Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 22 January 2009

Şamil Altan Kimdir?
Administrator tarafından yazıldı
Perşembe, 22 Ocak 2009 01:02
Kürt Organizasyonlarında Truva Atları, Türk Subayları: Şamil Altan!Herkes birilerinin peşine takıldı. Kimisi Apo'nun (özgürlük idealleri ile) kimisi Doğu Perincek' in, kimisi Sarp Kuray'ı n, kimisi Dursun Karataş' ın. Aslında aynı çizginin, farklı örgüt ve grupların içine sızdırılmış figüranlarıydı bu kişiler.

İşlerini başarı ile yapıp binlerce gencin hayatına mal oldular. Sahipleri, yıllarca onların faaliyetleri sayesinde palazlandı. Sarp Kuray istediği kişiyi DTP içinde istediği yere getirebiliyor mesela. Ya da Yalçın Küçük, Apo'ya akıl hocası olabiliyordu. Buna benzer bir çok olay yaşanıyor gözlerimiz önünde. Özellikle bugünlerde yaşanan bir olay iyice bunları görmemizi sağlayacak cinsten.

Adı: Şamil Altan.

Aslında, tek başina iken bir "hiç" olduğu defalarca kanıtlanmış bir "hiç" Şamil Altan. Yunanistan ve Lübnan'dan Şamil'i tanıyanlar iyi bilir.

Genç bir subayken Sarp Kuray grubu ile işe başladı Şamil Altan hikayesi. Sarp "abi"si ile birlikte (Sarp Kuray'a örgüt içinde "abi" denilirdi) Lübnan ve Suriye'lere savruldu. Apo'nun ve el-muhaberatın kanatları altında beslendiler. (Apo, amca demek ve nedense Dursun Karataş'da "dayı" dır mesela. Bunu da akrabalıklarının kanıtı mı saysak acaba )

Sonra, bu arkadaşlar asker kökenli ya, dayanamayıp askeri yöntemlerle para kazanma yoluna gittiler. Önce Filistin ve Lübnan çevresinde kontrol dışı bölgelerde, yollara askeri engel (hani şu askeri nizamiye kapıları önünde olup, yol açıp kapamaya yarayan demirlerden) koyup yoldan geçenlerden haraç toplamaya başlayarak. Sonra bir çok çevrece bilinen beyaz ve toz işlerine girdiler, Hatta diğer örgütler tarafından bazı elemanları sınırlarda bu tozlarla yakalandılar. Aynı Apo gibi bir çok insana işkence, psikolojik baski oluşturup, hiçleştirme yollarına başvurdular. Özeleştiriler yazdırıp, "bir daha devrimcilik yapmayacağım veya çevrede solcuydum diye konuşmayacağım" diye yazılı ifadeler alıp, aşağılayarak, yasaklar koydular.

O yıllarda 16 hazirancıların kamplarında kalanlar iyi bilirler. "Abi" uyumadan kimse uyumazdı mesela. Abi'nin uyuduğuda görülmemişti. Abinin penceresinin lambası yanardı akşamları. Herkes o lambaya bakardı. Lamba yanıyorsa, abi uyanık demekti ve bu kimse uyumayacak anlamına gelirdi. Ama lanet olsun, abi'nin lambası hiç sönmezdi.

Şamil Altan o dönemler Sarp Kuray'ın sağ kolu değilse de üçüncü kolu filan sayılırdı. Yıllarca o kamplarda bu şekilde yaşadılar. Sahte kaset kopyalayıp, Turkiye'ye kaçak yollardan geçirip satarak (daha çok da Orhan Gencebay'ın) zaman geçirip, "devrimcilik" yaptılar. O yılları yaşamiş onlarca insan Avrupada yaşamaktadır ve bu meseleleri iyi bilirler.

Sonra bir gün Sarp "abi" nin yolu Avrupalara çıktı. Lüks arabası, ağır paltosu ve atkısı, arkasında sürü gibi dolaştırdığı "devrimci" korumaları ile küçük bir diktatörlük oluşturdu.Tabi bu arada Şamil'de Atina'ya gelip "Cemil " oldu. Önceleri çok popülerdi. Hemen farklı örgütler arası oluşturulan (PKK, Dev-Sol. 16 Haziran,TİKKO vs) devrimci cephenin "balkanlar sorumluluğu"na getirildi. Bol bol basında boy gösterip, açıklamalar yaptı. Doğal olarak nasıl orta-doğuda Hafız Esat'ın "el-muhaberat'ının" piyonu idi ilerse aynı şekilde Şamil Yunan "kip" ile (yunan milli istihbarat teşkilatı) sıkı ilişkiler içine girdi. Bunu ona sağlayan, sol görünümlü gazeteci sevgilisi, işgal ettiği konum ve daha bir çok farklı kanal oldu. Yıllarca ve yıllarca Yunanistan'da yaşayıp bir tek kelime yunanca öğrenmemeye direndi sanki. Ortadoğuda da yaptığı gibi ukala bir subay gibi hareket etti. Ve abartılı ingilizcesi ile insanlari aşağılar tarzda entellektüel çizgiler kıvırdı.

