Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 22 April 2008

MUSTAFA KEMAL ve KEMALIZM HAKKINDA 10 BÜYÜK YALAN !
*******************************************

1- MUSTAFA KEMAL'IN GERCEK KISILIGI:
Dünyada gelmis gecmis hicbir insan yoktur ki, M. Kemal kadar sinsi, numaraci, yalanci, sahtekâr, kurnaz, komitaci-komplocu, katil, kalles, ahlaksiz, sapik, gaddar ve zalim olsun !...
Kendisinin ve en yakin asker arkadaslarinin ve Dr. Riza Nur'i´´un anilarinda yazdiklari gibi, M. Kemal icki-kumar, zevk-sefa-lüks düskünü alkolik, kumarbaz, pedofil, biseksüel olup, askerî talebelegi ve tegmenliginden itibaren, öylesine igrenc ve sefih bir hayat yasamaktaydi ki, tüm maasini, henüz ayin ilk haftasinda Selanik barlarinda, pavyon ve batakhanelerinde icki-kumar ve safahat yüzünden tüketir ve sabahlara kadar sürdürdügü bu sefil ve sefih hayatini ay sonuna kadar veresiye veya ondan bundan aldigi borcla sürdürmeye calisirdi...

Ayni yasantisini tayin edildigi yerlerde de sürdürmüs, ve gerek subayligi gerekse ceteciligi döneminde öldürüp öldürttügü binlerce insanin mal ve servetine konarak korkunc bir servet sahibi olmustur !...

Kurdugu Türkiye Is Bankasi, icki fabrikalari, Orman Ciftligininin temelinde bu haram servet ve yoksul Hindistan halkindan “Kurtulus savasi yapiyorum“ diye toplattigi paralar yatmaktadir...

2- MUSTAFA KEMAL'IN GERCEK KÖKENI ve ASIL ADI:
“Mustafa Kemal“in dogum tarihi, hatta adι bile gercek olmayip, aslen Sabetay kökenli (Dönme-devsirme) oldugu icin, muhtemelen Moses olan asιl adι, “Mustafa“ yapildi !
Sonradan uydurdugu tüm hayat hikâyesi gibi, okudugu Yahudî okulu olan Semsi Efendi Ilkokulu'nda sinif birincisi oldugu da, askerî rüstiyede matematik ögretmeninin onu kendisinden daha akilli ve zeki gördügü icin ona “Kemal“ ismini verdigi de tamamen uydurma ve yalandir !...

Mantiken bile hicbir ögretmen “Oglum Mustafa, sen benden daha zeki ve olgunsun! Adlarimiz karismasin diye bundan sonra senin adin “Mustafa Kemal“ olsun!“ demez...
Öyle mi, öyle...
O okulda M. Kemal hakkinda tek dogru olan sey, onun isledigi cok agir bir suctan (?) ötürü, ögretmeni tarafindan agzi burnu kan icinde kalana kadar dövülüp, yerlerde tekmelenerek okuldan kovulmasi ve daha sonra, torpille askerî rüstiyeye girmesidir...

3- MECHUL BIR BABA VE DÜZENSIZ, BOZUK BIR AILE YASAMI:
M.Kemal'in asιl babasinin kereste tüccari Ali Riza Efendi oldugu da yalan olup, en yakin arkadasi ve biyograficisi Falih Rifki Atay yazdigi anilarinda, onun her zamanki gibi sarhosken, babasina ait oldugu söylenen fotograf icin, “Kaldirin bu fotografi, o benim gercek babam degil !“ dedigini yazmaktadir...

Bir insanin öksüz ya da yetim olmasi, veya babasinin belli olmayisi, ne utanilacak, kinanacak bir durumdur, nede fazla önemlidir; önemli olan, bir halkin önderi, lideri olarak ortaya cikan veya cikartilan bir kisinin aile yasantisinin ahlâkli düzenli, olmasidir ve o kisinin ahlak ve karakterinin ona göre bicimlenmis olmasidir...

Mustafa Kemal'in aile yapisi da tipki Sabetayci Orhan Pamuk'unki gibi, istikrasiz, düzensiz, kavga-dövüs, kirilmalar ve asagilik kompleksleriyle doludur...

Onun ickiye düskünlügünün ve müzmin alkolikliginin temelinde, aile gecmisini, sorunlarini unutmak ve zayif korkak kisiligine ancak icerek cesaret kazandirmaya calismasidir...

4- M. KEMAL'IN GIZLI MASONLUGU:
Kendisi yüzbasiligindan itibaren, hemen hemen tümü mason ve Dönme olan komitaci-komplocu Ittihat Terakki'nin de üyesi olup, sonradan hem masonlugunu hem de Ittihat Terakki üyeligini örtbas etmek icin, Türkiye'deki mason örgütünü güya kapatmis(!), IT'cilerin de kimisini mezara, kimisini sürgüne göndermisti!...

M. Kemal'in kirli ve karanlik yasantisinda en önemli nokta onun IT'cilerin en önemli lideri olan Enver Pasa'yi ömür boyu kiskanmasi ve taklit etmis olmasidir...
Onun Enver'e olan kiskanclik, nefret ve kinin temelinde, Padisahin yegeninin onu degil Enver'i secmis olmasi ve bölece ölesiye istedigi saraya girememesi ve damat olamayisidir ...
Nitekim daha sonra intikamini Enver'den cok kötü almis, onun Türkiye'ye gelmesine izin vermeyerek Tacikistan'da cok sefil bir hâlde öldürülmesine sebep olmustur...

