Merhaba,
Hocam sen benim güllük güllüstanlik, sinirsiz, sinifsiz, sömürüsüz bir dünyanin olmasini istemedigimi saniyorsun yoksa? Ama gercek ülkemizin ilhak ve isgal edildigidir. Ve ülkemizi isgal ve ilhak eden devletler sonuna kadar despot, fasist, bagnaz, gerici ve [b]sapina kadar örgütlüdürler[/b]. Onlar hic bir zaman seni o zengin bölgemizde savunmasiz rahat birakmazlar. Eger Kürdlerin 600 bin Peshmergesi ve Israil gibi donanmis askeri technigi olsaydi böyle mi olurdu? Gecenlerde sana yazdigim bir yazida da belirttigim gibi Kürdlerin kendisni barbarliga karsi savunmasi icin silahlanmasi gerekmekte, cünkü sözkonusu devletler gelin iste istediginiz gibi yasayin demeyecekler.
Eger bugün Güney kismen özgürlesmisse bunun nedeni 200 bin Peshmergenin olmasindan kaynaklaniyor ki, bir o kadarda milis vardir. Yoksa kim Kürdlere hangi hakki verir? Eger PKK'de bu sayi yüksek olsaydi o zaman durum baska olurdu ama PKK'nin daha cok yanlis önderlikle sonurunu var, gerilla sayisi ile degil. Zaten Gerilla'nin sayi olarak cok olmasi problem yaratir.
Yani kisaca; Kürdlerin devletmesmesi, bagimsizligi bir zorunluluktur, cünkü baska türlü bölge devletleri Kürdlerin zenginlik kaynaklarini hep sömürecek, Kürdlerde aclik, susuzluktan kurtulmayacaktir. Hocam sorun tamamiyle siyasi oldugu icin ancak siyaside cözülür. Anarsistler, komünistler güzel düsünüyor, belkide en dogrusunu düsünüyor ama gercekci olmak lazim. Hiyerarsinin oldugu bir yerde esit dagilimda olmaz ki, insan bu yüzyilda da hiyerarsisiz yasamaz.
Örnegin cogu insanlar benim düsüncelerime utopik diyorlar, ben ise gercegi, ideal bir Kürdistan'i yazilarimda dile getiriyorum. Varsin bu düsünceler simdilik utopik görünsün ama 30-40 yil sonra hersey degisecektir.
Sinirlar zaten 50-60 yil sonra degisiyor. Dünyada 224 devlet vardir. Milliyetcilik ve bu devletlerin olmasi cok kan dökmüstür ama cogu halklar alni ak yasiyorlar. Yani benim demek istedigim esas olan sömürgecilige son vermektir. Yani Kürdler kendi kaderi üzerine kendileri karar versinler. Kürdistan simdi bagimsiz olsun, yabanci egemenliginden kurtulsun gerisi artik bizim özel sorunumuzdur. Eger sinirlari yeniden cizmek gerekiyorsa -ki, internet, satalitler odur insanlar arasi suni sinirlari yikmislar- yeniden cizmek, ve 50 sene sonra ortak bir platformda bulusmak icin kaldirmak vs. Simdi Iran, Türkiye, Suriye –Irak ayagi simdilik düstü- öyle kolay kolay demokratiklesmezler ama Kürdler isterlerse bu yüzyilda bagimsizligina kavusmasalar bile federasyonlasmayi yakalayabilirler. Kürdlerin herhangi bir statüye kavusmasi olmazsa olmazdir.
Tamam sen sinrilara, haritalara karsisin ama Kürdeler neden eziliyor, bunun üzerinede hic düsündün mü? Senin icin sinirlarin önemi yok ama Iran, Suriye, Irak ve Türkiye sinirlar icin kan döküyorlar, askelerini Kürdlerin bölgesinde geri cekmiyorlar ki, onlar Kürdlerin ne dilini biliyorlar, ne de kültürünü. Buna ragmen Kürdistan'i isgal etmisler burasi bizimdir diyorlar, bizi binlerce yildir yasadigimiz topraklarda esir almislar, aci ve eziyet cektiriyorlar?
