[b]"Meselemiz detayla ugrasmak degil, kaldiki yazdiklarinin coguna da katiliyorum, benim tek itiraz noktam sucun Islamda bulunmasidir. Bence suclu aranacaksa bu ya muslumamlardir yada Kurtlerin kendileridir. Cunki Turkler ayni islamla dunyanin yarisini isgal edebildirler. Neden Kurtler bunu yapamadi? Iste cevabini aradigimiz seyin kaynagida budur. Devleti yonetmedikleri halde Fars ulkesinde Neden hep Fars dili kullanildi. Islamin (araplarin) kadesiye ve sonrasindaki savaslarda Iran sahlarini tahtan indirdikten sonra, ta 1920lere kadar Farslar bir daha kendi ulkelerini yonetmedir. Hatta Fars ulkesini 75 sene de Kurt Zend Asireti yonetti. Sorularin cevablari bu detaylarda gizli."[/b]
([i]Koyulaştırılmış 'bold' yazımlar Serhat Efendi'ye ait.[/i])
Bazı detaylar vardırki sorunun özüne etkiyecek niteliğe sahiptirler. Kaldıki açıklayacağım bilgiler detay olmaktan ziyade teferruatlı ve toplu bir tarih değerlendirmesidir. Türkler islamiyeti kabullendikten sonra, islamla barışık olarak, islamın hizmetine girmiş olarak bölgede varlık gösterdiler. Türklerin hizmetine girdikleri dönemde araplardan daha üstün bir dinleri ve kültürleri, daha ileri sosyal örgütlenmeleri ve devletleri yoktu. Türk adı altında toplama kavimler olarak askeri amaçlarla, arap halifeleri adına yağma ve talan amacıyla getirildiler. Arkalarında hilafetle telaffuz olunan imparatorluğun desteği vardı.
Aynı dönemlerde iç Anatolia'ya, Kafkaslara, Xorasan'a kadar yayılan kürtler ise araplardan daha eski ve daha üstün bir dine ve kültüre sahip olmalarının dışında siyasi örgütlenme tecrübeleri bakımından da daha ileri bir durumdaydıylar. Arap egemenliğini kabul etmedikleri gibi, bir aşağı dereceden kültür olan arap kültürü karşısında karşısında gerilemedi ve erimediler. Uygarlığın ölçüsü devlet ve zenginlik değilse, kürtler bugün bile araplardan daha uygardırlar.
Kürtlerin islamın eşliğinde kazandığı başarılar dönemi de vardır. Salahaddin dönemi kürtlüğe hizmet veren bir dönem olmamakla beraber kürtler bu dönemde hiç değilse arap, türk ve farsların talanlarından kısa bir süre için yakalarını kurtarabilmişlerdir. Hepsi o kadar.
Arap, türk ve fars işgalciliğini islami kılıfa büründüğü dönemde de kabul etmeyerek sürekli başkaldıran ve direnen kürtlerin özgün konumlarıyla türklerin ve farsların itaatkar konumlarını mukayese etmen detay bir mesele olmayıp sorunun esasını gözden kaçırmaktır.
Bu soruların cevapları senin iddialarına gizlenmiş çarpık kurguyu yeterince deşifre ediyor.
[b]"Kaldiki Germiyan, Isfendiyar (Espendyar) gibi Kurt devletleri aksine Islamin getirdigi isgalci havanin sonunda Kuruldular. Buna Ghur (Gur) asiretinin (bugunki Afganistan-pakistan ve Kuzey Hindistanda cografyasinda) kurduklari devleti de eklemek gerekir."[/b]
Germiyan ve İsfendiyar devletlerinin oluşması işgal hareketi değildir. Tam tersine yerleşik bulundukları alan arap yayılmacılığının işgaline uğrayınca kendilerinden daha önce aynı yörede yerleşik olan soydaşlarının yanına göçetmekten ibarettir. Arap yada türk yada fars gözlüğünü çıkardığın zaman, bir diğer sömürgecinin, Hellen sömürgeciliğinin gözlüğünü takarak belli coğrafyayı rum yada hellene boyuyor, hatta boyamakla kalmıyor buralarda işgalle varolan hellenleri yörenin otoktonları olarak lanse ediyorsun. Bu yanlıştır. Sonra kalkıyor, bu yanlış ve tarafgir bilgilerin üzerine kürtlerin göçünü yabancı kavim göçü olarak monte ediyor, kürtlerin varlığını işgalcilikle, dahası islamın yardımıyla oluşmuş bir işgalcilikle açıklamaya koyuluyorsun.
