Bana öyle geliyorki, birbirimizi anlamamak için büyük bir çaba sarfediyoruz.
Hani ortak bir sorunumuz var.
Ülke ve milletimizin esaret altında kurtarılması ortak amacımız.
Mesele bunun hangi yaklaşım, örgüt ve araçlarla başarılacağıdır.
Tartışılan budur.
Eski Kürd başkaldrılarını bir yana bırakırsak 1970'ler sonrasını ele aldığımızda doğal olarak buna önderlik ediyorum diyen siyasal güçlerin yaklaşım ve pratiklerine bakacağız.
Bunun ötesi getiri ve götürüsünü karşılaştıracağız.
Bakalım o zaman.
Yaşanan süreçte Kürdler ağır bir bedel ödedi.
Bunları anlatmama gerek yok.
Her gün bunun tasnifi yapılıyor.
En aşağı bu forumu takip edenler bunun yabancısı değil.
Peki verdiğimiz bu ağır bedele karşılık ne kazandık diye baktığımızda koca bir hiç ile karşılaştığımız gerçekliğimizdir.
Burada niye böyle oldu sorusu gündeme gelir.
Tartışılan budur.
Yanlışlık mı yapıldı?
Bunun sayısız nedeni var.
Soyunulan misyona uygun bir teori-pratik sergilemeyenler oldu.
Güç getiremiyenler oldu.
Bunun ötesi sol görünüp sağ vuranlar oldu.
Her kesimin ayrı ayrı değerlendirilmesi bu kısa yazının ötesidir.
Sonuç olarak, ne istedik ve gelinen aşamada ne istiyoruz sorusu önümüzde duruyor.
Bu süreçte tasviye olanlar oldu.
Varlığı yokluğu tartışılanlar var.
Mevcut sürece damgasını vuranlar var.
Kimdir bunlar?
Sol görünüp sağ vuranlardır.
Bunların çıkış nedeni tartışmalıdır. Onu geçiyorum.
Fakat şu anki teori ve pratiği ile Türk Genelkurmayın taşaronları oldukları tartışılmayacak kadar açık ve nettir.
Fakat işin tuhaf tarafı bu niteliklerine rağmen Kürd milli dinamiklere hükmeden de bunlardır.
Yüklendikleri misyon Türk Genelkurmayın plan ve programına uygun olarak Kürd milli dinamiklerini tasviyedir.
Bunu derken bir olguyu gözden kaçırmamak gerekir.
Bu hareketin önderliği ile hükmettiği tabanı birbirinden ayırmak gerekir.
Önderlik ihanet içindedir.
Hükmettiği kitle ise tüm uğraşılarına rağmen Kürd milli zeminindedirler.
Diri bir potansiyeldir.
Kimi katılımcıların Çavsor, kiminin kalın kafalı olarak nitelendirdiği bu kitle isten tinetci deyin, ister sokak serserisi deyin, aklınıza ne negativ sıfat varsa onunla değerlendirin pek önemli değil.
Önemli olan bu dinamik kitlenin Kürdlerin nadide evlatları oluşudur.
Kürd'ü Türk'ten ayrıştırmada rol oynadıklarıdır.
Gelecekte kurulacağından şüphe etmediğim bağımsız Kürdistan'ın temel taşlarıdır.
Bu gün sokaklara canını yatıran bu güzel insanlara kimsenin dil uzatma hakkı yoktur.
Onlar, Türk işgal güçlerine İmralı hainin bilmem neresi kaşındı diye, dile getirdiği zırvaları için taş atmiyorlar.
Böyle yansıtılsada sorun bu kadar basit değildir.
Onların öfke ve kini Türk işgal güçlerini düşman bildiklerindendir.
Türk işgal güçlerini Kürdistan'dan görmek istemediklerindendir.
Kürdistan devriminin isimsiz kahramanlarıdırlar.
Mesele budur.
Şimdi bu eli öpülesi Kürd milli dinamiklerini mi, veya onların enerjilerini bir hainin zırvaları için boşa çıkaranları mı, yoksa bunları görüpte bir türlü sahada yer almıyanları mı suçlayalım?
Suçlu ayağa kalk diyelim mi?