evet nerede kalmistik?
(bu arada mevzuya bu kadar heyecanli ilgi de ilgic geldi bana
bunu da gecerken belirteyim)
saka bir yana ben bu yazida cok kisaca TARIH ten ne anladigimi yazacagim.
ancak baslarken surekli artan yanlis anlasilmalari bertaraf edebilmek icin
yurtaslik bilgisi kivaminda bir giris de mecburiyet oldu.
1-kurdler tarih uzerine cabalamayin diye bir sey demedim. var mmi boyle bir durum?
ancak tarih uzerine ileri geri konusmadan once nedir su TARIH denen sey ?
bu mesru soruyu sorma hakkimi kullandim. kurdler tepe tepe tarih yazsin daha fazla yazsin. populer tarih te yazsin akademik tarih te. ancak bu ikisini bir birine karistirmamak da lazim. bunlari tartismaya aciyorum.
2-nerden cikti bu mesopotamya? diyor bir arkadas.
nerden cikmadi ki? her tasin altinda bir kadim mesopotamya kulturu lakirdisi dir gidiyor. benim kurdlerin yasdigi cografya (mesopotamyanin cok buyuk bir bolumu) ile iliskisinden kuskum mu var? yok boyle bir sey.
mesopotamya da olan biten bir suru sey elbette bugun adina kurd dedigimiz kavimi
sekilden sekile sokmustur.
ancak ufak bir hatirlatma daha yapayim
ayni cografya bir baska ucundan da asurlari araplari (bunlari da eski mesopotamya kavimlerinin araplasmis cocuklari olarak varsaymak gerek-disaridan gelenlerle kaynasmis karismis) haydi sonmekte olanlari da sayalim sabianlari, marsh araplarini, asurilerin adi altinda eriyip giden kaldelileri de unutmamak lazim.
simdi tarihe bakip
kadim mesopotamya kulturu vs dediginizde
bu haliyle fazla romantik bir bakis oluyor ve yanlis oluyor.
bu kadim sifati ile (buyuk olasilikla guzellenen) kulturun bir parcasi bize saddam olarak dun
asurbanipal olarak evvelsi gun
kan vahset olarak gelmis olmasin?
hosuma gideni alirim hosuma gitmeyen yok sayarim olmaz.mesopotamya gibi
uzak gecmiste
fazlasiyla uretken bir cografyanin tarihine ulusal olarak tek basina sahip cikmak da olmaz. kadim mesopotamya tarihinden edindigimiz bilgilerin bazilarindan hic te hoslanmaya da biliriz.
(mesela dusunun ki 5000 yil sonra bir tarihci abdullah ocalan adindan bir kurdun yasanmis en buyuk sarlatanlardan biri oldugunu ve kisisel marifetlerle koca bir halkin aydinlanmasini kana yalana irine satisa bulamis oldugunu yazdiginda, eger 5000 yil sonra hala kurdluk diye bir sey kalmis olursa, bu kurdlerin bu tarihi bulgudan pek de memnun olacagi soylenemez. (bunlar da isin matrak yanlari elbette).
ben bunlari hatirlatiyorum.
bunlari soylemek kurdlerin mesoptmy ile alakalari yok demeye mi geliyor?
2-bir baska nokta da sanki ben kurdler tarih calismalarini biraksin
veya yaptiklari yeterli artik yapmasin demisim gibi
bana kurd tarihcilerinin azligindan
kosullarinin zorlugundan bahs edilmis.
bunlari hissetmek icin tarihci olmak gerekmiyor
kurdlerin her seyi Xani nin 300 yil once koydugu gibi duruyor
sahipsiz caresiz ilgisiz
bu sadece tarihciler icin degil hepimiz icin
bilgi uretmeye kalakan her kurd aydinlanmacisi icin gecerli.
kurdler tarumar edilen hayatlarina, dillerine ve tarihlerine elbette sahip cikmali
ama
gercek hayata
gercek dile
gercek tarihe
ve
zamanin sahip cikma bicimlerinin zaruri olarak degistirdigini kavrayarak.