Önce, iç Anadolu hellen değildi. Hititler, Halis ırmağı yayı içerisinde yer alan topraklar çekirdek ülke olmak üzere İlium'a, Sangarios'a (Pala eyaleti) kadar uzanan bir bölgede imparatorluk kurmuşlardı. İ.Ö. 14. yüzyılda başlayan Hitit'in imparatorluk dönemi doğuda Mitanni ülkesinin önemli bir kısmını da içerecek şekilde bölgede varlık sürdürmüştü. Hitit ve Mitanni toplulukları kürtler gibi Zagros orijinlidir. Güney'de Akdeniz kıyılarını kapsayacak şekilde Luvi varlığı sözkonusudur. Luviler de Zagros kavimlerindendir. Bizim Kassit (Kaşşu) olarakta andığımız Lulubilerin bakiyeleridir. Halep, Kerkuk (Aleppo) şehirleri bu kavmin kurduğu ve merkezleştirdiği şehirlerdir. İlium (Troya), Likya, Karya ve daha sonra gelecek olan Lidya devletlerinin ana unsuru Zagroslu Luvilerdir. Dilleriyle olduğu kadar organik olarakta kürtlerde yaşıyorlar. Anatolia'nın batısıda kalanları İonlara ve Akhalara karışarak dil ve kültür olarak eridiler. Bugünkü türklerin terkibinde de bulunduklarını söylemek hiçte abartı olmayacaktır.
Ege ve batı akdeniz kıyılarına doğru Karya ve Likya var. Karca ve Likçe hellen dilinden çok Hitit ve Luvi dillerine yakın. Karyalılar ve Likyalılar hellenlerden önce bölgede Hitit ve Luvi ile eşzamanlı olarak varlık gösterdiler. Kimmer, Muşki, Frig ve Trakların istilası ile devletleri yokoldu. Kaldıki Frig, Kimmer, Muşki ve Trak halkları Hellen değildi. Bu halk grupları Küçük Asya çıkışlıydı. Hitit ve Pala kavimleri tarafından Balkanlara itilen bu halklar Hitit'in zayıflamasından sonra Donau kıyılarından başlayarak bu sefer geriye itilerek eski topraklarına döndüler. Hepsi akraba kavimlerdir. Kürtlerin terkibinde bu saydığım kavimlerin hepsinden vardır. Kürt formu tüm bunların İskitler de eklenerek oluşmuş müşterek ve karışık halidir. Med ve Pers imparatorlukları döneminde bu akraba topluluklar din ve kültür olarak daha da yakınlaştılar. Hellen istilası hellen devletlerinin yörede hakimiyet kurmasıyla sonuçlandı ama yörenin hellenleşmesine yol açmadı. Mithridates'in Pontus devleti, Kommagene krallığı geç döneme kadar iç ve kuzey Anatolia'nın etnik olarak hellenleşmediğine tanıklık ediyor.
Germiyanî ve İsfendiyarî topluluklarının işgalle yerlerinden edildikten sonra bu yörelere göçleri yörede akraba kavimler bulunması nedeniyledir. İşgale uğramış olanı, islamın gücüyle yada teşvikiyle işgal eden konumunda göstermek burada iflas ediyor. İşgal eylemi bir bölgede sürekli (permanent) ikameti sözkonusu olan bir halkın başka bölgeleri topraklarına katmasıdır. Burada bir genişleme yok, toprakların büyütülmesi yok. Bir halkın kendi doğal yaşama alanlarını terkederek daha uygun koşullarda yaşama imkanı sağladığı için başka yöreye büyük topluluklar halinde göçetmişliği olgusu var. Olgunun doğru anlaşılabilmesi için ilgili halkın yerleşik olduğu yöreyi topluca terketmesinin nedenlerine bakmak gerekiyor. Sonuçları doğru kavrayamamana ilaveten sebep yerine ikame etmen bence anlaşılır bir çarpıtmadır.
