Öcalan'ýn vasiyeti...
Temel ikilem þu: ''yönetmek' mi, 'öðretmek' mi? 'Öðretme'nin birey ve toplum geliþimindeki önemini kimseler yadsýyamaz ama 'yönetmek' daha cazip, daha çekici gelmiþtir insana... 'Yönetmek sanattýr' diyerek ataerkil alýþkanlýklarýmýzýn 20. yüzyýlda aldýðý son biçim olan 'Leninist örgütlenme ve yönetim modeli'nin derin izlerini taþýyoruz hala... Eðitirken ya da eðitilirken, ruhumuzu daraltan sýkýlmalarýn, 'yönetirken'; derin ve dingin hazlara býrakmasý þekillendirirken eylemimizi; yönetmeyi 'sanat' sayýp 'ebedileþtiren' bir çað eðitti bizi...
Bilinçli tercih deðil, 'Leninist öðreti'nin kaçýnýlmaz sonucuydu bu...
'Devlete karþý' iken, 'devletleþenler' nasýl bir yabancýlaþma yarattýysa, 'eðitmek için yönetenler' de, iktidarlaþýp kurumlaþmaktan kendilerini alamadý...
Sonuç: Kapitalizmin etkileri karþýsýnda dayanýksýz toplum, iradesiz birey oldu. Sistem çözüldü ve çöktü... Geri dönüþü saðlayan 'küçük meta üretimi' deðildi; iktidara ve yönetmeye odaklý haz kaynaklarýydý. Demokratikleþerek iradeleþmemiþ/özgürleþmemiþ birey ve toplumdu...
***
Kürt Demokratik Hareketi'nin 30.yýldönümü, 'son 30 yýlýn, hatta Kürtler açýsýndan tüm zamanlarýn en büyük kazanýmý nedir' diye sorulsa, akla; kendini, 'siyaset felsefecisi, siyaset bilimcisi, siyaset teorisyeni' olarak tanýmlayan 'Öcalan' gelir.
Kürtlerin ve Kürt demokratik hareketinin son 30 yýla sýðdýrdýðý elbette önemli baþarýlar, önemli adýmlar, geliþmeler var...
Ancak Öcalan, kendini taþýdýðý ve kendinde yarattýðý deðerler bakýmýndan çok daha farklý bir yerde...
***
Öcalan'ý önemli kýlan üç ana olgudan bahsedilebilir.
Ýlki; Ýngilizler tarafýndan planlanan, NATO'nun ise organize ederek uygulamaya koyduðu 'Ýmralý Sistemi' gibi -ki Öcalan buna 'proto-Guantamano' diyor- öldürücü bir sistemin temel gerekçesi olan, özgür ve iradeli duruþudur.
'Ben burada, bu koþullarda her gün zehir yerim ama Amerika'nýn, Ýngiltere'nin, hiçbir gücün denetimine girmem. Burada olmamýn sebebi de onlarýn denetimine girmediðimdendir' sözleri de bunu tanýmlar.
Emperyalist güçlerin denetimine girmektense, her gün zehir yemek...
Ýkincisi; zihinle direnmesi, sürekli zihinsel devrim yapmasý ve düþünsel hazla ayakta durmasý, beslenmesidir. Bu da bir tür 'Nirvana'ya ulaþmak', 'Iþýk Bahçeleri'nin insaný olmak gibidir. Bu devrimi baþaranlarýn iradesine, bilincine ve yüreðine hükmetmek imkansýz gibidir.
'Ben dayanma gücümü zihnimden alýyorum. Zihinle direnmek önemlidir. Filozoflarý inceliyorum. Bunlardan aldýðým hazzý hiçbir þeye tercih etmem' deyiþi bu özelliðiyle ilgilidir.
Üçüncüsü; güncel durumla baðlantýlýdýr: Birey ve toplumu 'yönetmeye çalýþmasý' deðil, demokrasiyi özümsetmesi, bunun uðraþý/arayýþý içinde olmasý, eðitmeyi ve öðretmeyi amaç edinen bir yaklaþýmý benimsemiþ olmasýdýr.
'Benim bütün amacým Kürt halkýna demokrasiyi özümsetmektir, onlarý yönetmek deðil. Kendi kendilerini yönetir duruma gelmelerini saðlamaktýr.'
Diyor ve vasiyet ediyor:
'Halkýmýza da vasiyetimdir. Kimseye tabii olmasýnlar. Kendi özgür iradeleriyle hareket etsinler, karar versinler, bu ben olsam bile...'
***
Vasiyet, insan hayatýnda en anlamlý, en önemli 'son söz' gibidir. Kutsallýk derecesindedir. Vasiyet edenin en çok deðer verdiði, arzuladýðý, gerçekleþmesini istediði þeyi gösterir. Vurgusu, içeriði, anlam bakýmýndan aðýrlýðý farklýdýr.
Yönetmek deðil, halkýn, kendi kendini yönetme yeteneði kazanmasý için eðitmek. Bunun için de demokrasiyi, birey ve toplum olma bilincini özümsetmek...
Kimseye tabii olmayan, özgür iradeleriyle hareket eden, karar veren, alan/uygulayan, yürüyen bir halk yaratmak...
'Yönetme' alýþkanlýklarýný,özgür haz kaynaklarýyla köreltirken, halkýn, birey ve toplumun kendisini öne çýkarmak ve önde durmasýný saðlamak...
Ýþte 'Öcalan evrimi'nin özeti...
Ýþte 30 yýllýk tarihin gerçek birikimi, kültürü...
Vasiyete baðlý olmak ve baðlý kalmak...
Bu vasiyet, Öcalan'da somutlaþan üç ana özellik, 30. Yýlda eleþtirinin de özeleþtirinin de ana temasý gibi...
Birey ve halk (toplum) kavrayýþý ve yaklaþýmlarýmýzý gözden geçirmenin ve hal yoluna koymanýn zamaný deðil mi?
Halkýn mücadelenin neresinde olduðu belli. Peki söz ve karar gücünün neresinde olduðu belli mi?
Kurdistan Cocuklarinin Wasiyetleri yerine !