5- M. KEMAL'IN TESCILLI INGILIZ AJANLIGI !
Asil “Ingiliz Kemal“, Mustafa Kemal olup, Binbasi Noel gibi, hem en secme Ingiliz ajanidir (!), hem de en koyu Bati(li), yani Ingiliz ve Fransiz, Alman hayranidir !
Nitekim kendisini TBBM tehdit, hile ve komplolarla cumhurbaskani sectirdikten sonra, davet edip, günlerce agirladigi ilk devlet baskani, güya kendilerine karsi savastigi Ingiliz Krali, Kralicesi idi !...
Peki siz hic dünya tarihinde böyle bir rezalet ve ihanet gördünüz mü, yurdunu altüst edip harebeye ceviren ve milyonlarca zavalli insanin ölümüne sebep olan düsmanlarini ülkeseine davet edip onlari günlerce agirlayan birisini !
Bu sözde düsmanlarin bir diger ibretlik yönü daha var ki, o da M.Kemal hakkinda en büyük methiyeleri, basta Lloyd George olmak üzere Ingiliz yazarlarin döktürmesidir !..
Eee bu kadar acik vermelerine ragmen hâlâ M. Kemal'i savunanlar ya birer fanatik cahil ahmaktir, ya da hain-ajan tayfasindandir !!!

M.Kemal'in batinin en has adami ve ajani oldugunun en bariz ispati, onun hakkinda simdiye kadar en cok övücü kitap yazanlarin, Musevi kökenli Batili “yazar“larin olmasidir !!!

Peki onlar nasil düsmanlardir ki, gecmiste güya kendilerine karsi “Kurtulus Savasi“ kazanmuis M.Kemal'a methiyeler dizip, onun hakkinda övücü binlerce kitap yaziyorlar ?!...

6- M. KEMAL'IN SAHTE ZAFERLERI !
1) Canakkale Zaferi palavrasi:
M. Kemal'in 1915'te Ingilizlere ve diger düsmanlara karsi Anafartalar Zaferi'ni kazandigi da palavralarin en büyügüdür, cünkü, o sirada rütbesi henüz yarbaydi ve Anafartalar Baskumandani Yahudu asilli Alman general Liman von Sanders'ti...
M. Kemal'in henüz yarbayken tümen komutani, hem de 19. (!) tümen komutani oldugu ve düsmanlara karsi büyük bir zafer kazandigi palavralarin en büygüdür!
Cünkü bir yarbay asla bir tümene komutanlik edemez...
Aslinda Canakkale Savasi, 500 bin zavalli isci-köylü-emekcinin yani Anzaklarla, Kürt-Türk-Ermeni-Arap-Cerkez ve diger halklarin acimasizca birbirine kirdirtildigi, Dünya askerlik tarihinin en planli ve en büyük komplo ve toplu katliamidir !...

Bir Devlet ülke ve toplum düsünün ki, devletin yönetim kademesinden tutun toplumuna varana dek devsirme olup, 600 yil boyunca dinî hurafelerle uyutup, kelle keserek yönetip sömürdügü, en kücük isyanlari bile kanla bastirdigi (!), savastan savasa sürdügü ve birbirine kirdirttigi milyonlarca mazlum insanlar ve halklarin, zulum, kiyim ve aclik artik canina tak etmis(!); ve bu yüzden her yerde ayaklanip isyan etmis, her yeri asker kacaklari sarmis(!); kisacasi askeriyeden ekonomiye, artik o kadar cökmüs ki, tüm yönetici kadro ve askeriyesi yabancilarin elinde ve tüm yüksek komutanlari ecnebi (yabanci), hatta baskomutani bile bir Alman (Liman von Sanders) olsun ve Canakklae Savasi'ni o yönetsin !!!
Böyle bir sey dünya tarihinde görülmüs müdür ?!...

Ayrica M. Kemal'in “düsman“(Ingiliz) cephesine gecip, onlarla yiyip-ictigi, hasbihal ettigi, poker oynadigi, her iki taraftaki askerleri birbirilerine en iyi nasil kirdiracaklari (!) konusunda planlar yaptigi da korkunc bir gercektir !...
Tarihcilerin bu tür konulara deginememelerinin sebebi, gerek korkmalari, gerekse tarafgirlik, irkcilik, gaflet ve dalâlet icersinde bulunmalaridir...

2) M. Kemal'in Samsun'a cikis palavrasi:
1918'de Osmanli ordusunu her yerde yenip ordusunu dagitan Itilaf Devletleri (Ingiltere, Fransa, Italya, vs), 1918-1923 tarihleri arsinda, yani tam 5 yil boyunca Osmanli Devleti'nin 'nin baskenti Istanbul'u isgal edip, ülkenin her yerinde havada, karada ve denizde, kendilerinden izinsiz kus ucurtmuyorlardi(!) üstelik yendikleri Osmanli Devleti'nin tüm komutanlarini Davutpasa Kisla'sina kapatmislardi... Ne hikmetse, Mustafa Kemal haric !...
.............
Peki, nasil olur da “19 Mayis 1919'da, 19 “arkadasiyla“, 19 metrelik koskoca Bandirma Vapuru'yla, her tarafi “düsman“ kuvvetleri tarafindan sarilmis ve tutulmus Samsun'a cikip, düsmanlara karsi bildiriler dagitip, konferanslar, kongreler yapabiliyorlar(!) ve güya vatan kurtarabiliyorlardi
M. Kemal ve arkadaslari belki de Ingiliz pilotlarin kullandigi ve Ingiliz asker ve plosleriucakla
Zaten Ankara'da onu ve hempalarini, “seymen“ denilen ne idügü belirsiz capulcular degil, uzaktan Ingiliz askerleri koruyp kollamaktaydi !!!

