Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 3 January 2010

PSK ve PKK

Hasan Bildirici

Tarih: 2 Ocak 2010 Cumartesi

Aslında hiç istemediğim bir konuyu yazmaya çalışıyorum. İki Kürt partisini birbiriyle kıyaslamanın ve yarıştırmanın lüzumu yok. Böyle bir kulvar da yok. Gerek de yok. Ben başından beri, PKK'yi dengeleyecek ve onunla yarışacak başka bir Kürt partisinin güçlenmesini savundum. Ama olmadı. Olmuyor. Sanırım yorulan, ayrılan ve PKK'den uzaklaştırılanlardan PKK büyüklüğünde iki örgüt çıkar. Ama PKK böyle yapmadı. Kendisine yakın olabilecek, yarışabilecek ve bazen de dayanışma içinde olacak başka bir yapılanmanın yanı başında boy vermesini istemedi. İsteseydi, PKK'nin kendisi karlı çıkardı. Tıpkı Güney Kürdistan'da KDP ve YNK'nin olması gibi... Kim bilir, ileri bir aşamada, belki ortaya çıkan koşullara göre, aynı halk cephesi içinde yer alan iki tür PKK çıkar ortaya... Birincisi, bugünkü görüşleri savunur... Özerk Kürdistan, Demokratik cumhuriyet... Diğer güç de bağımsızlık yanlılarından oluşur... Bir hayal mi, bilmiyorum.

Aslında konu bu değildi. PSK Eski Genel sekreteri Kemal Burkay'ın Türk basınına verdiği demeçlerde PKK'nin MİT ve devlete bağlı bir örgüt olduğunu söylemesini eleştirmiştim. Yazı Kurdistan-Post'taki köşemde, işaretlediğim linkte duruyor.

http://www.kurdistan-post.com/modules.php?name=Niviskar&op=viewarticle&a...

Bu yazıya karşılık, PSK'nin internet sitesi kurdistan.nu da A. Sevdin isimli birisi Kemal Burkay'ı savunan, beni de yerin dibine batırmak isteyen bir yazı yazmış... Yazıdan haberim yoktu. Bir arkadaş göndermiş. İsterseniz önce yazıyı okuyalım:

Şeyh-Mürit İlişkisi,
Kör Gözler ve Yürek Yakan Gerçekler

A. Sêvdîn/Kurdistan.nu

Kurdistan Post internet sitesi yazarı Hasan Bildirici, köşesinde sayın Kemal Burkay’ı hedef alan yazısını üzüntü ile okudum. Kürt halkının aydın kesimi hala kendini bulamamış, Bu oldukça üzüntü verici. Sayın Kemal Burkay gibi ömrünü halkının özgürlüğüne adamış,  politik alanda ekol olan, Vizyon sahibi, politikanın aksalkallısına yönelik bu dil kabul edilemezdir. Sayın Burkay'a gözü kapalı, hem de gerçek ile ilgisi alakası olmayan iddialarla hakaretvari dil kullanmak, ancak yazı sahibinin niteliğini ele verir. Böylelerine aydın, araştırmacı vs. demek mümkün değil doğrusu. İçler acısı bir durum.

H. Bildirici’nin  aydın olmadığı açık, eski melsa (Marx, Engels, Lenin, Stalin, Apo) Yayınevi çalışanı biri. Yani bu adam mürit biri, kim nerde  hangi neden ile ve nasıl şeyhini eleştirirse, can siperane savunma yapan biri.

Müritler şeyhlerini savunurken esas aldıkları tek şey şeyhlerinin nefesinin güçlü olduğuna  olan inançlarıdır. Onlar için şeyhleri her zaman dogrudur ve haklıdır, tartışılmazdır; argumanların, belgelerin  hiç anlamı yoktur. Bunların şeyhlerini tartışma yetileri ve de cesaretleri yoktur. Doğrusu müritler kendilerini ancak böyle davranarak ifade edebilirler, yani tabiri caizse atkafalıdırlar. Veya Böyle davranmak zorundadırlar.Yoksa Cemaatta yerleri olmaz, dışlanırlar. Ve belli sonuçları olur, katlanmak zorunda kalırlar.

