Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 20 May 2008

Forumda bir cok karsilikli ithamlar, sert tarstismalar olmus galiba, izleyemedim; Selim Curukkaya'nin tartisilmasi da bir cok firtina estirmise benziyor.

Once Selim Curukkaya'ya getirilen ithamlari bir es gecelim; zira kendimde konuya dair yazmis,kendisi ve Sukru'ye getirilen ithamlarin anlamsiz, temelsiz ithamlar olduguna deginmistim.

Bu yazida, Selim Curukkaya'nin,Ocalan'i sikistirma gayesiyle son makalesinde ve evvelki hatira yazilarinda da zikrettigi iki sahsa bictigi sifatlarin ve Ocalan'la ilintilemekteki cabasinin, kendisini durduk yerde tohmet altinda birakmakla sonuclanan belirlemelerinin, mantik hatalari ve metodoloji yoklugundan kaynaklandigini, esasen bu yetersizligin bizim yas grubu amator-profesyonel siyasilerde ortak bir zaaf; ve bununda, Kurd Milletinin Kurtulusu mucadelesinde simdiye kadarki en belirgin ariza sinyali olduguna kisaca deginecegim.

- keko mahlasli bir arkadas, Selim Curukkaya'ya soru yoneltiyor...Selim cevap yaziyor; haliyle cevabinda bizler, bir takim aciklamalar beklerken, Selim arizali yaklasimi aninda gostererek keko'un " istihbaratci olmadiginin ne lmalum oldugu" gibi, biz emsallerde, hele profesyonel olanlarinda dahada kronik hal almis semptomu, yani " ajan, istihbarat" vs ile suclama ve suclanma arizasinin sinyalini gonderiveriyor.

Simdi, keko istihbaratci olsa ne olur, olmasa kac yazar ?

Diyelim ki keko bir istihbaratci ( yani boylesi bir sacmalik-absurd karsi cevaba yazilacak bir sey olamaz ama sansimi deniyorum)

Ne olacak yani ?

Selim'in kendisi ayna kadar berrak oldugunu soyluyor; o zaman istihbaratci'dan neden endise duyuyor ?

Ne yapabilir Selim'e istihbaratci ?

Selim cevap verecegine, aynen Sukru Hoca ve daha evvel gozlemledigim diger bazi arkadaslarimizin yaptigini yapiyor; soru yoneltene Kurd kamuoyu adina cevap vermek yerine, hemen soranin kimligiyle ilgili kaygilari gundeme getiriyorlar.

Cunki bu arkadaslar, hayatlarini adadiklari Kurdistan idealinde,hem dusman hem de orgut ust yonetimlerince oyle korkunc travmalarin icine itilmislerki, suphe ve paranoyanin, bu insanlarin cogunun dusunce uretiminde kalici bicimde yarattigi tahribatin izlerini gormek mumkun.

- Ikinci ve esasen Selim'in forumda basini agritan ve Rizgari'de yayinlanan son makalesini asagiya aliyorum; elestirilerimi yorumun altina yazacagim:

" Bu yıl Newroz bayramını Hamburg' da kutlamıştım.
Şiwan Perver ve başka sanatçıların konser verdiği binanın
Giriş salonunda bir kitap standı kurulmuştu
Bende burada "Sırlar çözülürken" kitabımı imzalıyordum.
Kır saçlı bir adam üç genç ile birlikte geldi.
Kitabımı eline aldı şöylece bir baktı
Bakışlarını kitaptan gençlere çevirdi

"Bu kitabı kürt olan herkes okumalıdır" dedi.

Üç kez bu sözünü tekrarladı

"Peki dayı siz okumuş musunuz?" diye sordum.

Kır saçlı adam, kendinden emin bir ses tonuyla

"Evet, hemde iki kez" dedi.

Biraz durdu, yüzüme baktı, beni kitap satıcısı sandı

"Peki sen okudun mu?" dedi.

"Birazını okumuşum" deyince, itiraz etti.

"Birazı olmaz, hepsini okuyacaksın!" dedi.