Mustafa Kemal'in Anadolu'ya gönderilmesinin asil sebebi, Osmanli Devleti'nin hükmettigi üc kitadaki tüm tutsak halklar, yani Balklanlardan Kafkasya'ya, Kirim'dan Karadeniz'den Yemene varana dek tüm tutsak ve mazlum halklar, yani Araplar, Türkler, Türkmenler, Azeriler, Kürtler, Zazalar, Cerkezler, Abhazlar, Lazlar, Rumlar, Aleviler vs. Osmanlui'nin 600 yillik zulmüne karsi ayaklanmislar; onlarin kurduklari komünler ve özgürlük-bagimsizlik isyanlari üc kitayi sarmisti; ve birilerinin bu atesi söndürmeleri gerekiyordu...
O kisiler coktan hazirdilar !
Peki kimlerdi ?:
Onlar, cinayet, komitacilik ve komploculukta pismis olan Ittihat Terakkicilerin devami olan kemalist cetelerdi...
Bu cetelerin ve seyyare kuvvetlerin en güclüsü Cerkez Ethem ve adamlariydi...

Öyle ki M.Kemal her sikistiginda , Ethem'le Topal Osman ve adamlarini cagirmis ve o kanli katiller Kürt, Zaza, Ermeni, Süryani, Rum, Laz, Cepni, Cerkez ve Abhazlarin ve diger mazlum halklarin isyanlarini en kanli bicimde bastirmislardi !
Fakat kendi halklarina acimasizca kiyan ve ihanet eden Cerkez Ethem ve Topal Osman gibilerinin sonu, aynen tüm hainlere lâyik bir sekilde olmustur !...

3) 1921-22'deki Inönü-sakarya-Dumlupinar Zaferi palavralari:

Basta Ingilizler olmak üzere, kurnaz Itilaf devletleri, adamlari olan kemalistleri basa gecirmek icin, onlarin zaferler kazanmasi gerektigini bildikleri icin, nasil ki 1915'te Avusturalya, Yeni Zelanda, kanada ve Hindistan'dan gariban askerleri getirip Canakkale'de gariban Anadolu köylüsüyle carpistirip birbirine kirdirtilarsa(!); ayni sekilde, bu kez de 1920'de Yunanistan'dan sayilari birkac bini gecmeyen askerî ceteler getirtip Izmir ve diger sehirlere saldirttilar (!); buna ragmen bu ceteler, kemalist cete ve orduyu her yenislerinde, her ne hikmetse harekâti ya durdurup ya geri cekilmislerdi (!); ve son geri cekilmeleri 30 Agustos 1922'de olup, böylece kendi istemleriyle kemalist güruha sözde “Kurtulus Zaferi“ni bah$ediyorlardi !!!

7- M. KEMAL'IN SÖZDE DEVRIMLERI ve DEVRIMCILIGI !
Onun tüm yaptiklari, hayrani ve taklitcisi oldugu Napolyon'un ve Fransiz Burjuva Devrimi'nin taklidinden baska birsey degildir...
Ayrica, onun yaptigi sözde tüm devrim ve yenilikleri, ogluyla birlikte Osmanli Imparatorlugu'nu defalarca yenen Kavalali Mehmet Ali Pasa, Osmanli eyaleti Misir'da 100 küsur yil önce coktan yapmisti...
(Önemli not: Tarihi cözmenin en önemli sirri, resmî tarihin celiskilerini yakalamaktir... Öyleyse, hani Batili devletler, Osmanli Devleti'nin en büyük düsmaniydi ve onu yikmak istiyorlardi ?!
Peki, Kavalali Mehmet Pasa ve oglu Ibrahim Pasa, Osmanli devletini defalarca yenip tam yikmak üzereyken, imdadina neden Ingilizler, Fransizlar ve hatta Ruslar(!) yetiserek, Kavalali'yi durdurup, Osmanli Devleti'ni, tekrar kurtarip yeniden kurmuslardi ?!...)

8- M. KEMAL'IN VEFASIZLIGI, AHLAKSIZLIGI VE NAMUSSUZLUGU !
Bozuk bir aile yapisindan gelen ve aile terbiyesinden yoksun büyüen M. Kemal, bu degerlerden yoksun oldugu icin, tüm yasantisi boyaunca ahlaki degerlerden uzakti ki, evlatlik aldigi cocuklara, kizlara, en yakin silah arkadaslarinin karilarina ve kizlarina sarkintilik edecek kadar düsük ve sefih birisiydi !...

Onun sapikligini ve biseksüellligini örtbas etmek icin, hempalari tarafindan hakkinda sahte ask hikâyeleri, hatta, seks ve vamp kadini Z.Z Gabor'la yattigi yalani bile uydurulmustur !
Alkolün cinsel hayati bitirdigi tibben bilindigine göre, o halde onun Z.Z.Gabor'la bir seferlik yattigi yalandi veya onun bir benzeriydi...