Doğrusu bizim H. Bildirici'nin müritliğine diyeceğimiz yok. Bu davranış biçimi H. Bildirici'de kronik bir hal almış. Maalesef şeyhinin durumu  ortada. Üstelik bu aydın maskeli mürit neyin hangi gerekçe ile yazıldığına, kullanılan argumanlara kendisi bile bakmıyor; onun için önemli olan, her halukarda şeyhini savunmaktır. Bu durum belli vasıflara sahibim diyenlerin benimseyeceği  tarz ve yöntem  değildir.

Ama faka basıyor, şeyhinin kendi beyanlarını görmezden geliyor: Partisini kurduktan sonra üç yıl süreyle devlet  tarafından finanse edildiklerini, silahlarının, hatta korunmalarının devletçe sağlandığını; özür dilemelerini, hizmet için hazır olduğunu ve fırsat istemesini, Kürt halkı için eşitlik ve devlet istemenin ilkel milliyetçilik olduğunu, Güney Kürdistan'daki federal yapının sömürgeci devletleri hançerlemek olduğunu söyleyip hayıflandığını vb... Hasan  Bildirici unutmuş, bu noktada gözleri kör. Hele  90'lı yıllarda  PKK'ya MİT'ten sizma var diye yılda ortalama 500 Kürt halkının evladının katledildiği, şeyhinin ifadesidir. Bekaa vadisinin mezarlığa çevrildiğini  üstelik bunları  bizzat kendilerinden kopan eski etkin ve yetkin kadroları tarafından yazıldığını unutuyor Hasan Bildirici. Biz bunları sadece hatırlatıyoruz, çıldırmak niye? Kendi yazdıklarının dışında, bir şeyler okumuyor herhalde ki çıldırıyor. Mürit tarzı bu yaptığı. Yoksa gerçeklerin yürek yakanı mı diyelim.

 Bildirici'nin unutmaması gerek, bunlar belgeli argumanlar. Çok eski değil, bu belgelere ulaşmak da zor değil. sadece İmralı'daki  şeyhinin ıfadelerini okusun ve biraz da Nasname ve Kürdistan Aktuel sitelerini ziyaret etmesi de yeterli. Yoksa Sayın Kemal Burkay'ın  bir yerlere sığınma ihtiyacı yok.

Ama Hasan Bildirici bu noktada dogru söylüyor, sığınmaya muhtaç birileri var ortada,  gerçekler ile yüzleşmekten öcü gibi korkan, bu gerçeklerin halk yığınları tarafından bilinmesini istemeyen, yani gerçekleri saklamaya çalışan birileri, Oda kendisi.

Böyle davranmakla fiilen olmasa bile, düşünsel olarak Kürt halkının yiğit evlatlarının katline ortak olduğunun  farkında mısın? Mücadelede şehid düşmüş neferlerin arkasına sen sığınıyorsun. Ancak kirletirsin, uzak dur. Çünkü onlar özgürlük, eşitlik, bağımsızlık için düştüler. Senin gibi sığıntılar laf üretsin diye değil.

Böylesi  tipler her halkta mevcuttur, kendilerini anlatırken veya şeyhlerini savunurken, mutlaka birilerini yermeleri gerekir. Kendilerince yerilen kişi öyle sıradan birileri olmaz; erişemedikleri, imrendikleri şahsiyetler özellikle seçilir. Bu hastalık sadece onlarda değil seyhlerinde de aşırı düzeyde mevcuttur. Şeyhi her şeyi en iyi kendisinin yaptığını ve yapabileceğini söyler. Film çevirebilir, roman yazar, marksizmin ustalarını aşar ve üstelik peygamberdir de. Bunlar şeyhinden alıntılar, iftira değil yani.

 Şimdi bu tiplerin ve savunucularının etiketi  aydın olabilir mi? Olamaz.  Paye almak kolay değil, kimse vermez, yok böyle bir kurum kuruluş. Payeler hak edilir. Herkes yazı yazıyor, ama aydın olmak bir misyonu ve vizyonu olmak demektir. Birikim gerektirir. Payeleri toplumlar ürünlere bakarak  verir. Bir iki kitap yazmakla paye alınmıyor. Hele hele ezilen bir ulusun aydını olmak kolay da değil.