[b]"Horasan ve ic anadoluya olan Kurt goclerinin hikayesi daha cok baska birinin ulkesine yerlesme mahiyetindedir Kurtler bu son cgrafyayi isgalle yurt edinmediler. Bu ince detayi da belirtmekte fayda var."[/b]
Kürtler Xorasan'a dışardan göçetmediler. Eskiden Partia Homa Warga denen Xorasan'ın ismi bile kürtçedir. Xorasan ismi, kürtçede güneş anlamına gelen Xor sözcüğünden 'Güneş Ülkesi, Aydınlık Ülke' anlamına gelecek şekilde türetilmiştir. Kuzey İran'da yer alan Xorasan'a ilaveten orta İran'da Sistan (Sakawana), güney İran'da Susa merkez olmak üzere İlam kürtlerle meskundu. Batı İran Küçük Medya denen bugünkü Azerbaycan'dan başlayarak Kermanşah üzerinden Susa'ya kadar kürt topraklarını oluşturuyordu. Kürtler bu saydığım coğrafi koridorda altı başkent kurdular. Gurgan (Cürcan), Tebriz (Tabariz), Kazvin (Kaspiana), Hemedan, Saqqiz ve Susa kürt şehirleridir.
Kuzeydoğu İran'da ise Hazar (Kaspis) denizinin güney sahillerini genişçe bir şerit şeklinde çevreleyen Gilan, Taberistan, Deylem (Dailam) mıntıklarını yurt edinmişlerdi. Elam'ın çöküşü döneminde Susa şehrini kurarak başkent edinen ve İlam halkını kuzeydeki kendilerine ait dağlık alanlara göçetmek mecburiyetinde bırakan İskitlerin torunları, Pers ve Arap yayılmacılığı döneminde bu yörelerde yoğunlaşmak mecburiyetinde bırakıldılar. Dini marjinelleşme kürtlerin kadim toprakları olan bu yörelerde de rahat yaşamalarına engel teşkil etti. Yayıldıkları geniş coğrafyayı küçülterek kendilerini kolay savunabilecekleri, kendi soylarından toplulukların yaşadıkları yörelerde temerküz olmak zorunda kaldılar.
Hazar Denizi'nin güneyi gibi doğusu da kürtlerle meskundu. Partların ilk başkenti Hazar denizine doğudan katılan Atrek ırmağının kıyısına kurulu Nisa şehriydi. Bugünkü Türkmenistan sınırları içerisindedir. Kürtler eskiden Maveraünnehir bölgesi de dahil olmak üzere Xwarizm'e kadar olan bölgede yoğun bir şekilde yaşıyorlardı. Ülkeleri sürekli istila dalgalarına maruz kaldı. Asur istilası, Anadolu'nun derinliklerinde yaşayan kürtlerle İran coğrafyasında yaşayan kürtlerin irtibatını kesmişti. Med başkaldırısı, kürtlerin serbest dolaşma imkanlarını yoketmesine ilaveten kürtlere ait toprakların işgal edilmesine karşı oluşmuş tepkinin sonucuydu. Medlerin Kızılırmak yayı içerisinde hak iddia etmeleri haklı nedenler üzerine temelleniyordu. Herodot'un yazdığı çoğu tartışmalı bilgilere karşılık tanık olduğu olaylara dair naklettikleri doğru bilgiler mahiyetindedir. Herodot, Dicle'nin doğusundaki Friglerle Dicle'nin batısındaki Friglerin biribirleriyle anlaşma zorlukları olmadığına tanıklık ettiğini yazar. Bugünkü Diyarbekir bile Dicle'nin batısında kurulu bir şehirken nerelerin Dicle'nin doğusuna düştüğünü haritaya bakarak anlamaya çalış. Dicle'nin batısındaki Şabazoilerle Dicle'nin doğusundaki Muşkilerin anlaşma zorluğu olmaması bir yana, bu tarihi gerçekler, kürt topluluklarının yayılma alanlarına yada senin deyiminle "yaşama alanlarının" neresi olduğuna açıklık getirmektedir.