9- YAZDIGI SÖYLENEN “ESER“LERIN ve FASIST ÖZDEYISLERININ TAMAMINI BASKALARI YAZMIS, SÖYLEMISTIR !

M. Kemal'in hayati gibi, ona mal edilen tüm eserler, sözler ve zaferler, hatta capkinlik ve ask hikâyeleri de külliyen yalan ve uydurmadir !...
Ömrü komitacilik/ komplo, yalan-dolan-talan ve icki-kumar sefahatiyle gecmis böyle bir melûnun okudugu yazdigi tek bir eser ve söyledigi tek bir veciz söz veya özdeyis kesinlikle yoktur !
Zaten böyle yalanci ve sahtekâr birisinin okuma-yazmaya ne zamani, ne hevesi ne de yetenegi olamaz !...
Güya altini cizerek okudu 4 bin kitap da palavradir, cünkü hicbir yabanci dili ne konusup ne de yazabiliyordu !..
Nitekim kensisiyle röpörtaj yapmak isteyen yabanci gazetelerin hicbiriyle yabanci dilede konusmamis/konusamamistir !...

Bu nedenle, kendisine mal edilen “Türk Gencligine Hitabe“sini ve iki ciltlik Söylev (Nutuk), ve “Türk Övün Calis Güven!“, “Ne mutlu Türküm Diyene!“, “Bir Türk Dünyaya bedeldir!“ gibi irkci-fasist uyduruk vecizeler bile, sabahlara kadar icki sofrasinda cevresine tehditle yigdigi Ermeni, Rum, Kürt-Zaza (Ziya Gökalp) ve Dönme (Sabetayci) yazarlara aittir !...
Hatta ona “Atatürk“ soy adini veren ve “Atatürk“ imzasini atan kisi, Ermeni kökenli dil uzmani Prof. Agop Dilacar'dir...

10- TÜRK MILLETINI COK SEVDIGI PALAVRASI !
Bakmayin siz, M.Kemal'in kendi devsirmeligini gizlemek icin “Ne Mutlu Türküm Diyene!“, “Bir Türk Dünyaya Bedeldir!“ gibi Türkcülük palavralari atmasina !
M.Kemal yakinlarina aynen söyle demistir: “Türk Milleti ve Türk askeri (...) benzer, kalktikca tepesine vuracaksin!“...
.............
Sonuc olarak; yukaridan beri siraladigimiz, Tarihin bu en büyük palavraci ve kurnaz mevtasina ancak, enayi yerine koydugu devsirme-irkci ve embesil “Türk“ toplumu inanir ve kanar !!!

TC ve M. Kemal hakkindaki gercekler bunlar olup, bilmeyenlere, duymayanlara ve hâlâ uyanmayanlara önemle ve ibretle duyurulur...
* * *

TARIH AVCISI
19 Mayis 2007
------------------------
Ibretlik not: Anitkabir'de düzmece bir resim (fotograf) var ki, görenlerin aklina durgunluk veren bir sahtekârlik örnegidir ! Nedir biloyr musunuz?
M. Kemal 10 Kasim 1938'de öldügünde, gökyüzünde ona tavaf eden ve portresini yansitan bulutlar !!!

