MUSTAFA KEMAL ve KEMALIZM HAKKINDA 10 BÜYÜK YALAN !
*******************************************
1- MUSTAFA KEMAL'IN GERCEK KISILIGI:
Dünyada gelmis gecmis hicbir insan yoktur ki, M. Kemal kadar sinsi, numaraci, yalanci, sahtekâr, kurnaz, komitaci-komplocu, katil, kalles, ahlaksiz, sapik, gaddar ve zalim olsun !...
Kendisinin ve en yakin asker arkadaslarinin ve Dr. Riza Nur'i´´un anilarinda yazdiklari gibi, M. Kemal icki-kumar, zevk-sefa-lüks düskünü alkolik, kumarbaz, pedofil, biseksüel olup, askerî talebelegi ve tegmenliginden itibaren, öylesine igrenc ve sefih bir hayat yasamaktaydi ki, tüm maasini, henüz ayin ilk haftasinda Selanik barlarinda, pavyon ve batakhanelerinde icki-kumar ve safahat yüzünden tüketir ve sabahlara kadar sürdürdügü bu sefil ve sefih hayatini ay sonuna kadar veresiye veya ondan bundan aldigi borcla sürdürmeye calisirdi...
Ayni yasantisini tayin edildigi yerlerde de sürdürmüs, ve gerek subayligi gerekse ceteciligi döneminde öldürüp öldürttügü binlerce insanin mal ve servetine konarak korkunc bir servet sahibi olmustur !...
Kurdugu Türkiye Is Bankasi, icki fabrikalari, Orman Ciftligininin temelinde bu haram servet ve yoksul Hindistan halkindan “Kurtulus savasi yapiyorum“ diye toplattigi paralar yatmaktadir...
2- MUSTAFA KEMAL'IN GERCEK KÖKENI ve ASIL ADI:
“Mustafa Kemal“in dogum tarihi, hatta adι bile gercek olmayip, aslen Sabetay kökenli (Dönme-devsirme) oldugu icin, muhtemelen Moses olan asιl adι, “Mustafa“ yapildi !
Sonradan uydurdugu tüm hayat hikâyesi gibi, okudugu Yahudî okulu olan Semsi Efendi Ilkokulu'nda sinif birincisi oldugu da, askerî rüstiyede matematik ögretmeninin onu kendisinden daha akilli ve zeki gördügü icin ona “Kemal“ ismini verdigi de tamamen uydurma ve yalandir !...
Mantiken bile hicbir ögretmen “Oglum Mustafa, sen benden daha zeki ve olgunsun! Adlarimiz karismasin diye bundan sonra senin adin “Mustafa Kemal“ olsun!“ demez...
Öyle mi, öyle...
O okulda M. Kemal hakkinda tek dogru olan sey, onun isledigi cok agir bir suctan (?) ötürü, ögretmeni tarafindan agzi burnu kan icinde kalana kadar dövülüp, yerlerde tekmelenerek okuldan kovulmasi ve daha sonra, torpille askerî rüstiyeye girmesidir...
3- MECHUL BIR BABA VE DÜZENSIZ, BOZUK BIR AILE YASAMI:
M.Kemal'in asιl babasinin kereste tüccari Ali Riza Efendi oldugu da yalan olup, en yakin arkadasi ve biyograficisi Falih Rifki Atay yazdigi anilarinda, onun her zamanki gibi sarhosken, babasina ait oldugu söylenen fotograf icin, “Kaldirin bu fotografi, o benim gercek babam degil !“ dedigini yazmaktadir...
Bir insanin öksüz ya da yetim olmasi, veya babasinin belli olmayisi, ne utanilacak, kinanacak bir durumdur, nede fazla önemlidir; önemli olan, bir halkin önderi, lideri olarak ortaya cikan veya cikartilan bir kisinin aile yasantisinin ahlâkli düzenli, olmasidir ve o kisinin ahlak ve karakterinin ona göre bicimlenmis olmasidir...
