Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 14 August 2009

Neden 15 Ağustos?

Ve 15 Ağustos Komutanlarının Akibeti!!!

15 Ağustos'un Komutan ve savaşçıları kimlerdi?

Neden bunlardan bahsedilmiyor?

15 Ağustos gerçekliğini özünden boşaltmak için oyunlar yapılıyor.

15 Ağustos'da silahlı mücadelenin başlatılması için üç birlik oluşturuldu.

Bir; 14 Temmuz Silahlı Propaganda Birliği.

Komutanlar; Agit (Mahsun Korkmaz) Batman'lı. Şiar (Kazım Kulu) Dersim'li. Tek bildiğim savaşçı Ferhat 14 yaşında Eruh'lu. (1984)

Birliğin toplam sayısı 21'dir. Mevcut silahlar arasında b-7 ve şeritlide bulunmaktadır. Eylem
alanı Eruh.

İki; 21 Mart Silahlı Propaganda Birliği.

Komutanlar; Ali Ekinci, Bingöl'lü. Baran (Sarı Baran) Dersimli.

Birliğin toplam sayısı 16'dır. Silahlar arasında b-7 ve şeritlide buklunmaktadır. Eylem alanı
Şemdinli.

Üç; 18 Mayıs Silahlı Propaganda Birliği.

Komutan, Terzi Cemal. (Ali Ömürcan) Maraş'lı. Birliğin toplam sayısı 9' dur. Silahlar arasında b-7 ve şeritli bulumamaktadır. Diğer iki birlik gibi saldırı değil savunma posizyonundadır.
Görevlendirme böyle yapılmış. Birliğin bulunduğu alan Çatak'tır.

Bunları açıklamamın nedeni; A. Öcalan'ın 15 Ağustos'a yaklaşımı, 'samimiyeti' üzerinedir.

Devam edelim, Komutanların akibeti:

Mahsun Korkmaz; İç Komplo sonucu katledildi.

Kazım Kulu; Yol güzergahi değiştirilerek, ihbar edildi, pusuya düşürüldü ve çatışmada şehit oldu.

Ali Ekinci; Ağır ve haksız suçlamalara maruz kaldı intihar etti.

Ali Ömürcan; İşkencede katledildi.

Baran; 15 Ağustos'un hayatta kalan tek komutanı. Çok sevdiği, bütünleştiği ve potansiyel
güç olmayı başardığı Botan'dan ayrılmak zorunda kaldı.

Savaşçı Ferhat; Bekaa'da tanıdım. O zaman 17 yaşındaydı. Kafası ezilerek katledildi ve
O'nun şahsında Bütün Eruh işbirlikçi, hain ilan edildi. (1987)

Tüm bu anlattıklarımın altında A. Öcalan'ın imzası bulanmaktadır. İşte A. Öcalan'ın 15 Ağustos'samimiyeti'15 Ağustos; Bağımsız Kürdistan için silahlı mücadelenin başlatıldığı ve tüm Dünya'ya ilan edildiği gündür. 15 Ağustos, Diyarbakır Zindan Direnişi'nin dağlardaki devamıdır. 'Politikamız şiddettir' diyen M. Hayri Durmuş'un siyasi savunmasıdır. II. Kongre'de bu savunma karara dönüştürülür.

Hazırlık çalışmaları M. Karasungur'un önderliğinde G. Kürdistan'da yapılır. Mayıs 1983'de A. Öcalan'ın yaratmış olduğu bir komplo ortamında da Karasungur katledilir.

Varlığımızı kabul etmeyen bir güce karşı, elbetteki silahlı mücadeleye girme en doğal hakkımızdır.
Kürdistan halkı bulunduğu coğrafyada örgütlü ve kendini koruyacak araçlara her zaman
sahip olmak zorundadır.