MUSTAFA KEMAL AZGIN BIR FASISTIR, HITLERIN ILHAM ALDIGI BIR KAN EMICIDIR, Makale yazari: BASKOYLU Tarih, gün ve saat : 06. 2007 16:56: GAH Forum MUSTAFA KEMAL AZGIN BIR FASIST, HITLERIN ILHAM ALDIGI BIR IRKCI, HALKLARIN BAS KATILIDIR. Sadece Kurdleri vahsice katletmesi degil, M. Suphi'yi Cerkez Ethem'i, Yesil Orduyu ve daha neller neller..Butun bu katliamlari yapanlar nasil devrimci, ilerici olabilyor? M. Kemal'i ilerici, anti emperyalist gosteren mantikla, sadece Amrika'ya efenlendigi icin Iran Mollalarini, Sadam'i ve Irak'ta kafa kesenleri ilerici gosteren mantik aynidir. Butun bu fosiller derin devletin, farkli sahalarda, farkli simalarla gorevli istihbaratcilaridir. Dogu Perincek vb. 40 yildir bizimle ayni havayi tenefus ederek, ayni masada Marksizmi tartismasi, ve artik sahtesiyle gerceginin sadece isimlendirmeden ibaret kalmasi yalniz dusundurucu degil, utanc vericidir. Kesinlikle bu somut gerceklere gore konusmak, hareket etmek zorundayiz. Yoksa Sarp Koray, Mihri Beli, Yalcin Kucuk, Dogu Perincek, ve benzerlerin; Katillerle kurbanlarini bir arada savunma becerilerini anlayamayiz, ve gerekli baraji olusturamayiz... M. Kemal, Butun kurd isyanlarin teorik, pratik bas katilidir. Son yirmi yilda uygulanan Turk Ozel Savasi Ataturk tarafinda sekillendirilen devlet, ordu ve yan aygitlarinin toplamidir. Ozel savas Ataturk dusunce projesidir. Ataturk dusunce derneklerinden TC,nin diger kurumlarina kadar yetistirilen "Cumhurriyet" cocuklari, Basindan Orduya kadar butun onemli kurumlarin basindadirlar ve her doneme uygun; renkli, farkli araclarla devreye girerler. Dusmanimizin bu nitiliginde, biz Kurdlerin lehine kayda deger bir degisme yok ise bizim su degisikligimiz olabilir; yenilgimizin esas kaynaklarina inmek, ve kazanmak icin yeniden mevzilenmek.! Kurdistan'i Binlerce faili "mechul'le mezbahaya ceviren Turk Ordusu, yuruttugu Ozel Savasi, Ozel timlerle ifade etmesi, yukarda belirtigim araclardan sadece bir tanesidir. Ataturk'un felsefesi: rakibini hileli yollardan, yani alcakca, komplo, entrika, suikast, arkadan vurma, kiskirtma, araya celiski sokma, birbirine dusurme, ikili oynama, provokasyon, santaj vb. yontemlerle tasfiye etme, saf disi birakma, veya katletme biciminde ozetlersek; Turklerin atasinin meslegini ortaya koymus oluruz. Bu mantikla olusan TC. ve ordusu ve onun yurutugu ozel savas tarzini varin siz dusunun.! Peki TC. Ve onun yoneticileri bu pis gidayi nerde aldi.?Cok kisa bir ozetini vermekle yetinecem; Tarihte hic bir sinif ekonomik bir guc olmadan iktidar olmamistir. Butun toplumsal degisimlerde; koleci, feodal ve kapitalist siniflar boylesi zorunlu bir seyir izlemistir. Ancak turklerin durumu farklidir. Anadolu'ya gocebe, ilkel bir yasam tarziyla gelen turk boylari, Anadolu'da cok daha ileri bir asama olan feodal uretim bicimi ile karsilasir. Bu uretim biciminde etkilenen turk boylari yerlesmeleriyle birlikte, normal gelisme seyrinin aksine; hazir degerlerin gaspina dayanir, capulculuk,hirsizlik, askeri zor yontemiyle ekonomik bir guc haline gelirler. TC. talan,gasp, katliam ve her turlu insanlik disi uygulamalar temelinde yukselmistir. Bu kuralsiz, hukuk disi, carpik gelisme tarzi turklerin anayasasi olmaya devam eder. Turklerin ekonomik orgutlenmesinin dogusu, estirdikleri terorle, yerlesik halklarin elindeki degerlere el koyarak yerlesim kosullarini yaratirlar. Orta-asyadan Anadolu'ya akin eden turklerin gaspa dayali ekonomik palazlamasi, sonraki donemden'de aynen devam eder. Turklerin bu tuhafligi, Engels tarafinda soyle ifade edilyor: "Turkiye'de ticaret yapanlar kim? Elbette turkler degil. Onlarin ticareti gelistirme yolu kokensel gocebe yasamini surdurdukleri siralarda, kervanlari soymaktan ibaretti; simdi biraz daha uygarlastiklari icin, yaptiklari sey her turlusunden keyfi ve baskici el koymadir." Turk iskalciligin uluslasma tarihi,devsirme, halklara uyguladigi ilhak, zulum, jenosid,asimilasiyon tarihidir. Bu nedenle Stalin'in bile turklerin karekterini izah etmesi carpicidir: Stalin, "Turk uluslasmasini, Anadolu'daki milliyetlerin zor, katliam, asimilasiyon ve eritme yoluyla baski altina alinmasi temelinde gelisen derme-catma bir uluslasma" olarak tanimlar Turk iskalci sistemi, ideoloji ve politikalarini her hangi bir gorus istematigine gore olusturmazlar. Amaca ulasmak icin her turlu riyakarliga, entrika, kosullara gore gonu birlik ikili politikalar yuruturler. Cikarlari sozkonusu olunca, bir gun icinde ideoloji ve siyaset degistirmekten, kendi koyduklari kanunlari, dusunceleri