Mustafa Kemal'in aile yapisi da tipki Sabetayci Orhan Pamuk'unki gibi, istikrasiz, düzensiz, kavga-dövüs, kirilmalar ve asagilik kompleksleriyle doludur...
Onun ickiye düskünlügünün ve müzmin alkolikliginin temelinde, aile gecmisini, sorunlarini unutmak ve zayif korkak kisiligine ancak icerek cesaret kazandirmaya calismasidir...
4- M. KEMAL'IN GIZLI MASONLUGU:
Kendisi yüzbasiligindan itibaren, hemen hemen tümü mason ve Dönme olan komitaci-komplocu Ittihat Terakki'nin de üyesi olup, sonradan hem masonlugunu hem de Ittihat Terakki üyeligini örtbas etmek icin, Türkiye'deki mason örgütünü güya kapatmis(!), IT'cilerin de kimisini mezara, kimisini sürgüne göndermisti!...
M. Kemal'in kirli ve karanlik yasantisinda en önemli nokta onun IT'cilerin en önemli lideri olan Enver Pasa'yi ömür boyu kiskanmasi ve taklit etmis olmasidir...
Onun Enver'e olan kiskanclik, nefret ve kinin temelinde, Padisahin yegeninin onu degil Enver'i secmis olmasi ve bölece ölesiye istedigi saraya girememesi ve damat olamayisidir ...
Nitekim daha sonra intikamini Enver'den cok kötü almis, onun Türkiye'ye gelmesine izin vermeyerek Tacikistan'da cok sefil bir hâlde öldürülmesine sebep olmustur...
5- M. KEMAL'IN TESCILLI INGILIZ AJANLIGI !
Asil “Ingiliz Kemal“, Mustafa Kemal olup, Binbasi Noel gibi, hem en secme Ingiliz ajanidir (!), hem de en koyu Bati(li), yani Ingiliz ve Fransiz, Alman hayranidir !
Nitekim kendisini TBBM tehdit, hile ve komplolarla cumhurbaskani sectirdikten sonra, davet edip, günlerce agirladigi ilk devlet baskani, güya kendilerine karsi savastigi Ingiliz Krali, Kralicesi idi !...
Peki siz hic dünya tarihinde böyle bir rezalet ve ihanet gördünüz mü, yurdunu altüst edip harebeye ceviren ve milyonlarca zavalli insanin ölümüne sebep olan düsmanlarini ülkeseine davet edip onlari günlerce agirlayan birisini !
Bu sözde düsmanlarin bir diger ibretlik yönü daha var ki, o da M.Kemal hakkinda en büyük methiyeleri, basta Lloyd George olmak üzere Ingiliz yazarlarin döktürmesidir !..
Eee bu kadar acik vermelerine ragmen hâlâ M. Kemal'i savunanlar ya birer fanatik cahil ahmaktir, ya da hain-ajan tayfasindandir !!!
M.Kemal'in batinin en has adami ve ajani oldugunun en bariz ispati, onun hakkinda simdiye kadar en cok övücü kitap yazanlarin, Musevi kökenli Batili “yazar“larin olmasidir !!!
Peki onlar nasil düsmanlardir ki, gecmiste güya kendilerine karsi “Kurtulus Savasi“ kazanmuis M.Kemal'a methiyeler dizip, onun hakkinda övücü binlerce kitap yaziyorlar ?!...
6- M. KEMAL'IN SAHTE ZAFERLERI !
1) Canakkale Zaferi palavrasi:
M. Kemal'in 1915'te Ingilizlere ve diger düsmanlara karsi Anafartalar Zaferi'ni kazandigi da palavralarin en büyügüdür, cünkü, o sirada rütbesi henüz yarbaydi ve Anafartalar Baskumandani Yahudu asilli Alman general Liman von Sanders'ti...