Asker ve polis, Peshmerge ve milis tamamen saldiri icin degil savunma icindir. Kürdler kurtulmadan, özgürlesmeden Orta Dogu'ya demokrasi falan hic bir zaman gelmez. Orta Dogu'da demokrasi ancak ve ancak Kürdler üzeri gelir. Kürdlerde fasist, irkci, kökten dinci, sövenist akimlarin olmayisi bunu mümkün kiliyor. Sen bakma bu forumlarda iki üc kisinin birbirlerini rencinde etmelerine. Sen en iyisi ayakta olan 10 milyon Kürde bak. Sinirlari yeniden cizmek gerekiyor ki, diger halklar ile özgür ortamda yine bulusasin.
Asagida bu konuyla ilgili bundan bir kac yil evveli yazdigim bir yaziyida ekliyorum.
Selam ve sevgiler
[size=x-large]Etki ve Tepki[/size]
Tabii bilimler ile ugrasanlar tepkinin etkiden dogdugunu biliyorlar. (Aksiyon-Reaksiyon) Nerede siddet varsa orada karsi siddet bir doga kanunu olarak olacaktir. Bu dogal olayi insanlara indirgedigimizde istegimizin disin da birsey midir diye sorabiliriz. Ya da söyle: Siddetin siddeti dogurdugu dogrudur ve biliyoruz, peki asil siddetin kaynagi nereden geliyor?
Insan biyolojisine baktigimizda hayvan ve insanin birbirinden ayrilisi on milyon yil öncedir. Tas devri insanina Homo Habilis ve Australopithecinen deniliyor. Bunlarin devamina, yani ates devri insanina Homo Erectus denilirken (son iki milyon yila damgasini vuruyor), onlarin takipcisi Homo Sapiens ve Neandertalensis son bir milyon yilindan beri taniniyorlar.
Neandertalensis 40 bin yil önce tamamen ölüp tarihten silinirken Homo Sapiens, yani bizler halen dünyanin „efendileri“ olarak yasiyoruz. Neandertalensis'i Homo Sapiensler mi yok etti, kendileri mi yok oldugu üzerine bilgi yok denecek kadar azdir.
Görüldügü gibi „insan olmak“ kisa degil cok uzun bir zamanin neticesi sonucudur. Degisim ya da evrim sadece sosyal degil, ayni zamanda genetik ve fizikseldir. Örnegin bundan otuz bin yil önce insanlar ortalama 1.30 cm büyüklükteyken simdi 1.75 cm'dir. Ya da o dönem her insan ortalama 30 yasinda ölürken simdi bu yas 75′dir.
Atesi bulan, fakat dil bilmiyen, sadece hayvanlardan yüzde iki daha fazla zekaya sahip olan bu maymunsu insan, yani düsünen hayvanlar, ates etrafinda bulusup komünikasyon ile toplumlasiyorlar. Bu toplumlasmanin asil nedeni insanin sosyal varlik olmasiydi. Tipki diger hayvanlar gibi.
Toplumlasan insanlar tabisi geregi kültürlesiyorlar. Fakat bundan önce magarada ve agac kovuklarinda dogal olarak KORKU icerisinde dogaya boyun egip on milyon yili askin yasiyan insan tipi vardir. Bu insan tipi her ne kadar bu gün dogayi yendigini söylese dahi halen o dogaya karsi derin korkunun icinde oldugunu biliniyor. Bu korkuya „asil korku“ ya da „ilk-korku“ da deniliyor. Tipki sexuell güdülerimizin „asil güdü“nün, yani asil nedenin tabii soyunu „cogaltmak“ oldugu gibi.
Bu asil korku icimizde sadece dogaya karsi degil, en cokta insana karsi vardir. Yani insan hem dogadan hem de insandan korkuyor. Iste aslinda saldiri korkudan geliyor. Yani siddetin asil kaynagi korkudur. Örnegin eger TC Kürdlerin bagimsizligindan veya bölgeyi Kürdlere kaybedeceginden korkmasa Kürdlere saldirir mi, ya da baski ve zulüm uygular mi?