cignemekten ve bir oncekinden tamamen farkli, zit bir dusunceyi savunmaktan teredut etmezler. Orta-asya dini semanizm olan turkler, anadolu'ya geldiklerinde islam olurlar. Mustafa Suphi'ler sahsinda azgin komunist katilleri, "kurtulus savasi doneminde komunist parti kurarlar, kimi zaman laik, kimi zaman islamcidirlar. Turklerin butun komsulari ve Avrupa, turkleri iyi tanidigi icin asla guven duymaz. Komprador somurgeci turk burjuvazisinin temsilcisi olan, Mustafa Kemal ordu icinde komplo askeri zorla iktidara geldigi icin, siddet TC'nin ana felsefesi olmustur. Mustafa Kemal anti emperyalist degil, sadik bir usagi, dengelere gore tavir degistiren bir saklavandir. M. Kemal'in potresini kisaca belirtmek gerekirse: 1. Dunya Paylasim Savasinda, Anadolu iskal altindadir. Osmanli ordusu, gucu bir kac parcaya bolunmustur. Sovyetlerde ki devrimci iktidar degisikliginin'de etkisiyle halk Anadolu'da cete orgutlemeleriyle iskale karsi savasmaktadir.Tabi iskalde cikari olmayan burjuvalar'da iskali kirmaya iliskin arayisini surdurmektedir. Butun bu gelismeleri yakinen goren, yasayan M. Kemal, sovyet yanlisi gorunup,Lenin tarafindan gonderilen Albay Semen Budeni ile gorustukten sonra tam destek alir. Zaten sovyetler birligi uluslar arasi gucler tarafinda gittikce zorlanmakta oldugu icin kullanabilecegi veya kullanmazsa bile dusman olmamalari icin herkesle yogun bir iliski agini olusturma ugrasindadir. Boylece M. Kemal'in iktidar olma yolu acilir. Karadenizde Rumlara karsi savasan Laz ceteleriyle iliski kurar, Topal Osman'nin sayesinde 23 Temuz 1919'da Erzurum kongresini toplar. Asiret reisleri, Seyhler, Seyitler, subaylar, milletvekili vb.milli duygularina hitap ederek, Kongreyi toplar. Gercek fikrini hic birine acmayan ve onlari tek tek yokladiktan sonra, avini yakalamis bir avci gibi herkesi rahatca isini bitirebilecegi yerlere yerlestirir.Asil goruslerini sir gibi saklayan M.Kemal, onlarla hemfikir oldugu goruntusu, oyle olmadigi daha sonra ortaya cikar. Kendine bagli ekibini'de goclendirmeyi ihmal etmeyen bu alcak, benzer bir kongreyi de ayni vaatlerle 4 Eylul 1919'da Sivas'ta toplayarak Kurdistan cephesini saglama aldiktan sonra, Kazim Karabekiri bu Cephenin basina getiririr. Ikiye bolunen Osmanli ordusu gecmise dayali cikar,kariyer, intikam celiskileri sonucu bir kismi iskale karsi cikar. Ayric icinde komunistlerinde bulundugu Kuvay-i Milliye diye adlandirilan halk milisleri'de iskale karsi savasmaktadir. Bu hengame icinde ve Ankara'nin disinda hic bir onemi olmayan, TBMM 1920'de ilan edilir. Hemen duzenli ordu olusturamayan M. Kemal Kuvayi-Milliye'yi kullanarak cete savasiyla tam bir duygu tucarligiyla bu donemi idare eder. Keza bastirilan isyanlardan dolayi Cerkez Ethem bir koylu halk isyancisi olarak, cevresine yuzlerce koylu kuvetleri toplayarak direnise gecer; 15 Mayis 1919'da Salihli cephsinde Yunan kuvvetlerinin yuruyusunu durdurur. Daha bir cok cephede son derece basarili bir savas yuruten Cerkez Ethem'e su ovguleri dizen M. Kemal: "Basarilari ve hizmetleri kurtulus tarihimizde en parlak satirlari iskal edecektir" Iste bu sozlerin sahibi M. Kemal, kisa bir sore sonra C. Ethemi ajanlikla, hainlikla itham ederek bir komployla katleder. "Ankara'ya cagrilan Cerkez Ethem; M. Kemal, Inonu, F. Cakmak tarfindan buyuk bir ilgi ile karisilanir. (Politik oyunlarin bilincinde olmamasi kullanilmasina sebep olur.) Buyuk ovguler dizilir ve bu (yozgat, Sivas Tokat,vb.) isyani'da bastirmasi istenir. Ancak Cerkez Ethem, burada savasin esas olarak Kuvayi-Milliye'nin omuzlari uzerinde yukseldigini anlar. Digerlerinin degil cephede bir zafer kazanmak, cephe gerisindeki isyanlari bile bastirmaktan aciz olduklarini gorur. Ethem, kendilerinden, cepheden donusune kadar yerinin doldurulmasini ister ve yerine Fevzi Cakmak gecici olarak gonderiliri. Ethem, 23 Haziran 192O'de bu isyanlari'da bastirir. Mahkemeler kurulur ve suclular cezalandirilmaya baslanir. Iste bu ana kadar bir milli kahraman olan Cerkez Ethem, bu olaydan sonra hizla Ankara'nin gozunde bir asi durumuna duser. Nedeni, suclu bulundugu icin Ankara Valisi Yahya Galip'le birlikte, Yozgat Kaymakami'da yargilamak istemesidir. Cunku isyanin cikarilmasi ile birlikte gizli bir cok daleverenin oldugunu ogrenen Cerkez Ethem. Bunlarin M. Kemal'in onemli kadrolari oldugunu,ona dayandiklarini ogrenince ciddi bir komplo hazirligi oldugunu fark eder, ve kuvvetleriyle Eskisehire doner. Bu olay M. Kemal'de Kuvayi-Milliyenin ilerde basina sorun acacagi endisesine neden