M. Kemal'in henüz yarbayken tümen komutani, hem de 19. (!) tümen komutani oldugu ve düsmanlara karsi büyük bir zafer kazandigi palavralarin en büygüdür!
Cünkü bir yarbay asla bir tümene komutanlik edemez...
Aslinda Canakkale Savasi, 500 bin zavalli isci-köylü-emekcinin yani Anzaklarla, Kürt-Türk-Ermeni-Arap-Cerkez ve diger halklarin acimasizca birbirine kirdirtildigi, Dünya askerlik tarihinin en planli ve en büyük komplo ve toplu katliamidir !...
Bir Devlet ülke ve toplum düsünün ki, devletin yönetim kademesinden tutun toplumuna varana dek devsirme olup, 600 yil boyunca dinî hurafelerle uyutup, kelle keserek yönetip sömürdügü, en kücük isyanlari bile kanla bastirdigi (!), savastan savasa sürdügü ve birbirine kirdirttigi milyonlarca mazlum insanlar ve halklarin, zulum, kiyim ve aclik artik canina tak etmis(!); ve bu yüzden her yerde ayaklanip isyan etmis, her yeri asker kacaklari sarmis(!); kisacasi askeriyeden ekonomiye, artik o kadar cökmüs ki, tüm yönetici kadro ve askeriyesi yabancilarin elinde ve tüm yüksek komutanlari ecnebi (yabanci), hatta baskomutani bile bir Alman (Liman von Sanders) olsun ve Canakklae Savasi'ni o yönetsin !!!
Böyle bir sey dünya tarihinde görülmüs müdür ?!...
Ayrica M. Kemal'in “düsman“(Ingiliz) cephesine gecip, onlarla yiyip-ictigi, hasbihal ettigi, poker oynadigi, her iki taraftaki askerleri birbirilerine en iyi nasil kirdiracaklari (!) konusunda planlar yaptigi da korkunc bir gercektir !...
Tarihcilerin bu tür konulara deginememelerinin sebebi, gerek korkmalari, gerekse tarafgirlik, irkcilik, gaflet ve dalâlet icersinde bulunmalaridir...
2) M. Kemal'in Samsun'a cikis palavrasi:
1918'de Osmanli ordusunu her yerde yenip ordusunu dagitan Itilaf Devletleri (Ingiltere, Fransa, Italya, vs), 1918-1923 tarihleri arsinda, yani tam 5 yil boyunca Osmanli Devleti'nin 'nin baskenti Istanbul'u isgal edip, ülkenin her yerinde havada, karada ve denizde, kendilerinden izinsiz kus ucurtmuyorlardi(!) üstelik yendikleri Osmanli Devleti'nin tüm komutanlarini Davutpasa Kisla'sina kapatmislardi... Ne hikmetse, Mustafa Kemal haric !...
.............
Peki, nasil olur da “19 Mayis 1919'da, 19 “arkadasiyla“, 19 metrelik koskoca Bandirma Vapuru'yla, her tarafi “düsman“ kuvvetleri tarafindan sarilmis ve tutulmus Samsun'a cikip, düsmanlara karsi bildiriler dagitip, konferanslar, kongreler yapabiliyorlar(!) ve güya vatan kurtarabiliyorlardi
M. Kemal ve arkadaslari belki de Ingiliz pilotlarin kullandigi ve Ingiliz asker ve plosleriucakla
Zaten Ankara'da onu ve hempalarini, “seymen“ denilen ne idügü belirsiz capulcular degil, uzaktan Ingiliz askerleri koruyp kollamaktaydi !!!
Mustafa Kemal'in Anadolu'ya gönderilmesinin asil sebebi, Osmanli Devleti'nin hükmettigi üc kitadaki tüm tutsak halklar, yani Balklanlardan Kafkasya'ya, Kirim'dan Karadeniz'den Yemene varana dek tüm tutsak ve mazlum halklar, yani Araplar, Türkler, Türkmenler, Azeriler, Kürtler, Zazalar, Cerkezler, Abhazlar, Lazlar, Rumlar, Aleviler vs. Osmanlui'nin 600 yillik zulmüne karsi ayaklanmislar; onlarin kurduklari komünler ve özgürlük-bagimsizlik isyanlari üc kitayi sarmisti; ve birilerinin bu atesi söndürmeleri gerekiyordu...
