şakir ile abbas,ücgün üc gece ne söylestiler bilinmez,ama şakir aba altinda sopa gösterirken birilerine,kimlere balans ayari yapiyor dersiniz?Ailenin, Devletin ve Özel Mülkiyetin Kökeni'kitabıni okuyan şakir ,’Bu kitap benim evimi yaktı. Şimdi gidip Engels'in müzeye çevrilen evini ziyaret edeceğim. Ve ona soracağım bu ailenin özel mülkiyetin ilk basmağı olduğunu. Ohhh.. ala kendi paşa paşa yaşasın. Biz onun bu kitabı ve bu sözüyle evimiz yıkalım.'diye dert yanarken abbasa,ailesine dair anlattiklarini es gecelim,fakat"Gelelim Partiye ve illegalitemize."dedigi yerde kih kih gülmelerinin ardindan,
"Şimdi illegalite hastalığımızın şu çehresine bakalım.
Bir defe biz illegal hayata adım atar atmaz; ilk işimiz adımızı değiştirmek olur.
İşte felaketin başlangıcı burda. Var sayalım ki adım Şükrü. Hemen Şakir olduk.Yalan atmanın ilk çivisini çaktık, demektir. Ondan sonra önce hatunu tembihle;
’Bak bundan sonra adım Şükrü değil, Şakir'im!..'
Hatun hayret eder. Hatta gücü yetse,
’Bey manyak mısın? Onca senelik kocamsın. Nerden çıktı bu Şakirlik hikayesi..'
Hemen sustururuz. Bir ki bağırır çağırırız. Yani resmen kadına ’Ben artık bir ilegal partinin, örgütün üyesiyim' diye ilan ediyoruz. Ondan sonra kardeşlere bir isim değişiklik konferansı vereceğiz. Tabi onlara da birer isim bulmalarını önereceğiz. Kardeşim Alaattin Reşit, Abdullah o çocuk haliyle Yusuf oldu. Olmayan ve değişmeyen hatun ve çocuklar oldu. Kırk yıllık yahni oldu yani. Gerçi ne kadar Şükrü Şakir olsa da beni tanıyanlar tınmadı. Yine Şükrü Hoca demeye başladılar. Ve o güzelim halkım bana Şakir falan demedi. Yanlız bu muydu kod adımız? Sırasıyla. Sinan, Reşat, Aziz Kasım, Munadil, Medî olduk. Lakin bu HOCA'lık zamk gibi. Hiç biri Şükrü Hoca'yı geçemedi.Anacak yalan makinası devredeydi.
Anamdan, babamdan ve memleketimden tut da, her şeye bir yalan uydurma görevimiz oldu. Yani bu illegal mücadelenin en berbat ve pis iş, her adımda binbir yalan üretmek zorundasınız. Ve öyle bir zaman geliyor ki; yalan hangisi, gerçek hangisi ayıklayana aşk olsun.
Gerçi benim illegal partilik yaşamım çok kısa sürdü. 1978'lerden 1979'ların ortalarına kadardı. Sonraki dönemlerde ise zaman zaman bu sahte ve sahtekarca isimlere baş vurdum. Ama sorun yanlız benim mi? Peki sizi ilegal parti ve örgütlerde yer alanlar ne yaptınız? Hala çoğunuzun o sahte isimleri devam etmiyor mu? Sonra illegal parti ve örgüt yaşamı bu isim tahribatları ve yalanlardan ibaret değil ki. İllegal örgütlerde yer, mekan ve paylaşılan alanlarda bastırılan duygular.. Doyrulmayan istemler. Bastırılan..Ertelenen.. hep yarınlara postalanan en doğal en insani istemleri düşünün..İşin bir yanı ve en trajedik olanı ise, biz birbirimize illegalite yaparken, asıl düşman dediklerimize ise aleni davranıyoruz. Varsayın ki; poliste yakalandınız. Bir iki tokatta çöüzlenlerimiz oldu. Şu Avrupalarda sosyal ve devlet kurumlarında kağıtlarımızda künyemiz, ailemizin yedi ceddi açıkken, bir birimize hala ’heval Anter, Heval Şoreş.. Heval Keleş' dememiz yok mu? Tam bir komedi. Bence artık ne bu illegal örgütlere ve partilere gerek var, ne de bu sahtekarlık anahtarı isimlere... Ya hadi Türkiye ve Kürdistan'ı bir yana koyalım. Bu işin hakkını verenlere bişey demem ama bu Avrupa'da bu illegalite ve bu yalancılık yeter.
Biraz kendimize karşı dürüst olalım.
Bu işi hakkıyla yapanlara engel olmayalım.
Hele de ben bu sanal aleme ve banal alame daha gelmedim.
Bu nedenle artık yalana ve dolana son demek zor mu?
Ben zor olandan başlamaktan yanayım.
Kolay olanı herkes yapar. Zor olanı başarmak güzel.
Haydi zorgele..."
şakir bir seyler söylüyor ama ne?anlayan,anlamayana anlatsin diyelim
herkese benden cay sakire yok filiminden bir kesiti aktaralim.
çiçek abbas' ın şakire inceden verdiği ayar diyaloğunun özetidir.
a: evet arkadaşlar, minibüsümüzü almışık. bundan sonra alibeyköy hattında çiçek abbas'ın da minibüsü çalışacak. herkese benden çay !..
s: ben istemem!
a: peki...şakir'e çay yok.
s: ne demek şakir?
a: adını mı değiştirdin ?
s: sen bana nasıl şakir dersin lan kelek?
a: ne diyem, mesela, mahmut mu diyem? şakiiir?
s: şakir abi, dayı, ağa diyeceksin.
a: o günler bitti, şakirrr.
s: ne demek bitti?
a: baya bitti demek, ikimizin de minibüsü var, kardeşinim artık şakirrr.
s: vay anam benim. kardeşim abbas'a bak be, ne çabuk bitirim oldun be anam?
a: oluruz be anam.
s: ulan bu kıyafetlerle şebeğe dönmüşsün lan ayı. güya beni taklit ediyo ha!
a: lan biz yiğidin harman oldugu yerden gelmişik, lavuk...