olur; dolayisiyla hizla Kuvayi-Milliye'yi tasfiye ederek, duzenli ordunun olusumuna girisir. Diger bir husus'sa M. Kemal'in pratik uygulamalarina sahit olanlar, gittikce ondan uzaklasarak bir araya gelenlerdir. Bunun en acik ornegi 1920'lerde Ekim Devriminden etkilenen aydin, kucuk rutbeli subaylarin, memurlarin olusturdugu demokratik bir koylu hareketi olan, Yesil Ordudur. Yesil Ordunun gizli teskilatlanmasi Kuvayi-Milliyecilige dayanir, anti M. Kemal olan bu hareket, bir cok insanla beraber Cerkes Ethem'de icinde yer almasiyla bu hareket kitleseleserek gelisir. Durumun tehlikesini goren M. Kemal kendi adamlari olan Celal Bayar, Adnan Adivar, Hakki Bahic, Yunus Nadi gibi kisiliksizleri yesil ordunun bozguna ugratilmasi icin yerlestirilir.Yesil Ordunun dagitmis oldugu bir bildiri M. Kemal'in eline gecer ve bildiride bir pasajda soyle denilmekte: "Eski dunya, birkac zenginin, milyonlarca insanin aclik ve sefaletine karsi kendi rahatliklarini temin etmlerinden baska bir sey degildir. Allah insanlari hep esit yaratmistir. Sizi fukara, cahil yapan bu zalim adamlarin serrinden kurtulmak icin basinizi biraz kaldiriniz. Sesinizi yukseltiniz. Onlardan korkmayiniz." diyerek reaksiyonlarini ortaya koyarlar. Bu durum karsisina adeta kuduran M. Kemal, icine yerlestirmis oldugu adamlari vasitasiyla bu hareketin tasfiyesini ister ve hemen kapatarak hakinda sorusturma acar. Fakat Cerkez Ethem henuz disardadir. Ayrica Sovyet devrimine sempati duyan, etkilenen Anadolu halklari, M. Kemali telaslandiran diger bir etkendir. Bu telasini sahte bir TKP'yi olusturarak, mevcut semptiyi tam bir iki yuzlulukle kendi cikarlari dogrultusunda kullanir. TKP kurucularindan Kilic Ali, hatiralarinda M. Kemal'in goruslerini soyle izah eder: "Bolsevik propagandalari gittikce ehemmiyetimizi tehlikelendiryordu. Dogrudan sinirlarimiza girmek tehlikesini gosteren bu ceryani artik onlemek lazim geliyordu." Ceryani kanuni yollarla, siddetli harektlerle onlemek o gunun harici politikasina uygun degildi. Fakat vaziyeti ehemiyetle takib eden Mustafa Kemal Pasa, buna da care bulmakta gecikmedi. Butun bu hareketlere cevaben: "Biz haricten gelecek herhangi bir telkine uyarak degil, fakat kendi bunyemizi gozonune alarak icab ediyorsa firkayi (partiyi) kendimiz kurabiliriz dedi. Ve cok gecmeden, bu muvazaa tertibi olarak, ben de dahil oldugum halde,Hakki Bahic (eski Maliye Vekili) Ihsan (Bahriye Vekili), Refik Koraltan (Mebus), Sureyya Yigit (Mebus) Beylerden bir Heyeti Merkeziye teskil ettiler. Hakki Behic Bey, Katibi Umumi oldu. Parti Hakimiyet-i Milliye matbaasinda kucuk bir odada ise basladi. Hatta o sirada Moskova sefiri tayin edilmis olan Ali Fuat Pasaya tarafimizdan bir de komunist talimatnamesi verildi." "Tesekkulumuz bir muddet yasayarak kendisinden beklenilen gayeyi temin ettikten sonra, kendi kendini kapattir." Celal Bayar, Dr. Tevfik Rustu Aras, Adnan Adivar, Yunus Nadi de aktif kadrolarindadir. Ali Fuat Cebesoy, bu partiyi Komuntern'e uye yapabilmek icin temsilci olarak Moskovaya yollanmistir. Kendisi ayrica Moskova elcisidir. Ancak komuntern bu parti yerine Mustafa Suphilerin TKP'sini taniyinca, bu defa M. Suphinin TKP sini ele gecirmek icin komplo hareketine agirlik verirler. Ve basarilida olurlar. Lenin'in turkiye'ye iliskin yanlis yaklasimlari ve telkinleri sonucu M. Suphi, M. Kemal'in sahtekarliklarinin alabildigine boyutlu oldugunu ya onemsemez, yada yeterince kavrayamaz, iliskiden yana olur. Bu durumu firsat bilen M. Kemal derhal Ali Fuat'la beraber Tevfik Rustu, gorevlendirerek, M. Suphiyi turkiye'ye getirmek icin Moskova'ya gonderir, Komuntern uyesi TKP'nin kemalist TKP'ye donusturulmesi icin M. Suphi'nin katl edilmesi lazim. M. Kemal bu igrenc emeline ulasmasi icin her yontemi dener. M. Suphi'ye TBMM Baskanligi adina 21 Agostos 1920 tarihinde Turkiye'ye gelmesi icin bir mektup illetir. Bu cagri uzerine M. Suphi ve arkadaslari ulkeye doner.M. Kemal hain planini gerceklestirmek icin; kara yolu degil deniz yoluyla gelmeleri icin bir telgraf Erzurum'a, bir tanede Trabzon'a ceker. Telgraflar, M.Suphilerin katl edilmesi emrini vermektedir. Kayikci Yahya (ki, ayni zamanda Trabzon Mudafaa-i Hukuk Cemiyeti uyesidir.) ve adamlari katliami yapmak icin gorevledirilir. M. Kemal'in planladigi bicimde; 28-29 Ocak 1921 gecesi M. Suphi esi ve ondort yoldasi alcakca katledilir. Imha planin gerceklesmesinden sonra, TKP gercekten de komintern icerisinde kemalist hareketin savunmasini yapar. Ornegin;1 Temuz 1924'deki Komintern 5. Kongresinin 22 