Adama kitabın yazarı olduğumu söyledim

Alaylı gözlerle baktı

Yanımdakiler şahit olunca

Dikkatle gözlerimin içine baktı

"Çok değişmişsiniz 1991 de İstanbul' da görüşmüştük" dedi.

"Nerede?" dediğimde

"Yanımda Rahmetli Sıddık Tan vardı" der demez hatırladım.

Adamın sorduğu ilk soru

"Bunca bilgiye nasıl ulaştınız, Ergenekon üyesi olmayasınız?"

Cevap vermeye hazırlanırken adam:

"Yoksa sizde Ergenekon üyesi misiniz?"

Adam gülünce ben de güldüm, dedim ki;

Biliyorsunuz ki Doğu Perinçek ile Yalçın Küçük bu örgütün önemli elemanlarıdır.

Doğu Perinçek bir ara silahıyla benim korumalığımı yaptı

Yalçın Küçük ile ise bir geceliğine de olsa

Aynı döşeğin üzerinde, aynı yorganın altında yatmışım.

Ve adamla koyu bir sohbete daldık...

**********************************************

Öcalan, Küçük Perinçek

Perinçek, Küçük Öcalan

Küçük Öcalan Perinçek

Bu üç soyisim üzerinde durmak gerekir.

Perinçek üniversitede asistan

Öcalan öğrenci

Perinçek şafak grubunun bildirisini kaleme alır

Öcalan bu bildiriyi dağıtır.

Bildiriyi kaleme alanı değil, dağıtanı tutuklarlar

***********************************************************

Öcalan cezaevinden çıkar, bu kez Perinçek girer

1977 Yılında ikisi düşman kardeşler rolündedirler

Perinçek Öcalan' ın örgütünü karşı devrimci ve "mit örgütü" ilan eder

Perinçek'in mitçiliğinden kuşkulanan Kürt gençleri, Öcalan' a sarılır

Perinçek' e darılır.

1988 de Perinçek ile Öcalan hiç bir şey olmamış gibi kardeş olduklarını ilan eder!

Birbirlerine kırmızı gül verirler

Kolkola girerler

İtifak, birlikte çalışma......

***************************************************************************

Küçük "Toplumsal Diriliş" dergisiyle tuzağını kurdu.

15 Ağustos 1992 Bochum festivalinde boy gösterdi.

"Kürdün başı güzeldir" le giriş yaptı

Şam'da Öcalan'la kucaklaştı.

Orada, yani "Kürt bahçesinde sözleşti"

Küçük örgütün tepe noktasında konumlanırken

Kayınçosu "Cem Duatepe" Türkiye'nin Şam Başkonsolosu olarak yanlarına yollandı.

Avrupa ile Şam arasında mekik dokuyan Küçük

Med tv de Öcalan'la daim konuk oldu

29 Ekim1998 Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş gününde

Küçük son konuşmasını bu Tv de yaparak Ankara'ya döndü.

Burada "tutuklanarak!" Hayman' a cezaevine konuldu.

Her ne Hikmet ise Küçük gelmeden bir ay önce önce

Öcalan' ın asistanı Perinçek' te "tutuklanıp" bu cezaevine konulmuştu.

Türkiyenin en büyük iki aydın/ karanlık adamı aynı koğuştaydı!

Ve 17 şubat 1999 günü Küçük ün kardeşim dediği
Öcalan da tutuklu olarak Türkiye'ye dönüyordu.

******************************************************************

Küçük tam olarak İki yıl Hayman'a cezaevinde kaldı

Perinçek 10 ay 10 gün kaldı

Öcalan hala İmralı'da

Ne derisiniz?

Bütün bunlar tesadüf mü?