&  &   &   &   &  &

Saygıdeğer okuyucular, müritler, bazen yollarini şaşırırlar, zikir silsilesi içindeyken nadiren de olsa  kendilerinin de  bir kişilik olduklarının farkına varırlar ve tesadüfen söylemlerine yansır bu ruh halleri. İşte o zaman da kendilerini hedef tahtasında bulurlar.Ya bir güzel kötekten geçirilirler veya bazen de okkalı bir tehtit yeterli olur. Hasan Bildirici de de böyle olmuştur. Okkalı bir tehtid yeterli olmuştur.

 Böylesi bir ortamda bunların piskolojilerini anlamak lazım, ve bu durumu konunun uzmanlarına sormak gerek. Kişilikleri deforme olmuştur böylelerinin. Aslında bunları hastahaneye yatırıp kişilik tedavisine tabii tutmak gerek, belki düzelebilirler, kişiliklerine yeniden kavuşabilirler. Düzelen pek  görülmüş değil, bu konuda oranlar oldukça düşük, nedeni de bunlar artık ergenlik çağını geçmiş koca koca insanlar, bu davranış onlarda içselleşmis durumda. Tedavi de pek kâr etmiyor doğrusu.

****

A. Sevdin yazısında, olmadık hakaretlerde bulunuyor ve müritlikle suçluyor.... Beni PKK ve Öcalan'ın müridi yapmış. A. Sevdin'in yazısını okudunuz. Kimin mürit olduğu herhalde yazıda daha iyi anlaşılıyor. Yazı ve fikir doğru kullanılmalı, doğru kullanılmadığı zaman döner sahibini vurur.

Benim anlamadığım bir şey var. Yani biz şimdi PSK ve Kemal Burkay'ı eleştirmeyecek miyiz? Kemal Burkay yediden yetmişe herkesi mit ajanı, devletin adamı yapacak da insanlar sessiz mi kalacak buna? Bu açıklamaları yapmasa bile, Kürt bireylerinin Kemal Burkay'ı eleştirme hakları yok mu? Kemal Burkay, A.Sevdin'in tapulu malı mı?

Ne diyelim, Tanrı, PSK'yi böyle dost ve savunuculardan korusun.

PKK'yi anti demokratiklikle suçlayıp, ondan daha anti demokratik davranmayı bize lütfen demokrasi olarak anlatmayın. 25 senedir gücüm yettiği oranda PKK'yi eleştiririm. Bu eleştirilerden dolayı PKK ile defalarca karşı karşıya geldim. Yani en azından mürit olmayı becerememiş biriyim... A. Sevdin'e sormak gerekiyor... Kendisinin Kemal Burkay ve partisine yönelik kaç eleştiri yazısı var?

A. Sevdin yazısında, bir dönem sorumluluğunu yaptığım MELSA yayınevinin harf şifrelerini çözmüş. Melsa Yayınevi 1990 yılında kurulmuştu, bense 1991 yılının Nisan ayında cezaevinden tahliye olmuştum. Mesla Yayınevinde çalışmanın nasıl bir sakıncası olduğunu anlamadım.

Doğrusu, PSK'li arkadaşların böyle bir hakaret yazısını kendi yayın organlarında yayınlamalarını isabetli bulmadım. Böyle bir yazıyı hak ettiğimi sanmıyorum. Yayınladıklarına göre, bu biraz da kendi görüşleri olduğu anlamına gelir... O zaman kızmadan ve hakaret etmeden tartışacağız... Biz henüz PSK'yi hiç tartışmadık... Eğer arkadaşlar alınmayacaksa, tartışalım.

****

NOT: Dönüşü Olmayan Yol(II)SARYA adlı romanım baskıdan çıktı. İlgi duyan arkadaşlara gönderebilirim. Avrupa'da veya dünyanın değişik ülkelerinde bulunan arkadaşlar email adresime bir not bırakarak isim ve adreslerini bildirmek suretiyle, ayrıca “Dönüşü Olmayan Yol(I)“, “Geçmişin Gölgeleri“, “Pusu“, “Şervan“ ve "Son Mektup" adlı kitaplarımı isteyebilirler... Yazılarımın altında bazen bu duyuruyu verdiğim için okurlar beni bağışlasın. Yazdığım romanları okurlara ulaştırmanın başka bir yolu ve olanağı yok...