oturumunda Turkiye delegesi olarak konusan Sefik Husnudur. Keza ayni TKP, Ulusal demokratik ve ozerklik haklari icin M. Kemal'in sahtekar, iki yuzlu politikalarina karsi cikan, 1925, 1930, 1938 Kurd Ulusal Isyanlarini, ve onderlerini bin bir iftra ile gerici gostererek, bastirilmasini, ve katliamini Komintern'de bile savunmasi TKP, Aydinlik, IP, ve benzer Turk solcularinin sabikali, saibeli kimlikleri hakkinda yeterli bir kanittir. Iste M. Kemal'in gercek yuzu budur, kendi icinde, disinda ve denetiminde olmayan, butun anti iskalci, ilerici ve demokratik kisi ve hareketleri sadece bu diktator bozuntusuna karsi ciktiklari icin sonlari boyle olmustur. M. Kemal, bosuna Ermeniler,Kurdler Rumlar, Asuriler vb. sahsinda halklarin bas katili, olarak telaki edilmemistir. Kisacasi M.Kemal teskilatini tam oturtuktan sonra iskale karsi cikan butun demokratik,ilerici kisi ve kurumlari, ortada kaldirmayi daha uygun gormustur. Cerkez Ethemi'in basarilarindan dolayi onu oldurmekten cok, halkin gozunde dusurulmesi esas alinir. Tabi M. Kemal'in Cerkez Etheme iliskin bir cok komplusu bosa cikar. Son olarak, TC'nin "sanli" Inonu "zaferi" diye gecen olay, aslinda Cerkez Etheme karsi gelisir, Cerkez Ethem'e buyuk bir ordu gucu ile saldiran Inonu, onu Yunanistan sinirina dogru sikistirir. Caresizlik icinde kalan Cerkez Ethem, Yunan kuvvetlerine siginmak zorunda kalinca, Turk yoneticileri "hain kahraman kuvvetlerimize dayanmayarak yunanistana sigindi"diyecek kadar karektersiz ve asagilik oldugunu belirtyordu. sahte TKP'nin gizli ve sahte kurucusu M. Kemal'de yukarda aktarilan mantigin on kat cirkin versiyonlari bir cok makaleler'de dile getirilmektedir. Esas konumuz olmadigi icin ozet biciminde gecmek zorunda kaldik. Zaten turk solunun bu gunku vaziyeti eskiyi'de aratmamaktadir... M. Kemal'in turanci siyasetini, Cumhurriyetini bir cok sevyede Kurdlere pazarlamaya calisanlar, artik butun yedek lastiklerinide devreye sokarak tam sonuc alma asamasina gelmis gibiler. Mihri Beli, Yalcin Kucuk, Dogu Perincek, Sarp Koray, bunlardan bir kacidir. Peki, M. Kemal ve onun Cumhurriyetinden nefret edenlere, Kurdlere; onu yeniden benimsetmeye calisan kurdleri nereye oturtacagiz..? Osmanli'dan devr alinan bu komplonun ozu: kardesi, oglu, babayi bir birine bogduran, saray ici ve disi komplolarla pis, kirli bir gelenegin surdurucusu olan TC. ve onun kafa tasci yoneticilerin, sembollerini kurdlere sempatik, saygin gostermeye calisanlar; ya bastirilmis, satin alinmis,caresiz, iradesiz kara cahillerdir, yada gayet bilincli bir yeni ihaleyle, bir kac kirinti karsiliginda 8O yil daha kurdu somurge, kole kontratiyla, hayatini garantiye alma karsiliginda, devletin maasli memurlari olmaya aday olanlardir. Hic kimsenin mazlum Kurd milletini, Turkiyelilik ust kimligi adi altinda, katillerin inisiyatifinde yasamak mecburiyetinde birakmaya hakki yoktur. Bu kurdlere agir bir hakarettir. Ancak her millet, Ulus kendi Bayragi altinda ve kimligiyle yasama hakina sahiptir. Butun dunya Uluslari, halklari icin savunulan, gecerli olanlar neden KURDLER icin gecersiz oluyor? farkli savunulyor.? ostelik gene Kurdleri kullanarak.! Kesinlikle ne pahasina olursa olsun bu oyun bozulmalidir... Kaldi ki, Adaletli bir referandum olsa, satilmislarin disinda hic bir kurd turklerle birlikte yasamak bile istemez. Dunya'yi yoneten devletlerin teskil ettigi Birlesmis Milletler'in Programindan da mevcut olan Uluslarin Kendi Kaderini Kendilerinin Tayin etmesi, ilkesi Yillarca Kurdler adina savas yuruten bir orgutun kayitsiz, sartsiz istemi olmamasi tek kelimeyle faciyadir. Saygilarimla, Bu yazi bir dosttan alintidir Baskoylu

atatirk denilen kisi ilkel entrikaci, plagist biri, soylemlerini disardan ithal etmis, dusunceleri sloganik duzeyi gecmemekte, sadam huseyine benzer bir tip hitlere ilham kaynagi olacak kadar capi yok bu kucuk adami o kadar buyutmeye gerek yok hitlerin icinde yetistigi avrupa kulturunden atatirk yoksundur selamlar

Hakkaten doğru söyledin kardeş, Kedi uzanamadığı ciğere mındar der, tüm dünyanın kabul ettiği bir değeri, nasıl rezil ederiz onunla uğraşıyoruz. ama bu adam KÜRT olsaydı bu yazıları yazan arkadaşları merak ediyorum hala aynı şeyleri yazarlarmıydı. Yada abdullah öcalan için nasıl bir yazı yazarlar? pijamalı halde göbeğini kaşıyarak, elinde rakı bardağı ile kucağına karı oturtup kürt hareketini nasıl planladığını mı, gelen uyuşturucu paralarıyla nasıl alem yaptığınımı? hangisini yazabilirlerdi?

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.