[b]"Bir yeri yonetmek ve o yerin yerli halki olmak arasinda buyuk bir fark var. Medlerin haritasina bakip burasi Kurdistandi demek bu bakimdan insani yanilgiya goturur."[/b]
[b]Birazda kendimizden kaynaklanan hatalarimizla yuzlesmek bize gelecegimizi dogru yapilandirma konusunda aydinlatici bir rol oynar. Hatalarimiz externalize etmekle (hatalarimizi baskalarina yuklemekle) varcagimiz yer (uzay ve zaman rastlasmasinda) bugunki durdugumuz konumdur.[/b]
Farslar, Pasargaid'den göçederek ismi bile kürtlece verilmiş İran'ın sahipleri olabiliyorlar. Rumlar Akdeniz ve Karadeniz kıyılarına serpiştirdikleri kolonilerle hiçte içerilerine nüfuz edemedikleri Küçük Asya'yı bir çırpıda hellenleştirebiliyorlar. Suriye çöllerinde İ.Ö. 2 bin yıllarından itbaren hareketlenen çöl amorrileri bölgeyi işgal ederek Asur adı altında imparatorluk kuruyorlar akabinde yöre asurlaşabiliyor. Bugünkü Suudi Arabistan ve Ürdün dışına taşmayan samiler Akkad ve Kalde adı altında hint-avrupalı Sumer'i tasfiye ediyor, yerine Babil'i ikame ediyorlar, sonrasında coğrafya tümden araplaşabiliyor. İslamiyetle birlikte Kürtler Cizre'den Bağdat'ta kadar yol boyunca ibret için çarmıha geriliyorlar, kürtçe konuşmaya ceza olarak dillerinin kesilmesi gibi bir vahşet uygulanıyor ve kürtler buna rağmen dışardan gelmiş oluyor. Hurri'nin, Guti'nin, Kassit'in (Lulubi), Mitanni'nin (Mariyannu), Hitit'in (Nesi, Keti), Frig'in (Brig), İskit'in (Zikiti), Azzi'nin, Med'in, Part'ın (Parni) çocukları her ne hikmetse başkalarının yurduna konmuş yada kondurulmuş oluyorlar..
Bu durumda kürtleri suçlayabilmek için kendilerinden önce ve kendilerinden daha ağırlıklı olarak yörenin kimlerle, hangi halklarla meskun olduğunu ispatlamak gerekecektir. Kürtler kimlerin toprağını kolonileştirdiler sorularına verilecek tarihi doğruluğu kesinleşmiş cevaplar olmalı.
Sonuç olarak; islam istilacılığı hint-avrupalı toplulukların bu arada kürtlerin topraklarını işgal ederek küçültmekle kalmadı, zoraki asimilasyon aracılığıyla nüfus yapılarını tahrib ederek devşirilmelerine yol açtı. Hellen ve Roma işgal döneminden sonra islamiyet aracılığıyla dayatılan arap işgallerini ve asimilasyonu reddeden topluluklar geniş bir yayılmaya tanıklık eden vatanlarını bırakarak varlıklarını daha kolay şartlar altında sürdürebilecekleri alanlarda kümelendiler. Bu bir işgal yada yayılma değil, geri çekilmedir. Geri çekilerek biraraya gelen komşu ve akraba kavimlerin bakiyeleri biyolojik devamlılıklarına ilaveten farklı lehçelere dönüşmüş dilleriyle kürtlerde yaşıyorlar. Hellen, Roma, Arap ve Türk istilalarıyla vatanları ellerinden alınan bu halkların süreç içerisinde kaynaşarak oluşturdukları yeni vatanları da sürekli soykırım ve işgal dalgalarına uğradı ve hala uğratılmakta.
Kürtlere en büyük zararı kendi geçmişlerine sömürgecilerin martaval zaviyesinden bakan okumuş cahiller vermektedir.
Kurmê dare ji dare..
[url=http://tr.netlog.com/Solaxi/blog/blogid=4582946][b][u]NETLOG / Solaxî[/u][/b][/url]