Hasan Bildirici

PSK li her kimse dupeduz hangi kalibreden oldugunu gostermis elestirdikleri apo nun sactigi kulturun tam tezahuru! hasan a kizsak kopursek de hasan kurdistan da ender bulunancak terbiye ve duyarliliga sahip bir KURD aydinidir (babasi turk diyenlere hormet ederim!, annesi bile turk olabilir, onun kendini nerde konumlayip ne hissetigi onemlidir!) Hasan ozellikle bu tartismada % 100 destegi hakkediyor. bir de semere degil de essege vurabilse! (ancak vuramama nedenini de anlayisla karsilamak zorunda oldugumuzu da arada bir dusunuyoruz-bu isler oyle haricten gazel okumak kadar kolay seyler degil) hurmetler HeK

gene aceleden yanlis yazmisim: soyla yazilmis: "PSK li her kimse dupeduz hangi kalibreden oldugunu gostermis elestirdikleri apo nun sactigi kulturun tam tezahuru!" elestirdikleri degil "savudugu ve yazsindan yansiyan anlayis apo nun etrafa sactigi kulturun tam tezahuru" olacakti. demek ki bu kulturu sadece apo etrafa sacmamis! adamin fazla da gunahini almayalim. gerci onun gunahlarindan tonlarca alsak da eksildigi farkedilmeyecek kadardir vs vs vs hurmet HeK

Sayin HeK, sizinde belirtiginiz gibi Sayin Hasan Bildirici ye "kizsak kopursek de hasan kurdistan da ender bulunancak terbiye ve duyarliliga sahip bir KURD aydinidir (babasi turk diyenlere hormet ederim!, annesi bile turk olabilir, onun kendini nerde konumlayip ne hissetigi onemlidir!ozellikle bu tartismada % 100 destegi" sunalim da ama sizinde belirtiginiz gibi "PSK li her kimse dupeduz hangi kalibreden oldugunu gostermis elestirdikleri apo nun sactigi kulturun tam tezahuru! elestirdikleri degil savudugu ve yazsindan yansiyan anlayis apo nun etrafa sactigi kulturun tam tezahuru" haklisiniz da ama sayin Hasan Bildirici de o tezahürün bir yansimasi degilmi.nasilmi? Sayin Hasan BIldirici yazisinin bir yerinde su belirlemeyi de yapiyor ve diyor ki: "Aslında hiç istemediğim bir konuyu yazmaya çalışıyorum. İki Kürt partisini birbiriyle kıyaslamanın ve yarıştırmanın lüzumu yok. Böyle bir kulvar da yok. Gerek de yok. Ben başından beri, PKK'yi dengeleyecek ve onunla yarışacak başka bir Kürt partisinin güçlenmesini savundum. Ama olmadı. Olmuyor. Sanırım yorulan, ayrılan ve PKK'den uzaklaştırılanlardan PKK büyüklüğünde iki örgüt çıkar. Ama PKK böyle yapmadı. Kendisine yakın olabilecek, yarışabilecek ve bazen de dayanışma içinde olacak başka bir yapılanmanın yanı başında boy vermesini istemedi. İsteseydi, PKK'nin kendisi karlı çıkardı. Tıpkı Güney Kürdistan'da KDP ve YNK'nin olması gibi... Kim bilir, ileri bir aşamada, belki ortaya çıkan koşullara göre, aynı halk cephesi içinde yer alan iki tür PKK çıkar ortaya... Birincisi, bugünkü görüşleri savunur... Özerk Kürdistan, Demokratik cumhuriyet... Diğer güç de bağımsızlık yanlılarından oluşur... Bir hayal mi, bilmiyorum" hic istemedigi bir konuda yazmaya calismak zorlasada sayin Hasan Bildirici yi bir aydinin düstügü kem küme yorum yapmayigerekli görmedigimden sizde, lütfen % 100 desteginizi sunarken.% 50 de olsa enerjinizi birlik icin harcasaniz daha sempatik olursunuz.sizde kürd aydinlarimizdansiniz.birligin,birlikteligin kendisini dayattigi günümüz gercekliginde,bizden cok siz aydinlara bu sorumluluk daha bir düser.sizin,sizlerin bu konudaki tüm cabalarinizi bir kürd bireyleri olarak pesinen %100 destegimi sunuyorum.

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.