kliselesmis aktarmayi yapayim
bir parca alakali bir deyis
marxin dedigi gibi
-uc asagi bes yukari-
ilk kez yasandiginda trajedi olan
ikinci kez yasandiginda komediye donusur.
tarih kavrayisi tarihe sahiplenme bunun eski yontemleri
yeni donemlerde farkli olmak zoruda.
gecmiste kullanilmis ve ise yaramis yontemlerin
bugunde ise yarayacagini dusunmek
ve ulusu icine yuvarlandigi sahipsizlikten kurtarmak icin
antikaci dukanina girip
alakali ne buluursa sahiplenmek bugunun munasip yontemi degil.
ulus olusturma proseslerinde ozellikle romantik alman ulusculugu modelini secenlerin ayiklayici tarihografileri gecmiste ise yaramis gorunebilir-uretikleri aslinda trajedidir. iki temel ornegi
biri bizim yakindan tanidigimiz Torkiya vahsetidir
yaratiklari sapik tarih kulturu ile butun cografyayi 100 yillik bir trajediye suruklendiler.
ikincisi de ulus temellerini masada efsanelerine
ve tanrinin onlara bahsettigi kutsal vatana kadar indiren israel dir.
bu tarih anlyislari ile bulunduklari bolgede trajedi yaratmislar
(ancak her iki ornek de kendilerine ulus devlet kurmuslar)
madem bu bicimde ulus devlet kuruluyor
biz neden ayni yontemleri uygulamayalim?
iste burda
zaman kavraminin
ve eskiden gecerli olan bir yontemin
bugunun kosullarinda
bizim kosullarimizda uygun olup olmadigi
sorulmali
tartismaya acilmali.
bu ayagi da bitirdikten sonra
tarih ten ne anlamak gerektigine bakalim
gene kisaca (bu mevzunun derya deniz buyuklugunde oldugunu herkes kabul eder)
burda uzun gelecek bir yazi ile bu mevzuyu tartismak
mevzu acisindan kisa olarak tanimlanmali.
once bazi kacinilmaz tekrarlari yapalim.
a-ulus tarihini ne kadar gerilere goturebiliriz?
bu soru ciddi bicimde tartisilmak zorunda.
basklarinin tarih anlayisi ile 5-10 bin yil geriye cekilen ulus tarihlerini ne derecede sadece bugun onumuzde duran ulusa ait sayabiliriz?.
kavimler adlari dilleri ve bunyelerindeki farkli ogleri zaman icinde surekli degistiren baskalasan seylerdir. gene de mumkun mertebe bir yere kadar tarihimizi
b-Hegel in sik sik degindigim bir lafi ile baska bir aciya geceyim.
gene uc asagi bes yukari
soyle demis
"bir vakitler helenleri ureten cografya simdi turkleri uretiyor"
burda sabit olan (degismeyen degil sabit olan) tek sey COGRAFYA dir.
burdaki ornegimizi de iyi taniyoruz.
vaktiyle helenleri uretirken-simdi ayni malzemeye turk demeye basladik.
turklerin eninde sonunda bu cografyanin cocugu(tipkli helenler gibi) oldugu, ve saplandiklari sapkin tarih tezlerinden oturu kendilerini orta asyandan gelmis bir aazinligin ismiyle ve kulturlerini de ordan gelmis gibi sanmakta inat ettiklerine yakindan tanigiz. dili burda bir parca haric tutmak gerek. turkce orta asya kokenli bir dildir-vokabularysi fiiler disinda neredeyse tumuyle bugunku cografyanin eski dillerinden alinmis kelimelerden olsa da yapisal olarak dil orta asya dildir. onun disinda genetik stok da diger kulturel elementeleri ile cografyanin urundurler.bir incemelem modeli olarak ogretici bir mevzu.
burdan goruldugu gibi
tarih yazarken akiskan elemente (topluluga) yogunlasmaktan sa
tasiyici elemente (cografyaya) yogunlasmak daha makul geliyor bana.
bu sebebeple kurdlerin tarihini ulus tarihi olarak cok gerilere cekemesek de
kurdistan tarihini 10-12 bin yila kadar cekme imkani verir bize bu yaklasim.