15 Ağustos, A. Öcalan ve Ekib'inin tüm provakasyonlarına rağmen doğru ve güçlü bir başlangıçtı.
Irkçı Türk basını 15 Ağustos Atılımını, 'kılıç artıkları' diye nitelendirdi. Bir kaç ayda bitereceklerini hesapladılar, hesap tutmadı gelişmeler devam etti. Özel savaş devredeydi. A. Öcalan ve Ekibi baştan beri görevliydi. Öncelikle silahlı mücadelenin yönetim kademesine karşı oyun ve entrikalar düzenlenerek tasfiye edilmeleri sağlandı. Sonraki süreçlerde ise sayıları on binlere varan silahlı güç, milyonların desteği ve emeği aşamalı olarak karanlık planlar dahilinde tüketildi.

1999'da A. Öcalan yuvasına döndü. 1970'lerden beri Ordu ile ilişki içerisinde yürütmüş olduğu karanlık faaliyetlerini, açık bir şekilde yürütmeye başladı. Kemalist ideolojinin açık sözcüsü oldu.

8 bin yıllık Türk tarihini ( bu keramet Abdullah'da saklıdır. Bin yıl Mısır tarihinden bile fazla) çok iyi özümsediğini ve Türklerin çıkarlarını, D. Perinçek ve M. Yazıcıoğlu'ndan daha iyi savunacağını büyük bir grurla açıkladı. Alpaslan'ı, Yavuz'u ve M. Kemal'i örnek aldığını ve kürt açılımınıda Onlardan ilham alarak çözeceğini ilan etti. Sormak gerekiyor madem ataları çözmüş! o halde bu günkü 'kürt açılımı'nın anlamı nedir?

8 bin yıllık türk tarihi, hangi tarih kitaplarında yazılıdır? Yoksa Türk annesinden mi öğrenmiş?

Açılımın karar gücü Türk Ordusu'nun ta kendisidir. Bunun için Türk Mediasına görev verilmiş ve 'kürt açılımı' adı altında, kürt gerçekliği tümden hiçleştirilmek istenmektedir. Abdullah'ı, Memed'i ve Osman'ı kürtlerin iradesi olarak pazarlamaya çalışmaktalar.

Kürtler dilenci durumuna düşürülerek, bir sadakayla sorun çözülmek isteniyor. Neyin verildiği, neyin istendiği hiç belli değil. Sadece üç kardeş ve sahipleri çok memnun!!!

Yoksa çokça bahsini ettikleri ve kıskandıkları, Sedat Bucak Statüsüne mi kavuşacaklar. Ya da
köy koruyucularının yerlerinimi alacaklar? Veya da kürtlük maskesi adı altında MHP türü
bir oluşum mu? Numaradan çekilmede olabilir, bu sorun değil!! nasıl olsa yedekler Kandil'de ve DTP'de mevcut.

Hiç kimse ham hayellere kapılmasın yarın yapılacak açıklamalar, tarih olarak 15 Ağustos
olsada, amaç olarak kürt gerçekliğini bütün yönleriyle inkar etme biçiminde olacaktır.

Çokça bahsi edilen 'kardeşlik' katliamlardan, sürgünlerden ve 'faali muçhul'lerden
ibarettir.

Biz Kürtler etnik bir grup değiliz, Kürdistan coğrafyasında bizimle ortak tarihi olan
halklarla birlikte, bu toprakların özbeöz sahibiyiz. Bu topraklara yakışmayan ve
bir türlü uyum sağlayamayan, devşirme toplumun kendisidir, açılım birazda devşirme
toplumun etnik yapısı üzerine olsun. Tarihi gerçekler olduğu gibi kabul edilmeden,
toplumsal ve ulusal sorunlar çözülmez.

Bağımsız ve iradesi kendisinde mevcut, Kürt kurum ve kuruluşları oluşmadığı sürece
sorunun çözümü mümkün olmayacak, sahte çözümler sadece sorunu daha da ağırlaştıracak.

Salih Aras
14.08.09
[email protected]

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.