O kisiler coktan hazirdilar !
Peki kimlerdi ?:
Onlar, cinayet, komitacilik ve komploculukta pismis olan Ittihat Terakkicilerin devami olan kemalist cetelerdi...
Bu cetelerin ve seyyare kuvvetlerin en güclüsü Cerkez Ethem ve adamlariydi...
Öyle ki M.Kemal her sikistiginda , Ethem'le Topal Osman ve adamlarini cagirmis ve o kanli katiller Kürt, Zaza, Ermeni, Süryani, Rum, Laz, Cepni, Cerkez ve Abhazlarin ve diger mazlum halklarin isyanlarini en kanli bicimde bastirmislardi !
Fakat kendi halklarina acimasizca kiyan ve ihanet eden Cerkez Ethem ve Topal Osman gibilerinin sonu, aynen tüm hainlere lâyik bir sekilde olmustur !...
3) 1921-22'deki Inönü-sakarya-Dumlupinar Zaferi palavralari:
Basta Ingilizler olmak üzere, kurnaz Itilaf devletleri, adamlari olan kemalistleri basa gecirmek icin, onlarin zaferler kazanmasi gerektigini bildikleri icin, nasil ki 1915'te Avusturalya, Yeni Zelanda, kanada ve Hindistan'dan gariban askerleri getirip Canakkale'de gariban Anadolu köylüsüyle carpistirip birbirine kirdirtilarsa(!); ayni sekilde, bu kez de 1920'de Yunanistan'dan sayilari birkac bini gecmeyen askerî ceteler getirtip Izmir ve diger sehirlere saldirttilar (!); buna ragmen bu ceteler, kemalist cete ve orduyu her yenislerinde, her ne hikmetse harekâti ya durdurup ya geri cekilmislerdi (!); ve son geri cekilmeleri 30 Agustos 1922'de olup, böylece kendi istemleriyle kemalist güruha sözde “Kurtulus Zaferi“ni bah$ediyorlardi !!!
7- M. KEMAL'IN SÖZDE DEVRIMLERI ve DEVRIMCILIGI !
Onun tüm yaptiklari, hayrani ve taklitcisi oldugu Napolyon'un ve Fransiz Burjuva Devrimi'nin taklidinden baska birsey degildir...
Ayrica, onun yaptigi sözde tüm devrim ve yenilikleri, ogluyla birlikte Osmanli Imparatorlugu'nu defalarca yenen Kavalali Mehmet Ali Pasa, Osmanli eyaleti Misir'da 100 küsur yil önce coktan yapmisti...
(Önemli not: Tarihi cözmenin en önemli sirri, resmî tarihin celiskilerini yakalamaktir... Öyleyse, hani Batili devletler, Osmanli Devleti'nin en büyük düsmaniydi ve onu yikmak istiyorlardi ?!
Peki, Kavalali Mehmet Pasa ve oglu Ibrahim Pasa, Osmanli devletini defalarca yenip tam yikmak üzereyken, imdadina neden Ingilizler, Fransizlar ve hatta Ruslar(!) yetiserek, Kavalali'yi durdurup, Osmanli Devleti'ni, tekrar kurtarip yeniden kurmuslardi ?!...)
8- M. KEMAL'IN VEFASIZLIGI, AHLAKSIZLIGI VE NAMUSSUZLUGU !
Bozuk bir aile yapisindan gelen ve aile terbiyesinden yoksun büyüen M. Kemal, bu degerlerden yoksun oldugu icin, tüm yasantisi boyaunca ahlaki degerlerden uzakti ki, evlatlik aldigi cocuklara, kizlara, en yakin silah arkadaslarinin karilarina ve kizlarina sarkintilik edecek kadar düsük ve sefih birisiydi !...