Bilindigi gibi Uzak-Dogu'da Karete, Kung-Fu, Teak-Wando gibi kendini savunmak icin sporlar yapilir. Bu sporlarin hepisinin amaci icindeki korkuyu yenmek ve özgüveni arttirmaktir. Yani perfekt Kung-Fu veya Karate bilen bir insan kendisinden zayif bir insana hic bir zaman saldirmaz. Eger birisi kendisine saldirirsada yapacagi eylem sadece gelen saldiriyi bos cikarmak icindir. Yani saldiri oldugu halde, gelen her yumrugu onun denginde karsilik vermez, onu bosa cikarip karsisindakini yorarak, büyük zarar vermeden yenmek. Kisacasi Uzak-Dogu savunmasinin felsefesi budur.
Bazi bilim insanlari insanin sahip olma, hiyerarsi, digerlerinden iyi, güzel ve üstün olma koplexini bu ilk-korkular neticesi sonucu oldugunu söylerken, büyük düsünür Carl Sagan, insanoglunun asil barbarligini sürüngen Komplexe'e bagliyor. (R-Complex = Reptilian Complex)
Carl Sangan'a göre insanlarin beyninin altinda yer alan „beyin sapi“, sürüngen dönemde genetik izler tasiyor.
Buna karsilik insanlarin Neo-Cortex denilen gelismis beyin yapisindaki bilgi ve kültür ile o beyin sapindaki ilkel sürüngen icgüdülerini, hiyerarsi, sahip olma vs. asma cabasi vardir.
Demek ki „Etki ve Tepki“ nin nedenleri sadece disarda degil beynimizin icindedir de diyebiliriz. Insanin insan olma mücadelesini ilk etapta kendisini degistirmesi gerektigini bu baglamda da anlamak mümkündür. Yani o tasavvuf'taki „nefsi yenme, benlikten kurtulma“ kavramini da böyle anlayabiliriz.
Yapilan tüm bu örnekler ve bilgiler sözkonusu „Etki ve Tepki“ nin bize „siddete karsi hemen siddet“ demenin yanlis oldugunu aciklarken, bunun bazen maalesef kacinilmaz ve istemimiz disi basvurulan bir yöntem oldugunu da, mesru müdaafa, yani savunma hakki olarak da dogruluyor.
Bu baglamda her insan dünyanin neresin de olursa olsun emegini, dilini, kültürünü, cinsini, rengini, yani bir bütün var olma eylemini herkese karsi savunma hakkina dogasi geregi sahiptir diyebiliriz.
Peki bu hak nasil kullanilir? Dagdan kayan bir tasi düsünün. Tasin elbette kaymasinin nedeni vardir. Hakli veya haksiz olabilir. Düstügü yer eger kendinden daha sert ise, kendisini kuskusuz parcalayacaktir. Eger yumusak ise parcalamadan icerisine gömülecek, kaybolup gidecek veya öyle kalacaktir. Eger zayifsa onu paramparca edecektir.
Iste bence zayiflarin paramparca olmamasi ve ezilmemeleri icin hemen hepsinin birlesmeleri gerekiyor. Birlesip güclenen zayiflar kaymak üzere olan, ya da kayan tasi hepberaber durdurup bir daha kaymamasi icin gereken önlemleri alabilirler.
Aclik, susuzluk ve yolsuzlugun hüküm sürdügü, zindanlarin tiklim tiklim dolu oldugu, issizlerin had safhaya ulastigi, iskence, tecavvüz, insan yakmalar vs'nin bol oldugu bir ülkede 30 a bölünmüs, birlikten uzak Kürd toplumunun özgürlesmesi mümkün mü?
Kim ne istiyorsa istesin. Her insan'in elbette düsleri olmalidir. Fakat herkes “yeni“ bir toplum icin sürüngen (R-Complex) ya da “insan olma“ (Neo-Cortex) arasinda tercih yapmak zorundadir diye düsünüyorum.
[i]Alan Lezan, Berlin - 3 Subat 2000[/i]
Re: Jan Kürdistan'a - Etki ve Tepki