bunu da tartismak gerekir.
cografi tarih anlayisi
adina kurd dedigimiz bu konglomeranin gecmiste bir suru onemli tarihi surece bulasmis olduguna dair kusku yaratmiyor. ancak kanitlanmasi cok karmasik-hele hele bugunku imkansizliklarimizla iyice zor olan bu ise soyunmak gercekci de degil. bu kadar karman corman bir mevzuda, izinin surulmesi iyice zorlasan tarihlerdeki kisler
ve olaylar uzerine spekulatif yani fazla yaklasimlar bana ozel olarak bugunku anlamakta zorlandigim bir sey hakkinda ipucu vermedigi surece, ulusal tarih acisindan pek onemli gorunmuyor. bu benim tarihe bakis acim. kimseye illa bunu benimseyin demem. ancak kendi gorusumu de ortaya sunmaktan geri durmam- yaptigim budur. kurd tarihi budur boyle soyle olmalidir demek gibi bir tavir icinde oldgumu filan dusunulmesin.
benim tercihim kurdistan tarihi dir.
kurd tarihi de bunun bir sub-disiplini olarak munasip bir bicimde incelenmek uygundur.
son olarak da isin bireysel-ahlaki secim acisindan irdelenmesine gelceyim.
ben tarihe girip kendime munasip bir ata secme egiliminden hic hazetmedim gitti.
bu egilim dunyada cok yaygindir.
en berbat ornegi yanibasimizda torklar:
vahsete olan temayullerinden dunyada nne kadar azgin lider ve olay varsa
sahiplenme egilimleri vardir.
mogol oldugu asikar olan Cengiz Kubilay temucin turklestirilir
ozbek teymur leng de hakeze
bunlarla yetinmezler
bizim Selahhandine de sahip cikarlar.
doymak bilmez bir sahiplenme istekleri-hirsizlik duzeyine vardi.
neyse cok bilinen bir ornektir deginip gecmek yeterli.
bu modele benzeme belirtileri bile benim tuylerimi diken diken etmeye yetiyor.
adina "preventive medical approaches" denilen (onleyici hekimlik) diyelim yontem gibi-egilim derinlesmeden mevzuyu tartisma acmak istedim.
Bugunku hakli taleplerimize tarihi gerekceler isteyen bir dunya kulturu ile karsi karsiya olabiliriz. bu acidan dunyaya tarihi kanitlar sunmak gerekebilir. ilke olarak kabul etmeyecegim bu tur gerekceleri ahlaki bulmasak bile mecburen talebe bir atz sunmak gerektigini kabul ediyorum. ancak bunun da bizim hosumuza gittigi bicimde degil bu talebi onumuze koyan dunyanin kabuledecegi bicimde yapmak zorudayiz.
bazi arkadaslar itiraz etseler de gecmisten sasasli tarihi ornekler ayiklama-
tarihe secici bakmakla yapilan isin kendine guvensizligin isaretleri olarak gordugumu yineleyecegim. tartismaya acik bir mevzudur ama ben buna inaniyorum.
benim hem kendime ve elbette basta sizleri iceren kurd halkinin onemli bir kesimine (bu cogunluk olmasi gerekmiyor) guvenim cok yuksek.
simdi ahlaki yaklasimimi tekrarlamanin zamani geldi-yaziyi bu bolumle bitirecegim.
velevki atalarimiz huysuz hirsiz bes para etmez takimindan da olsaydi.
bu bicimiyle biz kurdler
gene ve daima
GOKTEN VE YERDEN EN GUZELINE LAYIKIZ!
her hangi bir tarihi gercek bu gorusumu degistirmez.
elbette bu dunyaya kurd olarak degil de gariban bir pigme olarak geleseydim de
gene bu bicimde dusunecegimi belirtim.
bu durumda-ahlaki-ilkesel acidan
benim herhangi bir tarihi teze inanip innanmamamin pek kkymeti harbiyesi kalmiyor.
herkese hurmetler
HeK
Tarih uzerine