Küçük Öcalan Perinçek

Perinçek küçük Öcalan

İmralı nire, Haymana nire demeyin

Perinçek ile Öcalan arası küçük mesafe bile değildir! "

Selim Çürükkaya

Gelelim elestiriye:

Bu makalenin oznesi, Ocalan'in Ergenekon'cu olduguna gonderme yapilmasi; ama Selim Curukkaya Ocalan'in Ergenekoncu olabilecegini ispat icin kullandigi iki unsurun, baskalarinca kendisinide benzer ithama meze icin kaynak teskil edebileceginin hesabini hic yapmamisa benziyor..Cunki yazimin basinda da belirttigim gibi, makale , metodolojik karmasaya isaret ediyor.

Parti baskani olarak, ideolojisinede uygun bicimde onbasi dahil her Turk siyasi-askerle konusmaya hazir oldugunu beyan eden Ocalan'i, Ergenekoncu olusuna isbat icin en onemli delil olarak sundugu Perincek-Kucuk ikilisine; sira, tek basina bir PKK olan Avrupa sorumlulugu yaptiginda, oncesinde ve PKK'dan olum tehdidiyle ayrilmaya zorlandigi ve sonraki PKK karsiti gunlerindeki ayni ikiliyle olan gorusmelerine geldiginde, normal karsiliyor, herkesinde boyle karsilayabilecegini umuyor herhalde...

Peki madem Ocalan bu adamlarin Ergenekoncu oldugunu anlamiyordu( veya kendi imasiyla, bizzat Ergenekoncuydu ve onun icin gorusuyordu).

Selim neden Avrupa sorumlusu oldugunda bunlarla ( veya biriyle) gorustu ?

O tarihlerde bunlarin Ergenekoncu oldugunu bilmiyor idiyse, o zaman Ocalan'i sikistirmak icin kullandigi argumanlardan olan 1972deki bildiri dagitma meselesinde Perncek'in disarda, Ocalaninsa icerde olusunu yenimi hatirliyor?

Perincekle Ocalan ne kadar gorusmusse, belkide daha fazlasini Selim hapisten ciktiktan sonra bir PKK'li olarak, PKK Avrupa sorumlusuyken ve de PKK tarafindan dislanip olum tehdidi alirken de, yani tam birbirine zit iki ayri konumda, gorusmus durumda.Kucuklede Avrupa sorumlusu oldugu zaman...

Problem burada yatiyor...

Selim Curukkaya Ergenekoncumu ?

Yooo...Bir kere Ergenekon diye bir halt yok ...Ikincisi Selim Curukkaya,Kurdlugunden hic taviz vermeden, dusmana dusman gozuyle bakan gayet tutkun bir Kurd vatanseveri; dolayisiyla bu Turk orgutu olmus olsaydi da, onunla uzak yakin alakasi olmayacak birisi...

Ama makaledeki zayif mantalite ve karmancorman, dusuncesizce ele alinmis deliller ve sunulusundaki yetersizlikler, bir anda Selim'inde Ocalan'la durduk yerde ayni denklemin icine itilmesine sebebiyet verebiliyor; bu mesele onemli olmamakla birlikte( zira boyle bir sey yok) asil olarak Selim'in zamaninda Avrupa sorumluluguna getirilisinin, PKK ve tum Kurd orgutlerinin ortak bir zaafina isaret ediyor olmasi...

Bilgisizlik ve tecrubesizlik, hepsi bir arada...Kabahatlisi kimse degil, eleman yoktu...Liderler se, zaten herhangi biri olabilirdi ve sonuc ortada...

Selim'in PKK'nin henuz PKK olmadan,daha Apo'cular olarak Ankarada anildigi donemlere iliskin pek bilgisi olmadigini sezinliyorum. Sukru Hoca'da ayni durumdaydi.
Ocalan'in ne oldugu ortada. Kendisine, Selim Curukkaya'nin yaptigi gibi fuzuli sifatlar yuklemenin alemi yok.

Hain'den daha kotu, asagilik bir sifat olabilirmi ki, Ocalan'i ihanet kavramindan cikarip, Turk Devletinin bir ajani haline donusturmek istiyor Selim ve benzerleri, akil fikir isi degil !