Onun sapikligini ve biseksüellligini örtbas etmek icin, hempalari tarafindan hakkinda sahte ask hikâyeleri, hatta, seks ve vamp kadini Z.Z Gabor'la yattigi yalani bile uydurulmustur !
Alkolün cinsel hayati bitirdigi tibben bilindigine göre, o halde onun Z.Z.Gabor'la bir seferlik yattigi yalandi veya onun bir benzeriydi...
9- YAZDIGI SÖYLENEN “ESER“LERIN ve FASIST ÖZDEYISLERININ TAMAMINI BASKALARI YAZMIS, SÖYLEMISTIR !
M. Kemal'in hayati gibi, ona mal edilen tüm eserler, sözler ve zaferler, hatta capkinlik ve ask hikâyeleri de külliyen yalan ve uydurmadir !...
Ömrü komitacilik/ komplo, yalan-dolan-talan ve icki-kumar sefahatiyle gecmis böyle bir melûnun okudugu yazdigi tek bir eser ve söyledigi tek bir veciz söz veya özdeyis kesinlikle yoktur !
Zaten böyle yalanci ve sahtekâr birisinin okuma-yazmaya ne zamani, ne hevesi ne de yetenegi olamaz !...
Güya altini cizerek okudu 4 bin kitap da palavradir, cünkü hicbir yabanci dili ne konusup ne de yazabiliyordu !..
Nitekim kensisiyle röpörtaj yapmak isteyen yabanci gazetelerin hicbiriyle yabanci dilede konusmamis/konusamamistir !...
Bu nedenle, kendisine mal edilen “Türk Gencligine Hitabe“sini ve iki ciltlik Söylev (Nutuk), ve “Türk Övün Calis Güven!“, “Ne mutlu Türküm Diyene!“, “Bir Türk Dünyaya bedeldir!“ gibi irkci-fasist uyduruk vecizeler bile, sabahlara kadar icki sofrasinda cevresine tehditle yigdigi Ermeni, Rum, Kürt-Zaza (Ziya Gökalp) ve Dönme (Sabetayci) yazarlara aittir !...
Hatta ona “Atatürk“ soy adini veren ve “Atatürk“ imzasini atan kisi, Ermeni kökenli dil uzmani Prof. Agop Dilacar'dir...
10- TÜRK MILLETINI COK SEVDIGI PALAVRASI !
Bakmayin siz, M.Kemal'in kendi devsirmeligini gizlemek icin “Ne Mutlu Türküm Diyene!“, “Bir Türk Dünyaya Bedeldir!“ gibi Türkcülük palavralari atmasina !
M.Kemal yakinlarina aynen söyle demistir: “Türk Milleti ve Türk askeri (...) benzer, kalktikca tepesine vuracaksin!“...
.............
Sonuc olarak; yukaridan beri siraladigimiz, Tarihin bu en büyük palavraci ve kurnaz mevtasina ancak, enayi yerine koydugu devsirme-irkci ve embesil “Türk“ toplumu inanir ve kanar !!!
TC ve M. Kemal hakkindaki gercekler bunlar olup, bilmeyenlere, duymayanlara ve hâlâ uyanmayanlara önemle ve ibretle duyurulur...
* * *
TARIH AVCISI
19 Mayis 2007
------------------------
Ibretlik not: Anitkabir'de düzmece bir resim (fotograf) var ki, görenlerin aklina durgunluk veren bir sahtekârlik örnegidir ! Nedir biloyr musunuz?
M. Kemal 10 Kasim 1938'de öldügünde, gökyüzünde ona tavaf eden ve portresini yansitan bulutlar !!!
MUSTAFA KEMAL AZGIN BIR FASISTIR, HITLERIN ILHAM ALDIGI BIR KAN