Ama işler kötü gitti ve "Abi" Sarp Kuray bir gün örgütün tüm paralarını toplayıp Ankara'ya indi. Arkasından Turk-in West holdinge ortak oldu. Sonra faşistlerle işbirliği ve kestaneyi çizdirdi son olarak. "Ticari ilişkilerinden" dolayi faşist tetikciler tarafindan canları sıkıldıkca topuğundan kurşunlandı. "Canlari sıkıldıkca" diyorum, çünkü bir kaç defa vurdular.

Atina'dakilerden dinlediğim kadarı ile Şamil (Cemil) sürekli "Sarp' ı bulduğu yerde öldüreceğine" yeminler edip kendini sokaklara vurdu. Örgüt olmayınca tum imaj iki paralık hale geldi. Bir süre sonra iş aramaya başladı. ilişkide olduğu istihbarat örgütü ona bir oturum kağıdı vermeye değer bile görmedi. Tüm herşey tükenince son bir çare kendini Fransa'ya attı. İki yıl kadar oralarda kaldı. Tutunamayınca tekrar Atina'ya döndü. Bayan arkadaşı olan gazeteci ile yaşadı bir süre. Sonra ayrıldılar. En son artık sigarasız duruma düşmüştü. iki avukatın gönüllü yardımı eşliğinde Türk konsolosluğuna gidip, dönüş işlemlerini başlattı. Türkiye'ye döndü ve herhangi bir gözaltı yaşamadı.

Kaderin cilvesi ki "abi" si Sarp Kuray hemen İstanbulda görüştüğü ilk kişi oldu. Ve tekrar "abi" sinin şefkatli kanatlarının altına sığındı. Hiç bir şeyi olmayan ve hayatta hiç bir şey olamamış biri olarak ne yapabilirdiki?

Türkiye'ye dönüşü yanlış bilgi almadıysam 2006 yılına denk geliyor. Türkiye'de herşey yolunda gitti.

Bu yazıyı neden mi yazdım ? Geçen gün tv yi açtım ve şöyle bir haber duydum "DTP PM üyesi Şamil Altan barışın adresi Öcalan'dır dedi". Sonra kendisini gördüm. Gözlüğü paltosu ve ağır tavırları ile entellektüel cümleler kuruyordu. İnternette küçük bir araştırma yaptım. DTP'de yükselmenin yolunu çok hızlı kapmış. Bir de şöyle bir haber vardı "DTP PM üyesi Şamil Taylan'a sayın Öcalan tutuklaması". Eyy başkan sen nelere kadirsin!

Şimdi soruyorum :

Bu Kemalist, Sarp Kuray'cı eski subay artığını, hiçlikten, iki yıl içinde DTP PM üyeliğine kim getirdi?

Bundan herhangi bir Kürdün haberinin olduğunu sanmıyorum.

Bunu ya Apo'nun bir talimatı, ya Sarp'ın Apo'ya bir "selamı" yada ergenekonmu(geçenlerde ele geçen bir yazılarında ergenekoncularin kürt kurumlarına "nadide Türk subayları" yerleştirme planları açığa çıkmıştı yanlış hatırlamıyorsam) bir anda o koltuğa oturttu? Bunun gibi kaç "nadide türk subayı artığı halihazırda halkın yarattığı bu kurumda "görevli" olarak bulunuyor ?

Başka bir açıklaması varsa söyleyin. DTP ile uzaktan yakından alakası olmayan bu adam nasıl H.kimet Fidan'ın olması gereken koltuğu işgal ediyor?

Bu kişi Dtp ye üye bile değildi. Yakında Bu kişiyi mecliste Kürtlerin temcisi olarak mı karşımıza çıkaracaksınız ?

Sorularım DTP ye, Sayın Ahmet Türk'e dir.

Serhat Dalgacı

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.