini yamamak veya kendi aczinde kendine sevdelanmak gibi seyleri bir baski unsuru gibi kullanmak yerine varsa sahip oldugu iyi erdemler onlarla yol gösterir. Yol göstermekten yana bir yetersizlik varsa ki var ozaman yapilacak sey cok farkli sey olmalidir. Insanlarin Turkceden baska dil bilmedigini ve Turkce bilgilendigini söylemek kolay ama zor olani TURK TARIH TEZLERININ ETKI ALANINDAN KURTLAMAYIPTA KURDI DURAMAMKTIR.
Eger her unuversite bitiren aydin olsaydi veya cok bilseydi en cok ihanet edenlerde onlar olmazdi. Dunyada inhanete en acik olan alanda ne hikmetse bu alandir. Yani bir insanin kimya veya fizik matamatik jeoloji veya felsefe olmadi sosyoloji okumasi onu her isin ehli yapmadigi gibi böyle bir meziyeti olaninda tartistisi insanlara bu meziyetlerini siralamasi sanirim en hafif deyimle görgusuzluk degilde nedir.
Iyi bir ögretmen iyi bir tarihci siyaset bilimine fakif ve aydin olmak zorundadir. Bunlari yerine getiremeyenlerin birakin ögretmen olmayi ögrenmeye aday olduklari unutulmamalidir. Her tartismanin akabinde kisi kendi eheliyetini ve ehemiyetini hatirlatma aczi icine dusuyorsa nacizana bir öneri bir psikologa acil görun demek sanirim yanlis olmasa gerek.
Sahi magazin unutmustuk. Hep Turklerin magazini olmak zorunda degil yani bizim de magazinimiz olmak zorundadir. Sahi bu yil moda ne bilen varmi??? ama yinede bir iki tuyo vermekte yara var. Yilin en ama ene modasi öncelikle ne yapip edin bir diploma bulun dost sohpetlerinde bayagi havasi varmis. yine flas bir havadis siz siz olun Turkce okumayin o aut oldu. Son okunacaklar yani moda ingilizce eh yetmedimi Zuluca da revasta....
Sevgi ve Selamlar
Re: Belki okumamis olanlara katki sunmasi temennilerimle rizgari