Allah'tan Ocalan 1999'dan beri sistematik olarak ihanetini futursuzca belirtiyor; ve Kurd halkina ihanetin erdemlerinden bahsedip durarak, bizlerin kafasini eski silah arkadaslarinin yaptigi gibi karistirmiyor bile...

Merheba hesene hemo, Cenk Duatepe ,Yalcin Kucuk`un kayincosu degil bacanagidir. O donemde Cenk ,Tc Sam Buyukelcisiydi . Kendisi ayni zamanda Turk Dis Isleri Bakanligi istihbarat genel muduruydu.. Misir`daki sagir sultanin bildigi bu bilgileri ne Kani Yilmaz, ne Nizamettin Tas,ne M.Can Yuce biliyordu.Belki de Selim`de bilmiyordu... Zaten tek kisi (apo) tarafindan yonetilen bir part , daha dogrusu tarikattan farkli bir sonuc beklenemezdi . Onderlik muazaam kazandirir!!!! Yalcin Kucuk `un bir roportasindan bir kesit; PKK'nın mesajlarını Türkiye'ye, Türkiye'nin mesajlarını PKK'ya taşıdığınız söyleniyor. Böyle bir göreviniz var mıydı? Bu sorunun cevabı benimle ilgili iddialarda var. Abdullah Öcalan İmralı'da konuştuğu zaman Yaşar Kaya, diğerleri, hepsi... ’Yalçın Küçük konuşuyor' dediler. ’Öcalan'ı bozan Yalçın Küçük'tür' dediler. Benim böyle bir iddiam yok ama kan gövdeyi götürürken ’APO kardeşim' dedim, ’Kürtler kardeşim' diyordum. Bu sorunuz bugün beni çok sevindirdi, çünkü ben haklıyım. Bütün bunları söyleyen ben ’Barzani ve Talabani'nin İbrani kökenli' olduğunu, orda kurulmakta olan devletin bir Kürt Judaik devlet olduğunu söylüyorum. Cenk Duatepe ile hala görüşüyor musunuz? Tabii. Cenk Duatepe Türk devletinin Kürt politikasında en kritik zamanlarda en yüksek devlet memuru oldu. Ve bana göre çok yanlış yaptılar. Irak'taki bu devleti onlar kurdular. Belki de devletin açıklanmayan, kağıda dökülmeyen gizli bir doktrini vardı, bu bir Kürt devleti kurmak olabilir. Ben şimdi bunu yazacağım ve bunu son derece tehlikeli buluyorum. ............. roportajin tumu http://www.netpano.com/newsdetail.asp?NewsID=69

Merhaba Bra Dogru soyluyorsun, gercektende o hasta megaloman, her konuyu kendi usulune gore ele aliyordu. Selim de belki bu yuzden Cenh Duatepe'nin Yalcin Kucukle akrabalik iliskisini ancak Serok'un dedigi bicimde biliyor. Burada onemli bir nokta var; Selim, baslibasina bir PKK olan ve cok buyuk tecrube, bilgi gerektiren Avrupa Sorumluluguna, 11 yillik travmatik zindan doneminden sonra atanmis... Avrupa sorumluluguna, o zamanlar birak Avrupa'yi Istanbul'un ne oldugunu bile bilebilecek durumda olmayan bir insanin, diplomasinin Allahini gerektiren ve basarinin en onemli sartlarindan biri olan uluslararasi iliskileri gelistirme ve tanzimi gibi gayya kuyusuna atanmasi, PKK'nin lider kadrosunun dunyadan bihaber oldugununda acik kaniti; sirf elestiri olsun diye degil, ben olsamda ayni zirtlama olurdu...Koylugumuz, yetmiyormus gibi Leninzm gibi bir manyakligin pesine dusmemiz bizi tum Kurd politik camiasi olarak, bu feci sona getirdi. isin garibi, tum bu olumsuzluklara ragmen, Kurd halkinin ozgurluge acligi, Kurd siyasilarinin tum dangalakliklarinin uzerinde, takdiri hakkeden bir durumdur. slaw

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.